EBU’L-HASAN ALİ B. ZEYD EL-BEYHAKÎ VE TÂRÎH-İ BEYHAK
Aynur Emer[1]
Özet
Bu makalenin konusu fıkıh, kelam, belağat, matematik, felsefe, astronomi, tarih, edebiyat gibi alanlarda eser veren velud bir alim olan Beyhakî’nin hayatı ve önemli eserlerinden biri olan Târîhi Beyhak’tır. Târîh-i Beyhak, Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd tarafından kaleme alınmış mahalli bir tarih kitabıdır. Eseri önemli kılan, bölgede hüküm süren hanedanlar ve önemli aileler, Gazneli, Selçuklu, Harzemşahlar devletleri ile Nizamülmülk ve ailesinin başka bir kaynakta bulunmayan bilgilerini içerisinde barındırmasıdır. Beyhakî, siyasi olaylar yanında bölgenin coğrafyası, iklimi, ne zaman fethedildiği ve Beyhak’ta yaşamış alim, edip, tabip, seyyid ve filozoflara da yer vermiştir. Eserin mukaddimesinde tarih ilmi ve faydaları hakkında bilgiler vermesi onu diğer şehir tarihçilerinden ayırmıştır.
Anahtar Kelimeler: Târîh-i Beyhak, Ebu’l-Hasan Ali b. Zeyd el-Beyhakî, İbn Funduk, Beyhak, VI./XII. Yüzyıl.
Giriş
İslam’ın ilk asırlarından itibaren başlayan tarih yazıcılığı, Müslümanların fetihlerle farklı bölgelere gitmesi ve bulundukları bölgelerin siyasi, sosyal, kültürel özelliklerinin dikkatlerini çekmesi sonucu eserler kaleme almaları hasebiyle gelişmiş ve hemen her bölge hakkında şehir tarihleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Mekke, Medine, Kudüs, Mısır, gibi önemli şehirlerin yanında Merv, Sistan, Beyhak gibi yerlerin de tarihleri yazılmıştır. Târîh-i Beyhak bu yönüyle mahalli bir tarih kitabıdır. Muhammed Kazvinî mahalli tarihlerin, Müslüman alimler tarafından doğdukları yerlerde yetişmiş olan alimlerin eserlerini muhafaza etmek ve muasırlarının hatıralarını yaşatmak amacıyla kaleme alındığını belirtmiştir.[2]
Makaleye konu olan Târîh-i Beyhak, Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el-Beyhakî tarafından Farsça olarak kaleme alınmıştır. Gerek kendisinden önceki alimlerin eserlerinden iktibaslar yapması gerekse kendisinden sonraki alimlere kaynaklık etmesi sebebiyle İran tarihinin bir bölümüne ışık tutmuş bir eserdir. Yerel bir İran tarihi olmasının yanında özellikle Selçuklular hakkında verdiği bilgiler nedeniyle de Türk tarihi için önemli bir kaynaktır. Bu makalede önce Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el-Beyhakî, ardından Târîh-i Beyhak hakkında bilgi verilecektir.
EBU’L-HASAN ALİ B. ZEYD EL-BEYHAKÎ VE TÂRÎH-İ BEYHAK
Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el-Beyhakî veya Yusuf Hâdî ve modern İran tarihçilerine göre Ferid Horasan Ali b. Zeyd el-Beyhakî’nin[3] doğum tarihi hakkında ihtilaflar vardır. Yâkut el-Hamevî, Muʽcemü’l-Üdeba’da onun 27 Şaban 499/1105’de Beyhak’ta doğduğunu yazmıştır.[4]Oysa Beyhakî Târîh-i Beyhak’ta 500/1106 yılında Fahrülmülk’ün öldürülmesi olayında okula giden bir çocuk olduğunu belirtmiştir.[5] Bu yaşta bir çocuk okula gitmeyeceğine göre Yâkut yanılmış olmalıdır. Târîh-i Beyhak’ın Arapça tercümesini yapan Yusuf Hâdî, Beyhakî’nin doğum tarihini tarihi delillerle ispatlamış –bu delillerden biri Fahrülmülk’ün öldürülmesi olayı diğeri ise Beyhakî’nin Târîh-i Beyhak’ta “Onu bitirdiğimde kırk dört yaşındaydım.” sözüdür- ve Muʽcemü’l-Üdeba’daki bilgileri tashih etmiştir. Buna göre doğum tarihi 19 Şaban 490/1097 tarihidir.[6] Von Rudolf Sellheim[7] ve Adnan Muhammed Âl-i Tume doğum tarihini 493/1100 olarak almıştır.[8]
Beyhakî’nin soyu sahabeden “zü’ş-şehâdeteyn” lakaplı Huzeyme b. Sâbit’e dayanmaktadır. Müellifin bir başka eseri olan Meşâribü’t-tecârib ve Garâibu’l-garâib’den alıntı yapan Yâkut, Muʽcemü’l-Üdeba’da şöyle belirtmektedir: Ebu’l-Hasan Ali b. el-İmâm Ebi’l-Kâsım Zeyd b. el-Hâkim el-İmâm Emirek Muhammed b. el-Hâkim Ebî Ali el-Hüseyin b. Ebî Süleyman el-İmâm Funduk b. el-İmâm Eyyüb b. el-Hasan b. Ahmed ibni Abdurrahman b. Ubeydullâh b. Ömer b. el-Hasan b. Osman b. Eyyüb b. Huzeyme b. Amr b. Huzeyme b. Sâbit zü’ş-şehâdeteyn.[9] Beyhakî eski bir kadı ailesi olan Fundukiler’e mensup olduğundan İbn Funduk lakabıyla meşhur olmuştur.[10] Bu lakabı Târîh-i Cihângüşâ yazarı Alâeddin Atâ Melik b. Muhammed Cüveynî (ö. 681/1283) vermiştir.[11] Beyhakî’nin dedelerinden İmam el-Hâkim Ebu Süleyman Funduk, Gazneli Mahmud tarafından Nişabur kadısı olarak atanmış, onun oğlu Ebu Ali el-Hüseyin, Nişabur kadı naibliği, torunu Şeyhülislâm Muhammed Emîrek de Nişabur hatipliği görevlerinde bulunmuşlardır. İlk tahsilini Beyhak’ta gören Beyhakî, daha sonra babasıyla Şeştemed’e gitmiş ve on dört yaşına kadar burada kalmıştır. 517/1123’te babasını, bir yıl sonra da hocası Meydânî vefat edince lugat ve Kur’ân ilimleri gördüğü Nişabur’dan ayrılıp Merv’e gitmiştir. Burada Tâcülkudât Ebu Saʽd Yahyâ b. Abdülmelik’ten fıkıh, kelam ve münazara ilimlerini öğrenmiştir.