ABDÜLEZEL PAŞA’NIN HAYATI | 2/4

GENEL

Abdülezel Paşa merhûm mîrlivâlık rütbesini hâiz ve devletine sadakatle arz eylediği hıdemâtın nişâne-i takdîri olarak müteaddid nişan ve madalyaları hâmil idi.

 

Daha küçük yaşında asker olarak yetişen bu zât-ı muhteremin ba‘dehû sülk-i celîl-i askerîye duhûlünü müteâkıb göstermiş olduğu yararlıklar, askerlikteki istîdâd-ı mahsûsunun ne kadar parlak muvafakiyât ile netice-pezîr olacağını isbât eylemiştir.

 

Abdülezel Paşa, ol Osmanlılardandır ki kalbi safvet ile memlû’ olduğu halde istihfâf-ı hayat, istihkâr-ı müşkilât gibi yalnız biri bir kahramana sermaye-i mbâhât olacak me’ser-i ulviyetkârâne ibrâzıyla muhâfaza-i vatan, müdafaa-i hukuk yolunda her zaman fedâyı câna hazırdırlar.

 

Bu sözleri takdir edebilmek için şehîd-i müşârun-ileyhin bunca hıdemât-ı askeriyeyi müteâkib artık vücutça yıpranmış olduğu halde dahî meftûr bulunduğu hiss-i hamiyet ve sadakat sâikasıyla muharebe-i hâzırada olanca faaliyet ve iktidarıyla meydan-ı vagâya atılmış olmasını ve son devre-i hayâtında bile nesâih-i hikemânesiyle, her biri çeşmân-ı hamiyyetkârândan dumû‘-ı teessür akıtan nukatlarıyla zîr-i idâre-i pederânesindeki asâkiri teşcî‘ etmesini düşünmek ve hîn-i şehâdetinde hep istihfâf-ı hayât ettiğini nazar-ı dikkate almak kifayet eder. Ne bahtiyardır o insan ki böyle müddet-i hayatında devletine, milletine sadâkat ettiği gibi nihâyet dahî böyle gıptalara şâyân bir surette alem-i diğere intikal eyler.

 

Abdülezel Paşa merhûm, hafız lakabından da istidlâl olunacağı vecihle hâmil-i Kur’ân idi. Metânet-i İslâmiyesi her türlü halelden masûn olduğundan şehâdet-i vâkıasının nezd-i celîl-i Kibriyâda mazhar-ı hüsn-i kabul olacağı şüphesizdir.

 

Abdülezel Paşa merhumun Osmanlılar nazarında kazanmış olduğu mevki-i muhterem tarif ve tavsif ile anlatılamaz. Şehit olduğuna dair bulunan haber, vâsıl-ı gûş-ı ıttılâ‘ olunca bilcümle erbâb-ı hamiyet gözlerinden dümû‘-ı elem dökerek merhumun rûh-ı pür-fütûhuna Fâtihâ-hân olmuşlardır. Denilebilir ki Abdülezel Paşa merhumun vefâtı zamanı Osmanlıların en müessir günlerinden biri olmuştur.

 

Merhûmun celâdet ve meziyyât-ı kahramânânesi yalnız Osmanlıları değil Avrupalıları bile lâl ü hayrân etmiş olduğunu yukarıda söylemiş idik. Bu müddeâmıza bürhan olarak Avrupa gazetelerinin ol-bâbda neşr etmiş oldukları bazı fıkraları dermiyân eyliyoruz. Bilhassa bu gazetelerden Daily News gazetesi şehîd-i muhtereme dair yazmış olduğu bir bendde merhumun Milona Muharabesi’nde sûret-i şehâdetinden bir lisân-ı müessir ile bahs ederek seksen yaşında bir kahraman olduğunu, Asâkir-i Mansûre-i Pâdişâhî Milona Boğazı’na hücum ettikleri sırada müşârün ileyhin esb-süvâr-ı şecâat olduğu halde askerin önünde gittiğini ve böyle gidişle dâne-i düşmana hedef olacağı görüldüğü cihetle yaverleri müşârün ileyhi men etmek istemişler ise de Ezel Paşa’nın “Ben Rusya Muharebesi’nde bile bir an hayvandan inmemiş iken Yunan Muharabesi’nde mi ineceğim?” diye izhâr-ı me’ser-i celâdet ve kahramânî eylediğini ve fakat efsûs ki bu sırada iki dâne-i kazânın sol koluyla sağ elini deldiğini ve me‘a hâzâ kalbi hissiyât-ı ulviye ile memlû’ bulunan şehîdin böyle cerîha-dâr olduğu hâlde dahî metânetine ve kumandasına halel getirmeyerek hep şüc‘ân-ı asâkir-i Osmaniye’yi teşcî‘de devam eylediğini ve nihayet bîtâb kalacak derecelere geldiği zaman ise şâyet kendisi attan düşüp irtihâl edecek olur ise Asâkir-i Osmaniye’nin tâlimâtını harfiyyen icrâ etmelerini ve etmedikleri halde sonra yarın rûz-ı kıyamette huzûr-ı Ahkemü’l-Hâkimînde onlara davacı olacağını söylediği ve akıbet fem-i pür-nûrundan den giren bir dâne-i müdhişin tahribât-ı dil-sûzuyla câm-ı şehâdeti nûş etmek bahtiyarlığına nâil olduğunu ber-âverde-i lisân-ı sitâyiş eylemiştir.

 

Hakikat! Abdülezel Paşa merhumun sûret-i şehadeti o kadar müessirdir ki göğsü altında kalp taşıyan her ferdin gözünden dümû‘-ı teessür çıkartmaması kâbil değildir. Nitekim Osmanlıların her biri bu suretle müteessir olmuşlardır.

Ali Murtaza

Numan AYTAŞ

 

Abdülezel Paşa'nın Hayatı 1/4

Abdülezel Paşa'nın Hayatı 3/4

Abdülezel Paşa’nın Hayatı 4/4

Yorum Yaz