Arapça Eğitim ve Öğretim İle Alakalı Kelimeler
Otomatik, kendiliğinden | تِلْقَائِيّ |
Kaynaklanmak, doğmak | نَشَأَ |
Etkilemek | أَثَّرَ في |
Dayanmak | اِعْتَمَدَ على |
Fırsat vermek | إِتَاحَة الفُرْصَة |
Şefkat | حَنَان |
Öz, temel, esas | جَوْهَرِيّ |
Olgunlaşmak, hazır hale gelmek | نَضِجَ |
Vurgu, vurgulama | تَوْكِيد |
Kucak | حِضْن |
Zirve | أوج-قِمَّة |
Sınırlamak, sınırlı olmak | اِقْتَصَرَ على |
Kazandırmak, sağlamak | أَكْسَبَ |
Kekelemek | تَأْتَأَ |
Bölüm, hece | مَقْطَع |
Bir yerden bir yere gitmek | اِنْتَقَلَ مِن … هُنَا |
Çene, damak | حَنَك |
Ancak, bununla beraber | بَيْدَ أَنَّ |
Yedek, tedbir | اِحْتِيَاط |
O zaman, -dığında | إِذْ ذَاكَ |
Neredeyse, -e üzere, az kalsın, -mek üzere | وَشْك |
Damga, mühür, matbaacı | طَابِع |
Sosyal ilişki | مُجَالَسَة |
Tasvip, teşvik, alkışlama | تَحْبِيذ |
Girişim, deneme, çabalama | مُحَاوَلَة |
Örnek, numune, model | قُدْوَة |
Garanti altına almak | ضَمِنَ |
Göstermek | إِبْدَاء |
Apaçık, aşikâr | بَدِيهِيّ |
Kaynaklanmak | نَجَمَ عن |
Başlangıç | بَادِئ |
Alışıldık, aşina, bildik | مَأْلُوف |
Eşlik etmek | رَافَقَ |
Kalite, fayda, kar, hediye | جَدْوَى |
Kapsamak, kuşatmak, içermek | اِنْطَوَى على |
Birleştirme | دَمْج |
Koordinasyon, düzenleme | تَنْسِيق |
Koordine etmek, düzenlemek | نَسَّقَ |
Fidan, ekmek, dikmek | غَرْس |
Sağlamlaştırmak, yerleştirmek | مَكَّنَ من |
Yığın, küme | رُكَام |
Yoksun, mahrum | عَدِيم |
Israr etmek | أَصَرَّ على |
Kesinlikle | حَتْمًا |
Hediye etme, ihsanda bulunma | مَنّ |
Sindirmek, zapt etmek, bastırmak | كَبَتَ |
Başarısızlık | خَيْبَة |
Hayal kırıklığı | خَيْبَة الأَمَل |
Sürmek, devam etmek | دَامَ |
Önermek, teklifte bulunmak | اِقْتَرَحَ |
Tekrar etme, yineleme | إِعَادَة |
Engel olmak | عَاقَ عَن |
Sakınmak, kaçınmak | تَفَادَى مِن |
Yol, seyir | مَسَار |
Uydurmak, uygun hale getirmek | وَفَّقَ |
Heyecan | إثَارَة |
Açıklama, izah etme | اِيضَاح |
Övmek | أَطْرَأَ على—َدَحَ |
Ders almak, öğrenmek, karşılaşmak | تَلَقَّى على -عن |
Kınama, azarlama | تَوْبِيخ |
Azarlama | تَأْنِيب |
Uyum sağlamak | تَكَيَّفَ مع |
Karşılaşmak, rastlamak | صَادَفَ |
Heyecanlanmak, telaşa kapılmak | اِهْتَاجَ |
Kızmak | اِسْتَشَاطَ |
Darboğaz | مَأْزِق |
Düşmek | وَقَعَ في |
Yerine getirme, yapma, başarma | إِنْجَاز |
Kendini … e/a vermek, kaptırmak | اِنْهَمَكَ في – على |
Acele etmek | هَرَعَ الى |
Muhtaç olmak, ihtiyaç duymak | أَعْوَزَ |
Uyum, ahenk, düzen | اِنْسِجَام |
Yan yana | جَنْبًا الي جَنْب |
Sosyal | اِجْتِمَاعِيّ |
Tercih, yeğleme | تَفْضِيل |
Çekilmek, sürüklenmek | اِنْجَذَبَ |
Girmek, eklenmek, katılmak | اِنْدَمَجَ |
Dostluk | صُحْبَة |
Güdü, sebep, illet, neden | بَاعِث |
Benzemek, yolunda olmak, taklit etmek | تَمَثَّلَ |
Oyuncak | دُمْيَة |
Kaçırma, zorla alma | اِخْتِطَاف |
Göç etmek | هَجَرَ الى |
Çözmek | حَلَّ ب |
Yer açmak | فَسَحَ |
Yürümek | خَطَا |
Eğilim | نَزْعَة |
Görmezden gelmek | صَرَفَ نَظَرَه عن الأَمْر |
Anaokulu | مَدْرَسَة الحَضَانَة |
Tanışmak | تَعَرَّفَ |
