Türkiye; bölgesel bir güç olarak, uluslararası ilişkilere yön verme kabiliyetine sahip olan büyük güçler arasında yerini alma yolunda ilerlemektedir. Özellikle son on yılda sınırları dışında Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar tüm coğrafyalarda geçmişten aldığı ilhamla insan temelli diplomasi yürüten ülkemiz ilerlemenin en önemli anahtarının diplomasi olduğunun farkındadır. Bu bağlamda dünyanın en eski demokrasisinin başkenti olan Antalya/Patara’da ‘Antalya Diplomasi Forumu’nun düzenlenmesine karar verilmiştir.
Forumun amacının “…liderlerin, siyasetçilerin, önde gelen akademisyenlerin, düşünürlerin, kanaat önderlerinin, diplomatların ve iş insanlarının her yıl bir araya gelerek, küresel ve bölgesel meseleleri vizyoner bir bakış açısıyla ele almalarını sağlayacak ve sorunlara çözüm önerileri getirecek bir diyalog platformu oluşturulması…” olarak belirlenmesi Türkiye’nin bugün ve gelecekte bir “Diplomasi Merkezi” olma isteğini yansıtmaktadır.
Forum, ilk olarak geçen sene “Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar” başlığıyla düzenlenmiştir. Covid-19 salgınına denk gelmesine rağmen yoğun bir katılım ve ilgiyle takip edilen forum, Türkiye’nin diplomasi bağlamında gerçekleştirebileceği etkinin kurumsallaşması anlamında önem arz etmektedir.
Türkiye’nin diplomasi tarihine yenilikçi ve dönüştürücü etkisinin göstergesi olacak Antalya Diplomasi Forumu’nun ikincisi, “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” başlığıyla geçtiğimiz günlerde tamamlanmıştır. Forum, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tırmandığı günlerde iki ülke arasındaki en yüksek seviyedeki diplomatik görüşmelere ev sahipliği yapması hasebiyle tüm dünya gündemine damga vurmuştur. Her ne kadar görüşmelerde bir sonuç alınamasa da Türkiye iki ülke arasındaki barışın tesisi için girişimlerine kararlı bir şekilde devam edeceğini göstermiştir.
İlk görüşmede barışın olmayacağının farkında olan ülkemiz, etkin arabuluculuk sürecini sürdürmeye devam etmektedir. Bu özelliği ile bile ayrı bir yere sahip olan foruma; 17 devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası örgüt temsilcisi, 400 gazeteci olmak üzere 75 ülkeden 3 binden fazla kişi katılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplamda 11, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise 67 ikili görüşme gerçekleştirerek önemli bir diplomasi zirvesine ev sahipliği yapmıştır.
Forumun teması olan diplomasinin kurgulanması neden önemlidir? Neden bu isim tercih edilmiştir? Aslında bu uluslararası ilişkiler literatüründe de sorulan ancak pratikte karşılık bulamayan bir soru olmuştur. Dünya ile beraber kavramlar, tanımlar ve değerler de hızla değişmektedir. Karşımızda diplomasinin de değişime uğradığı yeniden inşa olan bir dünya olduğu görülmektedir. Öyleyse bu değişime ayak uydurmak ve diplomasiyi yeniden kurgulamak gerekmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya düzenini, hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde inşa etme amacıyla kurulan diplomasi araçlarının başarıya ulaşamadığı, ulaşanların ise kendi emelleri doğrultusunda kurucu ülkelere etkin şekilde hizmet ettiği görülmüştür. Devletler, hiç olmadığı kadar birbirinden uzak ve aynı zamanda birbirine bir o kadar da yakın oldukları dönemlerden birini yaşamaktadır. Çatışma ve savaşlar dünyanın her yerinde farklı canları yakmaktadır. Dini, dili, ırkı olmaksızın akan yaş herkes için ortaktır. Böyle bir dönemde diplomasinin mutlak başarısızlığı olarak tarihe geçebilecek Ukrayna ve Rusya arasında meydana gelen savaşta akan yaşın herkes için ortak olmadığı anlaşılmıştır. Rusya karşısında mobilize olmuş ve yaptırım diplomasisini en ağır şekliyle ekonomik olarak uygulayan ve savaş sistemlerini esirgemeyen Batı’nın çifte standartı ve ikiyüzlülüğü de aşikâr olmuştur.
