B2 SEVİYE İNGİLİZCE KELİMELERİ

YABANCI DİL İNGİLİZCE

Bu yazımızda sizlerle İngilizce B2 Kelimelerini paylaşmak istiyoruz.

Not: Bazı kelimelerin kelime olarak anlamı farklı olabilir veya fiil olarak anlamı farklı olabilir. İlk başta yanlış diye düşünmeyin ve aşağıdaki kısaltmaları dikkatlice okuyun. Kelimelerin yanındaki parantezlerde yazanı de dikkatle okuyun. Umarım fayda sağlar. Hayırlı olur umarım.

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Adj: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

İngilizce Türkçe Telaffuz
Abandon (v) Terk etmek  
Absolute (adj) Tam, mutlak  
Academic (n) Akademik  
Acceptable (adj) Kabul edilebilir  
Accompany (v) Eşlik etmek  
Accurate (adj) Doğru, kesin  
Accuse (v) Suçlamak, itham etmek  
Acknowledge (v) Kabul etmek  
Acquire (v) Elde etmek, edinmek  
Actual (adj) Aktüel, gerçek  
Adapt (v) Adapte etmek, uyarlamak  
Additional (adj) Fazladan, ek, ilave  
Address (v) Konuşma yapmak, söylev vermek  
Administration (n) İdare, yönetim  
Adopt (v) Evlat edinmek, benimsemek  
Advance (n., v., adj) Terfi, avans, ilerleme, geliştirmek, ilerlemek, ön, ileri  
Affair (n) Mesele, şey, iş  
Afterwards (adv) Sonradan, sonra  
Agency (n) Acente, ajans  
Agenda (n) Gündem, ajanda  
Aggressive (adj) Agresif  
Aid (n., v) İane, yardım, yardım etmek  
Aircraft (n) Uçak  
Alarm (v) Birini endişelendirmek, korkutmak  
Alter (v) Değiştirmek  
Amount (v) Tutmak, eşdeğer olmak  
Anger (n) Hiddet, sinir, öfke  
Angle (n) Açı, bakış açısı  
Anniversary (n) Yıl dönümü  
Annual (adj) Yıllık  
Anxious (adj) Endişeli, kaygılı

-

 
Apparent (adj) Aşikâr, ortada, belirgin  
Apparently (adv) Görünüşe göre  
Appeal (n., v) Ricada bulunma, isteme, çekicilik, hoşluk, talep etmek, cezbetmek  
Approach (n., v) Yaklaşım, yaklaşmak  
Appropriate (adj) Münasip, uygun  
Approval (n) Tasvip, onaylama  
Approve (v) Onaylamak, izin vermek, kabul etmek  
Arise (v) Ortaya çıkmak, zuhur etmek, kalkmak  
Armed (adj) Silahlı,  
Arms (n) Arma, silahlar  
Artificial (adj) Yapay, samimi olmayan *

 

