İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Birleşik Krallık, günümüzde anayasal monarşinin sürdüğü parlamenter bir demokrasiye sahip bir devlettir. Kraliyet, günümüzde anlamını yitirmiş ve eskiye kıyasla yasal pek bir gücü kalmamış ve günümüzde daha çok Birleşik Krallığı temsil eden sembol bir kurum halini almıştır. Kraliyet, her ne kadar devletin başı olarak görülsede görev ve yetkileri sınırlı ve semboliktir. Kraliyet ailesi Windsor hanedanlığından gelmekte olup Kraliçe II. Elizabeth tahtta bulunmaktadır.
Kraliyet ailesi sadece Birleşik Krallık'ta değil birçok ülke gündeminde yerini yerini almaktadır. 2013 yılında Prens William ve eşi Prenses Diana'nın dünyaya gelen çocukları birçok ülke medyasında yerini almıştır. Prens Henry'den Prens William'a, tahtın veliahtı Prens Charles'dan Prens William'ın oğlu Prens George'a Kraliyet ailesi hep ilgi duyulan haber ve magazin dünyasının ilgi odağı olmuştur. Ayrıca ihtişamlı ve göz alıcı yaşantılarının yanısıra Birleşik Krallık'taki bazı yasal haklarıyla olumlu ve olumsuz birçok eleştirinin odağında olmuştur.
Peki nasıl oluyor da orta çağdan kalma olan bu kurum bir gelenek olarak yirmi birinci yüzyılda demokratik bir ülkede varlığını sürdürüyor? Kraliyet ailesini Ayakta tutan nedir? Britanyalılar Kraliyet ailesine destek vermekte midir? Veya İngilizlerlerin ne kadarı seçilmiş bir Cumhurbaşkanını tercih etmektedir? Bu gibi sorular çokça sorulmuş ve cevabı aranmıştır. Bunun yanında Kraliyete destek verenler ve kraliyet kurumuna karşı olan gruplar çeşitli şekillerde faaliyet göstermektedirler.
Birleşik Krallık'ta Kralcıların yanında anti-Kralcılar da bir hayli yüksek oranda bulunmaktadır. Anti-Kralcılara göre Kraliyet, tarihin bir miti olup tarihle beraber geçmişte kalması gerekmektedir. Yirmi birinci yüzyılda hâla vesayetle seçilen bir kurumun bulunması demokrasi dışıdır ve bu kişilerin seçimle gelmemeleri nedeniyle bu kişilerin demokratik meşruiyetleri bulunmamaktadır. [1]
Ayrıca krallığın maliyetinin devlet üzerindeki yükünün ağır olduğunu savunmaktadırlar. Ayrıca bunun, halkın vergileriyle temin edilmesi Kraliyet karşıtlarınca oldukça tepkiye neden olmaktadır. Krallığın yıllık giderinin yaklaşık 334 milyon pound olması ve yüksek bulunması sebebiyle Krallık karşıtlarının dikkatini çekmektedir. [2]
Diğer taraftan Kraliyet destekçilerine göre ise anayasal monarşinin demokratik olmadığı düşüncesinin doğru olmadığını aksine dünyadaki en demokratik devletlerin onundan yedisinin anayasal monarşiler olduğunu ve anayasal monarşinin mutlakiyetçi monarşiyle bir tutulmaması gerektiğini savunmaktadırlar. [3]
Diğer yandan monarşinin en ucuz maliyetli devlet başkanlığı olduğunu savunmaktadır. Amerika'nın başkanlık harcamaları 917 milyon pounda, Fransa'nın 154 milyon iken Birleşik Krallığın giderinin yalnızca 36 milyon pounda tekâbul ettiğini savunmaktadırlar.
Ayrıca Birleşik Krallık'ın % 73'ünün Kraliyete destek verdiğini iddia etmektedir. [4]
Kraliyetin günümüzde Birleşik Krallık'ta her ne kadar sembolik bir görevi olsa da politik etkisi reddedilemeyecek durumdadır. Lordlar kamarasındaki etkisinin yanısıra yaptığı siyasi açıklamalarla Birleşik Krallık'ta kamu üzerinde etki edebilmektedir. En son Birleşik Krallık'ın referanduma gittiği Avrupa Birliği'nden ayrılma sürecinde Kraliyetin ayrılmayı destekler nitelikteki yaptığı açıklamaların bu süreçteki etkisi reddedilemez. Ancak ileride monarşinin halkın desteğini yitirmesiyle monarşinin son bulması muhtemeldir.
Yorum Yaz