İlim ve Medeniyet

A1 SEVİYE İNGİLİZCE KELİMELERİ

Oxford Üniversitesinin hazırlamış olduğu 3 bin kelimelik listenin içinden A1 seviyesi olanları sizlerle paylaşmak istiyorum. Mümkün mertebe kelimeleri bağlamıyla birlikte öğreniniz ve bir cümle ile defterinize kaydediniz. Elinizin altında bulunsun. Kelimeleri de bir İngiliz veya Amerikan aksanıyla birlikte öğrenin. Telaffuz alanını lütfen siz doldurun. İngilizce sözlüklerde ve ilgili yerlerde telaffuz yazılmıyor. Telaffuz en önemli noktalardan birisi ve doğru öğrenmenizi tavsiye ederim. Vurgulara ve tonlamalara dikkat ederek öğrenmek en güzeli olur.

Önemli Not: Yazının en altında pdfsi bulunuyor. Ayrıca sitemizde A1, A2, B1 ve B2 seviyelerinin kelimeleri bulunmaktadır. Hepsinden ücretsiz faydalanabilirsiniz. İçinizden bir iyilik yapmak gelirse bir ricam var. Hazırlıkta biz İngilizce okurken bir arkadaşımız vefat etmişti. Onun adına sadece bir Fatiha okuyabilirseniz çok makbule geçer. Zorunlu değildir ve teşekkür ederim. Başarılar değerli gençler...

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Ajd: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

İngilizce Türkçe Telaffuzu
about (prep., adv) Hakkında
a, an (indefinite article) Bir
Across (prep., adv) Boyunca
Action (n) Aksiyon
Activity (n) Aktivite
Actor (n) Aktör
Actress (n) Kadın oyuncu
Add (v) Eklemek
Adult (n) Yetişkin
Advice (n) Tavsiye
Afraid (adj) Korkmuş, korkan
After (prep) Sonra
Afternoon (n) Öğleden sonra
Again (adv) Yeniden
Age (n) Yaş
Ago (adv) Önce
Agree (v) Anlaşmak, hem fikir olmak
Air (n) Hava
Airport (n) Havaalanı
All (det., pron.) Hepsi, bütünü
Also (adv) De, da, ayrıca
always (adv) Her zaman
amazing (adj) Harika
and (conj) Ve
angry (adj) Kızgın, öfkeli
animal (n) Hayvan
another (det./pron) Başkası, diğeri
answer (n) Cevap
anyone (pron) Hiç kimse
anything (pron) Hiçbir şey
apartment (n.) Apartman
apple (n) Elma
April (n) Nisan
area (n) Bölge, alan
arm (n) Kol
around (prep., adv) Etrafında
arrive (v) Varmak, ulaşmak
art (n) Sanat
article (n) Makale
artist (n) Artist
as (prep) Gibi
ask (v) Sormak
at (prep) Üzerinde
August (n) Ağustos
aunt (n) Teyze, hala
autumn (n) Sonbahar
away (adv) Uzakta
baby (n) Bebek
back (n., adv) Geri
bad (adj) Kötü
bag (n) Çanta
ball (n) Top
banana (n) Muz
band (n) Grup, takım, bant
bank (money) (n) Banka
bath (n) Banyo
bathroom (n) Tuvalet, banyo
be v., auxiliary (v) Olmak
beach (n) Sahil
beautiful (adj) Güzel
because (conj) Çünkü
become (v) Olmak
bed (n) Yatak
bedroom (n) Yatak odası
beer (n) Bira
before (prep) Önce
begin (v) Başlamak
beginning (n) Başlangıç
behind (prep., adv) Arkasında
believe (v) İnanmak
below (adv., prep) Altında
better (adj) Daha iyi
between (prep. A1) Arasında
bicycle (n) Bisiklet
big (adj) Büyük
bike (n) Bisiklet, motosiklet
bill (n) Fatura
bird (n) Kuş
birthday (n) Doğum günü
