İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Giriş
“Siyaset sosyolojisinin temellerini atamış olan teorisyenlerin(Karl Marx, Max Weber, Emile Durkheim) hepsi sosyal dünyanın yapısının nasıl açıklanması gerektiği sorusuyla ayrıntılı olarak ilgilenmişlerdir. Günümüz dünyasında, hükümet biçimleri veya siyasal rejimler arasında asli farklılıklar olduğunu ve bu farklılıkların ve bu farklılıkların yurttaşların yaşamı için çok önemli sonuçlara sahip olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla, yalnız toplum ve siyaset arsındaki ilişkiler üzerine çalışmak yeterli değildir. Artık daha derin çalışmalar yapılmalıdır. İki farklı hükümet arasındaki önemli farklılıkları da anlama uğraşı içinde olunmalı, bu farklılıkların kaynakları da çalışılmalıdır.”
Dünyanın modernleşmesi ile beraber, farklı siyasal rejimler ortaya çıkmıştır. Birbirleri ile temel anlamda çatışan rejimler olmakla beraber, bu rejimlerden bazılarının birbirlerine ne kadar benzediklerine de şahit olmaktayız. Bu siyasal otorite türlerini; demokrasi, otoriter, totoriter gibi yönetim biçimleri ile açıklamaktayız.
Yazımızda siyasal yönetim biçimlerinden demokrasiye değinecek, demokrasinin doğuşundan, ilkelerinden ve çeşitlerinden bahsedeceğiz.
DEMOKRASİ
“Demokrasinin en genel tanımı şudur: Halkın halk tarafından yönetilmesi, egemenliğin millete veya halka ait olmasıdır. Bu çerçevede demokrasi iktidarın halkın elinde olmasına vurgu yapan bir kavramdır. Abraham Lincoln 1864 yılında verdiği bir söylevde demokrasiyi “halkın, halk tarafından, halk için yönetimi” olarak tanımlamıştır.”[1]
Demokrasinin etimolojik kökeni halk(demos) ve egemenlik(kratos) sözcüklerine dayanmaktadır. Demokraside egemenliğin mutlak sahibi ‘birey’ ve en nihayetinde, devletin sınırları içinde yaşayan ‘halk’tır.
Zaman geçtikçe elde edilen tecrübeler demokrasinin daha geniş kapsamlı tanımlara konu olmasına neden olmuştur. Bu kapsamda demokrasi ”En üst iktidarın halkta bulunduğu ve halkın belli aralıklarla tanınan özgür seçimlerde, temsilcilerini seçtiği, temsil ve devredilmiş otorite yoluyla halk tarafından dolaylı olarak kullanılan hükümet biçimine imkan veren siyasi sistem” olarak ifade edilmiştir.[2]
Demokrasi denildiği zaman akıllara ilk olarak Antik Yunan’da uygulanan demokrasi gelmektedir. Fakat bilindiğinin aksine belki o dönem şartları açısında güzel gibi görünen bu sistem, aslında bize demokrasiyi tam olarak aksettirmez. Çünkü o zamanki Polislerde halkın yaklaşık yarısını teşkil eden kölelerin siyasal hakkı bulunmuyordu.[3] Çünkü köleler insan gibi görünmez, bir eşya veya araç olarak görülürlerdi.[4] Köleler ancak çalışıp para kazanarak özgürlüklerini elde edebiliyordu.
Polislerde köleler gibi kadın ve yabancılarında siyasal hakları yoktu.[5] Kadınlar meclise katılamaz ve memur olamazlardı. [6]Kadınlar genel anlamda köleler ile hür erkekler arasında bir statüye sahiptiler. İşte bu sebeple halktan köleler, yabancılar, kadınlar ve çocuklar çıkarıldığı vakit, siyasal otoriteyi belirlemede etkili olan kitle çok çok az bir kemmiyet ifade ediyordu. Hatta bu durum veriler ile ifade edilecek olursak: “üç yüz yirmi bin birey içeren bir poliste sadece yirmi bin civarı bir kesim meclise katılabiliyordu.”[7]
İlk olarak bu şekilde ortaya çıkan demokrasi kavramı, zaman geçip toplumlar modernleştikçe farklı anlamlar kazanmaya başlamıştır. Günümüzde kullandığımız demokrasi, geçmişten beridir evrilerek gelen bir sistem olmakla birlikte, yarın kullanılacak olan demokrasinin de günümüz demokrasisinin belli noktalarının yenilenmesiyle ortay konacağı aşikardır.
DEMOKRASİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
M.Ö. 450: Atina'da “Site" denilen şehir devletlerce köleler ve kadınlar site halkının dışında kabul edilmekteydi. Yetişkin erkeklerin mecliste konuşma ve oy kullanma hakkı vardı.
