Küba… deyince akla hemen onun adı gelirdi..
Yoldaş Fidel Castro..
Bir de efsane isim Che Guevara.
Torpahları bol olsun!
Castro’nun ölümü Sovyetlerin çökmesi veya Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi etki yapmadı bu koca dünyada. Ama üzdü ya!. Doksanlık geçti gitti..
Kapitalistler yine kazandı mı yav?!
Castro incelenmesi, araştırılması gereken liderlerden bir tanesi dostlar. Öncelikle twitter veya ekşici yazılardan arındırılmış -tercihen akademik- duru makalelere bakmak lazım. Doğru yerdesiniz..
Şimdi burada birazcık ölünün arkasından konuşmuş olacağız.. Ama yapacak bir şey yok. Abi adam bir döneme damgasını vurmuş. Konuşmayalım da ne yapalım? Zaten kabak tadı veriyor çoğu şey. Neyse.
Önce soru şu: Castro devrimci miydi yoksa diktatör müydü?
Marksizm çalışanlar beri gelsin. Tartışalım! Meşhur Küba Devrimi Soğuk Savaş yıllarının başlarında Küba devlet başkanı Batista’nın devrilmesi ve sonrasında sosyalist ilkelerin yeni Küba Hükümeti tarafından benimsenmesiyle peyda olmuş.
Amerikaa! Dünyanın demokrasi ve insan hakları havarisi.. Baş belası olarak görmüş bizim Castro’yu. Devirmek için türlü yollara başvurmuş. Ama becerememiş.
Bir köşeli parantez açmam lazım burada. Küba coğrafi olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin ayak ucunda yer alıyor.. Dolayısıyla bir gücü şaşkınlığa, yıpratmaya, afallatmaya itmenin en kolay yolu komşusunu dürtmektir, kaşımaktır dostlar. Komşun bir de ideolojik düşmanın olan bir kampa balıklama atlıyorsa haliyle kafayı yersin. Komşular önemli..
Komşuda pişer bize de düşer demişler… Bknz: Suriye&Irak
Evet. Castro diktatör müydü? 1959-76 arasında Küba başbakanlığı, 1976-2008 arasında da Küba devlet başkanlığı yapmış bir yoldaş Fidel. Şimdi kimse kusura bakmasın ama Castro diktatörse devirdiği Fulgencio Batista seçimle işbaşına gelmiş bir lider miydi? Tabiki hayır. Batista diktatörün dik alasıydı. 1933-1959 arası Batista dönemidir Küba’da. ABD’nin paspası olmuş zavallı bir kukla! Ülkesinin sömürülmesine kendi zenginliği adına sessiz kalan bir zavallı. Sonuçta halk Küba Devrimi’ni gerçekleştiriyor ve Batista’yı deviriyor.
Castro yaşadığı dönemin şartları çerçevesinde bir politik vizyon oturtmuş ülkesine. ABD’den canı yanan ne yapabilir ki başka? İki kutup varsa ve biri sizin için düşman haline gelmişse diğerine sığınmanız kaçınılmaz olur. Castro’da Sovyetlere yanaşmış haliyle. Çoğu şirketi millileştirmiş. Uzun yıllar iktidarda kalmış.
Başkan Kennedy’nin Küba’yı işgal etmek amacıyla başlattığı Domuzlar Körfezi Çıkarması başarısızlıkla sonuçlanması Castro’nun gücüne güç itibarına itibar katmıştır muhakkak. Fidel Castro “Yanki emperyalizminin ilk yenilgisi’’ olarak tanımlamıştır bu işgal girişimini. Meraklısı detaylıca okuyabilir. CIA filan da var işin içinde. İlginizi çeker belki.
Bu Castro’nun Küba’sı bizim başımızı da bir ara belaya sokmadı değil hani. Küba Füze Krizi Ekim 1962’de iki süper gücü savaş meydanında karşı karşıya getiren ve dünyayı nükleer bir felakete sürüklemesine ramak kalan bir olaydır. Krizin tarafları kimler derseniz; Biz(Türkiye), ABD, SSCB ve Küba. ABD bize, SSCB de Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştiriyor. Çakallık bu ya! İki süper güce yakın komşu devletler Soğuk Savaş’ın bedelini ödüyorlardı. Neyseki yumuşamanın da başlangıcı olarak da kabul edilen bu kriz Küba’nın işgal edilmeyeceğine dair güvence ve SSCB topraklarına sınır olan Türkiye’ye yerleştirilmiş füzelerin sökülmesi kararıyla sona ermiş.
Castro bir simgeydi. Sosyalist dünyanın ikonasıydı. Öldü ve artık o da arkasından türlü hikayelerle övgü ve yergilerin bir arada çeşnilendiği tarihsel bir meta olacak. Sosyalistler kutsayacak, kapitalistler yerden yere vuracak.
Bir dakika.. Aklıma geldi:
Bir ara biz Havana’ya cami yapıyorduk yahu.. Noldu o iş acaba? Merak ettim valla. Erdoğan’ın Küba’ya cami projesi vardı. Castro da göçtü gitti gerçi ama hani cami yapılsa bir rahmet okurduk..
Er kişi niyetine tabiki..