Sağlamlaştırmak | عَزَّزَ |
Boyun eğdirmek, hâkimiyeti altına almak | اِخْضَاع |
Boyun eğmek | خَضَعَ |
İadesini istemek, geri almak | اِسْتَرَدَّ |
Güçlendirme, sağlamlaştırma | وَطَّدَ |
Ek olarak, ayrıca | فَضْلاً عَن – عِلَاوَةً على- إِضَافَة إِلى ذَلِكَ |
Zor olmak, imkânsız olmak | تَعَذَّرَ على |
İçgüdü | غَرِيزَة |
Samimiyet, yakınlık | مُؤَانَسَة |
İstemek, aramak | اِلْتَمَسَ |
İhtiyaç gidermek | سَدَّ حَاجَة |
Örnek | مِثَالِيّ |
Dikte etmek, söyleyerek yazdırmak | أَمْلًى |
Sohbet, muhabbet, dostluk | مَوَدَّة – مَحَبَّة |
Yayılmak | شَاعَ |
Yaymak | أَشَاعَ |
Karşılık vermek, yansımak | تَجَاوَبَ |
Uyarlamak, adapte etmek | تَجَاوُب |
Uyarlamak, adapte etmek | كَيَّفَ |
Oynaşan, kur yapan, şakalaşan | مُدَاعِب |
Donuk, hareketsiz | جَامِد |
İçerik, konu | مَضْمُون |
İçgüdü, güdü | حَافِز |
Şımarık | مُدَلَّل |
Katı, sert, tavizsiz | صَارِم |
Eğitimle alakalı, eğitici | تَرْبَوِيّ |
Beşik, yatak | مَهْد |
Sarsmak, sallamak | هَزَّ |
Naz, şımartma | دَلَال |
Yerine getirme, karşılık verme | تَلْبِيَة |
Cisimleşmek, vücuda gelmek | تَجَسَّدَ |
Sıçrayış, kapris, geçici heves | نَزْوَة |
Başına gelmek, kaplamak | اِنْتَابَ |
Uygun, uyumlu olmak | اِنْطَبَقَ على |
Teselli etmek | وَاسَى |
Sıkıntı, tedirginlik, rahatsızlık | مُضَايَقَة |
Şikâyet etme | تَشَكَّى |
Tırmalamak, yırtmak | خَدَّشَ |
Korku | هَوْل |
Çok korkutmak | هَوَّلَ |
Çığlık, bağırış | صُرَاخ |
Şekillenme | تَجْسِيد |
Önemsiz, basit | تَافَه |
Detaylı araştırma, inceleme, soruşturma | اِسْتِقْصَاء |
Devrim, ayaklanma | ثَوْرَة |
Memnuniyetsizlik, içerleme | اِسْتِيَاء |
Fazlaca vermek, doldurmak | اَضْفَى |
Sıkıntı veren | مُحْرِج |
Durdurma, frenleme, bastırma | كَبَحَ |
Kardeş | شَقِيق ج أَشِقَّاء |
Rekabet | تَنَافُس |
Katı, sert | فَظّ |
Vazgeçirmek, bastırmak | أَقْمَعَ |
Geçici | عَابِر |
Felaket, trajedi | مَأْسَاة |
Alışmak | تَعَوَّدَ |
Başına gelmek | طَرَأَ على |
Tıka basa, ağzına kadar dolu olmak | عَجَّ |
Gezinti, piknik | نُزْهَة |
Kıskançlık, istek | غَيْرَة |
Kapsamak, kavramak | اِسْتَوْعَبَ |
Mantıksız, saçma | سَخِيف |
Sempati | تَعَاطُف |
Baskın çıkmak, zulmetmek engellemek | طَغَى على |
Beklemek, ümit etmek | تَوَقَّعَ |
Cezalandırma | مُعَاقَبَة |
Güvenilir, sağlam | وَثِيق |
Galip gelmek, yenmek, ele geçirmek | اِسْتَحْوَذَ على |
Yakın olmak, yaklaşmak | اِقْتَرَبَ مِن |
Zulmetmek, yenmek, kaplamak | اِسْتَبَدَّ من |
İşgal etmek, ele geçirmek | اِسْتَوْلَى على |
Yavaşlatma | إِبْطَاء |
Karşılaştırmak, kıyas | مُقَارَنَة |
Gönderilmek, başkanlık etmek, başında olmak | تَصَدَّرَ |
Hızlandırmak, acele etmek | أَسْرَعَ ب |
Alışmak | اِعْتَادَ |
-den sağlamak, almak | اِسْتَمَدَّ من |
Düşmanlık, kin | عِدَاء |
Benimsemek, evlat edinmek | تَبَنَّى |
Klima | مُكَيِّف |
Yüzleşmek, karşılaşmak | وَاجَهَ |
Azalma | تَضَاؤُل |
Otorite olmak, üstlenmek | اِضْطَلَعَ |
Yakından | عَنْ كَثَب |
Macera, risk, serüven | مُجَازَفَة – مُغَامَرَة |
Girişim | مُبَادَرَة |
Mümkün olmak, – e bilme | تَمَكَّنَ |
