İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Avrupa Birliği’nin giderek daha bütünleşmiş bir federasyona yani devlete benzemeye başladığını söyleyebiliriz.
Avrupa Vatandaşlığı, ulusal vatandaşlıktan farklı niteliklere sahiptir. Öncelikle bu vatandaşlık doğrudan değil, dolaylı olarak elde edilir. Yani Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin vatandaşı olan herkes aynı zamanda Avrupa vatandaşıdır. Eğer ülke üyelikten çıkarsa ya da bireyi vatandaşlığından çıkarırsa Avrupa vatandaşlığı da sona erer. Bir diğer farklılık ise, normal şartlar altında vatandaşlık kavramı hak ve yükümlülükler içerir. Avrupa vatandaşlığı ise sadece hakları içeren bir kavramdır.
Vatandaşların haklarının düzenlendiği ana belge, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı belgesidir. Bu belge, Lizbon Anlaşması ile bağlayıcı hale getirilmiştir. Her ne kadar adı anayasa olmasa da, incelendiğinde belgenin aslında anayasaya çok benzediği görülür. Şartın 5. bölümü vatandaşlık haklarına ayrılmıştır. Buna göre, Avrupa vatandaşları, oturdukları üye ülkede, o ülke vatandaşları gibi hem Avrupa Parlamentosu seçimleri hem de yerel seçimlerde oy kullanma ve aday olma hakkına sahiptir.
Temel Haklar Şartı ile düzenlenen bu haklar, üye ülkeler tarafından tanınarak garanti altına alınmıştır. Dolayısıyla bu belge, AB’nin iç siyasal bütünlüğü sağlaması anlamında son derece önemlidir.
Kaynak: Haluk Özdemir, "Avrupa Mantığı - Avrupa Bütünleşmesinin Teori ve Dinamikleri", 2. Baskı (2015), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.
Yorum Yaz