Artistic (adj) Artistik  
Ashamed (adj) Mahcup, utanmış  
Aspect (n) Hal, taraf, yön  
Assess (v) Değerlendirmek  
Assessment (n) Değerlendirme  
Associate (v) İlişkilendirmek, bağdaştırmak  
Associated (adj) Bağlantılı, ilişkili  
Association (n) Dernek, cemiyet, arkadaşlık, ortaklık  
Assume (v) Varsaymak  
Attempt (n., v) Teşebbüs, teşebbüs etmek  
Back (v) Desteklemek, yardım etmek  
Bacteria (n) Bakteri  
Bar (v) Engel olmak  
Barrier (n) Bariyer  
Basically (adv) Esasen, aslında, temel olarak  
Battle (v) Mücadele etmek  
Beat (n) Kalp atışı, ritim  
Beg (v) Yalvarmak  
Bent (adj) Eğilmiş, bükülmüş  
Bet (v., n) Bahse girmek, bahis iddia  
Beyond (prep., adv) Ötesinde, öte tarafında, belli bir zaman ve süreden sonra devam eden  
Bill (v) Faturalandırmak  
Bitter (adj) Kızgın, içerlemiş, kin ve kızgınlık dolu  
Blame (v., n) Suçlamak, suç, kabahat  
Bond (n) Bağ, ilişki  
Border (v) Çizgi çekmek, sınır çizmek  
Brief (adj) Kısa, öz  
Broad (adj) Geniş  
Broadcast (v., n) Yayın yapmak, radyo, TV yayını  
Budget (n) Bütçe  
Bullet (n) Mermi, kurşun  
Bunch (n) Topluluk, grup  
Burn (n) Yanma, yanık  
Bush (n) Çalı  
Cable (n) Telefon-elektrik kablosu  
Calculate (v) Hesaplamak  
Cancel (v) İptal etmek, damgalamak  
Cancer (n) Kanser  (Allah muhafaza)  
Capable (adj) Yeterli, güçlü, muktedir  
Capacity (n) Kapasite  
Capture (v., n) Ele geçirmek, esir etmek, tutsak, mahkûm  
Cast (n., v) Oyuncu seçimi yapmak, fırlatmak, atmak, bütün oyuncu kadrosu  
Catch (n) Yakalama, bit yeniği, av  
Cell (n) Hücre  
Chain (v) Peş peşe olanlar (n), zincirlemek  
Chair (v) Oturumu yönetmek  
Chairman (n) Başkan, reis  
Challenge (v) Zora sokmak, meydan okumak  
Characteristic (n., adj) Karakteristik  
Chart (v) Kaydetmek, harita yapmak  
Chief (adj., n) Başlıca, en önemli, şef, başkan,  
Circumstance (n) Koşul, durum, vaziyet  
Cite (v) Bahsetmek, değinmek  
Citizen (n) Vatandaş, sakin, yerli  
Civil (adj) Sivillere ilişkin  
Classic (adj., n) Klasik  
Closely (adv) Yakından, dikkatlice, ilişkili, bağlantılı, işbirliği içinde  
Collapse (v., n) Çökmek, yıkılmak, çökme, yıkılma  
Combination (n) Birleşim, karışım  
Comfort (n., v) Rahatlık, rahatlatmak  
Command (n., v) Emir, buyruk, komuta etmek  
Commission (n., v) Komisyon, görevlendirmek  
Commitment (n) Sadakat, bağlılık  
Committee (n) Komite  
Commonly (adv) Genellikle  
Complex (n) Kompleks  
Complicated (adj) Karmaşık, zor  
Component (n) Parça, unsur  
Concentration (n) Konsantrasyon  
Concept (n) Fikir, kavram, konsept  
Concern (n., v) Endişe, endişelenmek  
Concerned (adj) Tedirgin  
Conduct (v., n) Davranış, tutum, düzenlemek  
Confidence (n) Güven, itimat  
Conflict (n., v) Anlaşmazlık, çatışmak  
Confusing (adj) Yanıltıcı, karmaşık  
Conscious (adj) Bilinçli, şuurlu  
Conservative (adj., n) Muhafazakâr  
Consideration (n) Enine boyuna düşünme  
