DEĞİŞEN ENERJİ GÜVENLİĞİ ANLAYIŞI

ENERJİ

Enerji güvenliği küresel güç olmak isteyen herhangi bir ülke için sine quo non yani olmazsa olmaz, vazgeçilmez şarttır.[1] İnsanlar için hayati bir unsur olan enerjinin sürdürülebilir, ucuz ve kesintisiz şekilde elde edilmesi ve dağıtılması her devlet için ayrıca önem arz etmektedir. Diplomasinin başlı başına bir unsuru haline gelmiş ve çatışma çözümlemelerinde katalizör olarak kullanılan enerjinin güvenliğini sağlamak bu kavramın çıkışından bu yana da yöntem olarak değişim göstermiştir. Özellikle içinde yaşadığımız küresel denklemde çok daha karmaşık ve hassas hale gelmiştir.

Enerji güvenliğinin geçmişine baktığımız zaman savaş gemilerinin yakıtlarında kömürden petrole geçilmesiyle birlikte küresel anlamda bir değişim görülmektedir. Daha öncesinde dünyada kömür, enerji yakıtı olarak yoğun kullanıldığı dönemde enerji güvenliğini kendi üzerinden şekillendirmiştir. Özellikle Churchill’in deniz kuvvetlerini Alman donanmasına hız, ivmelenme ve dayanıklılık hususlarında üstünlük sağlamak amacıyla kömürden petrole geçirmesiyle birlikte kömür yine önemli bir enerji kaynağı olmaya devam etmiş fakat yavaş yavaş yerini petrole bırakmıştır.[2] Bu bağlamda enerji kaynakları çeşitlenmeye başlamıştır.

Enerjinin çeşitlenmesiyle birlikte enerji kaynaklarının kullanım alanlarını genişletmek amacı daha sonraki dönemlerde enerji arz güvenliğine çözüm üretme politikalarına dönüşmüştür. Enerji talebi yükselen ülkeler kendi kaynaklarının yetersizliğinden dolayı başka kaynak arayışına girmişler ve enerji kaynaklarını kendi lehine kullanma politikaları çerçevesinde başka ülkelerin kaynakları üzerinde doğrudan hakimiyet kurmuşlardır.[3]

Enerji güvenliği Churchill’in döneminde onun da söylediği gibi “Safety and certainty in oil lie in variety and variety alone.” sadece arz çeşitliliğini sağlanması olarak algılanıyordu. Değişen ve küreselleşen dünya düzeni bu anlayışın doğruluğunu kabul etmiş fakat bir çok değişkeni de beraberinde getirmiştir. El-Kaide gibi "Usame bin Ladin'in dünya ekonomisinin dayanakları olarak gösterdiği kritik altyapıları unsurlarına-ki dünyanın en kritik altyapı unsurları arasında enerji hatları bulunmaktadır- " saldırmakla tehdit eden terörist grupların yaygılaşmasıyla beraber asimetrik askeri güvenlik anlayışı, dünya ekonomisi içerisinde pazar payını artırmak-ki bu faaliyet alanında sadece devletler yoktur, bazıları devletlerden daha güçlü olan global şirketlerde vardır-, aynı zamanda enerji piyasasının fiyatların yükselme ve düşme durumlarına karşı daha geniş, esnek ve iyi işler olması, Rusya ve Ukrayna krizi sonrasında Avrupa'ya giden boru hatlarının kesilmesi ve Avrupa enerji arz güvenliğinin tehlike altına girmesi gibi ülke içi veya ülke dışı olmak üzere aktörlerin birbirleri arasındaki politik çalkantıları kontrol altına alabilmek, hatta bunlar dışında ABD'de Katrina ve Rita kasırgalarının ardından kendini gösteren enerji şoku örneği gibi, meydana gelebilecek doğal felaketler[4] dahi küresel enerji sisteminin enerji güvenliği yaklaşımında değerlendirilmektedir.

Son dönemlerde, dünyaya genel olarak baktığımız zaman Avrupa’da aşırı sağın yükselmesi, Güney Asya’da daha milliyetçi yayılmacı politikaların belirlenmesi, ABD’de Trump’ın politikaları ve söylemleri vs. gibi artırılabilecek unsurlar çerçevesinde hareket edildiği görülmektedir. Özellikle 90’ların yoğun şekilde hissedilen liberal değerlerinin kaybolmaya başladığı bir yüzyılın içerisinde bulunmaktayız. Bu bağlamda, eğer herhangi aksi durum ortaya çıkmazsa enerji güvenliğinin de değişime tekrar maruz kalabileceğini öngörebiliriz.

Bu kapsamda özetlemek gerekirse enerji güvenliği, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana değişen ve globalleşen dünya ile paralel olarak her zaman değişim içerisinde olmuştur ve hala değişmektedir. Unutulmamalıdır ki her devlet savaş ve kriz durumları hariç enerji politikasını sabit şekilde yürütmek isteyecektir[5] Değişen bu anlayış çerçevesinde de ülkelerin politikaları değişecek, daha hassas ve karmaşık bu düzene ayak sağlayacaklardır.

OSMAN MİCAN

[1] Bowlus, John. Energy Reporters. 20 Ağustos 2018. https://www.energy-reporters.com/opinion/national-security-drives-energy-transitions-part-i/ (erişildi: Kasım 13, 2018).

[2] Yergin, Daniel. «Ensuring Energy Security.» Foreign Affairs Vol.85 , no. 2 (Mart-Nisan 2006): 69-82.

[3] Yıldız, Taner. «Küresel Enerji Sistemi: Arz Güvenliği Meselesi ve Dış Politika Etkisi.» Enerji ve Diplomasi 1, no. 1 (tarih yok): 10-13.

[4] Yergin, Daniel. «Ensuring Energy Security.» Foreign Affairs Vol.85 , no. 2 (Mart-Nisan 2006): 69-82.

[5] Yıldız, Taner. «Küresel Enerji Sistemi: Arz Güvenliği Meselesi ve Dış Politika Etkisi.» Enerji ve Diplomasi 1, no. 1 (tarih yok): 10-13.

KAYNAKÇA

Bowlus, John. Energy Reporters. 20 Ağustos 2018. https://www.energy-reporters.com/opinion/national-security-drives-energy-transitions-part-i/ (erişildi: Kasım 13, 2018).

Yergin, Daniel. «Ensuring Energy Security.» Foreign Affairs Vol.85 , no. 2 (Mart-Nisan 2006): 69-82.

Yıldız, Taner. «Küresel Enerji Sistemi: Arz Güvenliği Meselesi ve Dış Politika Etkisi.» Enerji ve Diplomasi 1, no. 1 (tarih yok): 10-13

Osman MİCAN
Osman MİCAN

İbn Haldun Üniversitesi (MA) I Rusya ve Orta Asya Araştırmaları [email protected] İLİM ''MEDENİYET''TİR.

Yorum Yaz