[12] Beyhakî, 521/1127’de Rey Valisi Şehâbeddin Muhammed b. Mesʽud’un kızıyla evlenmiştir. Bu evliliğinden Ahmed adında bir oğlu olduğu bilinse de başka çocuğunun olup olmadığı bilinmemektedir.[13] Beyhakî bir süre Sultan Sencer’in hizmetinde müşirlik hizmetinde bulunmuştur. [14]Muʽcemü’l-Üdebâ’da Beyhakî’nin 549/1153-527/1132 yılının Receb ayı gurresinde Nişabur’da kaldığını ve aynı senede ziyaretine gittiği annesinin ve oğlunun vefat ettiği bilgisi yer almaktadır.[15] Nişabur Cuma Camii’nde cuma günleri, diğer camilerinde de pazartesi ve Çarşamba günleri vaaz vermiştir. Beyhak kadığına getirilen Beyhakî, ilimle meşguliyeti tercih edip görevinden ayrılmış ve Rey’e geri dönmüştür. Burada altı yıl boyunca matematik ve felsefi ilimlerle uğraşmış, matematik ve astrolojide büyük ilerlemeler kaydetmiştir.[16] Matematik, cebir ve astronomi ilimlerle alakalı çalışmalarını “Horasan’ın hocası” Osman b. Câdukar’ın nezaretinde tamamlamıştır. Beyhakî, Târîh-i Beyhak ve Tetimme’de olayları astronomi bilgisine dayanarak tanımlamıştır. Mesela; Beyhak’ta meydana gelen depremi, İbn Sînâ, Nizâmülmülk, Ömer Hayyam ve diğerlerinin doğum tarihlerini astronomiksel verilerle açıklamıştır.[17] Felsefi çalışmalar için gittiği Serahs’ta 531-537/1136-1142 yılları arasında Kutbüddin Muhammed el-Mervezî’nin gözetiminde çalışmıştır.[18] Barthold, Beyhakî’nin 543/1148 yılında Sultan Sencer’in sarayında olduğunu şu rivayete dayanarak ispatlamıştır: “Hristiyanların kılıcı” lakaplı Gürcü Prensi Dimitriyos b. Dâvud b. Yakub, Sultan Sencer’e dini konularla ilgili Arapça ve Süryanice sorular göndermiş, Sencer de bunları cevaplaması için Beyhakî’yi görevlendirmiş o da soruları cevaplamıştır.[19] Türkler’in 548/1153 ve 556/1161 yıllarında Horasan beldelerini özellikle ilim merkezi Nişabur’u tahrip ettikleri, kütüphanelerini, Şafiî ve Hanefî medreselerini yakıp yıktıkları, alimlerini öldürdükleri olaylara tanık olan[20] Beyhakî’nin bu kargaşadan nasıl kurtulduğu konusunda bir bilgi bulunmamaktadır. 565/1169 yılında Beyhak’ta vefat etmiştir.[21] Beyhakî’nin kabri doğduğu yer olan Şeştemed’dedir. Sıradan bir görünüme sahip olan mezarı, tasavvufçular ve edebiyatçılar tarafından ziyaret edilmektedir.[22] İran’da her yılın Mordâd ayında [23] “Rûz-i Bozorgdaşt-i Ebu’l-Hasan Beyhakî” adı altında bir anma günü tertip edilmektedir.[24]
Beyhakî’nin çağdaşları arasında er-Reis Ebu Muhammed el-Muʽallâ b. Ahmed el-Beyhakî, el-Fakih Ahmed b. Ali es-Sûrî el-Beyhakî,[25] el-Milel ve’n-Nihal’in müellifi Muhammed b. Abdülkerim eş-Şehristânî, (ö. 548/1153) Zahire-i Harzemşâhî’nin müellifi Seyyid İsmail Cürcanî (ö. 531/1136) bulunmaktadır. Ömer Hayyam ile genç yaşta tanışmış ve meclisinde bulunmuştur.[26]
Beyhakî, Sünnî itikada sahip olsa da bazı kimseler onu Şii olarak göstermeye çalışmışlardır. Târîh-i Beyhak’ta ve Tetimmetü Sıvânü’l-Hikme’de Ebu Hanife’den imam olarak bahsetmiş, Tetimmet’de dört halifeyi överek onlar için hayır ve bereket dilemiştir.[27] Bu konuda en detaylı bilgileri Rıza Rızazâde Lengerdî verir: Abdulcelil Kazvinî, Sebzevar’ı Şii bir şehir, Beyhakî’yi Şia’nın büyüklerinden sayar, Nefisî’nin sözüne göre o, Cevâmiʽu Ahkâmi’n-Nücûm adlı eserinde Hz. Osman’a dil uzattığından bunu Şiiliği için en önemli delil sayar. Fuad Köprülü bunun Şia kitaplarına eklenmiş bir şey olduğunu, Târîh-i Beyhak’taki rivayet ve haberleri aktarış üslubunda Şii olduğuna dair bir şey olmayıp, defalarca Ebu Hanife’yi imam olarak yazdığı ve ondan hadis rivayet ettiğini söyleyerek karşı çıkar. Meʽâric-i Nehcü’l-Belâğa’yı yazmasının Şii olduğuna yorumlayanlar vardır. Oysa burada Hz. Peygamber’e selamdan sonra “ve ala ashabihi es-Sıddık ve’l-Fârûk ve Zi’n-nûreyn ve’l-Murtazâ tahiyyât” demiştir. Beyhakî Târîh-i Beyhak’ta Sebzevar’da Hanefiler ve diğer mezhepler adına mescidler yapıldığını zikretmiştir. Beyhakî ilmi ve edebi kitapları Sünni hocaların yanında okumuş ve ilmini tamamlamıştır. Anne, babası Sünnidir. Şii olduğuna dair bir işaret olmadığı için kati olarak Şii olduğu söylemek doğru değildir.[28] Sünni camiada Hanefî mi Şafiî mi olduğu hususunda tartışmalar vardır. Tabakat kitaplarında ismi geçmemektedir.[29] Keşfü’z-Zünûn’da Şafiî olarak geçmektedir.[30]
Beyhakî’nin Eserleri
Velud bir alim olan Beyhakî, dini ilimlerin yanında tarih, edebiyat, şiir, ensab, darbımesel, biyografi, tıp, felsefe, astroloji gibi alanlarda da eserler vermiştir.[31] Yâkût, Mucemü’l-Üdebâ’da onun Farsça ve Arapça yetmiş dört eserini saymıştır.[32] Bedri Muhammed Fehd bu eserleri konu başlıklarına göre ayırmış ve özellikle Târîh-i Beyhak hakkında bilgiler vermiştir.[33] Beyhakî, faklı alanlarda birçok eser verse de bunlardan yalnız birkaç tanesi günümüze ulaşmıştır.
Târîh-i Beyhak: Konumuz olan bu eser hakkında bilgi aşağıda verilecektir.
