İlim ve Medeniyet

ALİ ULVİ KURUCU’NUN YETİŞTİĞİ ORTAM

Ali Ulvi Kurucu’nun Yetiştiği Ortam

Ali Ulvi’nin annesi güzel, babası güzel, dedesi güzel, amcası güzel ve ağzı dualı insanlar. Ali Ulvi’ye dedesi dua ediyor ve O da İlim yoluna giriyor ve memlekete yıllarca hizmet ediyor. O zaman Türkiye’de İslami eğitim alabilmek mümkün değil. Ayrıca İslami eğitimin de bir geleceği yok. Buna rağmen babaları çocukları için risk alıyorlar ve hayır duada bulunuyorlar. Dedesi çocukların ve muallimlerin o serbest karışık hallerini görüyor ve Ali Ulvi “pınarın başında susuz kalacak” diye üzülüyor.
Ali Ulvi Allah için bir adım attı. Hiç oruç bozmayan Ali Ulvi futbol maçı esnasında orucu bozması istendiğinde ben orucumu hiç bozmadım oynatmazsanız oynatmayın diyor. Buna rağmen sağ açık oynayan Ali Ulvi o maçta iki gol atıyor ve maçı kazandırıyor. Allah için gösterilen fedakârlık Rabbimizin o kadar hoşuna gidiyor ki bunu kendimden de biliyorum. Ben de Ramazan’da oruç tutmak istedim. Babam zinhar izin vermedi. Bunun üzerine Babaannem (Allah rahmet eylesin) bu olayı Amcama söylemiş. Amcam da okumak istiyorsan gel dedi. İstanbul’da 7 yıl civarında kaldım. Birçok başarıları Rabbim nasip eyledi. Allah için gösterilen bir fedakârlık ve kararlılık sonrasında bakın nasıl Allah’ın yardımını getiriyor. Biz O’na bir adım gittiğimizde O bize koşarak geliyor biiznillah.
Annesi, babası, amcası ve dedesi mübarek zatlar. En önemli özelliklerinden birisi de istişareye önem vermeleri. Karar almadan önce istişareye önem veriyorlar. Bu da onlara Allah’ın bereketini nasip eyliyor. O’nun adı Ali normalde. Kendisi Ulvi ismini kendisine seçiyor. Gönlü doymuyor ve yücelere göz dikiyor.
Babası veya dedesi Hacı. Hepsi Konya’da sevilen insanlar. Toplumun yararına çalışıyorlar. Ücretli İmamlık yapmalarının yanında bir yerden sonra vakıf gelirlerine el konulunca ücretsiz olarak İmamlık yapıyorlar. Yıllarca ücretsiz imamlık yapıyorlar. Allah rızka kefil olduğundan onların rızkını yine veriyor. Annesi Mekke’ye gideceğini öğrendiğinde ailesinin tarla ve zenginliğinden vazgeçiyor. Hicret edecekler hepsi kararlılık gösteriyor ve büyük bir iş başarıyorlar. Allah yolunca hicret etmeleri gerekiyor. Tek parti iktidarı Arapça, Din ve İslam’a karşı hamlelerde bulunuyor. Şapka devrimi büyük tepki alsa da harf inkılabı alması gereken tepkiyi alamadığı zikrediliyor. Bu zor şartlarda öğrenci yetiştirmeye devam ediyorlar. Allah, peygamber ve Kur’an bilen nesillerin yetişmesi için zorluklara katlanıyorlar. Bunlara gösterdikleri sabır karşısında da Allah onlara ebediyeti nasip eyliyor.
Ali Ulvi Kurucu 1922’de dünyaya geliyor ve şeref veriyor. 80 yıllık ömrünün 18 yılını Konya’nın manevi atmosferinde alıyor. 2002’de vefat eden Ali Ulvi Ağabey bugünleri maalesef göremedi. Bugünlerin olmasında belki herkesten çok katkısı var ama nasip o ki O bugünleri göremedi. Lakin bugünlerde yapılan her iş ve amelden sevap aldığını da düşünüyorum inşaAllah.
Ali Ulvi Kurucu ateşler içinde fakat yanmayan bir gençlik hayal ediyor. İmanın nurunun yüzüne vurduğu her türlü ortamlara rağmen dinine sıkı sıkı sarılan bir gençlik hayal ediyor. Bu gençlik her zaman var. Buna uymayan gençlikte olsa da Ali Ulvi Ağabey’in duaları kabul oluyor. Kendisi de bu dualarının önemli bir kısmının kabul olduğunu görüyor. Gençlere “Siz benim kabul olmuş dualarımsınız” diye iltifatta bulunuyor.
İslam’a ve insanlığa bu denli hizmet edebilme şerefine nadir insanlar erişebilmiştir. Akif-i Sani vadisinde bir İslam şairi olarak şiirleri ebedidir. İslam’a hizmetin tek bir yolu olmadığını da bizlere göstermiştir. Kendisine rahmet diliyorum ve umarım şefaatine nail olurum.

Ozan Dur

Exit mobile version