Coşkunluk, şevk, cesaret | حَمَاسَة |
Merak, meraklılık | فُضُول |
Onay vermek | وَافَقَ على |
Tutku, istek, sevgi beslemek | شَغَف ب |
Erken, ilk | بَاكُورَة |
Orta yol, arabuluculuk | وَسَاطَة |
Dikkat çekmek | لَفَتَ الى |
Çizilmek, yazılmak, belirmek | اِرْتَسَمَ |
Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık | اِنْزِعَاج |
Hıçkırarak ağlamak | نَشَجَ |
-e göre,- e uygun | حَسْبُنَا |
Olmaksızın | دُونَمَا |
Açıklamak, ifade etmek | أَفْصَحَ عن |
Ayırt etmek, farklı olmak, göze çarpmak | تَمَيَّزَ |
Ayırmak, ayrı tutmak | مَيَّزَ |
İzlemek, takip etmek | أَعْقَبَ |
Nefes nefese kalma | لُهاث |
Yetinmek, razı olmak | اِكْتَفَى ب |
Susamak | ظَمَأ |
İtmek, sürmek, reddetmek | دَفَعَ عن |
Teşvik etmek, harekete geçirmek | دَفَعَ الى |
Acele etmek, çabuk olmak | هَرَعَ الى |
Teselli | مُوَاسَاة |
Otomatik | عَفْوِيّ |
Artmak | زَادَ |
Başarmak, elde etmek | أَحْرَزَ |
Vazgeçmek, caymak | تَحَوَّلَ عَن |
Yarışmak | اِسْتَبَقَ |
Ulaşmak, değinmek | تَطَرَّقَ الى |
Zil, çan | جَرَس |
Üye | مُنْتَسِب |
Dik, dikili | مُنْتَصِب |
Köşe | زَاوِيَة |
Yığmak, istiflemek, sıkıştırmak | كَدَّسَ |
Benzemek, benzer olmak | ضَاهَى |
Uzay | فَضَاء |
Avutmak, eğlendirmek | أَلْهَى |
Tekerlek | عَجَلَة |
Sürünmek | زَحَفَ |
Uyarmak, sakınmak | حَذَّرَ |
Becerikli, maharetli, yetenekli olmak | بَرَعَ في |
Tırmanmak, çıkmak | تَسَلَّقَ |
Kaçmak | هَرَبَ |
Kaçırmak | هَرَّبَ |
Donatmak, temin etmek, tedarik etmek | زَوَّدَ |
Alıştırmak | دَرَّبَ |
Hegemonya, egemenlik | هَيْمَنَة |
Peş peşe olma | تَوَالَى |
Ayrılmak, bırakmak | وَدَّعَ |
Aniden, hemen, şimdi | لِتَّوَّ |
Geçit, koridor | مَمَرّ |
Baskı | وَطْأَة |
Çarpmak | صَدَمَ |
Kutu, paket | عُلْبَة |
Çözmek, ayırmak | فَكَّ |
Dinleme, kulak asma | إِصْغَاء |
Korunaklı | مَحْمِيّ |
Propaganda, reklam | دِعَايَة |
Karmaşık | تَعْقِيد |
Yaratıcılık | اِبْدَاع |
Gözlemek | رَصَدَ |
Bilemek, keskinleştirmek | شَحَذَ |
Taklit etmek | اِحْتَذَى |
Aklından geçirmek, kastetmek, endişelenmek | هَمَّ ب |
Yapma etmek, zorla almak, çalmak | سَلَبَ من |
Yükseliş, evrim | اِرْتِقَاء |
Seslenmek, çağırmak | نَادَى ب |
Şart koşmak | نَصَّ على |
Ajans | وَكَالَة |
Gönüllü | طَوْعِيّ |
Genel kurul | جَمْعِيَّة العَامَّة |
Vatandaşlık | جِنْسِيَّة |
Birlik, bütünlük | شَمْل |
Kesin karar vermek, azmetmek | اِعْتَزَمَ على-ل |
Engelli | مُعَوَّق |
Ücretsiz, bedava | مَجَّانِيّ |
Disiplin | اِنْضِبَاط |
Anlaşma, ittifak | تَفَاهُم |
Katlanmak | قَاسَى |
Rezil, aşağılık | مَهِين |
Rehabilitasyon | تَأْهِيل |
İyileşme, düzelme | إِبْرَاء |
Başına belaya sokmak | مَتَوَرِّط |
Çiğneme | اِنْتِهَاك |
Yoluyla | عَلى نَحْو |
Gizli, saklı | كَامِن |
Büyüleyici | فَاتِنَة |
İsraf etmek, dağıtmak | بَدَّدَ |
İstemek | وَدَّ |
Panik, korku, dehşet | ذُعْر |
Acı, sıkıntı, dert, tasa | كَرْب |
Rahatlamak | فَرَّجَ عن |
İltica etmek, sığınmak | أَوَى |
Hazırlayan: Kadir Genç
Pdfsi için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz
Arapça Eğitim ve Öğretim İle Alakalı Kelimeler