black (adj) Siyah
blog (n) İnternet günlüğü, blog
blonde (adj) Sarışın
blue (adj., n) Mavi
boat (n) Bot, tekne
body (n) Vücut
book (n. A1) Kitap
boot (n) Bot , çizme
bored (adj) Sıkılmış, bıkkın
boring (adj) Sıkıcı
born (v) Doğmak
both (det./pron) Her ikisi de
bottle (n) Şişe
box (n) Kutu
boy (n) Erkek çocuk
boyfriend (n) Erkek arkadaş
bread (n) Ekmek
break (v., n) Ara, teneffüs
breakfast (n) Kahvaltı
bring (v) Getirmek
brother (n) Kardeş
brown (adj., n) Kahverengi
build (v) İnşa etmek
building (n) Bina
bus (n) Otobüs
Business (n) İş, işletme
busy (adj) Meşgul
but (conj) Ama
butter (n) Tere yağı
buy (v) Satın almak
by (prep) Vasıtasıyla, itibarıyla
bye (exclam) Güle güle
cafe (n) Kafe
cake (n) Kek
call (v., n) Aramak
camera (n) Kamera
can (modal v) -e bilmek
cannot (v) Edememek, yapamamak
capital (n., adj) Başkent
car (n) Araba
card (n) Kart
career (n) Kariyer
carrot (n) Havuç
carry (v) Taşımak
cat (n) Kedi
CD (n) CD
cent (n) Sent
century (n) Yüzyıl
change (v., n) Değişmek, değiştirmek
chart (n) Çizelge, şema
cheap (adj) Ucuz
check (v) Kontrol etmek
cheese (n) Peynir
chicken (n) Tavuk
child (n) Çocuk
choose (v) Seçmek
cinema (n) Sinema
city (n) Şehir
class (n) Sınıf, ders
classroom (n) Sınıf
clean (adj., v) Temiz
clock (n) Saat
close (v) Kapamak
clothes (n) Elbiseler
club (n) Klüp
coat (n) Kaban, mont
coffee (n) Kahve
cold (adj., n) Soğuk
college (n) Kolej
colour (n) Renk
come (v) Gelmek
common (adj., n) Yaygın
company (n) Şirket
compare (v) Karşılaştırmak
complete (adj., v) Tamamlamak
computer (n) Bilgisayar
concert (n) Konser
conversation (n) Konuşma, sohbet
cooking (n) Pişirme
correct (adj) Doğru
cost (n., v) Masraf, ücret, mâl olmak
could (modal v) -e bilirdi
country (n) Yurt, memleket, ülke
course (n) Kurs
cousin (n) Kuzen
cow (n) İnek
cream (n) Krema
create (v) yaratmak
culture (n) Kültür
cup (n) Kupa, fincan
customer (n) Müşteri
dad (n) Baba
dance (n., v) Dans, dans etmek
dancer (n) Dansöz, dansçı
dancing (n) Dans eden
dark (adj) Karanlık
date (n) Zaman, randevu, tarih
day (n) Gün
dear (adj) Sevgili
December (n) Aralık
decide (v) Karar vermek
delicious (adj) Lezzetli
describe (v) Tanımlamak
description (n) Tanımlama, betimleme
design (n., v) Tasarım, dizayn etmek
desk (n) Masa
detail (n) Detay
dialogue (n) Diyalog
dictionary (n) Sözlük
die (v) Ölmek
diet (n) Diyet
difference (n) Fark
different (adj) Farklı
difficult (adj) Zor
dinner (n) Akşam yemeği
dirty (adj) Krili
discuss (v) Tartışmak
dish (n) Yemek
do (v., auxiliary v) Yapmak
doctor (n) Doktor
dog (n) Köpek
dollar (n) Dolar
door (n) Kapı
down (adv., prep) Aşağı
downstairs (adv) Merdiven
draw (v) Çizmek
dress (n., v) Giysi, giyinmek
drink (n., v) İçmek
drive (v) Sürmek
driver (n) Sürücü, şoför
during (prep) Boyunca
each (det./pron./adv) Her biri
ear (n) Kulak
early (adj., adv) Erken
east (n., adj., adv) Doğu