Meşâribü’t-Tecârib ve Gavâribü’l-Garâib: Beyhakî’nin hayatı ve eserlerinin adı hakkındaki bilgiler bu kitapta yer almaktadır. Arapça olarak kaleme alınan ve kayıp olan bu eser, Târîh-i Yeminî’ye[34] yazılmış bir zeyldir. İran’ın 410-560/1019-1164-65 yılları arasındaki tarihi olayları anlatır. Gazneliler ve Selçuklular dönemlerinin tamamı ile Harzemşahlılar devrinin ilk yarısı hakkındaki bilgileri içerir. Yâkût, Mucemü’l-Üdebâ’da, İbnü’l-Esîr el-Kâmil’de Harzemşahlar’ın 568/1172 olaylarını anlatırken, İbn Ebi Usaybia Tabakatü’l-Etibba’da, İbn Hallikan Vefeyâtü’l-Aʽyân’da, Atâ Melik Cüveynî Târîh-i Cihângüşâ’da bu eserden alıntılar yapmışlardır. Hamdullah Müstevfî, Târîh-i Güzîde’nin önsözünde bu eseri kaynakları arasında zikretmiştir.[35] Cüveynî’nin Meşâribü’t-Tecârib’in İbn Miskeveyh’in Tecâribü’l-Ümem’ine yazılmış bir zeyl olduğunu söylemesi yüzyıllar boyunca okuyucuları yanıltmıştır. Bu hatayı Barthold fark etmiş ve onun Utbî’nin Târîh-i Yemînî’sine bir zeyl olduğunu belirtmiş ve bu, Kazvinî tarafından da doğrulanmıştır.[36] Her iki eserin de konularının tarih olması, tecrübe kelimelerini içermesi ve birbirine yakın dönemlerde yazılmış olması Cüveynî’yi bu hataya götürmüş olmalıdır.[37] Beyhakî Târîh-i Beyhak’ta bu eserle ilgili olarak şunları söylemiştir: “Ben Yemînî’nin kitabının sonuna bir tarih kitabı yazarak ekledim. Onun adı Meşâribü’t-Tecârib ve Gavâribü’l-Garâib’tir.”[38] Meşârib, Selçuklular’ın İran devri için çok önemli bir eserdir. Beyhakî Selçuklular ile ilgili bölümü Yemînî’den aldığını, İbn Esîr de Harezm ile ilgili kısmı İbn Funduk’tan naklettiğini zikretmiştir. İbnü’l-Esîr’in Farsça bilmediği bilinmektedir. Meşârib, Arapça olduğu için ondan istifade etmiştir.[39] Şemseddin Günaltay bu eserin Asya’yı alt üst eden Moğol istilasında kaybolduğunu söylese de[40] Hamdullah Müstevfî Târîh-i Güzîde’nin önsözünde eseri kaynakları arasında saymıştır. Müstevfî’nin 740/1340’da vefat ettiği hesaba katılacak olursa Günaltay’ın yanıldığı söylenebilir. Fuad Köprülü Meşârib’in bulunması durumunda XI.-XIII. yüzyıl Doğu İslâm dünyası hakkında yeni bilgilere ulaşılacağını belirtmektedir.[41]
Tetimmetü Sıvâni’l-Hikme (Târîhu Hükemâi’l-İslâm): Ebu Süleyman Muhammed b. Tâhir es-Sicistânî’nin (ö. 391/1001) Sıvâni’l-Hikme adlı eserine yazılmış Arapça bir zeyldir. Horasan ve Maveraünnehir etrafındaki hekim ve filozofların hayatları ve sözlerini içermektedir. Ömer Hayyâm (ö. 526/1132) hakkındaki ilk derli toplu bilgiler bu eserden öğrenilmiştir.[42] Beyhakî, Ömer Hayyam’ın arkadaşı olan babası Ebu’l-Kâsım Zeyd ile ziyaretine gitmiştir. 507/1112’de Hayyâm ile Beyhakî şiir ve geometrik problemler üzerine tartışmış ve Beyhakî bu konulardaki yeteneğini göstermiştir.[43] Sicistânî’nin özellikle Yunan filozoflarının hayatını anlattığı eserde Beyhakî, Huneyn b. İshak’tan başlayıp kendi zamanına kadar felsefe, astronomi, matematik, fizik alanındaki 111 alimin biyografisini ele almıştır. XIV. yüzyılda Nâsırüddin b. Umdetülmülk el-Yezdî tarafından Dürretü’l-ahbâr ve lematü’l-envâr adıyla Farsça’ya çevirmiştir. Muhammed Şefi bu tercümeyi Arapça metniyle birlikte 1935’te Lahor’da, Kürd Ali Târîhu Hükemâi’l-İslâm adıyla 1946’da Dımaşk’ta yayınlamıştır.[44] Bu eser, özellikle Sultan Sencer etrafındaki Merv’de ilim ve düşünce hayatı hakkında bilgi vermesi nedeniyle Selçuklu tarihi açısından önemlidir. Ramazan Şeşen eserin fazla incelemeye dayanmaması ve tarihlerinin eksik olması nedeniyle İbnü’l-Kıftî’nin Târîhü’l-Hükemâ eserine göre zayıf olduğunu söyleyerek eleştirmiştir.[45]
Beyhakî’nin bu eserinde Şam, Mısır ve Maveraünnehir’deki filozoflara fazla yer vermemesinin nedeni Haçlı Savaşları’nın kendi döneminde yoğun olup, bu beldelerle irtibatı kesmesidir. Eserinde özellikle felsefeyi Yunan filozoflarından almış, İslâm memleketlerindeki Sâbi, Mecûsî, Yahudi, Yâkûbî, Nestûrî filozoflardan bahsetmiştir. Tetimmetü Sıvâni’l-Hikme için denilebilir ki; felsefe Müslümanlar katında kemale erdiği zaman olan III.-VI. yüzyıl arası yazıldı. Zira VII. ve sonraki yüzyıllara bir şey kalmamış, Ifrikiyye’de İbn Haldun, Musul’da Kemâleddin b.Yûnus, Râzî, Bîrûnî, İbn Heysem, İbn Züher ve İbn Bâcce çapında bir şey yapamamışlardır.[46]
Ömer Hayyam ile ilgili bilgiler genellikle Çehâr Makâle kaynak olarak gösterilmektedir. Oysa Tetimmetü Sıvâni’l-Hikme 549/1154’te Nizâmî Arûzî Semerkandî’nin Çehâr Makâle’si 552/1157’de tamamlanmıştır. Semerkandî, bilgileri Beyhakî’den aldığı halde bunu belirtmemiştir. Aynı şekilde Muhammed b. Mahmûd eş-Şehrezûrî (ö.687/1288) de Nüzhetü’l-Ervâh ve Ravzatü’l-Efrâh adlı felsefe tarihiyle ilgili eserinin ikinci bölümünü Beyhakî’den aldığı halde bundan bahsetmemiştir.[47] Tetimmetü Sıvâni’l-Hikme’nin Berlin State Library 8205, Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki Beşir Ağa 494, Molla Murad 1431 ve Köprülüzade Mehmed Paşa 92 numaralarda yazma nüshaları bulunmaktadır.[48]
Cevâmiʽu Ahkâmi’n-nücûm: Farsça kaleme alınan 252 kitaptan derlenmiş ve on bölüm ve üç ciltten oluşmuş astrolojiyle ilgili bir eserdir. Beyhakî eserde, yıldızlardan elde edilen bilgilere inanan halka ve hükümdara bunun şeriata aykırı olduğunu açık bir şekilde söylemektedir. Eserin yazma nüshalarından biri Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir.[49] Beyhakî, eserin mukaddimesinde kendi biyografisine ait bilgiler vermiş ve çeşitli eserlerinden bahsetmiştir. Bu vesileyle hesap, cebir ve nücum ilimlerini Osman b. Câdûkâr’dan öğrendiği anlaşılmaktadır.[50]
