Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul Şehir Üniversitesi’nin hami üniversiteye devri ile ilişkilendirilerek BİSAV yönetiminin komisyona devredilmek suretiyle yapılan müdahalenin adaletsiz ve hareketimiz nezdinde geçersiz olduğunu tüm mensuplarımıza ve kamuoyuna duyurmak isteriz.
Kurulduğu günden beri (1986) “Özgür ve hoşgörülü bir çalışma, araştırma ve tartışma ortamında; evrensel, ulusal ve mesleki bilgi ve düşüncelerin sorgulanması, yeniden üretilmesi, yaygınlaştırılması ve insanlık yararına uygulanması yolunda kesintisiz çaba harcamak. Bu çaba içindeki yetenekli bilim ve düşünce insanlarına katkıda bulunmak.” misyonu ile hareket ettiğine şahitlik ettiğimiz BİSAV, mensubu bulunduğumuz hareket açısından bilgiyi üretme ve bilime yaptığı katkılar açısından örnek bir model olmuştur.
BİSAV bunun yanı sıra başta hareketimizin mensupları olmak üzere, özellikle İstanbul’da üniversite öğrenimine devam eden birçok öğrencinin hayatına dokunmuştur. Öğrencilere özgür bir çalışma ortamı oluşturmuş, öğrenciler ile nitelikli akademisyenleri vakıf kültürüne yaraşır bir şekilde buluşturmuş, öğrencilerin ilim yolundaki çabasına menfaat gütmeden karşılık vererek Türkiye’de aşkın bir bilim anlayışıyla entelektüel bilginin üretildiği önemli bir merkez olmuştur.
Zamanı idrak etmek, mekânın farkında olunca mümkündür. “Nasıl”ın yanında “Niçin” in de sorgulandığı nadir ilim yuvalarından olan BİSAV hakkında verilen bu kararın vebali hususunda yarın sükût edilmesi gereken yerde avazımız çıktığı kadar bağırmamak için bugün haykırılması gereken yerde susmadığımızı kamuoyuna duyurarak karar alıcıları kınamak ve muhasebeye davet etmekle kalmıyor, bu adaletsiz işlemin en azından hareketimiz nezdinde hiçbir hükmünün olmadığını duyurmak istiyoruz.
Saygılarımızla,
İlim ve Medeniyet