COVİD 19 VE ÇEVRE İLİŞKİSİ, SALGINININ ÇEVREYE ETKİLERİ | İlim ve Medeniyet

Giriş

2019 yılında ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından küresel salgın olarak ilan edilen Sars Covid19 virüsü sonuçları itibariyle çevre ile ilişkilidir. Bilinen adıyla koronavirüs hastalığı ilk kez Çin’de görülmüş bir solunum yolu rahatsızlığıdır. Ateş, öksürük, nefes darlığı gibi belirtileri olan bu virüse karşı dünya henüz tam olarak bir çözüm bulabilmiş değil. Aşının bulunması noktasında adımlar atılsa da kesin olarak hastalığın yayılımının önüne geçilememiştir. Sonuç olarak virüsün yayılım alanının yakın temas ve kalabalıklar olması insanları evlere kapatmıştır. Başta vakaları izole ederek çözüm bulma yoluna giden yönetimler daha sonra farklı tedbirler alarak vaka sayısının hızlı artışının önüne geçmeye çalışmışlardır. Karar verici mekanizmalar bu çerçevede sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, toplu kullanım alanlarını kısıtlayarak virüs sürecini asgari zararla atlatma yoluna gitmişlerdir. Gerek devlet tarafından konan yasaklar, gerekse de kişisel karantinalar geçen bu zaman zarfında hava kirliliği üzerinde, enerji kullanımında ve kent atıkları konusunda önemli bir takım değişikliklere yol açmıştır. Şimdi bunları derinlemesine irdeleyelim.

 

Covid 19’un Çevre Sorunlarına Olumlu Etkileri

Virüse yakalanmak istemeyen insanların dışarı çıkmaması, özellikle de kalabalık şehirlerdeki sokağa çıkma yasakları, hastalığın etki alanının azalmasının yanında çevre kirliliklerinde de gözle görülür bir düşüş yaşanmasını sağlamıştır. Yasaklar dâhilinde araçların trafiğe çıkmaması karbondioksit gibi zararlı gazların çevreye salınımını engellemiştir. Birçok işletme, işlerinin sekteye uğramaması için evden çalışma yoluna başvurmuştur. Bu da hava kirliliğine sebep olmadan çalışma mantığının oturmasını sağlamıştır. Hem kişisel araçların kullanımının düşmesi, hem de toplu ulaşım araçlarının seferlerinin minimuma indirilmesi hava kirliliğinin önlenmesi adına ciddi bir adım teşkil etmiştir. Sınırların kapatılması ve uçuşların durdurulması da uçak için kullanılan yakıttan tasarruf anlamında olumlu bir gelişmedir. Yapılan çalışmalar göstermekteki uygulanan kısmi kapanma ve tam kapanma önlemleri hava kirleten etkenlerin büyük ölçüde azaldığı ve havanın iyileşmesi noktasında büyük bir mesafenin kat edilmiş olduğudur. Mesela Çin, İspanya, Fransa ve ABD’de karantina uygulamaları sayesinde azot dioksit oranında % 20 – 30 dolaylarında bir azalma olduğu tespit edilmiştir.

Covid 19 tedbirleri kapsamında uygulanan karantinalar sayesinde içme suyu kaynaklarında da bir artış söz konusu olmuştur. Suya duyulan ihtiyacın azalması gözle görülür bir biçimde kaynakların su stoku yapmasına zemin hazırlamıştır. Yasakların turizm sektörünü baltalamış olması her ne kadar olumsuz olarak görülse de denizlerde, göllerde ve kanallarda suların berraklaşması, kirlilikten arınması noktasında olumlu sonuçlar doğurmuştur. Mesela kanallarıyla ünlü Venedik şehrinde balıkların tekrardan su yüzeyinde varlık göstermesi, Hindistan’daki Yamuna Nehrinin hiç olmadığı kadar duru ve berrak olması çevre adına olumlu bir gelişmedir. Bir diğer gelişme de gürültü ve görüntü kirliliğinin azalmış olmasıdır. Hatta öyle ki bunun bir sonucu olarak dünya, yabani hayvanların şehir merkezlerine indiğine şahit olmuştur.

Virüsün çevreyi olumlu etkilediği bir diğer alan da tekstil sektöründeki talebin azalmasıdır. Dolaylı olarak çevreyi ilgilendiren bir sektör olan tekstildeki bu talep düşüklüğü, gerek keten ve pamuk gibi bitkisel ürünlerin, gerekse de yün ve kürk gibi hayvansal ürünlerin kullanımını azaltmıştır.