easy (adj) Kolay
eat (v) Yemek
egg (n) Yumurta
eight (number) Sekiz (8)
eighty (number) Seksen (80)
eleven (number) On bir (11)
else (adv) Başka, daha
email (n., v) Email
end (n., v) Son, bitmek
enjoy (v) Tadını çıkarmak, zevk almak
euro (n) Euro
evening (n) Akşam
event (n) Olay, vakıa
ever (adv) Asla, hiç
every (det) Her, bütün
everybody (pron) Herkes
everyone (pron) Herkes
everything (pron) Her şey
exam (n) Sınav
excited (adj) Heyecanlı
exciting (adj) Heyecan verici
exercise (n., v) Egzersiz, alıştırma
expensive (adj) Pahalı
explain (v) Açıklamak
extra (adj) Ekstra
eye (n) Göz
face (n) Yüz
fact (n) Gerçek, vak’a
fall (v) Düşmek
false (adj) Hatalı, yanlış
family (n., adj) Aile
famous (adj) Ünlü
far (adv) Uzak
farmer (n) Çiftçi
fast (adj., adv) Hızlı
fat (adj) Şişman
father (n) Baba
February (n) Şubat
feeling (n) His
festival (n) Festival
few (det./adj., pron) Az, biraz
fifteen (number) On beş (15)
fifth (number) On beşinci (15.)
fifty (number) Elli (50)
fill (v) Doldurmak
film (n) Film
final (adj) Final
find (v) Bulmak
fine (adj) İyi, güzel
first (det./number, adv) Birinci
fire (n) Ateş
fish (n) Balık
five (number) Beş (5)
flat (n) Daire, apartman katı, düz
flight (n) Uçuş
floor (n) Zemin, kat
flower (n) Çiçek
fly (v) Uçmak
follow (v) Takip etmek
food (n) Yemek, yiyecek
foot (n) Ayak
football (n) Futbol
for (prep) İçin
forget (v) Unutmak
form (n., v) Form, şekil almak
forty (number) Kırk (40)
four (number) Dört (4)
fourteen (number) On dört (14)
fourth (number) Dördüncü (4.)
free (adj) Özgür, ücretsiz
Friday (n) Cuma
friend (n) Arkadaş
friendly (adj) Arkadaşça, dostça
from (prep) -dan, -den
front (n., adj) Ön, cephe
fruit (n) Meyve
full (adj) Dolu, tok
fun (n) Eğlence
funny (adj) Eğlenceli
future (n) Gelecek
game (n) Oyun
garden (n) Bahçe
geography (n) Coğrafya
get (v) Almak, elde etmek
girl (n) Kız
girlfriend (n) Kız arkadaş
give (v) Vermek
glass (n) Bardak
go (v) Gitmek
good (adj) İyi, güzel
goodbye (exclam./n) Görüşmek üzere
grandfather (n) Dede
grandmother (n) Babaanne
grandparent (n) Büyük ebeveyn
great (adj) Harika
green (adj., n) Yeşil
grey (adj., n) Gri
group (n) Grup
grow (v) Büyümek, gelişmek
guess (v., n) Misafir, misafir etmek
guitar (n) Gitar
gym (n) Spor salonu
Hair (n) Saç
hand (n) El
happen (v) Olmak, meydana gelmek
happy (adj) Mutlu
hard (adj., adv) Zor
hat (n) Şapka
hate (v) Nefret etmek
have (v) Sahip olmak
have to (modal v) Zorunda olmak
he (pron) O
head (n) Kafa, baş
health (n) Sağlık
healthy (adj) Sağlıklı
hear (v) Duymak
hello (exclam./n) Merhaba
help (v., n) Yardım etmek
her (pron., det) Onun (dişi)
here (adv) Burada
hey (exclam) Merhaba
hi (exclam) Merhaba
high (adj) Yüksek
him (pron) Ona (eril)
his (det) Onun (eril)
history (n) Tarih
hobby (n) Hobi
holiday (n) Tatil
home (n., adv) Ev
homework (n) Ev ödevi
horse (n) At
hospital (n) Hastahane
