İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin Arakan Meselesindeki Tutumu
En temel insani hakları ellerinden alınan Rohingya’lı Müslümanların uğradığı etnik soykırıma karşı dünya devletlerinin tutumu düşündürmeye devam ediyor. Türkiye’nin öncülük ettiği yardım girişimleri büyük çoğunlukla Bangladeş kamplarına yapılıyor, Myanmar hükümetinin izin vermemesinden dolayı Arakan Bölgesi’ne yeteri kadar yardım götürülemiyor. Geçtiğimiz Kurban Bayramı Arefesi’nde başlayıp şiddet boyutu artarak devam eden olaylara karşı gerek Birleşmiş Milletler gerek İslam İşbirliği Teşkilatı takınmaları gereken tutumları takınmamış ve bölgeye gereken yardımları yapmamışlardır. Bunların yanı sıra Myanmar’ın da üyesi bulunduğu Güneydoğu Asya Uluslar Birliği(ASEAN)’in pasifliği de göze çarpmaktadır. Bir önceki yazımda Arakan Müslüman Tarihi ve Arakan Bölgesinde Müslümanlara karşı yıllardır uygulanan etnik soykırım politikalarını ele almıştım.( http://www.ilimvemedeniyet.com/bitmeyen-cile-arakan-myanmar.html). Bu yazıda ise ASEAN’ın Myanmar meselesindeki tutumu ele alınacak ve nüfus yapısı itibariyle Müslüman çoğunluğa sahip olan üye ülkelerin Müslümanlara karşı uygulanan soykırım karşısındaki sessizlik politikalarına değinilecektir.
ASEAN kurucu anlaşmasının amaçları arasında; adalet kavramına, hukuk ve BM ilkelerine saygı çerçevesinde bölgesel barış ve istikrarın sağlanması ibaresi yer almaktadır. Ancak görüldüğü üzere bölgede istikrar ve barışın sağlanması için gerekli adımlar atılmamakta, yapılan katliamlara sessiz kalınmaktadır. Geçtiğimiz günlerde şiddet boyutu artan ve halen devam eden olaylara dünya genelinde tepkiler gösterilse de, gösterilen tepkiler yetersiz kalmaktadır. Arakanlı Müslümanlara yönelik saldırıların ardında ‘de facto’ hükümet olan ordunun bulunması ise katliamların devlet eliyle yapıldığının en bariz kanıtlarındandır. Dolayısıyla barış ve güvenliğe dayalı kurulan ASEAN’ın Myanmar hükümetinin bu tavrını sorgulaması gerekmektedir. Ancak Myanmar hükümetinin dayandığı ve kendine göre yorumladığı “üye ülkelerin iç işlerine karışmama” ilkesi üye ülkelerin Myanmar’a yaptırım uygulamaları ya da Myanmar’ın üyelikten çıkarılması gibi olanakların zorlaştırdığı görülmektedir.
ASEAN sözleşmesinde yer alan “üye ülkelerin birbirlerinin içişlerine karışmaması” ilkesi sözleşmenin en temel maddelerindendir. Ancak bu madde insan hakları sözleşmesine dayalı olduğundan insan hakları ihlalinde ihlalci devlete karşı müdahalede bulunma yetkisi vardır. Başta Malezya ve Endonezya olmak üzere çeşitli üye ülkelerden yapılan açıklamalarda Myanmar hükümetinin derhal şiddete son vermesi istenmiştir. Ancak Myanmar hükümeti Arakan meselesinin Myanmar’ın iç sorunu olduğunu direterek üye ülkeler tarafından yapılan açıklamaları kendi içişlerine karışmak olduğunu dile getirmiştir. Malezya ve Myanmar’ı karşı karşıya getiren bu süreç, Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı şiddetin ötesinde, ASEAN bağlamında siyasi bir krize evrilme olasılığı taşımaktadır. Özellikle 2012 olayları sonrasında Malezya’da hükümet adına yapılan açıklamaların ülkedeki Müslüman gruplarca desteklenmesi, konunun Malezya dışına çıkarak Endonezya ve diğer bölgelerde de karşılık bulmasına vesile olmuştu.
