- ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA
- KURTULUŞ SAVAŞI
- KURTULUŞ SAVAŞI SOVYET YARDIMI
- SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ
- SSCB
- TR SSCB İLİŞKİLERİ
- TÜRK DIŞ POLİTİKASI
- TÜRK DIŞ POLİTİKASI 1920-1932
- TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA ATATÜRK DÖNEMİ
- TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ
- TÜRKİYE - SSCB İLİŞKİLERİ
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE SOVYETLER BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ ATATÜRK DÖNEMİ
- TÜRKİYE SOVYETLER BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiğinde savaşın yenik taraflarından Osmanlı Devleti ile Sevr Anlaşması yapılmak istendi. Osmanlı’nın bu anlaşmayı kabul etmesi noktasında baskı yapan Batılı devletler bir taraftan da ülkenin çeşitli bölgelerinde işgal hareketine başladılar. İşgalin başlangıcından kısa süre sonra Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde başlayan direniş ve Kurtuluş Savaşı neticesinde Sevr gölgede kalmıştır.
Batılı güçler işgal konumunda iken Sovyetler Birliği ve Asya’dan çeşitli Müslüman devletler Kurtuluş Savaşı’nı maddi noktada desteklemiştir. Sovyetler Birliği, Mustafa Kemal öncülüğündeki kadroya gerek silah gerekse diplomatik destek vermiştir. Bu noktada Moskova yönetiminin Kurtuluş Savaşı’nda kritik bir etkisi bulunmaktadır.
Ankara yönetimi İngiltere’nin 1920 yılında İstanbul’un işgaline dek İngiltere ve Sovyetler Birliği ile dengeli bir dış politika gütmüşken işgalin ardından Sovyetler Birliği ile yakınlaşmaya girmiştir. Sovyetler Birliği’nin finansman, silah ve diplomatik desteğinin karşılığında Ankara hükümeti Azerbaycan ve Gürcistan’ın Sovyetler Birliği’ne katılmasını sağlamıştır.
Mustafa Kemal’in mektubu, Bekir Sami’nin Moskova ziyareti ve Ağustos 1920’de imzalanan Türk- Sovyet ön anlaşması ilişkileri somutlaştırmıştır. Bu ön anlaşma ile yapılacak olan Sovyet yardımının Anadolu’ya sevkiyatı için gerekli karayolu bağlantısını Ermenistan engelliyordu. Bunun üzerine Karabekir komutasındaki ordu Ermenistan’a karşı harekete geçip Kars ve Ardahan’ı alarak Gümrü Anlaşması’nı imzalamıştır. (2 Aralık 1920) Sovyetler Birliği de Türk ordusunun ilerleyişinin durması için Ermenistan’ın kalanını işgal etmiştir.
Sovyet askerlerinin Ermenistan’ı işgali Ankara’yı endişelendirse de olası bir gerginlikte sekteye uğrayabilecek silah ve mühimmat yardımı hayati öneme sahipti. Bu sebeple Ankara bu meseleyi görmezden geldi. Yine benzer bir hadise Sovyetler’in Gürcistan’a harekete geçince Ankara hükümeti de harekete geçmiş ve 8 Mart 1921 tarihinde Batum’u aldığını ilan etmiştir. Fakat Ankara Batum yerine ülkenin diğer bölgelerindeki işgallerden kurtulmak amacı ile Sovyetler ile iyi ilişkiler kurmayı tercih etmiştir. Bu doğrultuda Ankara ile Moskova arasında bir anlaşma yapılmıştır.
16 Mart 1921 tarihinde Ankara hükümeti ile Sovyetler arasında “Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması” yapılmıştır. Anlaşma ile Sovyetler Misak-ı Milli çerçevesinde Ankara hükümetini tanımıştır. Ancak anlaşma maddeleri arasında askeri ve mali yardım yer almamıştır. Ankara bu anlaşma ile Misak-ı Milli içerisinde bulunan Batum’dan vazgeçmek durumunda kalmıştır. Yine bu anlaşma ile devletler arasındaki ilişkinin yalnızca karşılıklı çıkar boyutunda kalması ve ideolojik bir yakınlığa dönüşmemesi taahhüt edilmiştir.
Sovyetler Birliği ile yakınlaşma ve Sovyet sınırındaki askerlerin diğer bölgelere kaydırılması ile Ankara, Batılı devletler karşısında elini güçlendirmiştir. Anadolu’nun batısında Yunanistan’ın güneyinde Fransız ve İtalyanların işgali devam ederken Sovyetler ile sağlanan bu yakınlaşma hayati önem taşımıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler ile kurulan iyi ilişkiler, savaş sonrasında da devam etmiştir. Türkiye’nin batılılaşma ve batı toplumu arasına girme hedefi Sovyetleri rahatsız etse de Türkiye’nin henüz Batılı ülkeler ile yaşadığı sorunlar neticesinde Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler devam etmiştir. Bu bağlamda 17 Aralık 1925 tarihinde Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında Dostuk, Tarafsızlık Anlaşması yapılmıştır. Yine 1927 yılında iki ülke arasında ticareti artırmaya yönelik bir anlaşma yapılmıştır.
1930ların ilk yarısına dek iyi ilişkiler devam etmiştir. 1932 yılında Başbakan İsmet İnönü Moskova’ya ziyarette bulunmuştur. Bu ziyaret ile temelde Sovyetler Birliği ile Türkiye’nin arasındaki ilişkinin ekonomi temelli olduğu siyasi ve ideolojik boyuta geçmemesi hususu görüşülmüştür. Ayrıca Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne üyeliği hususunda Moskova’nın onayı alınmak istenmiştir.
Özetle bu dönemde Kurtuluş Savaşı dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve ilk yıllarında Batılı devletlerin karşısında hem destek hem de bir denge noktası olması hasebiyle Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurmuştur. Yine bu dönemde Sovyetler Birliği de Kurtuluş Savaşı’na silah ve mühimmat desteği sağlamış ve Ankara hükümetini tanımıştır.
KAYNAK
Balcı, Ali, Türkiye Dış Politikası: İlkeler, Aktörler, Uygulamalar, 4. Baskı, Etkileşim Yayınları, İstanbul, 2015