Chappie isminde Netflix’de olan bir filmi tekrardan izledim. Bunun hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Film robotlar hakkında. Yazılım yüklenen polis robotlar suç oranlarının yüksek olduğu yerlerde görev yapıyorlar ve caydırıcı gücü olan robotlardan dolayı suç oranları düşüyor. Bu robotları tasarlayan akıl Deon isminde birisi. Deon işi biraz daha öteye götürüp bir robota insan zihni yüklemeyi başarıyor. Bebek aklı gibi olan ama kısa sürede gelişen bir robot. Robot böylece insan gibi düşünebilir ve hareket edebilir hale geliyor. Robot’un bir arızası var. Pil yerinde sorun var ve pili bitince ölecek. Bunun içinde bilinci taşımanın yolunu buluyorlar. İnsan bilincini taşımanın yolunu ise robot buluyor. Hem Deon hem de Robot’un bedeni bilinç taşınarak başka bir robota ekleniyor. Bunu başka bir filmde de görmüştüm. İnsanlar artık ahirete gitmiyorlar ve sonsuza kadar yaşıyorlar.
İnsanların ölümü kabullenmeleri kolay bir şey değil. Günümüz Batısında da seküler bir düzen olduğundan olaya dini açıdan elbette bakılmayabilir. Bu beraberinde ölümü öldürmeye çalışmayı getirecekti zaten. Batı bunun yollarını arıyor ve insan bedenlerini ölümsüz bir makineye taşımaya çalışıyorlar. Doğu geleneğinde ölüm bayram olarak nitelendirilmiştir. O zaman dünyanın bütün mihneti ve çilesi bitecek ve kişi en sevgilinin merhametine gidecektir. Necip Fazıl’ın da dediği gibi “Ölmek güzel Şey, Budur Perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber.”
Filmde robot yaratıcısına itaat ediyor ve onun sözünden çıkmıyor genelde. Çıktığında ise başı belaya giriyor. İnsanda kendi Yaratıcısına itaat ettiği müddetçe huzuru bulabilir. Dünya ve ahiret hayatının güzelliği, Yaratıcıya itaatte gizli.
Burada verilen mesajlardan birisi insanın doğduğu ortamın onu şekillendirdiği gibi Robotların bulunduğu ortam da onların iyi veya kötü olmalarında çok önemli. Robotlara olumlu bakılması gerektiği öğretiliyor denilebilir.
Batı insanlara refah vaat ediyor gerçekten. Kendi içinde kurdukları sistemle dünyaya örnek olacak bir refaha kavuştular. Robotlarda bu refahın sağlanmasında önemli rol oynayacaklar. Robotlar insanların işini almaya başladıklarında ilk büyük tepki o zaman gelecek büyük ihtimalle. Tarihte makine kırma olayı vardır. Makineler ilk çıktıklarında insanlar işini kaybettiler ve makinelere saldırdılar. Bir benzeri belki robotların başına gelebilir.
Bir diğer önemli bir husus ise imkansız ve çare yok gibi görünen olayların aslında insan tahayyülünün sınırları ile alakası olmalı. Bütün herkes robotun pili bitince öleceğine inanıyor ama robot kendisini ve yaratıcısını kurtarmayı başarıyor. Olumsuz ve imkansız gibi görünen birçok olayın arkasında ihtiyaç olmadığından yapılmayan şeyler yatıyor olabilir. İhtiyaç icatların anasıdır denildiği gibi, insanoğlu iş başa düşünce çaresini buluyor aslında.
Aksiyon dolu ve güzel bir filmdi. Distopik gelecek temalı filmlere ilgi duyanlara tavsiye edebiliriz. Konu Güney Afrika’da geçiyor dediğim gibi. Bu da büyük ihtimalle yönetmenin ana vatanı. Farklı bir Afrika karşımıza çıkmıyor maalesef. Uyuşturucu, yoksulluk, suç oranlarının yüksekliği işlenmiş durumda. Sadece teknolojiye çabuk adapte olan bir Afrika var.
Silah şirketlerinde silah üretenlerin silahları satmadaki ihtirasları da ekranlara yansımış. İnsanlığın belki de sonunu silahlanma yarışı getirecek. Hep daha fazlası üretilmek istenilerek nükleer bombalar üretildi. Bundan dolayı dünyada güç dengesizliği de bulunmaktadır. Nükleer güce sahip ülkelerin başına çılgın liderler umarım gelmez diyeyim. Dünyayı karıştırabilirler, tarihte olduğu gibi.
Ozan Dur