İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Başlığı okur okumaz yazıyı hemen tıkladığına adım gibi eminim. Birçoğumuz gibi sende hala kim olduğunu tam olarak bilmiyorsun ve öğrenmek istiyorsun değil mi? Tıpkı benim gibi. Baştan şunu söylemiş olayım ben psikolog falan değilim, sadece senin gibi kendimi öğrenmek isteyen ve bunun için kendimi öğrenmenin yollarını araştıran biriyim.
Etrafımızda günlük burç yorumlarını kaçırmadan takip eden, burcunun karakterlerini kendine uydurmaya çalışan, ,üniversitede hangi bölümün kendine daha uygun olduğunu araştıran yahut ilerde ne yapacağını düşünen birçok arkadaşımız vardır. Bu arkadaşlarımızın hepsi aslında kendini hala tanıyamamışlardır ne yazık ki. Aslına bakarsak hayatımızda yaptığımız birçok hata da bu durumdan kaynaklanmaktadır. Çok klasiktir, ‘ya ben aslında bu bölüme geldim ama bu bölüm bana göre değilmiş.’ Aslında baktığımız zaman insanın kendini bilmesi her dönemde önemli olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Çünkü kendini bilmek hayatta mutlu olmanın anahtarıdır bir bakıma. Kendini bilmeyen insan yaptığında kendini mutlu edecek şeyin ne olduğunu da bilmez. İşte tam bu sırada araya özentilik yani kopyalama bir hayat ortaya çıkıyor. Dizilerden, filmlerden kopyalanmış ya da dayatılmış bir hayat. Sende şu şu şunu yaparsan mutlu olursun, bak şöyle bir hayatın olursa, şu şekilde giyinirsen daha bi havalı gibi. Bu durumda ortaya çıkan sonuç ise bence vahşetten başka bir şey değil. Her insanın kendine özel bir hayatı olmalıdır. Herkesin aynı şeylerin peşinden koştuğu dünya ne gibi bir hal alır? Herkes kendi gibi olmalıdır ve kendine en uygun bir hayat kurmalıdır arkadaşlar.
Özellikle ilimle uğraşan biz öğrencilerin, kendini tanımaya herkesten çok ihtiyacı vardır. Neden mi? Bugün büyük dediğimiz eserlerin çoğuna baktığımızda ortak bir özellik görürüz ‘Özgünlük’. Yani kişiye has olan, başkasınınkine benzemeyen. Peki kendisini tanımayan bir insan ne kadar özgün olabilir? Yahut özgün olabilir mi? Şair Yunus Emre ne güzel söylemiş:
İlim ilim bilmektir
İlim kenedini bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır.
Kendini bilmek? İnsan önce kendini bilmeli, kendi aslını keşfetmeli. Sonrasında ancak verimli bir eğitim alabilir ve bu eğiti verimli olarak kullanabilir. İslam anlayışında ve kültüründe de durum aynıdır; insan önce kendini tanıyacak, sonra Rabbini tanıyabilir ve Rabbini tanıyan ise dünyayı tanıyabilir, en sonunda ise ahireti tanıyacak ve böylece Allah’a tam teslimiyetle bir mü’min olabilecektir. Nitekim bir hadiste ‘من عرف نفسه ... فقد عرف ربه’ mealen ‘Kendini tanıyan Allah’ı tanır.’ buyurmaktadır. Önceliğin insanın kendini tanıması gerekliliği vurgulanmıştır.
Ne yazık ki günümüzde insanın kendini tanımasına zaman bırakılmamakta ve buda daha küçük yaştan nesillerimizin yanlış yönlenmesine yol açmaktadır. Hiçbirimiz üniversite sınavlarına çalıştığımız kadar kendimizi tanımaya çalıştık mı? Bu soruya evet diyebilen nadir birkaç insan söyleyebilirim fakat sayısı bir elimin beş parmağını geçmez. Kendini bilmeyen bir kişinin profesör olması ne ifade eder. Sadece bir hiç!
Bu durumdan kurtulmak istiyor musun? Gerçekten kendini tanımak istiyor musun? Cevabın evet ise sana çok güzel bir tavsiyem var. Bu tavsiyemi dinlersen sonunda bir romanın olabilir hem de onlarca ciltlik. Bir yazı yazmaya başlayacaksın, aslında yazın sadece üç sorudan ibaret olacak ama bu sorular öyle basit sorular değil seni biraz kendi içine alıp götürecek tarzdan sorular:
1-Nereden geldim?
2-Neler yapıyorum(Neredeyim)?
3-Nereye varmak istiyorum(Nereye gidiyorum)?
Başlığın Ben Kimim? olsun. Sana kendini tanıma yolunda başarılara dilerim. Umarım ki sizlere bir nebze de olsa yardımcı olabilmişimdir.
Rüstem Kamenov
Yorum Yaz