Consistent (adj) Tutarlı, istikrarlı  
Constant (adj) Sürekli, devamlı  
Constantly (adv) Sürekli olarak  
Construct (v) İnşa etmek, yapmak  
Construction (n) İnşa etme, yapma  
Contemporary (adj) Çağdaş, modern  
Contest (n., v) Yarışma, yarışmak, itiraz etmek  
Contract (n., v) Sözleşme, sözleşmek  
Contribute (v) Katkı sağlamak  
Contribution (n) Katkı  
Convert (v) Değiştirmek, dinini değiştirmek  
Convinced (adj) Emin, inanmış  
Core (n., adj) Esas, öz  
Corporate (adj) Şirkete ait, kurumsal  
Council (n) Konsül  
County (n) İdari bölge  
Courage (n) Cesaret  
Crash (n., v) Çökme, iflas, kaza yapmak, çökmek  
Creation (n) Yaratmak  
Creature (n) Yaratık  
Credit (v) Hesaba para yatırmak, inanmak  
Crew (n) Mürettebat, ekip  
Crisis (n) Kriz  
Criterion (n) Kriter  
Critic (n) Kritik  
Critical (adj) Eleştirel, can alıcı, tehlikeli  
Criticism (n) Eleştiri  
Criticize (v) Eleştirmek  
Crop (n) Ürün  
Crucial (adj) Kritik, çok önemli  
Cry (n) Bağırma, ağlama, ötme  
Cure (v., n) Tedavi, tedavi etmek  
Current (n) Geçerli  
Curve (n., v) Eğri, eğilmek  
Curved (adj) Eğri  
Date (v) Biriyle çıkmak, tarih atmak, tarihini tespit etmek  
Debate (n., v) Tartışma, tartışmak  
Debt (n) Borç  
Decent (adj) Tatmin edici, doğru, dürüst  
Declare (v) Deklare etmek  
Decline (v., n) Düşüş, düşmek  
Decoration (n) Dekorasyon  
Decrease (v., n) Artış, artmak  
Deeply (adv) Çok  
Defeat (v., n) Galip gelmek, yenilgi  
Defence (n) Savunma, koruma  
Defend (v) Savunmak  
Delay (v., n) Erteleme, ertelemek  
Deliberate (adj) Kasıtlı  
Deliberately (adv) Kasıtlı olarak  
Delight (v., n) Sevinç, neşe, keyiflendirmek  
Delighted (adj) Memnun, sevinçli  
Delivery (n) Dağıtım, doğum  
Demand (n., v) Talep, talep etmek  
Demonstrate (v) Göstermek  
Deny (v) Reddetmek  
Depressed (adj) Canı sıkkın, bunalımlı  
Depressing (adj) Kasvetli, iç karartıcı  
Depth (n) Derin  
Desert (v) Terk etmek  
Deserve (v) Hak etmek  
Desire (n., v) İstek, istemek  
Desperate (adj) Çaresiz, her şeyi göze almış  
Detail (v) Ayrıntıyla anlatmak  
Detailed (adj) Detaylı  
Detect (v) Keşfetmek  
Dig (v) Kazmak  
Disc (n) Disk  
Discipline (n) Disiplin  
Discount (v) İndirmek, indirip yapmak, ehemmiyet vermemek  
Dishonest (adj) Sahtekâr, yalancı  
Dismiss (v) Kovmak  
Display (v., n) Sergi, sergilemek  
Distribute (v) Dağıtmak  
Distribution (n) Dağıtım  
District (n) Bölge  
Division (n) Paylaşma, bölüşme, bölüm  
Domestic (adj) Evle alakalı, ülke içi  
Dominate (v) Egemen olmak, hâkim olmak  
Downwards (adv) Aşağı doğru  
Dozen (n., det) Düzine  
Draft (n., v) Taslak, taslak hazırlamak, askere almak  
Drag (v) Sürüklemek (birini)  
Dramatic (adj) Dramatik  
Edit (v) Editlemek  
Edition (n) Baskı, bölüm,  
Efficient (adj) Verimli, üretken  
Elderly (adj) Yaşlı  
Elect (v) Seçmek  
Elsewhere (adv) Başka yerde  