hot (adj) Sıcak
hotel (n) Hotel
hour (n) Saat
house (n) Ev
how (adv) Nasıl
however (adv) Buna rağmen
hundred (number) Yüz (100)
hungry (adj)
husband (n) Koca
I (pron) Ben
ice (n) Buz
ice cream (n) Dondurma
idea (n) İdea, düşünce, fikir
if (conj) Eğer
imagine (v) Hayal etmek
İmportant (adj) Önemli
improve (v) Geliştirmek
in (prep., adv) Da, de, içinde
include (v) İçermek
information (n) Bilgi
interest (n., v) İlgi, ilgilenmek
interested (adj) İlginç
interesting (adj) İlginç
internet (n) İnternet
interview (n., v) Görüşme, mülakat
into (prep) İçine, -a, -e
introduce (v) Tanıtmak
island (n) Ada
it (pron) O (cansız varlıklar için)
its (det) (onun cansız varlıklar için)
jacket (n) Ceket
jeans (n) Kot pantolon
job (n) İş
join (v) Katılmak
journey (n) Seyahat, gezi
juice (n) Meyve suyu
July (n) Temmuz
June (n) Haziran
just (adv) Sadece, yalnızca
keep (v) Tutmak
key (n., adj) Anahtar
Kilometre (n) Kilometre
kind (type) (n) Tür, çeşit
kitchen (n) Mutfak
know (v) Bilmek
land (n) Ada
language (n) Dil
Large (adj) Geniş
last (final) (det) Son, sonuncu
late (adj., adv) Geç
laugh (v., n) Gülme, gülmek
left (adj., adv., n) Sol
leg (n) Bacak, ayak
lesson (n) Ders
let (v) İzin vermek, müsaade etmek
letter (n) Mektup
library (n) Kütüphane
lie (v) Yalan söylemek
life (n) Hayat, yaşam
light (from the sun/a lamp) (n., adj) Işık
like (similar) (prep) Benzer, gibi
like (find sb/sth pleasant) (v) Beğenmek
line (n) Satır, hat, çizgi
lion (n) Aslan
list (n., v) Liste, listelemek
listen (v) Dinlemek
little (adj., det./pron) Küçük
live (v) Yaşamak
local (adj) Yerel
long (adj., adv) Uzun
look (v) Bakmak
lose (v) Kaybetmek
lot (pron., det., adv) Pay, üleş, birçok
love (n., v) Sevmek, aşk
lunch (n) Öğle yemeği
machine (n) Makine
magazine (n) Dergi
main (adj) Esas, başlıca, ana
make (v) Yapmak
man (n) Adam, erkek
many (det./pron) Çok
map (n) Harita
March (n) Mart
market (n) Market
married (adj) Evli
May (n) Mayıs
maybe (adv) Belki
me (pron) Beni, bana
Meal (n) Öğün
mean (v) Demek, istemek, kastetmek
meaning (n) Anlam, mana
meat (n) Et
meet (v) Tanışmak, buluşmak
meeting (n) Buluşma
member (n) Üye
menu (n) Menü
message (n) Mesaj
metre (n) Metre
midnight (n) Gece yarısı
mile (n) Mil
milk (n) Süt
million (number) Milyon
minute (n) Dakika
miss (v) Kaçırmak (tren), özlemek
mistake (n) Hata, yanlış
model (n) Model
modern (adj) Modern, yeni
moment (n) An
Monday (n) Pazartesi
money (n) Para
month (n) Ay
more (det./pron., adv) Daha
morning (n) Sabah
most (det./pron., adv) En çok, ekser
mother (n) Anne
mountain (n) Dağ
mouse (n) Fare
mouth (n) Ağız
move (v) Hareket etmek
movie (n) Film
much (det./pron., adv) Fazla, çok
mum (n) Anne
museum (n) Müze
music (n) Müzik
must (modal v) Zorunluluk, gereklilik
my (det) Benim
name (n., v) İsim, isimlendirmek
natural (adj) Doğal
near (prep., adj., adv.) Yakın, yakınında