Söz konusu bu maddenin, insan hakları ihlalinde işlevsiz kalacağı, bununda ötesine geçerek “haklı savaş doktrini”nin burada devreye gireceği açıktır. Dolayısıyla insanlık suçlarına karşı sessiz kalmama sorumluluklarını yerine getirmeleri gereken üye ülkelerin, Myanmar hükümetinin ASEAN sözleşmesinde yer alan insan hakları konusundaki bağlayıcı maddeleri neden görmezden geldiğini sorgulamaları gerekmektedir.
ASEAN’ın siyasi birlik konusunda istikrarlı bir yapı oluşturamamasından dolayı, Myanmar’a yönelik ciddi yaptırımların uygulanması ise söz konusu değildir. Ancak konunun ekonomik boyutu düşünüldüğünde, Myanmar’a uygulanacak bir ekonomik yaptırımın caydırıcılık rolünü üstleneceği söylenmektedir. Ekonomik durumu oldukça kötü olan Myanmar’ın ASEAN tarafından ekonomik bir yaptırıma tabi tutulması olayların çözümü için gereklidir. Ancak üye ülkelerin birçoğunun ekonomik durumunun parlak olmamasından dolayı, olası bir ekonomik yaptırımın bölgedeki çıkar dengesini bozacağı ve yaptırım uygulayan ülkelere de zarar vereceği düşünülmektedir. Dolayısıyla uygulansa olaylar bir nebze olsun durur denilen ekonomik yaptırımlar bir türlü uygulanamıyor.
Üye ülkelerin dönem dönem mültecileri kabul etme konusunda sorunlara yol açtığı, hatta 2012 olayları sonrasında Malezya ve Tayland’ın kıyılarına yanaşan tekneleri geri çevirdikleri de bilinmektedir. Çevrilen teknelerin Endonezya’nın Açe eyaletine yanaşmasıyla üye ülkeler arasında mülteci krizi boy göstermiştir. 2012 olaylarından sonra yaşanan bu durumda uluslararası alanda tepkiyle karşılaşan Malezya ve Tayland hükümetleri ve bunlarla aynı politikayı yürüteceğini açıklayan Endonezya hükümeti ‘zorunlu seçmeli’ olarak okyanus sularında gezinen mülteci teknelerinin ancak kendi kıyılarına ulaşması halinde onlara yardım edeceklerini açıklamışlardır. Yapılan bu açıklama ile birlikte başta Müslüman nüfusa sahip Malezya ve Endonezya olmak üzere ASEAN ülkelerinin insan hakları vb. konulara nasıl yaklaştıkları açık bir şekilde gözler önüne serilmiştir.
Bilinmesi gerekir ki; Arakanlı Müslümanlar ‘göçmen’ değillerdir. Arakan Bölgesi’nden zorunlu göçe tabi tutulan Müslümanlar ‘siyasi mülteci’ statüsündedirler. Ancak Malezya ve Endonezya başta olmak üzere ASEAN’a üye birçok devlet BM Mülteciler Sözleşmesini imzalamadıklarından dolayı bu ülkelere yerleşen mültecilere hukuki statü tanınmamaktadır. Dolayısıyla kendi ana yurtlarında bir etnik yapı olarak tanınmayan ve hiçliğe terk edilen Arakanlı Müslümanlara gerek bölgesel gerek küresel örgütlerin desteğiyle hukuki statü tanınmalıdır.
ASEAN sözleşmesinin birinci bölüm yedinci maddesinde yer alan; “iyi yönetim ve hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi” ilkelerinin uygulanması da mevcut Arakan sorununun çözümü için yeterlidir. Üzerine anlaşılan bu ilkelerin uygulanması halinde bölgede Arakan Müslümanlarına yönelik saldırıların son bulacağı düşünülmektedir. Ancak Myanmar hükümeti açık açık bütün ilkeleri ihlal etmektedir.
Görüldüğü üzere Arakan bölgesinde iyi yönetim ya da insan haklarından bahsetmek tamamen olağandışıdır. Myanmar hükümetinin Arakanlı Müslümanlara karşı izlediği soykırım politikalarına üye ülkeler tarafından gereken tepki gösterilmiyor. Dolayısıyla -zaman zaman Malezya ve Endonezya’dan sert açıklamalar gelse de- ASEAN’ın Arakan meselesinde sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Aydın GÜVEN
Yorum Yaz