Emerge (v) Görünmek, belirmek, ortaya çıkmak  
Emotional (adj) Hisli, duygulu  
Emphasis (n) Önem, ehemmiyet, vurgu  
Emphasize (v) Vurgulamak  
Enable (v) Mümkün kılmak  
Encounter (v., n) Tecrübe etmek, ansızın karşılaşmak  
Engage (v) İlgilendirmek, meşgul etmek  
Enhance (v) Geliştirmek, katkıda bulunmak  
Enquiry (n) Soru, soruşturma  
Ensure (v) Temin etmek, garantiye almak  
Enthusiasm (n) Coşku, heyecan  
Enthusiastic (adj) Coşkulu  
Entire (adj) Tüm, bütün  
Entirely (adv) Bütünüyle, tamamıyla  
Equal (n) Eşit, aynı  
Establish (v) Kurmak  
Estate (n) Varlık  
Estimate (v., n) Tahmin, tahmin etmek  
Ethical (adj) Etik  
Evaluate (v) Değerlendirmek  
Even (adj) Düz, engebesiz  
Evil (adj., n) Kötü, canavar  
Examination (n) İnceleme, tetkik  
Excuse (n., v) Affetmek, bağışlamak, mazeret  
Executive (n., adj) Yönetim, icra, pahalı ve şık  
Existence (n) Varlık, var oluş  
Expectation (n) Umut  
Expense (n) Masraf  
Exploration (n) Keşif  
Expose (v) Maruz kalmak  
Extend (v) Uzatmak  
Extent (n) Ölçü, derece  
External (adj) Harici, dış  
Extraordinary (adj) Olağan dışı, garip  
Extreme (n) Aşırı  
Facility (n) Tesis, bina  
Failure (n) Başarısızlık  
Faith (n) İnanç  
Fault (n) Hata  
Favour (v) Beğenmek, kayırmak  
Feather (n) Tüy  
Fee (n) Ücret  
Feed (n) Besin, yiyecek  
Feedback (n) Geri bildirim  
Feel (n) His, duygu  
Fellow (adj) Hemşeri, arkadaş  
Figure (v) Bir şeyin parçası olmak, hesaplamak  
File (v) Dosyalamak  
Finance (n., v) Maliye, parasal kaynak sağlamak  
Finding (n) Bulgu, sonuç  
Firm (n) Şirket, firma  
Fix (n) Çıkmaz, zorluk  
Flame (n) Alev  
Flash (n., v) Parıltı, parıldamak  
Flexible (adj) Esnek  
Float (v) Yüzmek  
Fold (n) Kat, kıvrım  
Folding (adj) Katlanabilir  
Following (prep) Sonrasında, sonucunda  
Forgive (v) Bağışlamak  
Former (adj) Önceki  
Fortune (n) Kader, şans  
Forward (adj) İleri  
Found (v) Bulmak  
Free (v) Özgürleştirmek  
Freedom (n) Özgürlük  
Frequency (n) Sıklık  
Fuel (v) Yakıt sağlamak, desteklemek  
Fully (adv) Tamamıyla, iyice  
Function (v) Çalışmak, işlemek  
Fund (n., v) Fon, kaynak, kaynak sağlamak  
Fundamental (adj) Temel, asıl, esas  
Funding (n) Fon, kaynak oluşturma  
Furthermore (adv) Dahası, ayrıca  
Gain (v., n) Artmak, çoğalmak, elde etmek, kazanç  
Gang (n) Çete, şebeke  
Generate (v) Ortaya çıkarmak, oluşturmak  
Genre (n) Çeşit, tarz  
Govern (v) Yönetmek  
Grab (v) Tutmak, atlamak, kaçırmamak  
Grade (v) Seviyelere ayırmak, değerlendirmek  
Gradually (adv) Azar azar, zamanla  
Grand (adj) Görkemli  
Grant (v., n) Vermek, tahsis etmek, ödenek, burs  
Guarantee (v., n) Garanti, güvence vermek, söz vermek  
Handle (v., n) Başa çıkmak, dokunmak, ticaret yapmak, kol, kulp  
Harm (n., v) Zarar, zarar vermek  
Harmful (adj) Zararlı  
Hearing (n) İşitme, duruşma  
Heaven (n) Cennet  
Heel (n) Ayak topuğu  
Hell (n) Cehennem

