İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
İşte me’ser-i kahramânânesi bu vecihle zîb-i elsine-i âmme olan Abülezel Paşa merhum bin iki yüz kırk üç senesinde tevellüd etmiş olduğu cihetle vefatı yetmiş beş yaşında vukûa gelmiş demek oluyor. Müşârün ileyhin mevlidi Konya’ya tâbî‘ Hâdim karyesidir.
Abdülezel Paşa daha küçük yaşında iken ileride bir kahraman olacağını gösterir harekât-ı şîrânede bulunarak hattâ karyesinde akrânı olan çocukları daima bâzû-yı iktidârıyla mağlup eylediğini görenler var imiş. On beş yaşına kadar Hâdim’de ve Konya’da bulunarak silk-i celîl-i askerîye duhûlü on altı yaşında vukû‘ bulmuştur.
Abdülezel Paşa silk-i celîl-i askerîye neferliğe dâhil olarak bi’l-âhere alaydan yetişmiş ise de bu hali o zamanın îcâbâtından ileri gelmiştir. Yoksa merhum müşârün ileyh kalbindeki o metânet ve safvetle mekâtib-i askeriye dahî görmüş olsa idi şüphesiz câmi‘üs-seyf ü kalem olur. Ve me’ser-i mahsûsa-i askeriyesiyle bir kat daha teâlî eyler idi. Maahâzâ alaydan yetişmiş olmakla Abdülezel Paşa muharebelerde mekâtib-i askeriyeden yetişen zâbitândan aşağı kalmamıştır. Malûm olduğu üzere ameliyyât nazariyyâta her zaman fâik olduğundan Abdülezel Paşa birçok muharebelerde bulunarak iktisâb eylediği tecârüb ile mükemmel bir asker olmuş ve gerek mesele-i zâilede ve gerek Yunan Muharebesi’nde maharet-i askeriyesini elhakk umûma takdîr ettirmiştir. Bu hal bir muvaffakiyet-i mahsûsadır ki değme insanlara müyesser olamaz.
Abdülezel Paşa bin iki yüz elli sekiz sene-i hicriyesinde Akkâ’da silk-i celîl-i askerîye dahil olarak bin iki yüz yetmiş senesine kadar Cezîratü’l-Arab taraflarında îfâ-yı vezâif edip tedrîcen nâil-i terakkiyât olduğu gibi hüsn-i ahlâk ve etvârıyla da zâbıtlarının ve rufekâsının enzâr-ı teveccüh ve muhabbetini celb eylemiştir.
Bin iki yüz yetmiş senesinde Hüsrev Paşa merhum ile Kırım Muharebesinde bulunmuştur. Hüsrev Paşa merhum Abdülezel Paşa’da gördüğü me’ser-i kahramânîye meftûn olduğu için müşârun ileyhi yâverliğine almış idi. Abdülezel Paşa onu müteakib bin iki yüz yetmiş dört senesinde Karadağ ve bin iki yüz seksen beş senesinde Girit Muharebelerinde bulunmuştur.
Bu muharebelerde ibrâz eylediği yararlıklar nezd-i âlîde mazhar-ı takdîrât olduğu cihetle her bir hizmetine ayrı ayrı mükafat olmak üzere birkaç nişan ve Kırım, Karadağ ve Girit madalyalarıyla taltîf edilmiştir.
Bin iki yüz seksen dokuz tarihinde Abdülezel Bey binbaşılık rütbesiyle Giresun taburuna memur olup birkaç sene orada îfâ-yı hıdemât eyledikten sonra taburuyla Sırbistan Muharebesine azîmet eylmeiştir. Sırbistan Muharebesinde gösterdiği yararlıklar hakikaten pek ziyade nazar-ı dikkati celb eylemiştir. Aleksinaç Muharebesinde Abdülezel Bey metanet ve celadetiyle bilhassa mazhar-ı nazar-ı takdir olmuştur ki muahharan Plevne Muharebesinde devletlü Osman Paşa hazretlerinin maiyetlerinde bir mevki-i mahsus işgal eylemesi buna delildir.