Vişâhu Dümyeti’l-kasr: Ebu’l-Kâsım el-Bâharzî’nin (ö. 467/1075) Dümyetü’l-kasr ve usretü ehli’l-asr adlı şuara tezkiresine yazılmış bir zeyldir. Beyhakî daha sonra bu esere Dürretü’l-Vişâh adında bir zeyl daha yazmıştır.[51]
Gurretü’l-emsâl ve Dürretü’l-akvâl: Atasözlerinin alfabetik olarak sıralandığı ve her birinin söyleniş sebebiyle manasının açıklandığı iki ciltlik bir eserdir.[52] Arapça kaleme alınan eserin yazma nüshası Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nde 390 numarada olup 252 varaktır.[53] Katip Çelebi bu eser için “Meydânî’nin alıntı yapmıştır.”[54] derken Kelimullah Hüseyin, Meydânî’nin Beyhakî’nin hocası olduğunu ve onu onure etmek için bunu yaptığını belirtir.[55]
Mecâmʽi’l-emsâl ve Bedâiʽu’l-akvâl: Atasözleriyle ilgili diğer bir Arapça eseridir. Buhterî, Ebu Temmâm, Harîrî gibi kişilerin öykülerine yer vermiştir.[56]
Ezâhîrü’r-riyâzi’l-merîʽa ve Tefsîru elfâzi’l-muhâvere ve’ş-serîʽa: Arapça yazılmış bir eser olup yazma nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Şehid Ali Paşa 2589 numarada bulunmaktadır.[57]
Lübâbü’l-ensâb: Arapça olarak yazılmış ve iki cilt olan eseri Yâkût Hamevî zikretmiş ve 558/1163’te telif edildiğini ve sâdâdın soyu hakkında olduğunu ve mukaddimesinde Tarîf bi’l-ensâb adlı bir eserinin daha olduğunu söylemiştir. Bu eser iki cilt olarak Mehdi Recâî tarafından 1410’da Kum’da neşredilmiştir.[58] Köprülü bu eser için şunları söylemektedir: Kitabın tam adı Kitâbü’l-lübâb fî marifetü’l-ensâb’dır. Meşhed Kütüphanesi 362 numarada yazması bulunmaktadır.
Meʽâric-i Nehcü’l-Belâğa: 552/1157’de Arapça olarak Ebu’l-Kâsım Hûnekî Nişâburî’nin ricası üzerine telif edilmiştir. Beyhakî Nehcü’l-Belâğa’yı okumuş ve şerhi yapılmamış bu eseri, içindeki müşkil ifadeleri de açıklamak suretiyle şerh etmiştir. Bu eserde İmruülkays, Ahtal, Cerîr, Âʽşâ, Züheyr b. Sülmâ, Accâc, Ferezdak, Nâbiğa Zübyânî gibi Câhiliyye dönemi şairlerine de yer vermiştir. Eser, 1402’de Muhammed Takî Dânişpejûh tarafından Kum’da neşredilmiştir.[59] Eserde Hz. Ali’den bahsedilirken devamlı “Emirü’l-Mü’minîn” ifadesinin kullanılması Saʽid Nefisî tarafından Beyhakî’nin Şii olarak addedilmesine neden olmuştur.[60]
Kâtip Çelebi Keşfü’Zünûn’da Kenzü’l-Hucec fi’l-usûl ve Cevâmiʽu’l-ahkâm ve Tevâbiu’l-İbhâm adlı eserlerden de bahsetmiştir fakat bu eserler hakkında bilgi bulunamamıştır.[61]
TÂRÎH-İ BEYHAK
Bu eser Nişâburî’nin Târîh-i Nişâbur adlı eseri örnek alınmak suretiyle telif edilmiştir. Farsça yazılan Târîh-i Beyhak, Sultan Sencer’in memuru ve onun ölümünden sonra Horasan’ı yöneten Ay Âbe zamanında 563/1167 yılında yazılmıştır. Beyhakî, eserini fasıl ve bablara ayırmıştır. Mukaddimede Allah’a hamd ve Hz. Peygamber’e salevattan sonra sebeb-i telife geçer. İlk önce tarih ilminin faydalarından bahseder. Beyhakî, Târîh-i Beyhak’ta tarihin önemi hakkında birçok bilgiler vermiştir. “Tarih, ilm-i edyan ve ilm-i ebdandan sayar. Çünkü Hz. Adem’den itibaren gelen nebi ve peygamberleri, dinleri, mezhepleri anlatır, insana dünya ve ahrette saadet ve kurtuluşu gösterir.[62] Bugüne kadar onun tarih görüşü pek öne çıkarılmamıştır. Bu konuda birkaç makale yazılmıştır. En dikkate alınan ve güncelliğini koruyan Mirza Muhammed Han Kazvinî’nin “Tarih-i Beyhak, Bist Makale” adlı çalışmasıdır. Diğerleri Seyyid Kelimullah Hüseynî’nin “Life and Works of Zahiru’d-din Al-Bayhaqî, The Autor of the Tarikh-i Bayhaq” ile Ebu’l-Kâsım Firuzânî’nin “Târîh-i Beyhak İbn Funduk ve Remz-i Câmiyyet-i An” adlı makalelerdir. Fakat bu makalelerde de tarih görüşüne değinilmemiştir. Bocnurdî, Beyhakî’nin tarih görüşünde Aristo’dan etkilendiğini, Volter’in de tarihi üstün ilimlerden sayması açısından Beyhakî’ye benzediğini belirtmiştir. [63]
İbn Funduk, tarih ilminin önemi ve faydaları hakkında şunları söylemektedir: “Tarih mesmuat kabilindendir. Göz güzel şeyler görmek istediği gibi kulak da güzel şeyler duymak ister. Kulağa duymak istediği güzel şeyleri ancak tarih sağlayabilir. Onun için tarih faydalı bir ilimdir.” Beyhakî’ye göre çözümü zor hadiselerde geçmişe bakarak çözüm bulunabilir. İnsanı musibetlerden kurtaracak bilgi, tarih bilgisi olduğu için aklı mantığı olan insanın bunu görmezden gelmesi düşünülemez. “Tarih devralabilen ve devredebilen yegane varlıktır.” Kişi ve kişilerin deney alanı dündür, bununla kişi kemale ulaşır. “Ahlak ağacı tecrübe ile sulanmadıkça temizlenmez.” demiştir. Kişi için en güçlü deneyim, kendi başından geçenlerdir. Kendinden öncekilerin başına gelen deneyimler tarih veya haberlerdir ve bunlar kaynaklara dayanıyorsa kişinin kendi deneyimleri kadar kıymetli olurlar. Kişinin doğru bir karar vermesi için başka insanların da görüşüne açık olması, onlarla fikir teatileri ve müşavere etmesi ve bundan sonra sonuca ulaşması gerekir. Tarih, kişiye Hz. Adem’den kendi dönemine kadarki insanlarla istişare etme imkanı sağlar ve bunu tarihten başka bir ilim de yapamaz demektedir.[64]