375:Roma İmparatorluğunda insan hakları ve yurttaşlık kavramı gelişme gösterdi.
1215: Magna Carta ile kralın sınırsız yetkilerine son verildi. Kimsenin yargılanmadan cezalandırılmayacağı ilkesi getirildi.
1450: Alman Johann Gutenberg’in modern matbaayı geliştirmesiyle beraber, insanlar duygu, düşünce ve bilgilerini birbirleriyle paylaşmaya başladı. Bu da demokratik hak ve taleplerin hızlanmasına katkı sağladı. Matbaanın geliştirilmesi Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlamasına neden oldu.
1750: Avrupa aydınlanma felsefesiyle anayasal demokrasinin düşünce temelleri atılmış oldu. Montesqieu (Monteskiyo) güçler ayrılığını savunuyordu. Jean Jack Rousseau "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" sloganıyla 1762 - 1763 yıllarında "Toplumsal Sözleşme"yi yazdı. John Locke ise yaşama hakkı, özel mülkiyet hakkı gibi insanların sahip olması gereken belirli özgürlükleri savundu.
1789: Fransız İnsan Bildirgesi yayımlanması ile birlikte, temel insan hakları "hürriyet, mülkiyet, güvenlik ve zulme direnme" yeniden tartışılmış oldu. Eşitlik, özgürlük ve adalet düşüncesinin kitleler tarafından telaffuz edildiği ilk siyasal örnektir.
Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, yalnızca Fransızlar için değil, bütün insanlar için geçerli olan bir bildirgedir. Bu yüzden evrensel bir nitelik taşımaktadır..
1920: 23 Nisan tarihinde Ankara'da egemenliğin millete ait olduğu ilk meclis kuruldu. Yurdun değişik bölgelerinden gelen milletvekilleri burada çalışmaya başladı.
1945: II- Dünya Savaşı'nın sonuçlarını gören devletler sürekli barışın sağlanması için bir araya gelerek Birleşmiş Milletler örgütünü kurdu ve 1945 yılında Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalandı.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin 11 Aralık 1946 tarihli ilk oturumunda içinde insan haklarının yer alacağı bir belge hazırlanması amacıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu oluşturuldu.
1989: Almanya'da bulunan Berlin duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkelerinin dağılması bu ülkelerde demokrasinin yayılmasına zemin hazırladı.
1995: İnternet kullanımı yaygınlaştı. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla dünya üzerinde insanların birbirleriyle iletişimi arttı ve fikirlerin tüm dünyaya daha hızlı bir şekilde yayılması sağlanmış oldu.
2000: Dünyadaki 192 ülkeden seçimle iş başına gelen demokratik ülke sayısı 120'ye ulaştı. Bu rakam dünya nüfusunun yaklaşık %60'ına denk gelmektedir.
Demokrasinin temel ilkeleri:
- Milli egemenlik
- Seçme Seçilme Hakkı
- Katılım
- Özgürlük
- Eşitlik
- Çoğulculuk
- Hoşgörü
- Hukuk Devleti
- Kuvvetler Ayrılığı
Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasi türleri:
Temeldeki amaç bakımından demokrasi türleri:
Yukarıda belirtilmiş olan demokrasi çeşitlerinin yanı sıra koruyucu demokrasi, kalkınmacı demokrasi, plüralist demokrasi, endüstriyel demokrasi gibi demokrasi çeşitleri de tanımlamalara konu olmuştur.
SONUÇ
Halk tarafından tek tip gibi düşünülen demokrasinin aslında amacına veya uygulanış biçimine göre farklı farklı çeşitlerinin olduğunu inceledik. Bu sebeple demokrasi üzerinde yapılan tartışma ve müzakerelerde demokrasi tanımının ucu açık bırakılmamalıdır. Demokrasi geçmişten günümüze yenilenerek gelmiş, yarınlara da şüphesiz yenilenerek aksedecektir.
KAYNAKÇA
İBA, Şeref, Anayasa Hukuku ve Siyasal Kurumlar, Gözden Geçirilmiş Güncelleştirilmiş 2. Bası, Ankara 2008
Webster’s Third New İnternational Dictionary, Unabridged, G. And C. Merriam Company, Massachusetts 1971, s.600,( AKTARAN) TUNÇ Hasan , Anayasa Hukukuna Giriş, Nobel Yayınları, Ankara 1999.
UYGUN, Oktay, Demokrasinin Tarihsel, Felsefi ve Ahlaki Boyutları, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 2003.
AĞAOĞULLARI, Mehmet Ali, Kent Devletinden İmparatorluğa, (6. Baskı), İmge Kitabevi, Ankara, 2009.