Plevne Muharebesinde Ezel Paşanın izhâr eylediği gayret şâyeste-i hayrettir. Bir derecedeki müşarun ileyhin müdafaa için siper ittihâz eylediği meşhur tabya pek çok işe yarayarak hatta mezkur tabya “Hafız Bey Tabyası” ünvanıyla Plevne tarih-i harbinde parlak bir sahîfe işgal eylemiştir. Hafız Ezel Paşanın Plevne’de gösterdiği me’ser-i kahramânî pek ziyade takdir buyrulduğu içindir ki rütbesi Miralaylığa terfi buyurulduğu gibi Plevne Madalyasının İstanbul’da yed-i müeyyede-i hazret-i hilâfetpenâhî ile sîne-i sadâkat-defîniyyesine ta‘lik buyurulması misillü bir lutf-ı mahsus-ı gîtîsitânî ile kadri teâlî eylemiştir.
Abdülezel Paşa mesele-i zâileden sonra bazı mühim memuriyetlerde bulundurulduğu gibi ezcümle der-kâr olan tecrübe ve iktidârından istifade edilmek üzere Hicaz Vilayeti jandarma teşkilatına memur buyurulmuştur. Hafız-ı Kur’ân bir kahramân-ı mekârim-nişân olan Abdülezel Paşa tavâf-ı Beytullah ile de nâil-i füyûzât-ı Peygamberî olmuştur.
Hazı Abdülezel Paşa Hicaz Jandarma Teşkilatına muteallik umûr-ı mu‘tenâ-bahâyı bihakkın îfâ eyledikten sonra Dersaadet’e avdetinde hıdemât-ı vâkıasına mükâfeten Mirlivâlık rütbesiyle be-kâm buyurulmuş ve taltîfât-ı mahsûsa-i tâcdârîye mazhariyetle be-kâm olmuştur.
Son senelerde Karashisar-ı Şarkî’ye memur edilerek orada îfâ-yı vezâifle meşgul olduğu sırada muhârebe-i hâzıra sebebiyle Alasonya’ya i‘zâm kılınmış ve orada bir minval ma‘rûz-ı îfâ-yı hıdemâta muvaffak olarak nihayet Nisanın beşinci günü Pırnartepe Muharebesinde şehid olmuştur na‘ş-ı mağfiret-nakşı Alasonya’ya nakledildiği gibi orada üzerine bir türbe inşası hususuna ahîran irâde-i diyânet-‘âde-i cenâb-ı şehriyârî şerefsâdır olmuştur. İşbu kitabımız derûnuna koymuş olduğumuz resimden de anlaşılacağı üzere merhum uzun boylu, gayet geniş göğüslü, mübarek bir zât idi. Sesi gayet güzel ve serîü’t-tilâve bir hafız-ı Kur’ân olup her gün bir hatm-i şerif etmek i‘tiyâdında bulunduğunu rivayet etmektedirler.
Müşârün-ileyhin celâdeti, besâleti bütün arkadaşlarının hakkında hiss-i ihtirâm beslemelerini mûcib olduğundan rütbece üzerinde bulunanlar daima dest-i muhteremini takbîl ederler imiş.
Her halde Abdülezel Paşa nâmı tarih-i Osmânîde kemâl-i tebcîl ile zikr olunmağa şâyeste kahramanlardan mühim bir asker olduğu için şehâdet-i vâkıası umûmu dağ-dâr-ı teessüf eylemiştir.
Cenâb-ı Hakk zât-ı şevket-semât-ı pâdişâhîyi taht-ı ‘âlî-baht-ı Osmânîde ber-karar eyledikçe merhûm-ı müşârün-ileyhi dahî avn-i Samedânîsine mazhar eylesin , Âmîn!
Ali Murtaza
Numan AYTAŞ
Yorum Yaz