Beyhakî bundan sonra melik ve ümeraların tarihini bilmeye olan ihtiyaçtan, bazı tarih kitaplarındaki iftira ve konulardan bahseder. Daha sonra meşhur tarih ve tarihçileri anlatır. İlk sırada İbn İshak gelir. Sonra Vehb b. Münebbih, Muhammed b. Cerîr et-Taberî, İbn Mukaffa, Ebî Ali Miskeveyh, Utbî, Ebu’l-Fazl Beyhakî diye sıralar. Ardından şehir tarih ve tarihçilerinden bahseder. Târîh-i Bağdâd, Hatîb Bağdâdî tarafından yazılmış ve on cilttir. Târîh-i Merv, ilki Abbas b. Musʽab ikincisi Ahmed b. Seyyâr sonuncusu Maʽdânî tarafından telif edilmiştir. Târîh-i Herat, iki kere telif edilmiştir. İlki Ebî İshak Ahmed b. Muhammed b. Yunus el-Bezzâz, diğeri Ebî İshak Ahmed b. Muhammed b. Saʽîd el-Haddâd tarafından. Târîh-i Buhârâ ve Semerkand, Saʽîd b. Cenâh tarafından telif edilmiştir. Târîh-i Harzem, Ebî Abdullah Muhammed b. Saʽîd telif etmiştir. Târîh-i Belh, Muhammed b. Akîl telif etmiştir. Târîh-i Nişâbur, teliflerden biri Ebî’l-Kâsım el- Kaʽbî el-Belhî tarafından yapılsa da bu yanmıştır. Aslı Mescid-i Akîl’in Kütüphanesi’ndedir. Daha sonra Hâkim en- Nişâburî tarafından telif edilen bu kitap on iki cilttir. Bu kitaba daha sonra İmam Ebî’l-Hasan Abdülğâfir el-Fârisî bir zeyl yazmıştır ki onun adı Siyâku’t-Târîh’tir. Târîh-i Beyhak, İmam Ali b. Ebî Sâlih el-Huvârî Arapça yazdığı bu kitabı tamamlayamamıştır. Beyhakî kendi eserini Huvârî ve yukarıda adı geçen/geçmeyen eserlerden toplayarak vücuda getirdiğini söylemektedir.[65] Bîrûnî (ö. 440/1048) matematik ve astronomi eserleri yanında tarihle ilgili eserler de vermiştir. Harezm Târîhi kitabı günümüze ulaşmasa da Beyhakî, Gazneli Mahmud’un Harezm’i fethi hakkındaki bilgiyi Bîrûnî’den almıştır.[66]
Beyhakî, Beyhak’ın faziletleri kısmında şu hadisi zikreder ve burada medfun bazı sahabelerden bahseder. “Ashâbımdan herhangi biri, bir yerde ölürse; mutlaka o belde insanları için kıyâmet günü bir nur ve kılavuz olarak diriltilir.”[67] Buradaki sahabeler; Ebû Rifâʽa Nuʽaym b. Üseyd el-Adevî, Züheyr b. Zeîb ve İbn Beşer el-Ensârî, Katan b. Ömer b. el-Ehten, Emir Mühelleb b. Ebi Safer, Hümâm b. Zeyd, Abbas b. Mirdâs es-Sülemî, Hz. Ali’nin hacibi Kanber’dir.[68]
Beyhakî, Beyhak’ın fethi hakkında bilgi verdikten sonra Beyhak’ın havasını, şehirlerdeki afet ve hastalıklar ile beldelerin “ümmü’l-kura” larından bahseder. Arabistan’ın Mekke, Irak’ın daha önce Basra, Bağdat’tan önce İsfehan iken şu an Bağdat, Kabil’in Gazne, Maveraünnehir’in Semerkand, Horasan’ın Merv, Şam’ın Dımaşk -ona Beytü’l-Mukaddes derler- Rum’un Konstantiniyye, Taberistan’ın Âmül, Kirman’ın Cireft, Çin’in Kaçgar’dır.[69] Seyyid Kelimullah Hüseynî, Târîh-i Beyhak’ta Beyhak’ın kültür ve edebiyatı hakkında en eski ve çok önemli bilgiler vermesi, burada alim ve saygın birçok insanın yetişmesi sebebiyle Beyhak için “Tihâmetü’s-suğrâ” (küçük Kâbe) denmesinin sebepsiz olmadığını söylemektedir.[70]
Beyhakî, bazı şehirlerin hangi özellikleriyle meşhur olduğu hakkında şunları söyler: Yunan filozoflarıyla, Semerkand kağıtçılığıyla, Merv dolandırıcılarıyla, Buhârâ denizcileriyle, Çin nakkaş ustalarıyla, Türkler okçuluğuyla, Hind sihir ve sihirbazlarıyla, Dinever sufileriyle, Beyhak edipleriyle ünlüdür.[71] Beyhak isminin kökeni hakkında şunları söyler: “Beyhe” Fars dilindeki kökeni “Beyhîn/Bîhîn” yani Nişabur’un en iyi bölgelerinden demektir. Bir kısmı da Behmenmülk zamanına atfen Beyhe denildiği ve sonra Beyhak olduğunu iddia ederler.[72] Beyhak’ın İslâm öncesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Beyhak, Med, Pers ve Partlar zamanında Horasan’ın önemli merkezlerinden biri olduğu için Sâsânî hükümdarları burayı tahkim ederek Ceyhun’dan gelen saldırıları önlemişlerdir.[73] Partlar zamanında mamur olan Beyhak, III./IX. asrın başlarında Abdullah b. Tâhir zamanında on iki bölgeye ayrılmıştır. Bu dönemde Beyhak’ın 395 köyü bulunuyordu.[74] Bu yüzyılda Beyhak’ın merkezi Hüsrevcerd idi. İklimi ılıman, pazarları geniş, ürünleri bol olan Beyhak’ın, 444/1052 yılında geçirdiği deprem nedeniyle birçok eseri harap olmuştur. 464/1071’de Nizamülmülk’ün yenilediği şehir, 490/1097’de Alp Arslan’ın oğlu Argun tarafından harap edilmiştir. VIII./XIV. asırda ilk kez Hamdullah Müstevfî Beyhak’ı vilayet adı olarak kaydetmiştir. Aynı asırda Sebzevar’da Serbedarlar devrinde müstakil sikkeler basılmaya başlamıştır.[75] Sâsânîler’in son padişahı olan Yezdicerd’in h. 27/647’de burada tutuklandığı, 30/650 veya 31/651’de Müslümanların Beyhak’ı fethettiği kaydedilmiştir.[76]Fetih, Hz. Osman’ın Basra Valisi Abdullah b. Âmir’in kumandanlarından Edhem b. Külsüm tarafından gerçekleştirilmiştir. Emevi ve Abbasiler döneminde İslâm kültür ve medeniyeti Beyhak’ta yayılmıştır.[77] III./IX asırda çok fazla sayıda sâdâtın göçüyle Beyhak, Şiiler’in merkezi haline gelmiştir. Abdulcelil Kazvinî VI./X. asırda Sebzevar’ı Şia şehirlerinden biri olarak kaydetmiştir.[78] Burada özellikle Şafiîler de çoğunluktadır. 213/828’de Hamza b. Âzerk’in önderliğinde çıkan bir kargaşada özellikle Şeştemed ve Sebzevar’da halktan çok sayıda insan öldürülmüş ve şehirler harap edilmiştir. 489/1096’da Beyhak halkı ile Kerrâmiler arasında savaş yapılmış ve halk felakete maruz kalmıştır. V./XI. asrın sonlarında Beyhak’ta İsmaililer başa geçmiştir.[79]536/1142’de Hârizmşahlı Alâeddin Atsız şehri ele geçirip yağmalatmıştır. Kardeşi Yinal Tegin de 548-49/1153-54 yıllarında şehri iki yıl kuşattıktan sonra halkını cezalandırmıştır. Moğol istilasında Beyhak ve Horasan’ın diğer şehirleri de tahrip olmuş, binlerce insan katledilmiştir. Sağ kalanların kaçması ve dönmemesi nedeniyle Beyhak uzun süre ıssız kalmış ve adı kullanılmaz olmuş, şehir sadece Sebzevar adıyla anılmıştır. Sebzevar İlhanlı hükümdarı Abaka Han zamanında 665-681/1265-1282) tekrar imar edilmiştir. Serbedârîler döneminde (VIII./XIV. yüzyıl) bazı siyasi olaylara merkez olmuştur. Safevîler devrinde (906-1144/1501-1732) Sebzevar, Özbek ve Safevîler arasında iki büyük savaşa sahne olmuştur.[80] Safeviler Sebzevar’ı yeniden imar edip onararak Beyhak’ın büyük ve önemli şehri haline getirmiş ve Beyhak’ın eski nahiyesi olarak adlandırmışlardır. Beyhak, günümüzde merkezi Şeştemed olan Sebzevar şehrinin bir köyüdür.[81]