need (v) Gerekmek, ihtiyacı olmak
negative (adj) Olumsuz
neighbour (n) Komşu
never (adv) Asla
new (adj) Yeni
news (n) Haberler
newspaper (n) Gazete
next (adj., adv) Sıradaki, gelecek
next to (prep) Yakınında
nice (adj) İyi, hoş, güzel
night (n) Gece
nine (number) Dokuz (9)
nineteen (number) On dokuz (19)
ninety (number) Doksan (90)
no one (pron) Hiç kimse
nobody (pron) Hiç kimse
nose (n) Burun
not (adv) Değil, olumsuzluk
note (n) Not
nothing (pron) Hiçbir şey
November (n) Kasım
now (adv) Şimdi, şuan
Number (n) Numara
nurse (n) Hemşire
object (n) Obje, nesne
o’clock (adv) Saat
October (n) Ekim
of (prep) -nın, -nin
off (adv., prep) Kapalı
office (n) Ofis
often (adv) Sıklıkla
oh (exclam) Oh
OK (exclam., adj./adv) Tasdik, kabul
old (adj) Eski
on (prep., adv) Üzerinde
once (adv) Bir kere, bir kez
onion (n) Soğan
online (adj., adv) Online
only (adj., adv) Sadece
open (adj., v) Açık, açmak
opinion (n) Görüş, fikir
Opposite (adj., adv., prep., n) Karşı, zıt, aksi
or (conj) Veya
Orange (n., adj) Portakal
order (n., v) Sipariş, sipariş vermek
other (adj./pron) Diğeri, başkası
our (det) Bizim
out (adv./prep) Dışarı, çıkış
outside (adv) Dışarı
over (prep., adv) Üstünde, üzerinde
own (adj./pron) Kendi
page (n) Sayfa
paint (v., n) Boya, boyamak
painting (n) Tablo, resim
pair (n) Çift, eş
paper (n) Sayfa
paragraph (n) Paragraf
parent (n) Ebeveyn
park (n., v) Park
part (n) Bölüm, part
partner (n) Partner
party (n) Parti
passport (n) Pasaport
past (adj., n., prep) Geçmiş
pay (v) Ödemek
pen (n) Dolma kalem
pencil (n) Kurşun kalem
people (n) İnsanlar, halk
pepper (n) Biber
perfect (adj) Harika
period (n) Periyot
person (n) İnsan, kişi
personal (adj) Kişisel, şahsi
phone (n., v) Telefon
photo (n) Foto, resim
photograph (n) Fotoğraf
phrase (n) İbare, tabir
piano (n) Piyano
picture (n) Resim
piece (n) Tane, parça
pig (n) Domuz
pink (adj., n) Pembe
place (n) Yer, mekan
plan (n., v) Plan, planlamak
plane (n) Uçak
plant (n) Bitki
play (v., n) Oyun, oynamak
player (n) Oyuncu
please (exclam) Lütfen
point (n) Nokta, puan
police (n) Polis
policeman (n) Polis
pool (n) Havuz
poor (adj) Fakir
popular (adj) Popüler
positive (adj) Positif
possible (adj) Mümkün, olabilir
post (n., v) Makam, posta, postalamak
potato (n) Patates
pound (n) Pound
practice (n) Egzersiz, idman
practise (v) Alıştırma yapmak
prefer (v) Tercih etmek
prepare (v) Hazırlamak
present (adj., n) Şimdiki zaman,
pretty (adj., adv) Hoş, güzel, şirin, tatlı
price (n) Fiyat
probably (adv) Muhtemelen
problem (n) Problem
product (n) Ürün
programme (n) Program
project (n) Proje
purple (adj., n) Mor
put (v) Koymak
quarter (n) Çeyrek
question (n) Soru
quick (adj) Hızlı
quickly (adv) Hızlıca
quiet (adj) Sakin, sessiz
quite (adv) Epeyce, oldukça
radio (n) Radyo
rain (n., v) Yağmur, yağmur yağmak
read (v) Okumak
Reader (n) Okuyucu
reading (n) Okuma
