Dil Öğrenme Maceranı İnşa Et!

YABANCI DİL

Sizlere biraz Arapçayı nasıl öğrendiğimden bahsetmek istiyorum. Yaklaşık sekiz yıldır Arapça hayatımın büyük bir parçası. Mardinli biri olarak aslında evde Arapça konuşuluyordu ama Türkçe ve Kürtçeyle karışık, Fasih Arapçadan oldukça farklı ve Arap ülkelerinden biriyle anlaşamayacak denli bambaşka bir dil kullanıyorduk. İmam Hatip Lisesi’ne başlayınca Arap alfabesinin yazılışını ve bazı fiillerin çekimini öğrendim. Daha sonra Mardin Artuklu Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nin hazırlık sınıfında Fasih Arapçayı sistemli bir şekilde öğrenmeye başladım. Akdem Yayınları’ndan çıkan Silsiletü’l-Lisan Arapça Eğitim Seti’ni bir yılda tamamladık. Hocalarımızın neredeyse tamamı Arap uyrukluydu. Dolayısıyla okulda sadece Arapça konuşuyorduk. Bu bir yıl içerisinde pek çok kelimenin yanı sıra işittiğim bir kelimeyi nasıl doğru yazacağımı da öğrendim. Nitekim Arap alfabesinde harflerin ses ve mahreci birbirine yakınken sıfatlarının farklı oluşu harfi diğerlerinden ayırt etmemizi sağlıyor. Söz gelimi içerisinde “sin” veya “sad” harfi bulunan bir kelimeyi işitip yazmak istediğimizde doğru yazabilmemiz için öncelikle işittiğimiz kelimenin doğru telaffuz edilmiş olması ve ince mi yoksa kalın bir ses mi işittiğimize dikkat etmemiz gerekiyor. İstima‘ (dinleme) dersinde işittiğim bir kelimeyi çoğu zaman yanlış yazdığımı fark edince dinleme ve yazma çalışmalarına ağırlık vermeye başladım. Okulda takip ettiğimiz eğitim setinin CD kaydını bilgisayara takıp işittiğim kelimeleri yazdım. Daha sonra yazdıklarımı kitaptaki metinle karşılaştırdım. Böylece telaffuz edilen kelimeleri işittiğim gibi doğru yazmayı öğrendim. Yine işittiğim bütün kelimeleri yazabilme çabası yazımı oldukça ileri bir seviyeye taşıdı. Artık konuşulan bir şeyi gecikmeden yazabiliyordum.

Muhadese (konuşma) dersinde ise önceden oluşturup ezberlediğimiz diyalogların sunumunu yapıyorduk. Bu da pek çok yeni kelime ve ifadeleri ezberlememi sağladı. Daha sonra üniversitenin desteğiyle iki aylığına Ürdün’de Arapça Kursu’na gittim. İlk yurt dışı yolculuğumdu. Arap kültürüyle alakalı çok şey öğrendim. Felafel, şavurma ve maklube gibi yeni yemekler tattım. Kursta, sokakta, takside, çarşıda.. Her yerde Arapça konuşmak durumunda olduğum için artık çok fazla düşünmeden konuşabiliyordum. Ancak Ürdün ziyaretinin benim için en büyük katkısının Arapça romanlarla tanışmak olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’ye dönmeden kısa bir süre önce kitapçıları sık sık ziyaret etmeye başladım. Tavsiye ettikleri kitapları satın alıp hemen okuyordum. Yaklaşık 10-15 adet roman okuduğumu hatırlıyorum. Bu romanlar sayesinde harf-i cer konusunda yaşadığım zorluğun üstesinden gelebildim. Artık hangi fiilin hangi harf-i cerle kullanıldığı zihnimde kendiliğinden beliriyordu. Daha sonra Uluslararası Katar Arapça Münazara Yarışması’na katılma fırsatı elde ettim. Yarışma tarihinden yaklaşık bir ay önce hocamızla çalışmalara başladık. Dört arkadaşla birlikte hocanın belirlediği konuları tartışıyorduk. Evde hazırladığımız metinlerden hareketle jürinin karşısında belirlenen konuyu savunuyorduk. Böylece hem Arapça metin hazırlama noktasında hem de zihnimizdekini karşı tarafa aktarma noktasında beceri elde etmeye başladık. Katar’da bir hafta kaldık. Yarışma üniversiteli öğrenciler arasında yapıldığı için münazara konusu yarışma başlamadan 20 dakika önce ilan ediliyordu. Tartışacağımız konuyu öğrenir öğrenmez bizim için belirlenen salona koşup ne konuşacağımızı hazırlamaya koyuluyorduk. Herhangi bir elektronik kaynaktan yahut hocamızdan destek almamız yasaktı. Yarışma başlayıncaya kadar yirmi dakikalık sürede sadece konuyla ilgili ana fikirleri tespit edip kendi aramızda paylaşımını yapıyorduk. Daha sonra kürsüye çıkıp yedi dakikada meramımızı anlatıyorduk. Ben aynı zamanda grup sözcüsü olduğum için son konuşmayı da yapıyor ve 3 dakikada yarışmayı neden grubumun kazanması gerektiğini anlatıyordum. Buradaki en önemli hususlardan biri karşı grubun konuşmasını dikkatle dinleyerek yanlışlığını kanıtlamak için çeşitli argümanları tespit edip bunları not almak. Yukarıda belirttiğim gibi Arapçayı hızlı yazmayı öğrenmiş olmak burada çok işime yaradı. Kürsüye çıkıp konuşma yapınca artık tamamen Arapça düşünüp konuştuğumu anlayabiliyordum. Tabi ki bu seviyeye gelebilmenin arkasında büyük bir çaba ve sabır olduğu bilinmelidir. Sıkılmadan her gün dinlenilen Al Jazeera kanalı; izlenilen onlarca belki de yüzlerce çizgi film, dizi, vaaz; sayfalarca el yazısıyla kopyalanmış metinler, notlar; okunan onlarca kitap; konuşabilmek için ezberlenen yüzlerce kelime…

Zehra Çelik

Yorum Yaz