Beyhakî ilerleyen sayfalarda sadat aileleri, burada hüküm sürmüş meşhur hanedan ve devletlerden ve Beyhaklı veya Beyhak’ta yaşamış ulema, edip, şair, hekimden bahseder. Ardından Beyhak’taki büyük ve garip olayları anlatıp hatime ile eserini bitirir. Şair ve edipliğiyle de tanınan Beyhakî’nin eserinde hemen tamamı Arapça, yer yer Farsça beyit ve dörtlüklere de yer vermesi eserin okunurluğunu arttırmaktadır.
Târîh-i Beyhak, Beyhak’taki sadat aileleri, Tâhiriler, Saffâriler, Sâmânîler, Gazneliler, Selçuklular ve meşhur aileler, Beyhak’taki alim, şair, hekimler ile Beyhak’ta meydana gelmiş hadiseler hakkında önemli bilgiler ihtiva eden bir eserdir. Eseri önemli kılan husus, Beyhakî’nin müşahede ettiklerinden başka, hem eski vesikalara hem de şu an meçhul olan eserlere başvurmasıdır. Nizamülmülk ve ailesi hakkında verilen bilgilere başka kaynaklarda rastlanmamaktadır.[82] Beyhak’ın Ortaçağ’ın en önemli ilim ve kültür merkezlerinden olması, Beyhaklı bir alim tarafından kaleme alınması, Horasan’ın Moğol istilasından önceki dört asırlık tarihini kapsaması eseri ayrı bir yere koymaktadır.[83] İbn Funduk, Ebu’l-Fazl el-Beyhakî’nin hanedan tarihi olan Târîh-i Beyhakî adlı eserini daha da ilerletmiştir. Resmi vesikalara dayanması, tarih yazıcılığındaki gelişimi göstermesi açısından önemlidir.[84] Târîh-i Beyhak, 1257-58 yıllarındaki Moğol İstilası ile kaybedilen veya yakılan İran literatürüne ait eserler hakkında bilgi vermesi açısından son derece değerlidir. Müellifinin net ve doğru ifadelerle olayları anlatması esere ayrıcalık katmaktadır.[85] Târîh-i Beyhak’ta Oğuz Yabgu Devleti’nin başında bulunan Barânlu/Barânî hanedanına ait adı ilk tesbit edilebilen hükümdarı verilmiştir. Burada Şahmelik’in ismi Emir Ebu’l-Fevâris Şahmelik b. Ali el-Barânî, lakabı ise Harezmşah Hüsâmüddevle olarak geçmiştir. Zeki Velidi Togan da Ali Han’ın Baran boyundan geldiğini söylese de bilgiler teyide muhtaçtır. Şayet bu bilgi tescil edilir ve Şahmelik’in Ali Han’ın oğlu olduğu ispat edilirse Sirderya boylarında oturan ve Oğuzları yöneten yabguların da Baran boyundan geldikleri kesinleşmiş olur.[86]
Beyhakî’nin metodu diğer şehir tarihçilerinin metodundan farklıdır. Mesela Bağdâdî, kişilerle ilgili verdiği bilgilerde Muhammed adıyla başlar ve bundan sonra harf sırasına göre devam ettirir. Beyhakî bu tertibi gözetmez, Horasan’da hüküm sürmüş hanedan ve saygın aileleri sonra ehl-i hadisi anlatır. Bahsettiği kişiler arasına hikayeler katar, Beyhak’ın nahiyeleri, orada vaki bulmuş olayları sıralar ve sonra bunları uzlaştırır. Beyhak’ı özel, Horasan’ı genel bir şekilde anlatır. Seçme Arap şiirlerine yer vermesi onu diğer şehir tarihçilerinden ayırmaktadır.[87]
Târîh-i Beyhak, Kazvinî’ye göre 563/1167 yılında yazılmıştır.[88] Yusuf Hâdî ise Beyhakî’nin “Onu bitirdiğimde kırk dört yaşımdaydım.” sözünü dikkate aldığını, British Museum’daki nüshanın istinsah tarihinin 835/1431-32 olduğu ve burada bir karışıklık bulunduğunu belirtirken,[89] Fuad Köprülü ise eserin ilk önce 544 yılında yazılıp müellifin daha sonra bazı ilavelerle ikinci bir nüsha vücuda getirebileceğinin ihtimal dahilinde olduğunu belirtmektedir.[90] Barthold eserin 4 Şevvâl 563/12 Temmuz 1168 yılında tamamlandığını söylemiştir.[91] Charles Rieu da Barthold ile aynı tarihi verir ve eserin Şeştemed’de bitirildiğini belirtir.[92]
Târîh-i Beyhak’ın nüshaları üç yerdedir: En eski ve doğru olan nüshası Londra British Museum’dadır. İstinsah tarihi 835/1431-32’dir. Eserin 171. sayfasından sonraki kısım sonradan eklenmiştir. Zira Beyhakî’nin ölümünden sonraki olaylardan bahsetmektedir. İkinci nüsha, Berlin Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. 1265/1848’de Luknow’da (Hindistan) istinsah edilmiştir. Baş tarafında eksik olan kısmına, müstensih veya bu kitabın sahiplerinden biri tarafından önsöz yazılıp eklenmiştir. Üçüncü nüsha ise Taşkent’teki Türkistan Genel Kütüphanesi’ndedir. İstinsah tarihi 1057/1647 olup baş kısmı eksiktir.[93] Târîh-i Beyhak, Kürd Bâd[94] (ö. 380/990) zamanında kurtarılarak zamanımıza ulaşmıştır.[95]
Târîh-i Beyhak, ilk olarak 1317/1938’de Ahmed Behmenyar tarafından Tahran’da (Farsça), 1968’de Seyyid Kelimullah Hüseynî tarafından Haydarabad’da (Farsça), son olarak da 2004 yılında Yusuf Hâdî tarafından Dımaşk’ta (Arapça) yayınlanmıştır.[96]
Sonuç
Târîh-i Beyhak, Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el-Beyhakî tarafından vefatından iki sene önce 563/1167 yılında tamamlanmış, bir tarih kitabıdır. Saygın bir aileye mensup olan Beyhakî kadılık görevinde bulunsa da ilimle uğraşmayı görevine tercih etmiş ve kendisini İslâmi ilimlerin birçoğunda eserler verecek şekilde yetiştirmiştir. Nişabur’un Cuma Câmiî ve diğer camilerinde vaaz vermiştir.