Böyle bir dönemde diplomasinin mutlak başarısızlığı olarak tarihe geçebilecek Ukrayna ve Rusya arasında meydana gelen savaşta akan yaşın herkes için ortak olmadığı anlaşılmıştır. Rusya karşısında mobilize olmuş ve yaptırım diplomasisini en ağır şekliyle ekonomik olarak uygulayan ve savaş sistemlerini esirgemeyen Batı’nın çifte standartı ve ikiyüzlülüğü de aşikâr olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Doç. Dr. Ali ASLAN ile bu konuyla ilgili yaptığımız tartışmalarda şu sonuca ulaştık. Batı kapsamında tanımladığımız ülkeleri savaş sürecindeki politikalarından dolayı çifte standart ve ikiyüzlülük ile suçlamak bizim onlara yüklediğimiz üstün(!) misyonun tezahürü oluyordu. Batı kendisini tanımladığı sınırların içinde Zelensky’nin söylemiyle sarı saçlı ve mavi gözlü Avrupalıların ölmesine üzülüyordu. Onları yargılamak yerine kendimizi yargılamamız gerekiyordu. Dünyanın koruyucusu Batı mıydı? İnsanlığın korunması için taviz göstermeleri bu üstün(!) devletler için beklenemez miydi?
Diplomasi Forumu boyunca Avrupalı bütün liderler, çifte standartı kabul ederek bunun güvenliklerine yönelik argümanlar kapsamında anlaşılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu söylemler forumun diplomasinin kurumsal olarak yeniden kurgulanması yönünü de göstermiştir. Ülkelerin kendi çıkarları çerçevesinde hareket edebildiği dünyanın daha adil bir düzene ihtiyacı vardır. Neredeyse Afrika ve Asyalı temsilcilerin hepsinin “Dünya beşten büyüktür!” söylemine gönderme yaparak ifade ettiği ortak vurgu, devletlerarası ilişkilerin kategorileştirilmiş yapısı ve adaletsizliği üzerine olmuştur. Özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı eleştiriye maruz kalmıştır.
Sadece diplomasi kavramı üzerinde durulmamış aynı zamanda enerji, bilişim, kadın, gıda ve bölgesel konulara da değinilmiştir. Forumda düzenlenen paneller aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Post-pandemic recovery, livelihoods and localities | Women empower humanity | Afghanistan: How to cope with new realities? |
Justice, reforms and stronger institutions | Preserving cultural heritage in a digital age | A green economy for an inclusive and sustainable growth |
Adf talks: bridging diversity | Adf talks south caucasus | Strengthening solidarity and promoting peace through soft power |
Price of peace or cost of war. Leaders talk | Cooperation and Competition in the Asia-Pacific | What does strategic autonomy entail for Europe? |
Equity in global health | Asia anew: For a sustained regional growth | Democratic governance and security |
Eu enlargement | AI, metaverse and all else | Adf talks: northern republic of cyprus |
Leadership and diplomacy in a turbulent age | Countering terrorism: what is missing? | ADF 2022 Special Session: Recoding diplomacy |
Peaceful resolution of maritime boundary disputes | Revitalizing multilateralism: UN and beyond | A vision for development in Africa |
Regional and global pathways to peace and prosperity | Climate change and energy transition | ADF Leaders Talks: The Future of bih |
Reconciliatory dialogue in the Balkans | Parliamentarian diplomacy | Revisiting security in Europe |
Addressing irregular migration: A holistic approach | Combating disinformation in the Post-Truth age | Energy security in turmoil |
“Multilateralism for Peace and Stability” | Re-energizing the dynamism in latin america and the caribbean | Effective global governance |
Representing change. Leaders talk | Food security & Transforming agriculture | Fighting racism and discrimination |
Antalya Diplomasi Forumu aracılığıyla Türkiye, çeşitli ülkelerden gelen temsilcilerle oluşturduğu tartışma ortamında diplomasinin sorunlarına ışık tutarak çözüm yolları geliştirmeye çalışmıştır. İnsanlığın sorunlarının çözümü, iş birliği yollarının açılarak artırılması, ulusal çıkarlarının korunmasının farklı yolları aranmıştır. Yenilenmiş bir dile ihtiyaç duyulduğu gösterilmiştir. Akademik çalışmalara konu olabilecek nitelikte olan forum, uluslararası ilişkiler literatürüne de yeni kavramlar katarak zenginleşmesini sağlayacaktır.
Osman MİCAN-Furkan DEMİR