Dünya gerçekten beşten büyük müdür? Çokça dile getirilen bu ‘beş’ nedir? Sayı olarak beş küçük bir rakamdır. Belki de çok fazla bir getirisi yoktur. Tabi ki asıl konumuz sayıların niteliğini tartışmak değil. ‘Dünya beşten büyüktür’den kasıt Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi. Peki bu beş daimi üye kimdir ve neden bu kadar eleştiri konusu olmaktadır?
Aslında bu daimi üyeler aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı’nın galibiyet liginde de bulunmaktaydı: ABD, SSCB (günümüz Rusya’sı), Çin, İngiltere ve Fransa.
Güvenlik Konseyi’ne geçmeden önce BM’nin kuruluş sürecine kısaca bir değinelim. 1939-1944 yılları arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği insani kayıplar, ekonomik çöküntüler devletleri barışa zorlamaya sevketti. Aslında daha önce de BM’ye benzer nitelikte Milletler Cemiyeti kurulmuştu. Ancak II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle cemiyetin başarısızlığa mahkum olduğunu yaşanan gelişmeler haklı gösterdi.
1. Dünya Savaşı sonrası uluslararası barış ve güvenlik, toplumsal huzur ve refahı yeniden tesis etmek amacıyla 25 Nisan 1945 tarihinde San Francisco Konferansı gerçekleştirilmekte ve ardından alınan kararla Birleşmiş Milletler Örgütü kurulmaktadır. Bu tarihten günümüze Birleşmiş Milletler; dünya tarihinde en büyük ve niceliksel olarak da en geniş uluslararası örgüt olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler, uluslararası hukukun meşru uygulayıcısı konumundadır.
Güvenlik Konseyi’ne baktığımızda ise bu organ, BM’nin kuruluş süreci ile aynı tarihte oluşturulmuştur. Birleşmiş Milletlerin, Güvenlik Konseyi dışında ayrıca beş tane daha organı bulunmaktadır. Ancak bu yazımda Güvenlik Konseyi’ni ele alacağım. Konsey; beş daimi ve on geçici üyeye sahiptir. Daimi üyeler adından da anlaşılacağı üzere daimi, kalıcıdır. Geçici üyeler ise Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul’da üçte iki oy çokluğuyla iki yıllığına seçilirler. Türkiye de en son 2009-2010 yılları arasında geçici üyeliğe seçilmiştir.
Bu aşamaya kadar her şey yolunda ve bir sıkıntı gözükmüyor gibi! Peki sıkıntı nerden kaynaklanıyor?
Sıkıntı Güvenlik Konseyi’nin karar alma mekanizmasında. Yukarıda adını zikrettiğim beş daimi üyenin Konsey’de veto hakkı denilen bir ayrıcalığı bulunmakta. Peki nedir bu veto mekanizması?
Güvenlik Konseyi; kararlarını on beş tane üyesinin dokuz tanesinin olumlu oyu + bu dokuz üyenin içerisinde beş daimi üyenin tamamının olumlu oyu ile almaktadır. Yani bir tane daimi üye kararı onaylamazsa (veto ederse) o karar Güvenlik Konseyi’nden çıkamayacak.
Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol üstlenen Güvenlik Konseyi ayrıca tüm üyelerin eşit temsil edildiği Genel Kurul’a göre daha prestijli bir konumda. Çünkü Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlar bağlayıcı ve istenildiği taktirde yaptırım uygulama gücüne Genel Kurul’dan daha fazla sahip. İşte adaletsiz dediğimiz nokta da buradan kaynaklanıyor. 193 üyeli Genel Kurul, 15 üyeli hatta 5 daimi üyeli Güvenlik Konseyi’nden nitelik olarak daha alt bir konumda yer almaktadır. Niceliksel olarak baktığımız zaman bu Matematiğin doğasına bile aykırı bir durum…
Güvenlik Konseyi’nde alınan kararlar sonucunda Birleşmiş Milletlerin barışı koruma gücü dünyadaki kriz bölgelerine müdahale eder ya da krizin savaş boyutuna ulaşmaması için çeşitli yaptırımlar uygular, politikalar geliştirir.
Küresel barış ve güvenliğin sağlanmasında doğrudan sorumluluk üstlenen yegane organ Güvenlik Konseyi’dir. Bu bakımdan organın yapısal sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması, kriz bölgelerinde yaşanan insanlık dramını, sosyal ve ekonomik tahribatı büyük ölçüde azaltabilme, önleme potansiyelini ortaya çıkarır.
İkinci Dünya Savaşı sonrası konjonktür ile günümüz konjonktürü arasında büyük bir değişim ve gelişim bulunmakta. Onun da ötesinde günlük hatta saatlik bir değişimin olduğu dünyada yaşamaktayız. O yüzden Güvenlik Konseyi’nin yapısı tekrardan gözden geçirilmeli ve tüm dünya halkının temsil edilebileceği bir adil düzen tesis edilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da hemen hemen her uluslararası platformda dile getirdiği “Dünya beşten büyüktür” lafzı bu adaletsiz yapının yeniden istikrara kavuşturulması ile paralellik arz etmektedir.
O yüzden diyoruz ki Dünya Beşten Büyüktür!
Ahmet Sağlam