İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Alaylılar ve Mektepliler- Kitap Değerlendirmesi
Kitabın Yazarı: Adem Ölmez
Osmanlı ulemasından El-Kâfi 1596’da Eğri savaşını müteakip düşmanın silahının güçlü olduğunu ve bunu gören Osmanlı askerinin ise ancak çareyi kaçmakta bulduğunu ve İslam topraklarının yağmadan kurtulabilmesi için düşmanının silahıyla silahlandırılması gerektiğinden bahseder. Osmanlılar ise yüzyıllar boyunca karşılaştığı sorunların çözümü için önceki dönemleri örnek almayı düşünmektedir. Ama 1596’da El-Kafi ile başlatılan düşmanın silahıyla silahlanma anlayışı ilerleyen yıllarda Batı’nın teknolojik olarak öne geçtiğine ve ilminin alınması gerektiğine dair kanıyı Osmanlı’da yayacaktır. Bu süreçte Osmanlının terakki bulmasını geçmişten örnek alınarak yapılmasını talep edenler ile Batı’nın örnek alınarak yapılmasını talep edenler arasında çatışma olacaktır. Kritiğini yapacağımız bu eserde bu iki grup arasındaki çatışmanın askeri alanda (mekteb-i harbiye temel alınarak) nasıl ortaya çıktığını, hangi evrelerden geçtiğini ve bugünümüze nasıl bir etki oluşturduğunu incelemektedir.
18 yüzyılda başlayan Batı tarzı kurumların Osmanlı’da inşa süreci, Yeniçerilerin ilgasından sonra hız kazanmıştır. 2. Mahmud ve sonrasında gelen padişahlar Batı’dan ilmin alınmasına oldukça özen göstermişlerdir. Önce askeri alanda başlayan bu ilim alma süreci, hocaların getirilmesi, öğrencilerin gönderilmesi ve kitapların tercümesi gibi birçok sebepten dolayı eğitim alanında da önemli başarılar elde edilmiştir. Lakin tüm bunlar olurken gelenekten kopmayan (kitapta muhafazakar diye tanımlanan) “alaylılar” ve Osmanlı’da kurulan batı kurumlarından mezun olarak Batı kültürünü bilen ve tanıyan “mektepli” arasında büyük tartışmalar ve ikilik meydana gelmiştir. Ayrıca bir de bu ikisi arasında köprü vazifesini gören İslam’ın terakkiye engel olmadığını ve Batı’dan ilim almanında İslam’a ters bir şey olmadığını söyleyen “Yeni Osmanlılar” grubu da vardır.
Eserin ana tezi ise Osmanlı modernleşmesi içerisinde “terakki” ve “tedenni” kavramları çerçevesinde bir ikiliği taşımaktadır. Bu ikilik evvela askeri nitelikli okullarda başlamış ve sonra diğer kurumlara da sirayet etmiştir. Çizgiler daha da belirginleştikten sonra da “mektepli” ve “alaylı” hakkında bildiklerimiz bize Osmanlı modernleşme serüvenini açıklamakta önemli rol oynayacaktır. Bu ikiliğin anlaşılması hem Osmanlı’nın modernleşme sürecini anlamamıza ve hem de günümüzdeki benzer durumların analiz edilmesine katkı sağlayacağı düşüncesi bu eserin en önemli argümanıdır. Bu tez ise metin içerisinde çok sağlam bir şekilde temellendirilmiş. Kullanılan, “arşiv vesikaları, süreli yayınlar, birinci elden kaynaklar, tez çalışmaları ve konu hakkında yazılmış telif eserler…”dir.
7 Bölümden oluşan ve 16. Yüzyıllara göndermelerde bulunarak ama asıl 19. Yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren yoğunlaşan bu eser 1. Dünya savaşına kadar dönemini getirmiştir. Eser oldukça sade bir dille anlatılmış ve metin içerisinde konuyla alakalı tablo gibi materyaller sıkça kullanılarak eser zenginleştirilmiştir. Metni okurken dikkatimi çeken önemli bir husus da ekler kısmının metnin sonunda değil de metnin Giriş kısmından sonra verilmesidir. Bu durum verilen materyalleri dikkatli bir şekilde okumamı sağladı.
Eser’de “mektepli” ve “alaylı”ların durumları işlenirken tarihsel bağlamda bu sorunların kökenine dair yazarın yaptığı çalışma oldukça verimliydi. Ayrıca eser bu alanda yazılmış tek bu alana münhasır kitap olması hasebiyle oldukça önemli bir kitaptır. Daha önce bu konuyla ilgili makale tarzında yazılar yazıldıysa da ilk defa bir kitapta geniş bir çerçevede bu konu ele alınmıştır. Bu da eserin literatüre sunduğu güzel bir katkıdır.
Eserde “giriş” kısmından sonra verilen Ekler kısmı metin içerisinde her konu bitiminde verilseydi daha doyurucu olurdu diye düşünüyorum. Çünkü konuyu bilmeden direk eklere bakmamızda ekleri atlamamız açısından önemli ama onların ne manaya geldiğini daha iyi anlamamız için bölüm sonlarında verilse daha faydalı olurdu. Ayrıca metin içerisinde Eleştiri ama bu materyaller cümle içinde yayılsalardı oldukça güzel olurdu. Dipnotta bazen eser bilgi açısından fazla bilgiye boğulduğunu düşünüyorum. Genel itibariyle yazar oldukça hoş bir konuyu güzel bir çerçevede ele alarak, tarihsel bağlamı da belirterek yazmıştır. Bu eserin dili oldukça güzel ve içerik bakımından zengin olduğu için Lisans ve Yüksek Lisans öğrencilerine ve alanın ilgililerine şiddetle tavsiye ediyorum.
Ozan DUR
Yorum Yaz