 

(Allah muhafaza)

 
Hesitate (v) Tereddüt etmek  
High (n) Zirve, tepe, heyecan  
Hire (n) Kira  
Hold (n) Tutma, tutuş  
Hollow (adj) Kovuk, oyuk  
Holy (adj) Kutsal  
Honour (n., v) Şeref, haysiyet, onur  
Host (v) Ev sahipliği yapmak  
House (v) Barındırmak  
Household (n) Hane halkı  
Housing (n) Mesken, yerleşim  
Humorous (adj) Komik, gülünç  
Humour (n) Espri, mizah  
Hunt (n) Arama, av  
Hunting (n) Avlanma  
Hurt (n) İncitme  
İdeal (n) İdeal  
Illustrate (v) Resimlemek, örneklerle anlatmak  
Illustration (n) Resim  
Imagination (n) Hayal, zihin  
Impatient (adj) Tahammülsüz, sabırsız  
Imply (v) Uygulamak  
Impose (v) Uygulamak, zorlamak  
Impress (v) Vurgulamak  
Impressed (adj) Etkilenmiş  
Inch (n) İnç  
Incident (n) Olay, vaka  
Income (n) Gelir  
Increasingly (adv) Artarak  
Industrial (adj) Endüstriyel  
Infection (n) Enfeksiyon  
Inform (v) Haber vermek, bildirmek  
Initial (adj) İlk, başta olan  
Initially (adv) İlk başta, ilkin  
Initiative (n) Girişim, teşebbüs  
Inner (adj) İç, dahili  
Insight (n) Anlayış, kavrayış  
Insist (v) Israr etmek  
Inspire (v) Teşvik etmek  
Install (v) Kurmak, tesis etmek  
Instance (n) Örnek  
Institute (n) Enstitü  
Institution (n) Kurum, kuruluş  
Insurance (n) Sigorta  
Intended (adj) Planlanan, istenilen  
Intense (adj) Yoğun  
Internal (adj) İç, dahili  
Interpret (v) Yorumlamak  
Interrupt (v) Konuşmayı kesmek  
Investigation (n) Soruşturma  
Investment (n) Yatırım  
Issue (v) Resmen bildirmek, söylemek  
Joy (n) Sevinç, mutluluk  
Judgement (n) Yargı, hüküm  
Junior (adj) Düşük rütbeli, genç  
Justice (n) Adalet  
Justify (v) Haklı göstermek  
Labour (n) Çalışma, işçiler, doğum  
Landscape (n) Manzara  
Largely (adv) Çoğunlukla  
Latest (n) Son, en son  
Launch (v., n) (gemi) suya indirmek, uzaya fırlatmak, başlatmak, piyasaya sürmek  
Leadership (n) Liderlik  
League (n) Lig  
Lean (v) Eğilmek  
Leave (n) İzin, dinlenme  
Level (v) Düzleştirmek, yıkmak  
Licence (n) Lisans  
Limited (adj) Sınırlı  
Line (v) Bir hizada olmak  
Lively (adj) Canlı, ateşli  
Load (n., v) Yük, yüklemek, doldurmak  
Loan (n) Borç  
Logical (adj) Mantıklı  
Long-term (adj., adv) Uzun dönem  
Loose (adj) Gevşek  
Lord (n) Lort  
Low (n) Alçak, aşağıda  
Lower (v) İndirmek, azaltmak  
Lung (n) Akciğer  
Maintain (v) Sürdürmek  
Majority (n) Çoğunluk  
Make (n) Üretici firma adı  
Map (v) Haritasını yapmak  
Mass (n., adj) Yığın, toplu, kitle  
Massive (adj) Muazzam, iri, çok büyük  
Master (n., v) Efendi, sahip, öğretmen,

