İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Adnan Menderes'in toprak ile münasebeti, tüm köylülerin garipseyici bakışları altında sürdü. Aralarındaki ilişki, fani bir halde değil entelektüel bir alaka içerisindeydi. Kasabalılar için çok yabancı bir dünyaydı. Adnan Menderes belli başlı bir kültür seviyesindeydi. Onun toprak ile alakası şu sözlerinden belliydi:
"Ben; hem bu çiftliği, hem bunun etrafında yaşayan insanların dostluğunu kazanmak için muvaffakiyetimi, artık gözü görmeyen bir ninenin, gergefte nakış işlemesi gibi, bütün duygularımı vererek işledim."
Menderes çiftlikte kaldığı yıllar boyunca yaşadığı tüm hadiselerden ders almaya çalıştı. Köylüye dağıtacağı toprağı ve ürünü herkese hakkıyla dağıttı. Fedakarlık yapması gereken yerde fedakarlığını yaptı. Bu ulviyete o kadar inandı ki; Demokrat Parti'nin kuruluş aşamasında gücünü bu "köylü canlısı ağa" sıfatına dayadı.
Başvekilin olgunlaşma dönemini özetleyecek olursak; İstiklal Harbi sonunda 23 yaşına giren Adnan Menderes, hayatının pişme dönemini Çakırbeyli'de bir yandan çizmeleriyle at koşturmuş bir yandan kredi ve kooperatif işleriyle ilgilenmiş bir taraftan da vefalı dostu(!) Ethem ile vakit geçirmiştir. Birkaç yıl sonra da Evliyazadelerin kızı Berrin Hanımla evlenmiştir. Bu muhterem ailenin maalesef ki esrarlı bir hususiyeti vardır. Aileye giren erkeklerin üçünün de ömrü üç ayaklı sehpada son bulmuştur. Meşhur ittihatçı, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün eski başkanı Doktor Nazım, Dışişleri Eski Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve 9. Türkiye Başbakanı Adnan Menderes...
Menderes politika hayatına yine Ethem Bey'le beraber Fethi Okyar'ın başında bulunduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası'na girerek başladı. Onu politikaya iten belli başlı sebeplerden biri, köylünün ekonomik ve sosyal şartlarında gördüğü geriliktir. Bunun giderilme çaresini toprak veriminin artırılmasında, ziraatın teknikleşmesinde bunun için de kooperatifçiliğin gelişmesinde görmektedir.
1929'da patlak veren Dünya iktisadi buhranı vatana da yayılmıştı. Osmanlı bakiyesinde kurulan ülkede yokluk havası esmeye başlamıştı. Buna çare olarak çok partili siyasal yaşama geçiş yolunda ikinci deneme olan ve Gazi Mustafa Kemal'in önerisi ve onayıyla kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın neredeyse tüm azalarını Mustafa Kemal tayin eder. Tahsisatını da o verir. Mustafa Kemal'e göre her şey kardeşçe geçecektir. Ancak Şevket Süreyya Aydemir'in de söylediği gibi Mustafa Kemal'in de yapamayacağı şeyler vardır. O günün şartlarında doğan Serbest Cumhuriyet Fırka "başka bir yere bakan" parti konumuna dönüşmüştür. Bu oluşumla birlikte Türkiye'yle ilgili birçok tercih oluşmuştur. Fethi Bey arkadaşlarıyla birlikte parti teşkilatı için İzmir'e seyahate çıkar. Vapur rıhtıma yaklaşırken kırk bin kişi "Yaşasın Gazi, Yaşasın Fethi Bey" diye bağırarak beklemekteydi. Karşılamada çıkan olaylarda 14 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybedecek ve cansız vücudunu kucağına alan babası gözlerinden yaşlar boşalarak Fethi Bey'in önüne çıkar ve şu tarihi sözleri söyler:
"İşte size bir kurban! Başkalarını da veririz... Yalnız sen bu memleketi kurtar... Bizi kurtar!"
Bu feryat, halk-bürokrasi çatışmasının simgesi olur. Fırka, gerçek bir halk hareketi haline gelir. Kendi kendini feshetmeye mecbur bırakılması, fırkanın başarısızlığından değil, halkın desteğini kazanmış olmasındandır. Meydanların tekrar dolması 16 seneyi alır.
Atatürk bu partinin yarattığı büyük muhalefet cereyanının sebeplerini anlamak için çıktığı memleket gezisinde Aydın'a da uğrar. Menderes ile Atatürk orada tanışırlar. Atatürk, Menderes'in sözlerini cesur buldu. Tenkitleri yerinde ve düşünceleri mantıklı idi. Hemen Halk Partisi'ne davet etti.
Abdulvahap DUMAN
Yorum Yaz