İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Avrupa Birliği’nin (AB) bugünkü temellerini, 1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda’nın imzaladığı Paris Antlaşmasıyla kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ile yine aynı ülkelerin 1957 yılında imzaladığı Roma Antlaşmasıyla kurulan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu oluşturmaktadır.
Avrupa bütünleşmesi birbirini takip eden çeşitli genişleme ve derinleşme süreçlerinden geçerek ortak para biriminden, tarım ve göç politikalarına kadar pek çok alanda ortak politikalar uygulayan 28 üyeli bir Birliğe dönüşmüştür. Bu süreçte “genişleme politikası"nın yanında "derinleşme dalgaları" da, Avrupa Birliği’nin en önemli dış politika aracı olmuştur. AB yeni üye devletleri bünyesine katarak ekonomik, siyasi ve jeopolitik açıdan çok daha güçlü bir birlik haline gelmiş ve uluslararası sistemdeki etkinliğini artırmıştır.
Avrupa Birliği, bünyesine dahil ettiği ülkelerin uyum sürecini sağlamak ve gerekli kurumsal düzenleme yapmak için birliğin bütünleşmesini derinleştirme yoluna gitmektedir. Avrupa Birliği’nin tarihine bakıldığında ön plana çıkan derinleşme örnekleri ya da kırılma anları şu şekildedir.
1. 1965 Füzyon Anlaşması: bu anlaşma ile birlikte üç ayrı topluluk olan AKÇT, AET ve EURATOM’un kurumsal yapısı birleştirilmiş ve tek çatı altında toplanmıştır.
2. 1970-1975 Bütçe Anlaşmaları: bu anlaşmalarla birlikte Avrupa toplulukları, kendi bütçe kaynaklarına sahip olarak bir ölçüde mali açıdan bağımsız hale gelmiş ve sonuçta Avrupa Sayıştayı kurulmuştur.
3. 1987 Tek Avrupa Senedi: bu belgenin imzalanması, aynı zamanda ortak pazarın gerçekleştirilmesi için somut bir takvim ortaya koymuş ve sürecin 1993 yılında tamamlanmasını sağlamıştır. (ASİ)-Avrupa Siyasi İşbirliği Mekanizması’nı resmen AT bünyesine katarak entegrasyona siyasal bir boyut eklemiştir.
4. 1993 Maastricht Anlaşması: Bu anlaşma ortaya koyduğu ekonomik, parasal ve siyasal birlik hedefleriyle zaten başlı başına radikal bir dönüşümü simgelemektedir. Bu tarihten itibaren Avrupa’daki entegrasyonu nitelemek için AB kavramı kullanılmaya başlanmıştır. AB kavramını resmileştiren ve AB’yi kuran anlaşmadır.
5. 1999 Amsterdam Anlaşması: Maastricht üzerinde yapılan düzeltme ve yeni düzenlemeler açısından önemlidir. Üç sütunlu yapıda birinci ve üçüncü sütunun içeriklerini ve üçüncü sütunun adını değiştirmiştir. Ortak karar yöntemini genişleterek Parlamento’nun yetkilerini arttırmış, Konsey’de oy birliği gerektiren konuları daha da daraltarak AB’nin ulus-üstü niteliklerini arttırmıştır.
6. 2003 Nice Anlaşması: 2004’teki radikal genişleme öncesinde kurumsal yapıyı, 28 üyeye göre değiştirmiştir. Bu bağlamda parlamento, kensey, komisyon ve diğer AB kurumlarındaki üye dağılımlarını ve temsil yöntemlerini düzenlemiştir. Ayrıca Avrupa vatandaşlarının haklarını ifade eden Temel Haklar Şartı Belgesi’ni ortaya koymuştur.
7. 2009 Lizbon (Reform) Anlaşması: başkanlığı ve dışişleri bakanlığına benzer bir yapıyı getirerek kurumsal yapıyı; Maastricht’ten bu yana en radikal biçimde değiştiren anlaşma olmuştur. 3 sütunlu yapı terk edilmiştir.
Kaynak: Haluk Özdemir, “Avrupa Mantığı – Avrupa Bütünleşmesinin Teori ve Dinamikleri”, 2. Baskı (2015), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
Yorum Yaz