 

 

Covid 19’un Çevreye Olumsuz Etkileri

Çevreye olumlu yönlerini aktardığımız Covid 19 virüsünün birtakım olumsuz tarafları da mevcuttur. Özellikle de toplu kullanıma açık alanlardaki tek kullanımlık ürünlerin alımındaki artış doğayı olumsuz etkilemiştir. Bunların başında virüs bulaşma riskinin daha az olmasından dolayı tercih edilen tek kullanımlık maske, eldiven, galoş, pet bardak ve pet şişe gibi ürünler gelmektedir. Sadece bu dönemde değil her dönem bu tarz plastik atıkların doğaya salınması ile oluşan çevre kirliliğinden dolayı ekolojik denge bozulmaktadır.

Covid 19 salgınının bir diğer olumsuz yönü ise; tedavi amacıyla kullanılan Favipiravir, Favimol, Remdesivir ve Klorokin gibi ağır ilaçların ve tıbbi ürünlerin evlere nakli sonucu tıbbi atıklarla normal atıkların karışmasıdır. Geri dönüşüm ve arıtma tesislerinde çözülemeyen bu tarz maddelerin ileri seviye arıtma tesislerinde işlenmesi gerekir. Aksi takdirde doğaya salınan bu ürünlerin çözülmesi ya mümkün değildir, ya da zordur.

Doğada çözülmesi zor olan bir diğer ürün ise temas kaynaklı virüs bulaşışını engellemek için kullanılan dezenfektanlardır. Ağır kimyasallar içeren bu koruyucu ürünler uzun vadede insan yaşamını olumsuz etkileyecek gibi gözüküyor. Temas yollu bulaşmanın önüne geçmek için tavsiye edilen 20 saniye kuralı da su kullanılmasını teşvik ettiğinden, arıtılmış çok amaçlı ihtiyaç suyunda azalmalara sebebiyet vermiştir.

Salgının insanları eve kilitlemesiyle gıda sektöründe bir patlama yaşanmıştır. Gerek marketlerden alınan paket ürünler, gerekse internet üzerinden sipariş edilen hazır yiyecekler gıda kıtlığını tetikleyen ciddi bir sorundur. Pandemi şartları ilginç bir şekilde yiyecek tercihlerinde inanılmaz bir artışa sebebiyet vermiştir. Mesela yapılan bölgesel araştırmalara göre tüketicilerin yiyecek ve içecek harcamalarının Almanya’da %22, İngiltere’de %27 ve Amerika’da %27 arttığı tespit edilmiştir. Salgının ağır seyrettiği diğer ülkelerde de durum bundan farksız değildir. Burada vurgulanması gereken bir diğer hususta virüsten dolayı tam kapanma yaşanmasına karşın insanların gereğinden fazla gıda alarak stok yapmasıdır. Yiyecek ve içecek alanında artan tüketici talebinin bir sebebi de bu olabilir.

Salgın nedeniyle evde mahsur kalan insanlar için çok fazla aktivite opsiyonu bulunmadığından insan davranışlarında da ciddi değişiklikler meydana gelmiştir. Telefon, televizyon, bilgisayar ve tablet gibi teknolojik cihazların kontrolsüz kullanımı farklı yönlerden zararlar içermektedir. Mesela tespit edilen bir araştırmaya göre 3. sezonu gösterime giren Stranger Things dizisi, Ekim 2018 – Eylül 2019 tarihleri arasında 63 milyon kez seyredilmiştir. Her ne kadar çevre ile alakalı bir durum değilmiş gibi gözükse de bu seyredilme sayısı 675 km araç sürmeye ve 189 kg karbondioksite karşılık gelmektedir.

Dünya geneli online oyun sektöründe de çok ciddi bir artış söz konusu olmuştur. Tüketici davranışlarını iyi okuyan oyun üreticileri ürettikleri oyunlarla insan kitlelerini ekrana bağımlı yapmıştır. İnternet kullanımının da dolaylı yoldan arttığı bu bağlamda yaşanan enerji tüketimi azımsanmayacak seviyededir.

 

Sonuç Yerine

Yazımızda; sonuçları itibariyle çevre meseleleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi tuttuğumuz Covid 19 küresel salgınının etkilerini bağlamdan çok uzaklaşmamak şartıyla okuyucuya sunduk. Salgınla birlikte karantina şartlarıyla elde edilen kazanımlardan ve salgının olumsuz diyebileceğimiz birtakım etki alanlarından bahsettik. Küresel ölçekli bir salgının, çevre sorunları doğrultusunda olumlu ve olumsuz taraflarını aktarmaya çalıştık.

M. Fatih Özmen

M. Fatih Özmen

M. Fatih ÖZMEN

Siyasal Bilimler | Uluslararası İlişkiler | Edebiyat [email protected]


2 comments

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul