İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Dimāğ Hakkında Felsefe
Tārīhçesini yazmak uzun düşer; farazā vaktiyle benlik his ve fikrini ʿavāmın dediği üzere kalbe vaziʿ ederlerdi; dimāğını gayr muntazam bir kitle hālde telakkī idüler. Ve vazīfe isnād edemezlerdi.
Vaktā ki dimāğın o gayr muntazam kitlesi içinde gāyet mütenāzır şekiller bulunmağa başlandı. Vaktā ki ellerden kollardan bacaklardan, miʿdeden bağırsakdan başlayan aʿsābın bir ucu bi’l-vāsıta veyā bilā vāsıta dimāğa müntehī olduğu tahakkuk etdi. Vaktā ki dimāğın içinde vücūdun her bir faʿāliyetini idāre edici birer merkez görüldü o zamān dimāğın vazīfesi hakkında fikirler değişdi; dediler ki: vücūd beşer bir memleketdir ki içinde ayrı ayrı eşhās (muhtelifü’l-cins hücerāt) vardır; eşhāsın hem-cinsi olanları bir araya gelerek birer şehri veyā cemāʿat (ahşā-yı beden veyā ʿadalāt gibi ʿuzuvlar) teşkīl etmişlerdi; bunların bir kısmının mahsūlü diğer kısmı için lāzımdır zirāʿ buğday verir fārīkacılar şeker yaparlar çulhalar kumaş urur, oduncular odun keserler, bunları kendileri kullandıkları gibi diğer cemāʿatlere de götürürler: işte vücūddaki bu zümreler dahi böyle çalışırlar bir kısmı hāricden yemeği alır hazm eder, her ʿuzva gönderir, miʿde ve bağırsak gibi; bir kısmı da bu gıdadan fazlasını muhāfaza eder ondan şeker yapar; kendisi kullandığı gibi diğer aʿzānın da ihtiyācını teʾmīn eder; bi diğer kısmı su veyā kalorifer hizmetini görür, bütün bu şeker kömürünü yakar bu vücūd memleketinde bulunan ʿanāsır-ı muhtelifenin sıcakda yaşamalarını teʾmīn eder; çünkü onlar soğukda yaşayamazlar; (mesele tabīʿī hayvānāt-ı mükemmeliyye ʿāʾid bulunuyor) bir diğer kısmı kendilerine lāzım gelen hevāyı getirir; bu şehirlerin ve bu muhammaların etrāfında akan büyük nehirlerin cemāʿat efrādı ikāmetgāhlarının arasına kadar yolladığı kanallar vāsıtasıyla zengin zengin suları işte bu efrādın gıdalarını ve bu ʿarz olunan ihtiyācātını getirir ve gidiş yollarıyla da bunların muzahrafātını . . kendi ʿālemlerinden hārice asar. O muzahrafātın taʿaffunundan onları muhāfaza eder.
Ya şu intizām üzere hareketi idāre eden nedir? Bunun pāy-i taht makāmı ras idāresi bütün bu cemāʿatleri böylece birbirleriyle hüsn āmīzişi teʾmīn eden dimāğ yaʿnī beyn olduğunu meydāna çıkartdılar. Hem öyle bir merkez ki muhīt ile dāʾimā telgraf telleriyle telefonlarla rabt olunmuş. Oralarını bir nevʿ ʿadem-i merkeziyyet usūlüyle idāre etmek üzere birer meʾmūr-ı mustakili bulundukdan başka (ʿakdāt-ı senpāniyye) kendisini de ʿaynı zamānda haber-dār eden bu meʾmurların diʾre-i idāreleri ihtiyācının tesviyesini der-ʿakab emr etmek üzere müheyyā bulunur. Hattā bütün bu şehirler halkı istirāhatda bulunduğu zamān bile uyumayıp īfā-yı vazīfe eder; ve hāricden vāridātın noksanı hālinde bu efrād arasında killerinden memleketin devām hayātı için ʿanāsır-ı mühimmenin ihtiyācāt mühimmesini ʿanāsır gayr mühimmenin ihtiyācātına tercīh ederek birinden alıp diğerini teʾmīn eder. Tā ki cidāl hayāt devām etsin. Hāricdeki kaht zāʾil olsun, vāridāt husūle gelsin, o zamān herkesin ihtiyācı nisbetinde taksīmat husūle gelir, bunu da idāre eden yine o merkez, o pāy-i taht, o dimāğdır.
İşte bu teşkīlāt bu faʿāliyet, bu muvaffakiyet her birimizde mevcūddur. Her müteşekkil dimāğda mevcūddur; hattā yalnız bizde değil hayvānātın mükemmel olan bir çoklarında da bulunur. Garbı bizim şu faʿāliyetlerden haberdār olayışımızdır. Hayātımızı şu sūretle idāre etdiği hālde biz yine benlik, zekā mürekkiri olan dimāğımız içinde tuhaf bir tarzda yürütdüğümüz muhākememiz sāyesinde hayātdan maksadı bilmem ne sūretlerle telakkī ederiz de vicdānımızca eğlendiğimize kanāʿat hāsıl etdikçe memnūn oldukça hayātımızın fenā geçdiğine zāhib olur. Nasıl ceryān etdiğini sorsak ve o da cevāb verebilse eğer aʿzā hakkıyla īfā-yı vazīfe etmiş ise, en mahzūn en mükedder zamānımız da bize – her şey yolunda! Diyecekdi, dimāğın zekāya ʿāʾid olan kısmının hayātı idāre eden aksām üzerine teʾsīri yok değildir, tecārib fisyölerçiye bunu māde isbāt edebiliyor. Lākin tabīʿat kısm-ı hayātiyyi daha ehemmiyetle ihāta etmiş, daha etrāfıyla muhāfaza etmiş olduğundandır ki bu teʿessürāt-ı rūhiyye onun faʿāliyet-i hayātiyyesine pekaz teʾsīr eder.
Dimağ ayrıca bir de zekā aletidir.
Muʿallim Doktor Kadri Rāşid
PDF'si:
Dimāğ Hakkında Felsefe - Muʿallim Doktor Kadri Rāşid.compressed
LATİN HARFLERİNE AKTARAN:
MUSTAFA ÇAĞLAR & EROL TURUNÇ
KAYNAKÇA
(İSAM tarafından halka açılan “Osmanlıca Makaleler VT” den metnin PDF’si temin edilmiştir.)
Dimağ Hakkında Felsefe / Kadri Raşid [Anday].-- Kahire: Abdullah Cevdet, Mart 1909.
İctihad
cilt: II, sayı: 9 (21), sayfa: 330-331
Yorum Yaz