İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Dünyanın en büyük kıtası olan Asya kıtası dünya nüfusunun 1/3’ünü oluşturur. Bu nüfus oranının yoğunlaştığı bölgeler ise Doğu ve Güney Asya bölgeleridir. Doğu Asya’nın 1,6 milyar ve Güney Asya’nın ise 1,8 milyar nüfusu vardır. Doğu Asya devletrini Çin, Japonya, Moğolistan, Kuzey Kore, Güney Kore ve Tayvan oluşturmaktadır. Güney Asya devletlerini ise Pakistan, Hindistan, Afganistan, Bangladeş, Bhutan, Maldivler ve Sri Lanka oluşturmaktadır.
Bu bölgenin devletleri genellikle ulusal dillerini konuşmakla birlikte içlerinde birçok bölgesel dili de barındırmaktadır. Örneğin Hindistan’da resmi dil Hintçe ve İngilizce olmasına karşılık ülke topraklarında konuşulan toplam dil sayısı 24’ü bulmaktadır. Son 50 yılda dünya sermayesinin batıdan doğuya kaydığı söylentilerini haklı çıkartan bu devletlerin gelişen ekonomileri ve yükselen GSYH’leridir. Güney Asya’nın toplam GSYH’si 3,12 trilyon dolar ve Doğu Asya’nın GSYH’si ise 21 trilyon dolar gibi çok yüksek bir rakamdır. Bu iki bölgenin GSYH’si toplamda 25 trilyon dolara yaklaşmaktadır.
Her iki bölgenin de tarihi çok eski dönemlere dayanmaktadır. Güney Asya’da özellikle M.Ö Aryan ırkı dikkat çekerken Doğu Asya’da ise çok eski bir medeniyet olan Çin varlık göstermektedir. Bu bölgeler coğrafi keşiflerle birlikte ticaretin merkez noktası olmuştur. Doğu Asya’da sömürge bölgeleri kurulmuş fakat sömürgeden çok ticaret ön planda olmuşken Güney Doğu Asya’da ise sömürgecilik kendini göstermiştir. Örneğin Bengal bölgesinin Kalküta şehrine ilk gelen İngilizler burada Doğu Hindistan Şirketini kurmuşlar ve bu şirket ilerleyen yıllarda tüm Hindistan, Pakistan ve Bangladeş bölgelerine hâkim olacak Britanya Hindistan sömürge devletine dönüşecektir.
Güney Asya ve Doğu Asya devletlerinin toplumları genellikle çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli bir yapıya sahiptir. Bu yüzden çoğunlukla eyaletler ile yönetilen devletler de ayrılıkçı hareketlerin olması beklenirken çoğunluğunda baskıcı yönetimler sayesinde bu bir bakıma önlenebilmiştir. Bölgede dinsel açıdan en çok yoğunluğa sahip olan dinler İslamiyet, Hristiyanlık, Budizm ve Hinduizm’dir. Bu dinler her iki bölgede de yoğunluk gösterse de bazı devletlerde bu yoğunluk bazı dinlerde ağır basmaktadır. Örneğin Hindistan’da Hinduizm, Pakistan’da İslamiyet, Çin ve Tayvan’da Budizm’in yoğunluğu fazladır.
Bu iki bölgenin de önemli bir özelliği dinsel duygular açısından yoğun bölgeler olduğu için buradaki devletler iç siyasette dinsel milliyetçilik sıkıntısını yaşamaktadır. Yoğunlukta olan dinin radikal gruplarının diğer azınlıktaki dini gruplara saldırması ile ortaya çıkan çatışma ortamı çoğunlukla devletinde bir tarafı desteklemesi ile derinlik kazanmaktadır. İç siyasette dinsel milliyetçiliğin yanında özellikle Doğu Asya bölgesinde soğuk savaş aktif bir şekilde yaşanmış ve buradaki devletlerde kutuplaşmıştır. Hatta Kuzey Kore ve Güney Kore örneğindeki gibi kutuplaşma sonuncu ayrılan devletler olmuştur.
Bölgelerin ekonomileri son yıllarda ekonomistlerin dikkatlerini çekmiştir. Yukarıda da değindiğimiz gibi sermayenin batıdan doğuya kayması durumunu var eden önemli iki devlet vardır. Bunlardan biri Güney Asya’da bulunan Hindistan ve diğeri ise Doğu Asya’da bulunan Çin’dir. Dünya GSYH sıralamasında ilk 10’da bulunan bu iki devlet gelecek 20 yılda ilk iki sıraya oturacağı tahmin edilmektedir. Diğer devletlerde ise durum bu kadar iç açıcı değildir. Sri Lanka, Moğolistan, Bangladeş ve Afganistan gibi devletler ekonomik açıdan az gelişmiş ülkeler içerisine girmektedir. Bunların yanında toplumsal ekonomik dağılım ise hem ekonomisi iyi olan hem de kötü olan devletlerde benzer durumdadır. Zenginlerin çok zengin fakirlerin ise çok fakir olduğu bir toplumsal yapıya sahip olan her iki bölgede de adil olmayan ekonomik dağılım söz konusudur.
Mehmet AYAYDIN
http://www.ilimvemedeniyet.com/bolge-kimlikleri-latin-amerika.html
http://www.ilimvemedeniyet.com/bolge-kimlikleri-afrika.html
Yorum Yaz