ŞENEL, Alâeddin, Siyasal Düşünceler Tarihi: Tarihöncesinde İlkçağda Ortaçağda ve Yeniçağda Toplum ve Siyasal Düşünüş, (6. Kısaltılmış Baskı), Bilm ve Sanat Yayınları, Ankara, 1996.
FRIEDELL, Egon, Antik Yunan’ın Kültür Tarihi, (2. Baskı), Dost Kitabevi, Ankara, 2004.
PARKINSON, Northcote, Siyasal Düşüncenin Evrimi, Çev. Mehmet Harmancı, Remzi Kitabevi, Ankara, 1976.
GÖZÜBÜYÜK, A.Şeref, Anayasa Hukuku, Son Değişikliklerle Güncelleştirilmiş 11. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003.
DERDİMAN, R.Cengiz, Anayasa Hukukunun Genel Esasları ve Türk Anayasa Düzeni, Alfa Aktüel Yayınları, Bursa 2006.
Webster’s Third New İnternational Dictionary, Unabridged, G. And C. Merriam Company, Massachusetts 1971, ( AKTARAN) TUNÇ Hasan , Anayasa Hukukuna Giriş, Nobel Yayınları, Ankara 1999.
GİRİTLİ İsmet/ SARMAŞIK Jale, Anayasa Hukuku, Genişletilmiş ve Gözden Geçirilmiş Yeni Bası, 2. Baskı, Beta Basım Yayım, İstanbul 2001, s.49; GÖZLER, Kemal, Anayasa Hukukuna Giriş, Yedinci Baskı, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa 2006
ÖZTOPRAK SAĞIR Meral / KARKIN NACİ, “Demokrasinin Güncel Sorunları ve Demokratik Paradokslar”, Akdeniz İ.İ.B.F.Dergisi, (10) 2005, s.20, www.akdeniz.edu.tr, 08.03.2009.
TUNÇ, Hasan. Demokrasi Türeleri ve Müzakereci Demokrasi Kavramı, “Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi” C. XII, Y. 2008, Sa. 1-2.
[1] İBA, 2008, s.81.
[2] ( AKTARAN) TUNÇ Hasan, 1999, s.187-188.
[3] UYGUN, 2003, s. 86.
[4] AĞAOĞULLARI, 2009, s. 21.
[5] ŞENEL, 1996, s. 118.
[6] FRIEDELL, 2004, s.184.
[7] PARKINSON, 1976, s. 159.
[8] 9 GÖZLER, a.g.e., s.115-116.
[9] DERDİMAN, a.g.e., s.94; GÖZLER, a.g.e.,”s.117.
[10] GÖZLER, a.g.e., s.120-124
[11] GÖZÜBÜYÜK, s.23; GİRİTLİ / SARMAŞIK, a.g.e., s.50.
[12] GÖZLER, a.g.e., s.114
[13] TUNÇ, a.g.e., s.191-192
[14] GÖZÜBÜYÜK, a.g.e., s.47-48.
[15] ÖZTOPRAK SAĞIR Meral / KARKIN NACİ, www.akdeniz.edu.tr, 08.03.2009.
[16] İBA, a.g.e., s.88
[17] İBA, a.g.e., s.88.
[18] İBA, a.g.e., s.88.
[19] DERDİMAN, a.g.e., s.117.
[20] DERDİMAN, a.g.e., s.117
[21] İBA, a.g.e., s.87.
[22] İBA, a.g.e., s.87.
[23] GÖZLER, a.g.e., s. 116.
[24] LIJPHART, 1986, s.3-6.
[25] LIJPHART, a.g.e., s. 14-18.
LİBYA’DA İSTİKRAR ARAYIŞLARI VE DEMOKRASİ DENEYİMİ – Küresel Dünya
29.03.2020 / 23:59[…] [1] Ali İmran Köşker (20.05.2019), “Demokrasi Nedir? Çeşitleri, Kökeni ve Tarihsel Gelişimi”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.ilimvemedeniyet.com/demokrasi-nedir-cesitleri-kokeni-ve-tarihsel-gelisimi.html. […]
Uluslararası Politika Akademisi – (UPA) – LİBYA’DA İSTİKRAR ARAYIŞLARI VE DEMOKRASİ DENEYİMİ
19.01.2020 / 13:44[…] [1] Ali İmran Köşker (20.05.2019), “Demokrasi Nedir? Çeşitleri, Kökeni ve Tarihsel Gelişimi”, Erişim Adresi: (15.12.2019) https://www.ilimvemedeniyet.com/demokrasi-nedir-cesitleri-kokeni-ve-tarihsel-gelisimi.html. […]