Ustalık kazanmak

 
Matching (adj) Uygun, uyumlu olan  
Material (adj) Materyal  
Maximum (adj., n) Maksimum  
Means (n) Vasıta, yol, araç, para, varlık  
Measurement (n) Ölçme, ölçüm  
Medium (n) Orta, vasat  
Melt (v) Erimek  
Military (adj., n) Askeri  
Mineral (n) Mineral  
Minimum (adj., n) Minimum  
Minister (n) Bakan  
Minor (adj) Önemsiz, basit  
Minority (n) Azınlık  
Mission (n) Misyon  
Mistake (v) Yanlış anlamak, yanılmak  
Mixed (adj) Karışık  
Model (v) Mankenlik yapmak  
Modify (v) Değişiklik yapmak  
Monitor (n., v) Bilgisayar ekranı, denetlemek, kontrol etmek  
Moral (adj., n) Ahlaki  
Motor (n., adj) Motor, arabalarla ilgili  
Mount (v) Başlatmak, harekete geçirmek, artmak  
Multiple (adj) Çoklu  
Multiply (v) Artırmak, çoğaltmak  
Mysterious (adj) Gizemli  
Narrow (v) Daraltmak, azaltmak, küçültmek  
National (n) Ulusal  
Neat (adj) Düzenli, tertipli  
Negative (n) Negatif  
Nerve (n) Sinir  
Nevertheless (adv) Bununla beraber, buna rağmen  
Nightmare (n) Kabus  
Notion (n) Fikir, idea  
Numerous (adj) Çok  
Obey (v) İtaat etmek  
Object (v) Karşı çıkmak  
Objective (n., adj) Objektif  
Obligation (n) Zorunluluk  
Observation (n) İnceleme, gözlem  
Observe (v) İncelemek  
Obtain (v) Elde etmek  
Occasionally (adv) Ara sıra  
Offence (n) Suç, kabahat  
Offend (v) Kırmak, gücendirmek  
Offensive (adj) Gücendirici  
Official (n) Resmi  
Opening (n) Açılış  
Operate (v) İşlemek, faaliyet göstermek  
Opponent (n) Rakip, muhalif  
Oppose (v) Karşı çıkmak  
Opposed (adj) Karşıt  
Opposition (n) Aykırılık, muhalefet  
Organ (n) Organ  
Origin (n) Kaynak, köken  
Otherwise (adv) Yoksa, …nın dışında  
Outcome (n) Sonuç, netice  
Outer (adj) Dış, dıştaki  
Outline (n., v) Ana hatlar, ana hatlarını açıklamak  
Overall (adj., adv) Tümü, hepsi, tamamı  
Owe (v) Borçlu olmak  
Pace (n., v) Hız, sürat, adım, adımlamak  
Package (v) Paketlemek, allayıp pullamak  
Panel (n) Panel  
Parliament (n) Parlamento  
Participant (n) Katılımcı  
Partly (adv) Kısmen, sınırlı olarak  
Passage (n) Pasaj  
Patient (adj) Sabırlı, tahammüllü  
Permanent (adj) Kalıcı  
Permit (v., n) İzin vermek, izin  
Perspective (n) Perspektif  
Phase (n) Evre, aşama  
Phenomenon (n) Fenomen  
Philosophy (n) Felsefe  
Pick (n) Kazma  
Picture (v) Düşünmek, resmini yapmak  
Pile (n., v) Yığın, küme, yığmak, kümelemek  
Pitch (n) Spor sahası  
Plain (adj) Sade, basit  
Plot (v) Haince plan yapmak, haritada göstermek  
Pointed (adj) Sivri  
Popularity (n) Popülerlik  
Pose (v) Sorun çıkarmak, poz vermek  
Position (v) Pozisyon  
Positive (n) Pozitif  
Possess (v) Sahip olmak  
Potential (adj., n) Potansiyel  
Power (v) Enerji vermek, çalıştırmak  
Praise (n., v) Övmek, methiyeler düzmek  
Pregnant (adj) Hamile  
Preparation (n) Hazırlık  
Presence (n) Varlık, bulunma  
Preserve (v) Korumak, muhafaza etmek  
Price (v) Fiyatlandırmak  
Prime (adj) Asıl, esas, baş  
Principle (n) Prensip  
Print (n) Baskı  
Priority (n) Öncelik  
Privacy (n) Gizlilik  
Procedure (n) Prosedür  
Process (v) İşlemek  
Produce (v) Üretmek  
Professional (n) Profesyonel  
Progress (v) İlerlemek  
Project (v) Tasarlamak, görüntüyü duvara yansıtmak  
Proof (n) Kanıt  
Proposal (n) Öneri  
Propose (v) Önermek  
Prospect (n) Olasılık, ihtimal  
Protection (n) Koruma  
Psychologist (n) Psikolog  
