İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Afrika kıtası gerek sömürgeleştirme sürecinde, gerekse sömürge sonrası oluşan yeni düzende sosyal refah seviyesi bakımından diğer dünya devletlerinin gerisinde kalmıştır. Bu geri kalmışlığın birçok sebebi sıralanabilir fakat temel sebebin batılı emperyalist devletlerin kıtadaki sömürge faaliyetleridir.
Hastalık, kirlilik, politik şiddet gibi kriterler bakımından en kötü seviyede olan beş şehirden iki tanesi Afrika’da bulunmaktadır. Nijerya’nın Lagos ve Kenya’nın Nairobi şehri alt yapı, sağlık sorunları, yetersiz konut, şiddet, iklim, hava koşulları ve elektrik sorunları gibi birtakım problemlerle bu sıralamaya girmiştir. Yaşam standartlarının düşüklüğü ve çalışma koşullarının elverişli olmaması Afrika kıtasının mevcut ekonomik yapısını anlamamız için bize ipuçları vermektedir.
Afrika’da çalışma koşulları bir hayli güç ve buna mukabil alınan ücretler de oldukça azdır. Kıta genelinde köleliğin kaldırılması ile beraber işgücünde oluşan açığı doldurmak isteyen emperyalist toprak sahipleri sözleşmeli ucuz işçi sistemi ile bu açığı kapatmaya çalışmıştır. Bir nevi modern köleliği andıran bu sistemde işçiler diğer insanlardan daha fazla çalışmasına rağmen çok daha az bir maaş almaktadırlar. Gelişen teknoloji ile birlikte kolonilerde işçi ihtiyacının azalması ile birlikte bu sistem de kendiliğinden yok olmuştur. Burada değinilmesi gereken bir diğer konu ise Apartheid rejiminin işçiler üzerindeki baskısı ve çalışma koşullarının elverişsizliğidir. Siyah beyaz ayrımının yapıldığı Apartheid yönetiminde siyahlar ikinci sınıf insan muamelesi görmekteydi. 1949 yılında çıkarılan bir yasa ile birlikte siyahiler, sosyal güvenlik ve sigorta hakkından muaf tutulmuştur. Hatta 1951 yılında Bantu İnşaat İşçileri Yasası ile birlikte siyahilerin bu duruma itiraz etmesi, daha yüksek ücret almak için grev yapması da yasaklanmıştır. Bu da kıtanın bir kısmındaki işçi haklarının ne derece vahim olduğunun en büyük göstergesidir.
Kıtadaki bir diğer sorun alanı ise çocuk işçiler problemidir. Hiçbir güvencesi olmadan ağır koşullar altında çalışan çocukların varlığı uzun vadeli bir gelecek kaygısı da vermektedir. Eli kalem tutması gereken çocuklar 1 dolar kazanabilmek için günde on iki saate yakın bir süre çalışmaktadır. Çocuk işçiliğinin en çok ön plana çıktığı ülke ise Demokratik Kongo Cumhuriyeti olmuştur. 2014 yılında yayınlanan UNICEF raporuna göre Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin güneyinde bulunan Katanga bölgesinde sadece madenlerde çalışan 40.000 çocuk işçi mevcuttur. Devlet kontrolü dışında işletilen madenlerde çocuk işçiler oldukça yaygındır.
2019 verilerine göre kıta genelinde işsizlik oranı 40 milyon civarındadır. Son dönemlerde ciddi bir yatırım sahasına dönüşen kıtada işsizlik oranlarında da bir düşüş beklenmektedir. Ülkemizin de son yıllarda kıta üzerindeki yatırımları artmıştır. Türk şirketlerinin bu sahadaki çalışmaları ile birlikte 78 bin kişinin istihdam edildiği kaydedilmiştir. 2035 yılında Afrika kıtasının işgücü sayısında diğer dünya devletlerini geçerek ilk sıraya yerleşeceği tahmin edilmektedir.
M. Fatih Özmen
Halil ibrahim akkaya
12.11.2021 / 00:33Abi Allah razı olsun bizi bu konuda aydınlatğın için.