Bugün yazmak yerine karalamayı düşünüyorum. Neden bilmiyorum, final haftası gibi yoğun bir tempoda bile rüyalarım siyasileşmeye başlıyor. Gerçek hayatta o kadar fazla siyaset ile iç içeyiz ki, her alanda karşımızı çıkıyor. Birkaç gün öncesi rüyamda bir sınıfta oturuyordum. Elinde Türk bayraklı birkaç kapalı kızı sınıfa giriyordu. Etrafta birkaç kez; “Bu ne cesarettir.” tarzında sözler söylendi. Sonrası karmaşıktı. Uyandım. Hatırlayabildiklerim bu kadardı. Rüyalar genelde yaşanmışlıkların bilinçaltına atılması ve karmaşık bir şekilde sunulmasıydı. Bir yıl öncesine kadar bir hocam derste: “Gerçek cesaret, 28 Şubat’ta Müslüman olmaktır ve bunu açıkça söyleyebilmektir.” demişti. Bu söz o kadar hoşuma gitmişti ki, bir sene sonra bile parça parça da olsa zihin dünyamı kurcalamaktaydı.
Rüya yorumlamaktan pek anlamam. Ama benden bir İmam-Hatip neslinden olduğum için ve kat sayı mağduriyetine maruz kaldığım için, 28 Şubat yarasından az da olsa biz de nasibimizi aldık. O devrin “başörtü” kinini birçok kez izledik. Rüyamda ise kızların elinde Türk Bayrağı olması beni çok düşündürdü. Çünkü o kadar çok dışlanma ve mağduriyet söz konusu ki sanki bu bayrak altında yaşamaya hakları yokmuş gibi muamele gördüler. Dînî İslam olan bir toplumda Müslümanca yaşamayı çok gördüler. Oysaki söze gelince birçokları, İslam’dan daha özgür olduklarını ve onun insanı ayırdığını iddia eder ve insanlara özgürlük vermeye çalışırlar. Bakın Hz. Peygamber(s.a.v.) Efendimizin hayatına, ister Müslüman olsun, ister kâfir hiçbir kimse haklarından mahrum kalmamıştır. Hiçbir insan zorla Müslüman yaptırılmamıştır. Çünkü bu din; dil ile söyleyip kalp ile tasdik etmenin dinidir.
Rüyamda sınıfa Türk Bayraklarıyla girenler, bana göre o dönemin “Cesur Müslümanları” idiler. “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku.” diye buyuran Allah’ın emrine koşan, ve koşarken de acı çekeceğinin bilincinden olan insanlardı onlar. O gün okul önlerinde üzerlerine gelen postallar altında ezilmediler, direndiler. Allah hiçbir kuluna acı çektirmez, sınava tabi tutar ve sabredenlere vaat ettiği cenneti vardır. Peygamberin zamanın gibi bir zamana ulaşamayacağız. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki, o devrin zalimleri nasıl ki “Müslümanım” diyenleri aç ve susuz bırakarak işkenceler ettilerse, 28 Şubat ve sonrasından da bu zalimlerin torunları olarak benzer zulümleri gösterdiler.
Allah yolunda yaptığımız ilerleyiş, kıyamete kadar sürecektir. Zalimlerin hesaplayamadığı şey budur. Sürekli durdurmaya çalışmaları da bundandır. Ama bu ülke isterse 1000 kez 28 Şubat’ı yaşasın, 1001. Kez “Müslümanım” diyen insanları olacaktır.