Psychology (n) Psikoloji  
Publication (n) Yayım  
Pupil (n) Öğrenci  
Purchase (n., v) Satın almak  
Pure (adj) Saf  
Pursue (v) Kovalamak  
Range (v) Sıraya koymak, arasında değişmek, uzanmak  
Rank (n., v) Rütbe, mevki, dahil olmak  
Rapid (adj) Hızlı, süratli  
Rapidly (adv) Hızlı bir şekilde  
Rate (v) Oran  
Raw (adj) Çiğ, ham  
Reach (n) Mesafe, uzantı  
realistic (adj) Realist  
Reasonable (adj) Mantıklı  
Recall (v) Hatırlamak, geri çağırmak  
Recover (v) İyileşmek  
Reduction (n) Azaltma, indirim  
Regard (v., n) Olarak kabul etmek, dikkate almak, saygı, hürmet  
Regional (adj) Bölgesel  
Register (v., n) Kaydetmek, ifade etmek, göstermek, kütük, kayıt defteri  
Regret (v., n) Pişman olmak, üzülmek, pişmanlık  
Regulation (n) Tüzük, yönetmelik  
Relatively (adv) Nispeten, göreli olarak  
Relevant (adj) Konuyla ilgili  
Relief (n) Rahatlama, ferahlama  
Rely (v) Güvenmek, dayanmak  
Remark (n., v) Söz, laf, demek, söylemek  
Representative (n., adj) Temsilci, delege, temsil eden  
Reputation (n) Ün, şöhret  
Requirement (n) Gereklilik, koşul  
Rescue (v., n) Kurtarmak  
Reserve (n., v) Yedek, ayırmak, tahsis etmek  
Resident (n., adj) Sakin, oturan  
Resist (v) Direnmek, karşı koymak  
Resolve (v) Kesin karar vermek  
Resort (n) Tatil yeri  
Retain (v) Sürdürmek, alıkoymak  
Reveal (v) Meydana çıkarmak, ortaya çıkarmak  
Revolution (n) Devrim  
Reward (n., v) Ödül, ödüllendirmek  
Rhythm (n) Ritim  
Rid (v) …den kurtulmak, son vermek  
Root (n) Kök  
Round (n) Yuvarlak  
Routine (adj) Rutin  
Rub (v) Sürtmek, ovmak  
Rubber (n., adj) Kauçuk, lastik  
Rural (adj) Kırsal  
Rush (v., n) Telaş, acele etmek  
Sample (v) Örnek  
Satellite (n) Uydu  
Satisfied (adj) Memnun  
Satisfy (v) Tatmin etmek  
Saving (n) Tasarruf, birikim  
Scale (n) Tartar, ölçek  
Schedule (v) Planlamak, tasarlamak  
Scheme (n) Tasarı, proje  
Scream (v., n) Çığlık, çığlık atmak  
Screen (v) Teşhis etmek, soruşturmak, televizyonda göstermek  
Sector (n) Sektör  
Secure (v., adj) Sağlamlaştırmak, güvenceye almak, güvenceli  
Seek (v) Aramak  
Select (v) Seçmek  
Selection (n) Seçme  
Self (n) Kendi  
Senior (adj) Kıdemli  
Sense (v) Algılamak, hissetmek  
Sensitive (adj) Duyarlı, hassas  
Sentence (v) Mahkum etmek, ceza vermek  
Sequence (n) Dizi, zincir  
Session (n) Dönem, oturum  
Settle (v) Yerleşmek  
Severe (adj) Çok kötü, sert, katı  
Shade (n) Gölge, (açık, koyu) renk tonu, gölgelik  
Shadow (n) Gölge, loşluk  
Shallow (adj) Sığ, yüzeysel  
Shame (n) Utanç  
Shape (v) Biçim vermek, şekillendirmek  
Shelter (n., v) Sığınak, korunak, sığınmak  
Shift (v) Değiştirmek, vardiya  
Ship (v) Göndermek, sevk etmek  
Shock (n., v) Şok, şok etmek  
Shocked (adj) Şok olmuş  
Shot (n) Atış, vuruş, resim  
Significant (adj) Önemli, değerli  
Significantly (adv) Manalı bir şekilde, önemli derecede  
Silence (n) Sessizlik  
Silk (n) İpek  
Sincere (adj) Samimi, içten  
Slave (n) Köle  
Slide (v., n) Kaydırmak, kaymak, kayma, slayt  
Slight (adj) Ufak, az, hafif  
Slip (v) Kaymak, sürçmek  
Slope (n., v) Bayır, yokuş, meyletmek  
Solar (adj) Güneş  
Somewhat (adv) Birazcık, bir dereceye kadar  
Soul (n) Ruh  
Specialist (n., adj) Uzman  
Species (n) Tür  
Speed (v) Hız yapmak  
Spiritual (adj) Ruhani  
Split (v., n) Bölünmek, parçalanmak, bölmek, parçalara ayırmak  
