İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Birleşmiş Milletler, 1. Dünya savaşı sonrası oluşturulan sisteme (Milletler Cemiyeti) karşı oluşturulmuştur. Birleşmiş Milletler, Milletler Cemiyeti’ne hukuken değil, siyaseten haleftir. Güvenlik konseyi kararı olmadan Birleşmiş Milletler, Milletler Cemiyeti’nin yetkilerini kullanamaz.
1.Dünya Savaşından sonra başarısız olan yapının yerine, yeni yapı olan Birleşmiş Milletler (BM) geldi ve organizasyonu oluştu. Bu organizasyonun oluşmasıyla birlikte BM uluslararası arenada ses getirmeye başladı. BM'nin yardımcı örgütleri, sekretaryası, geniş bir bürokrasi vardı ama tek sorunu askeri gücü olmamasıydı. Karar organlarından biri olan Güvenlik Konseyi'nin bağlayıcı kararlar alabilme hakkı vardır. Birleşmiş Milletler ile birlikte;
1-Sorunlu bölgeleri azalttı.Kuruluşundan bu yana geçen sürede, dünyanın sorunlu bölgelerine 69 barış gücü ve gözlemci heyeti gönderen Birleşmiş Milletler (BM), çoğu ülkenin savaştan kurtulmasını sağlamış, güvenli bir ortam sağlamaya çalışmıştır.
2-Savaşın tarafları Tazminat almadılar. Hatta 2. Dünya savaşından sonra Avrupa'da çıkan ekonomik krizi önlemek amacıyla ABD Avrupa'daki birçok devlete mali yardımlarda bulunmuştur.
3-Yıllarca İsrail-Filistin arasında sorun oluşturan Kudüs, uluslararası bölge olmuştur.
4-Manda rejimini kaldırıp yerine Vesayet Rejimi gelmiştir. Vesayet konseyi tarafından sıkıca denetlenmiştir. Nabibya Güney Afrika Cumhuriyetinin vesayet rejiminde olmuştur. Güney Afrika’nın elinden vesayet rejimini aldılar.
5-Azınlık haklarını yok sayarak insan haklarını kabul ettiler. Daha sonra azınlık hakları tekrar dahil edildi. İnsan hakları aktif ve pasif haklardan oluşur. İnsan hakları asimile edilme tehdidini ortadan kaldırmadığından dezavantajlı gruplara aktif haklar olarak azınlık hakları verilmiştir.
6-Savaş hakkı yasaklanmıştır. BM şartı ile savaş kesin olarak bütün dünya devletleri için yasaklanmıştır. Devletlerin elinden savaş hakkı alınmıştır. Yalnızca meşru müdafaa hakkı istisnadır. Bu savaş hakkı BM Güvenlik Konseyi’nin tekeline bırakılmıştır.
BM sisteminin en büyük problemi veya en çok eleştirilen yönü 5 daimi üyenin veto hakkının olmasıydı. 5 daimi üyesi İngiltere, Fransa, Amerika, Çin, Rusya dır.
BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi vardır. Bunlardan 10’u geçici, 5’i daimidir. Esasa ve usule ilişkin olmak şartıyla iki tür karar alınabilir. Veto olmamak kaydıyla 9 oyla karar alınabiliyor. Usule ilişkin konularda veto hakkı yoktur. Esasa ilişkin durumlarda veto hakkı vardır.
Güvenlik Konseyindeki bir gündem hakkında genel kurul karar alamazdı. Barış için Birleşme kararı ile güvenlik konseyinden bir karar veto edilirse karar güvenlik konseyinin gündeminden düşmüş sayılır. Süveyş krizinde bütün kararlar genel kurul kararı ile alınmıştır. 1950’den sonra kuvvet kullanma yetkisine güvenlik konseyine ek olarak genel kurul da sahip olmuştur.
Genel Kurul’un kararları tavsiye niteliğindedir. Güvenlik Konseyinin kararları ise bağlayıcı niteliktedir. Güvenlik Konseyi tavsiye niteliğindeki kararları 6.bölüm ile, bağlayıcı nitelikteki kararları ise 7.bölüm çerçevesinde alır. 6.bölümle ilgili karara kendisi taraf ise veto hakkı kullanamaz. Güvenlik konseyinin bu konuda karar alamaması diğer bir problemdir. Çünkü BM Güvenlik Konseyi’ni bir Dünya Hükümeti şeklinde düşünülmüş ancak kolluk gücü olmadığından bir sorun teşkil etmiştir. Güvenlik Konseyi’nin her konuda karar alması yasaklanmıştır.
1. Milli yetkilerde karar alamaz. O devletin iç işlerinde de karar alamaz. Eğer olay dünya barışını tehdit etmişse, 7.bölüm çerçevesinde karar alabilir.
2. Sınırlama: Dünya barışını tehdit etmedikçe Güvenlik Konseyi karar alamaz. Bu durumda problem büyüdükten sonra, o sorunu çözmeye çalışmaları sistemi tehlikeye atmıştır. Uluslararası hukuka giren her konuda, milli yetki işlemez. Güvenlik Konseyi karar alabilir.
YUSUF TANER KILAVUZ
Yorum Yaz