Beyhakî, farklı alanlarda onlarca eser verse de ancak birkaç eseri günümüze ulaşmıştır. Târîh-i Beyhak bunlardan birisidir. Bu eser, Beyhak ile ilgili yerel bilgiler vermesinin yanında İran ve Türk tarihi hakkında da önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Zira Gazneli, Selçuklu ve Harezmşah devletleriyle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Eserle ilgili şimdiye kadar Türkiye’de bir çalışma yapılmamış olması büyük eksikliklerden birisidir. Eserin Türkçe’ye kazandırılması ve müellife ait eserlerin kütüphanelerden taranması ve varsa ortaya konulması disiplinlerarası bir çalışmayı elzem kılmaktadır. Bu yönüyle eser ve müellif yeni araştırmacıları beklemektedir.
Aynur Emer
Beyhakî ve Târîh-i Beyhak Üzerine Yapılmış Çalışmalar
Kitaplar
Behmenyar, Ahmed. Târîh-i Beyhak. İlk baskı 1317 Tahran 2. Baskı. Tahran: Kitabfurûşî Furûgî, 1348.
Hüseynî , Kâri Seyyid Kelimullah. Târîh-i Beyhak. Haydarabad:1968.
Hâdî , Yusuf. Târîh-i Beyhak. (Tahkik ve çev.) Dımaşk: Dâru İkrâ, 2004.
Makaleler
Pertsch, Wilhelm. Die Persischen Hanschiriften der Herzoglichen zu. Berlin. Berlin: 1877.
Ahlward, W. Verzeichcnes der ar. Hdss. Der Könl. Bib. Zu Berlin. X. 1887-1899.
Rieu, Charles Supplement to the Catalogue of the Persian Manuscripts in the British Museum. London: 1895.
Kazvinî, Mirza Muhammed Han. “Târîh-i Beyhak.” 1312 (Kış). Sayı 9. S. 656-662.
Ferheng, Ahmed. “Makbere-i Beyhakî (İbn Funduk) der Şeştemed Sebzevar.” Rehnümâ-yı Kitab. XVI. Tahran: 1352. S. 323-325.
Saliba, Cemil. “Zahirüddin el-Beyhakî, Târîh-i Hükemâ’ el-İslâm. Mecelletü’l-Mecmaʽi’l-İlmiyyi’l-Arabî. XXI/11-12. Dımeşk: 1946.
Hüseynî , Kâri Seyyid Kelimullah. “Life and Works of Zahiru’d-din el-Bayhaqi, The Autor of the Tarikh-i Bayhaq.” Islamic Cultur. 28. (1). Haydarabad: 1954. S. 297-318.
—. “Contribution of Zahirud-din al-Bayhaqi to Arabic and Persian Literature.” Islamic Culture. 34/1. Haydarabad: 1960. P. 49-59.
—. “Contribution of Zahırud-din al-Bayhaqi.” Islamic Culture. 34/2. Haydarabad: 1960. P. 83-86.
Sellheim, Von Rudolf. “Eine unbekannte Sprichwörtersammlung des Abul-Hasan al-Baihaqî.” Der Islam. 39. Berlin: 1964. S. 226-232.
Kürd Ali, Muhammed. Künûzü’l-Ecdâd. “Zahirüddin Ebu’l-Hasan Ali b. Zeyd.” Dımeşk: 1984. S. 286-298.
Hermosilla, Maria Jose. “Aproximacion a La Tetimmat Sıwân al-Hikma De al-Bayhaqî.” Jornadas de Cultura e Islamica. Acias de las 2. Madrid: 1985. S. 263-272.
Kazvinî, Mirza Muhammed Han. “Târîh-i Beyhak, Bist Makale.” Çev. Mürsel Öztürk. Belleten. S. 199. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1987. S. 407-416.
el-Neccâr, İzzeddin. “Lübâbü’l-Ensâb ve’l-Elkâb ve’l-Aʽkâb.” Âyine-i Pezuheş. I. Sayı 2. Kum-İran: 1369. S. 191-193.
Fehd, Bedri Muhammed. “el-Müerrih İbn Funduk el-Beyhakî el-Ensârî.” el-Müerihi’l-Arabî. Sayı 55. Bağdad: 1997. S. 163-173.
Firûzânî, Seyyid Ebu’l-Kâsım. “Târîh-i Beyhak: İbn Funduk ve Câmiyet-i Ân.” Ketabmâh Târîh ve Coğrafya. Sayı 44-45. (Bahar). İran:1380 S. 95-97.
Ebu’l-Hasenî, Cevad. “Beyhakî ve Târîh.” Ketabmah Târîh ve Coğrafya. Sayı 65. İran: 1385 (Kış). S. 39-43.
Hüseynî, Kâri Seyyid Kelimullah. “The Tarikh-i Bayhaq.” Encyclopaedic Survey of Islamic Culture. V. Yeni Delhi: 2003. S. 164-178.
Hazretî, Hasan. “İbn Funduk ve Târîh-i Şinâsi.” Pezuheşhâ-yı Ulûm-i Târîhî. Sayı 3. İran: 1390 (Bahar-Yaz). S. 38-56.
İzzetpor, Adalet. “Târîh-i Nigârân: İbn Funduk.” Ketabmah Târîh ve Coğrafya. İran: 1390 (Bahar). Sayı 157. S. 94-97.