ready (adj) Hazır
real (adj) Gerçek
really (adv) Gerçekten
reason (n) Sebep
red (adj., n) Kırmızı
relax (v) Rahatlamak, dinlenmek
remember (v) Hatırlamak
repeat (v) Tekrar etmek
report (n) Rapor
restaurant (n) Restoran
result (n) Sonuç
return (v., n) Geri dönmek
rice (n) Pirinç
rich (adj) Zengin
ride (v) Sürmek
right (adj., adv., n) Doğru
river (n) Nehir
road (n) Yol
room (n) Oda
routine (n) Rutin
rule (n) Kural
run (v) Koşmak
sad (adj) Üzgün
salad (n) Salata
salt (n) Tuz
same (adj., pron., adv) Aynı
sandwich (n) Sandviç
Saturday (n) Cumartesi
say (v) Söylemek
school (n) Okul
science (n) Bilim
scientist (n) Bilim adamı
sea (n) Deniz
Second (next after the first)  (det./ number) İkinci
section (n) Kesit, bölüm, kısım
see (v) Görmek
sell (v) Satmak
send (v) Göndermek
sentence (n) Cümle
September (n) Eylül
seven (number) Yedi (7)
seventeen (number) On yedi (17)
seventy (number) Yetmiş (70)
share (v) Paylaşmak
she (pron) O (dişil)
sheep (n) Koyun
shirt (n) Gömlek
shoe (n) Ayakkabı
shop (n., v) Alışveriş, alışveriş yapmak
shopping (n) Alışveriş yapma
short (adj) Kısa
should (modal v) Gerekmek, -meli, -malı
show (v., n) Göstermek
shower (n) Duş
sick (adj) Hasta
similar (adj) Benzer
sing (v) Şarkı söylemek
singer (n) Şarkıcı
sister (n) Kız kardeş, hemşire
sit (v) Oturmak
situation (n) Durum
six (number) Altı (6)
sixteen (number) On altı (16)
sixty (number) Altmış (60)
skill (n) Yetenek
skirt (n) Etek
sleep (v) Uyumak
slow (adj) Yavaş
small (adj) Küçük
snake (n) Yılan
snow (n., v) Kar, kar yağmak
so (adv., conj) Bu yüzden, böyle, şöyle
some (det., pron) Biraz
somebody (pron) Birisi
someone (pron) Birisi
something (pron) Bir şey
sometimes (adv) Bazen
son (n) Oğul
song (n) Şarkı
soon (adv) Yakında
sound (n., v) Ses
soup (n) Çorba
south (n., adj., adv) Güney
space (n) Alan, mekan, uzay
speak (v) Konuşmak
special (adj) Özel
spell (v) Hecelemek
spelling (n) Heceleme
spend (v) Harcamak (zaman, para)
sport (n) Spor
spring (n) İlkbahar
stand (v) Durmak, dikilmek
star (n) Yıldız, ünlü
start (v) Başlamak
statement (n) Söz, ifade, beyan, demeç
station (n) İstasyon
stay (v) Kalmak
still (adv) Hala, henüz
stop (v., n) Durmak
story (n) Hikaye
street (n) Sokak
strong (adj) Güçlü
student (n) Öğrenci
study (n., v) Çalışmak (ders)
style (n) Stil
subject (n) Ders, özne, konu
success (n) Başarı
sugar (n) Şeker
Summer (n) Yaz
sun (n) Güneş
Sunday (n) Pazar
supermarket (n) Süpermarket
sure (adj) Emin, kesin
sweater (n) Süveter
swim (v) Yüzmek
swimming (n) Yüzme
table (n) Masa
take (v) Almak
talk (v) Konuşmak
tall (adj) Uzun
taxi (n) Taksi
tea (n) Çay
teach (v) Öğretmek
teacher (n) Öğretmen
team (n) Tim, takım
teenager (n) Ergen, yeniyetme
telephone (n., v) Telefon
television (n) Televizyon
tell (v) Söylemek, demek
ten (number) On (10)
tennis (n) Tenis
terrible (adj) Korkunç
test (n., v) Test, sınav yapmak, test yapmak
