25 TEMMUZ PAKİSTAN SEÇİMLERİNE DOĞRU

ASYA

Geçtiğimiz günlerde eski Başbakanı tutuklanan Pakistan 25 Temmuz’da (yarın) seçime gidiyor. Gerçekleşecek seçimde yolsuzluk iddialarıyla güç kaybına uğrayan PML-N ile eski milli takım kaptanı Imran Khan’ın liderlik yaptığı PTI favori gösteriliyor.

25 Temmuz’da gerçekleşecek seçime 106 milyona yakın seçmen katılacak ve 100’den fazla parti ile 12.500 adayı oylayacak. Bu seçimin en önemli özelliği Pakistan’ın demokrasi hayatında ikinci defa gerçekleşen bir sivil hükümetten diğer bir sivil hükümete demokratik geçiş sağlanacak olmasıdır.

PML-N Güç Kaybetti mi, Kazandı mı

Geçtiğimiz Temmuz ayında Panama dosyalarındaki yolsuzluk iddiaları nedeniyle görevi elinden alınan Pakistan eski Başbakanı Navaz Şerif, geçen hafta Abu Dabi’den “Cezalandırılıyorum çünkü Pakistan'ın 70 yıllık tarihini değiştirmeye çalıştım. Pakistan'a dönüp hapse gireceğim” diyerek Lahor’a geldi ve Lahor havaalanında kızı Meryem Şerif ile beraber tutuklandı. Kendisi 10 yıl, kızı ise 7 yıl hapis cezası aldı.

Özellikle tutuklanacağını bile bile Pakistan’a geri dönen Navaz Şerif’in bu hareketi, partisine güç kazandırmak için yapıldı diye yorumlandı. Bunların yanında PML-N’in kalesi konumundaki Pencap eyaletine Başbakanlık yapmış olan Şahbaz Şerif yarın yapılacak seçimde partisinin başında olacak.

Fakat PMN-L’nin Panama dosyaları ile adının anılması, partinin Pencap bölgesine yönelik daha fazla emek sarf ettiği iddiası ve ülke çapında Imran Khan’ın artan popülitesi gibi nedenler bu seçimde PML-L’nin güç kaybetmesine neden olacak gibi duruyor.

PTI ve Imran Khan’ın İktidar Olma Çabası

1992 yılındaki Dünya Kriket Turnuvasında Pakistan’a birinciliği getirmede önemli rol oynayan kaptan Imran Khan sporculuğu sırasında ve sonrasında Pakistan’daki gençlere hep bir umut ışığı oldu. Lahor’dan Oxford’a oradan da Dünya kupasına uzanan hayat yolculuğu gençlere hep örnek hayat hikayesi şeklinde anlatıldı. 15 yıldır da siyaset meydanlarında olan Imran Khan, bu mecrada başlangıcını çok iyi yapamasa da giderek artan bir istatistik ortaya koydu.

1997 yılındaki seçimlerde %0,8 oy alan Imran Khan, 2002’deki seçimde ise %1,7 oy oranına sahip oldu. Bu seçimden sonra Pervez Müşerref’in darbe yapması ile Pakistan’ın demokratik serüveni sekteye uğradı. Darbeden sonra 2008 seçimlerinde ise Imran Khan seçimleri boykot etti. 2013 seçimlerine ise büyük bir beklentiyle giren Imran Khan ve ekibi seçimlerde oy oranını yükselterek %16,9 oy aldı. Önümüzdeki gün gerçekleşecek olan seçimde de beklentisi büyük olan Imran Khan ve partisi, bu sefer ülkede seçimin favorisi gösteriliyor.

1997 yılından beri demokrasi hayatında hep bir yükseliş grafiği çizen Imran Khan’a bu başarıyı özellikle gençler ve kent seçmeni kazandırıyor. Kırsal kesimden çok umduğunu alamayan PTI, karizmatik lideri Imran Khan sayesinde gençlerden oy alıyor. Khan, bunu Oxford diplomasına ve kriket milli takımında elde ettiği başarılara borçlu olduğunu ise herkes açık bir dille söylüyor.

Genelde Pakistan seçimleri hakkında ordunun gücünü arkasına alan seçimi kazanır tarzında cümleler söylenir. Bu seçimde de bazı yorumcular tarafından özellikle PTI lideri Imran Khan’ın ordunun favori Başbakan adayı olduğu zikrediliyor. Buna delil olarak da medya sektörünün seçim süreci boyunca Imran Khan’ı ciddi bir şekilde parlatması ve Imran Khan’ın seçim sürecindeki söylemleri gösteriliyor

Muhafazar Partiler Tek Çatı Altında

Pakistan’da İslami söylemler ile varlık gösteren 5 muhafazakar parti (Cemaati İslami, Cemiyet-i Ulema-i İslami Cemiyet-i Ulema-i Pakistan, Tehrik-i İslami ve Cemiyet-i Ehl-i Hadis) bu seçimde Muttahida Meclis’i Amal adında birleştiklerini duyurdu.

İttifakın lideri Mevlana Fazlurrahman seçimden önce verdiği bir demeçte "Mitinglere düzenlenen terör saldırılarının amaçlarından biri de parti çalışanlarını korkutarak seçim kampanyası yapmalarını engellemek.

Seçmenler ve parti çalışanları korku ve tehdit altındalar. Bütün partilerin korkusuz bir şekilde ve eşit bir atmosferde kampanya yapmasının güvenlik güçleri, Pakistan Seçim Komisyonu ile geçici federal ve eyalet hükümetlerince sağlanması gerekiyor." diye konuştu.

Bunun yanında ittifak üyesi Cemaat’i İslami’nin lideri Sirac’ul Hak da verdiği röportajda “Ülkemizde hiç adil bir seçime şahit olmadık. Bu yerel ve feodal güç odakları seçim sonuçlarını seçim öncesinde ayarladı ve koltukları kendi gözbebeği olan kişilere dağıttı. Halk artık kendi temsilcilerini kendi oylarıyla seçebilmeli. Ülkenin yüzde 2'lik elit kısmı Pakistan'ı ele geçirmiş durumda ve geri kalan yüzde 98 çok kötü şartlarda yaşıyor. Pakistan'ı bu elitlerin elinden kurtarmamız gerek." Röportajın devamında Türkiye’den de bahseden Hak "Türkiye gibi gelişmiş bir Pakistan için Türk modelini takip etmeliyiz. Seçmenlerimize bu modeli takip edeceğimiz sözünü veriyoruz." dedi.

İttifakın belli bir bölgeye hakim olması zor gözükürken Belücistan ve Hayber Pakkhtunva eyaletlerinden daha fazla oy alabileceği konuşuluyor.

 

Mehmet AYAYDIN

Mehmet AYAYDIN
Mehmet AYAYDIN

Politics and South Asian Studies [email protected]

Yorum Yaz