İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Geçtiğimiz yılın Haziran ayında Birleşik Krallık, Avrupa Birliği'nden ayrılıp ayrılmama yönünde halkın tercihini görmek için referanduma gitti.
Katılımın %72.2 olduğu referandumda katılımcılar %51.9 oranında AB'den ayrılma yönünde oy kullandılar. Birleşik Krallık'ı meydana getiren ülkelerden İngiltere'de halkın büyük çoğunluğu ayrılma yönünde oy kullanırken, Galler'de de 52% oranında ayrılma yönünde karar çıkmıştır. İskoçya ve Kuzey İrlanda ise, 62% ve 55.8% oranlarında AB ile ilişkileri sürdürme yönünde referandumda oy kullanmışlardır. Ancak nüfusu diğerlerine nisbeten yüksek olan İngiltere, seçimin şekillenmesinde baskın durumdaydı. Görünüşe bakılırsa bu referandum, hem Britanya adasında hem de Avrupa'da büyük etkiler doğuracağı tahmin edilebilmektedir. Adadaki ilişkilere baktığımızda bu referandum, İskoçya'nın Birleşik Krallıktaki statüsünü sorgulamasına neden olmuştur.
İskoçların adadaki mazisi, İngilizlerin kökenini oluşturan Anglo Sakson ve Normanlardan daha eskiye dayanmaktadır. Bu nedenle adanın yerel halkı olarak İskoçların kökenini oluşturan Keltleri sayabiliriz. Bu yerli halk ile daha sonra göç eden halklar arasında yüzyıllar süren mücadeleler yaşanmıştır. Bunların neticesinde 1707 yılında İskoçya ve İngiltere, Birleşik Krallık adı altında birleşmiştir. Ancak İskoçlar etnik, dil, din ve kültür değerleri açısından İngilizlerden farklılaşmaktadır. Ve süregelen zaman içinde İskoçya'da milliyetçilik gücünü arttırmaktadır.
Referandum sonrasında İskoçlar, kararı memnuniyetle karşılamamışlardı. İskoçya'da 62% oranında AB üyeliğinin sürdürülmesi lehindeki sonuca rağmen Birleşik Krallık'ın AB üyeliğinden çekilmesi demokratik olarak kabul edilemez bulunmuştu. Bunun üzerine İskoçya'nın Birinci Bakanı Nikola Sturgeon, İskoçya'nın AB'deki yerini korumak için bütün seçenekleri tetkik edeceklerini söyledi ve ayrıca ikinci referandumun yapılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu dile getirdi.
2014 yılında Ağustos ayının 18'inde yapılan ilk İskoçya Bağımsızlık Referandumunda %55.3 oranında 'hayır' oyu çıktı. Katılımın %84.6 olduğu oylamada İskoç halkının çoğu Birleşik Krallık'a bağlı kalma lehinde oy kullandı. İskoç parlamentosunda çoğunluk hükümetini oluşturan, %45.4 oyla parlamentodaki 129 sandalyeden 69'unu alan İskoçya Ulusal Partisi'nin (SNP) ayrılma yönündeki seçim propagandasına rağmen İskoç halkı, Birleşik Krallık'tan ayrılma sonrası yaşanacak olumsuz senaryolardan, ülkenin geleceğinden ve istikrarından dolayı duydukları kaygılar ağır basmış ve Birleşik Krallık lehinde oy kullanmışlardı.
AB referandumundan sonra Birleşik Krallık'ın cazibesi İskoç halkı için düşeceği aşikardır ve bağımsızlık taraftarlarının güç kazanması beklenmektedir. Ancak Birleşik Krallık Parlamentosu'nda 2016 yılında alınan İskoç Yasasına göre İskoçya Parlamentosu'na referandumla ilgili kanun yapma yetkisi verilmemiştir. Dolayısıyla Birleşik Krallık'ın diğer bir referandum için yetki vermesi gerekmektedir.
Nihayetinde İskoçya'nın bağımsızlık taraftarlarının güç kazanacağını tahmin etmek zor değildir. İskoçya halkının ekonomik, siyasi ve uluslararası arenada yer edinebilme gibi endişeleri önceden beri bulunmaktadır. Bu gibi kaygıların giderilmesiyle birlikte İskoçya'nın bağımsızlığı için yeterli taban oluşacaktır. Ancak AB'den ayrılma sürecine giren Birleşik Krallık'ın, İskoçya'nın bağımsızlığıyla birlikte ekonomik,siyasi ve jeostratejik birçok konuda ciddi zararlar alacaktır. Neticede Birleşik Krallık, bağımsız bir İskoçya karşısında mücadelesi daha kritik bir önem arzetmektedir.
Fatih ÖZKARTAL
KAYNAKÇA
Yorum Yaz