text (n) Metin
than (conj) -den, -dan
thank (v) Teşekkür etmek
thanks (exclam., n) Teşekkür ederim
their (det) Onların
them (pron) Onlara, onları
then (adv) O zaman
there (adv) Orada
they (pron) Onlar
thing (n) Şey
think (v) Düşünmek
third (number) Üçüncü
thirsty (adj) Susamış
thirteen (number) On üç (13)
thirty (number) Otuz (30)
this (det./pron) Bu
three (number) Üç (3)
through (prep., adv) Vasıtasıyla, başından sonuna kadar
Thursday (n) Perşembe
ticket (n) Bilet
time (n) Zaman
tired (adj) Yorulmuş, yorgun
title (n) Başlık
today (adv., n) Bugün
together (adv) Birlikte
toilet (n) Tuvalet
tomato (n) Domates
tomorrow (adv., n) Yarın
tonight (adv., n) Bu gece
too (adv) Çok fazla, aşırı
tooth (n) Diş
topic (n) Konu
tourist (n) Turist
town (n) Şehir
traffic (n) Trafik
train (n) Tren
travel (v., n) Seyahat, seyahat etmek
tree (n) Ağaç
trousers (n) Pantolon
true (adj) Doğru
try (v) Denemek
Tuesday (n) Salı
turn (v., n) Sıra, dönmek, döndürmek
TV (n) TV
twelve (number) On iki (12)
twenty (number) Yirmi (20)
twice (adv) İki kez
two (number) İki (2)
type (n) Tür, tip, cins
umbrella (n) Şemsiye
uncle (n) Amca
under (prep., adv) Altında
understand (v) Anlamak
university (n) Üniversite
until (conj./prep) -e kadar, değin, dek
up (adv., prep) Yukarı
upstairs (adv) Üst katta olan
us (pron) Bizi, bize
Use (v) Kullanmak
useful (adj) Kullanışlı
usually (adv) Genellikle
vacation (n) Tatil
vegetable (n) Sebze
very (adv) Çok
video (n) Video
village (n) Köy
visit (v., n) Ziyaret, ziyaret etmek
visitor (n) Ziyaretçi
wait (v) Beklemek
waiter (n) Garson
wake (v) Uyanmak
walk (v., n) Yürümek
wall (n) Duvar
want (v) İstemek
warm (adj) Sıcak
wash (v) Yıkamak
watch (v., n) İzlemek, kol saati
water (n) Su
way (n) Yol, yöntem, tarz
we (pron) Biz
wear (v) Giymek
weather (n) Hava durumu
website (n) Website
Wednesday (n) Çarşamba
week (n) Hafta
weekend (n) Hafta sonu
welcome (exclam., v., adj) Hoş geldin
well (adv., adj., exclam) İyi
west (n., adj., adv) Batı
what (pron./det) Ne
when (adv., pron., conj) Ne zaman, -dığında
white (adj., n) Beyaz
who (pron) Kim?
why (adv) Neden?
wife (n) Karı
win (v) Kazanmak
window (n) Pencere
wine (n) Şarap
winter (n) Kış
with (prep) İle
Without (prep) Olmadan, dışında, hariç
woman (n) Kadın
wonderful (adj) Harika
word (n) Kelime
work (v., n) İş, çalışmak
worker (n) İşçi
world (n) dünya
write (v) Yazmak
writer (n) Yazar
writing (n) Yazı
wrong (adj) Yanlış
yeah (exclam) He, tamam, evet
year (n) Yıl
yellow (adj., n) Sarı
yes (exclam) Evet
yesterday (adv., n) Dün
you (pron) Sen
young (adj) Genç
your (det) Senin
yourself (pron) Kendin, kendiniz

Hazırlayan: Ozan Dur

Gençlerin bu dili öğrenip, güzel işlere imza atmaları temennisiyle…

PDF’si için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz

A1 Seviye İngilizce Kelimeleri

Exit mobile version