Sponsor (v., n) Desteklemek, finanse etmek  
Spot (v) Görmek, ayırt etmek  
Spread (n) Yayılma, dağılma, ekmeğe sürülen ezme, özel sayfa  
Stable (adj) Stabil  
Stage (v) Sahnelemek, yapmak, hazırlamak  
Stand (n) Tezgah, tribün, sehpa  
Stare (v) Dik dik bakmak  
Status (n) Statü, konum  
Steady (adj) Devamlı, sürekli, düzenli  
Steel (n) Çelik  
Steep (adj) Dik, sarp, önemli, fahiş  
Step (v) Yürümek  
Sticky (adj) Yapış yapış  
Stiff (adj) Sert, katı  
Stock (n) Stok  
Stream (n) Çay, dere, akıntı  
Stretch (v., n) Uzanmak, yayılmak, alan, saha  
Strict (adj) Sert, katı  
Strike (v., n) Vurmak, birden düşünmek, grev yapmak, saldırmak, grev, saldırı  
Structure (v) İtinalı bir şekilde düzenlemek  
Struggle (v., n) Çaba sarf etmek, mücadele  
Stuff (v) Tıkmak, tıka basa doldurmak, dolma yapmak  
Subject (adj) Bağımlı  
Submit (v) Sunmak, arz etmek  
Sum (n., v) Toplam, tutar, toplamak  
Surgery (n) Ameliyat  
Surround (v) Kuşatmak  
Surrounding (adj) Çevre, kuşatma  
Survey (v) Araştırmak  
Suspect (v., n) Şüphelenmek, kuşkulanmak  
Swear (v) Küfretmek, yemin etmek  
Sweep (v) Süpürmek  
Switch (n) Değişme, anahtar  
Sympathy (n) Sempati  
Tale (n) Masal  
Tank (n) Tank  
Target (v) Hedeflemek  
Temporary (adj) Geçici  
Term (v) İsimlendirmek  
Therapy (n) Terapi  
Threat (n) Tehdit  
Threaten (v) Tehdit etmek  
Thus (adv) Böylece, bu nedenle  
Time (v) Zamanlamak, zamanını ölçmek  
Title (v) Başlık atmak  
Tone (n) Ton  
Tough (adj) Zorlu, çetin  
Track (v) İzlemek (iz vb)  
Transfer (v., n) Transfer, nakletmek  
Transform (v) Dönüşmek, dönüştürmek  
Transition (n) Geçiş  
Trial (n) Duruşma, yargılama  
Trip (v) Tökezlemek, takılmak  
Tropical (adj) Tropikal  
Trouble (v) Canını sıkmak, sıkıntı vermek  
Truly (adv) Tamamen, sahiden  
Trust (n., v) Güven, inanç, güvenmek  
Try (n) Girişme, teşebbüs  
Tune (n) Name, ezgi  
Tunnel (n) Tünel  
Ultimately (adv) Eninde sonunda  
Unconscious (adj) Bilinçsiz, şuursuz  
Unexpected (adj) Beklenmeyen  
Upper (adj) Üst, yukarı  
Upwards (adv) Yukarıya, daha fazla  
Urban (adj) Şehirsel, kentsel  
Urge (v) Teşvik etmek, dürtmek  
Value (v) Değerli olmak, değer vermek  
Vary (v) Çeşitlenmek  
Vast (adj) Geniş  
Venue (n) Olayın gerçekleştiği yer  
Via (prep) Aracılığıyla  
Victory (n) Zafer  
Violence (n) Şiddet  
Virtual (adj) Sanal  
Vision (n) Görme  
Visual (adj) Görsel  
Vital (adj) Hayati  
Vitamin (n) Vitamin  
Volume (n) Hacim, cilt, sayı  
Wage (n) Maaş, ücret  
Way (adv) Çok, aşırı, fazla  
Weakness (n) Zayıflık  
Wealth (n) Zenginlik  
Wealthy (adj) Zengin  
Whereas (conj) Oysa, halbuki  
Wherever (conj) Her nereye, her nerede  
Whisper (v., n) Fısıltı, fısıldamak  
Whom (pron) Kime, kim  
Widely (adv) Genişçe  
Wildlife (n) Vahşi hayat  
Willing (adj) İstekli, hevesli  
Wind (v) Nefesini kesmek  
Wire (n) Tel, kablo  
Wise (adj) Akıllı  
Witness (n., v) Tanış, şahit, şahit olmak  
Wound (n., v) Yara, yaralamak  
Wrap (v) Sarmak  
Zone (n) Kuşak, bölge  


Hazırlayan: Ozan Dur

Faydalı olması temennisiyle

PDF'si için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

B2 Seviye İngilizce Kelimeleri

Ozan Dur
Ozan Dur

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden mezun Filistin ve İran Araştırmaları- yazar [email protected] Poliglot (8), dillere dair Çalışma Alanım Ortadoğu ve Diller

Yorum Yaz