Dânişyâr, Muhammed Ali Murtaza. “Mülâhazât-i der Bâb-ı Tashihât-ı Târîh-i Beyhak.” Pezuheşnâme-i Târîh-i Temeddün-i İslâmî. Yıl 46. Sayı 1. İran: 1392 (Bahar-Yaz). S. 21-36.
Söylemez, M. Mahfuz “Klasik Dönem İslam Tarihçilerinin Tarih Anlayışı,” İslami İlimler Dergisi, Yıl 3, sayı 2/Güz 2008. Çorum Çağrı Eğitim Vakfı.
Ansiklopedi Maddeleri
Barthold, V. V. “el-Beyhakî.” Dâiretü’l-Maârifi’l-İslâmiyye. IV. Tahran: İntişârât-ı Cihân.
Köprülü, M. Fuad. “Beyhakî.” MEB İslâm Ansiklopedisi. II. İstanbul: 1986.
Halm, H.. “Bayhaqî.” Encyclopedia of Islam. III. London: 1989.
Konukçu, Enver. “Beyhak.” TDV İslâm Ansiklopedisi. VI. Ankara: 1992.
Özaydın, Abdülkerim. “Ali b. Zeyd Beyhakî.” TDV İslâm Ansiklopedisi. VI. Ankara: 1992.
Marzolph, U.. “Ali b. Zayd al-Bayhaqî.” Encyclopedia of Arabic Literature. I. London: 1998.
Riyâhî, Vahid. “Beyhak.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. V. Tahran: 1380/2002.
Lengerdî, Rıza Rızazâde. “Zahirüddin Beyhakî.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. V. Tahran: 1380/2002.
—. “Târîh-i Beyhak.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. VI. Tahran: 1380/2002.
Âl-i Tûmert, Adnan Muhammed. “Ali b. Zeyd el-Beyhakî.” Mevsuʽatü’l-Arabiyye. V. Dımeşk: 2002. S. 798-799.
Nasîr, Abdulmecid. “Ebu’l-Hasan b. Ebi’l-Kâsım Ali b. Zeyd el-Beyhakî.” Mevsuatü Alâmü’l-Ulemâ ve Üdebâi’l-Arabi’l-Müslimin.” IV. Beyrut: 1425/2005. S. 323-325.
Sezgin, Fuat. Geschichte Des Arabicshen Schrifttum. Band 25/2. Frankfurt: 2010.
Özaydın, Abdülkerim. “Târîh-i Beyhak.” TDV İslâm Ansiklopedisi. XXXIX. Ankara: 2011.
“Zahirüddin Ebu’l-Hasan Ali b. Zeyd Beyhakî.” Özbek Sovyet Ansiklopedisi. II. Taşkent: 1972.
BİBLİYOGRAFYA
Âl-i Tûmert, Adnan Muhammed. “Ali b. Zeyd el-Beyhakî.” Mevsuʽatü’l-Arabiyye. Cilt 5. Dımeşk: 2002.
Ali, Kürd. Künûzü’l-Ecdâd. “Zahirüddin Ebu’l-Hasan Ali b. Zeyd.” Dımeşk: 1984.
Ayan, Ergin “Selçuklular’ın Şahmelik ile Macerası ve Hârezm’i Fethi.” Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. Cilt 1. Sayı 2 (Sonbahar/2014).
—. Moğol İstilâsına Kadar Türkistan. Haz. Hakkı Dursun Yıldız. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1990.
- V. Barthold. “el-Beyhakî.” Dâiretü’l-Maârifi’l-İslâmiyye. Cilt 4. Tahran: İntişârât-ı Cihân.
Beyhakî, Ali b. Zeyd. Çev. Ahmed Behmenyar. Târîh-i Beyhak. Tahran 2. Baskı. Tahran: Kitabfurûşî Furûgî, 1348.
Beyhakî, Ali b. Zeyd. Çev.Yusuf Hâdî. Târîh-i Beyhak. Dımaşk: Dâru İkrâ, 2004.
Bocnurdî, Kâzım Mûsevî “Fihrist-i Ebu’l-Hasan Beyhakî ez Âsâr-ı Hûyeş,” www.manuscripts.ir/fa/center-news/90-newsفهرست ابول حسن بيهقي از اثار خويش/مقالات erişim (11.11.2017).
Cahen, Claude. “Selçuklu Devri Tarih Yazıcılığı.” Çev. İsmet Kayaoğlu, Mehmet Dağ, İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi 11. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1975.
Çelebi, Katip. Keşfu’z-Zunun. Çev: Rüştü Balcı. Cilt 2, 3. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2011.
Çubukçu, Asri. “Huzeyme b. Sâbit,” TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 18.
Fehd, Bedri Muhammed. “el-Müerrih İbn Funduk el-Beyhakî el-Ensârî.” el-Müerihi’l-Arabî. Sayı 55. Bağdad: 1997.
Ferheng, Ahmed. “Makbere-i Beyhakî (İbn Funduk) der Şeştemed Sebzevar.” Rehnümâ-yı Kitab. Cilt 16. Tahran: 1352.
Günaltay, M. Şemseddin. İslâm’da Tarih ve Müverrihler. İstanbul: Evkâf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339-1342.
Halm, H. “Bayhaqî.” Encyclopedia of Islam. Volume 3. London: 1989.
Hamevî, Yâkut. Muʽcemü’l-Üdebâ. Beyrut: Dâru İhyai’t-Türasi’l-Arabi, t.y. Cilt 13.
Hüseynî , Kâri Seyyid Kelimullah. “Life and Works of Zahiru’d-din el-Bayhaqi, The Autor of the Tarikh-i Bayhaq.” Islamic Cultur. Volume 28/1. Haydarabad: 1954.
—. “Contribution of Zahirud-din al-Bayhaqi to Arabic and Persian Literature.” Islamic Culture. Volume 34/1. Haydarabad: 1960.
—. “Contribution of Zahırud-din al-Bayhaqi.” Islamic Culture. Volume 34/2. Haydarabad: 1960.
—. “The Tarikh-i Bayhaq.” Encyclopaedic Survey of Islamic Culture. Volume 5. Yeni Delhi: 2003.
Kazvinî, Mirza Muhammed Han “Tarih-i Beyhak, Bist Makale.” Çev. Mürsel Öztürk. Belleten. S. 199. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1987.
Konukçu, Enver. “Beyhak.” TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 6.
Köprülü, M. Fuad. “Beyhakî.” MEB İslâm Ansiklopedisi. İstanbul: 1986.
Lengerdî, Rıza Rızazâde. “Zahirüddin Beyhakî.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. Cilt 5. Tahran: 1380/2002.
—. “Târîh-i Beyhak.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. Cilt 6. Tahran: 1380/2002.
Marzolph, U.. “Ali b. Zayd al-Bayhaqî.” Encyclopedia of Arabic Literature. Volume 1. London: 1998.
Özaydın, Abdülkerim. “Târîh-i Beyhak.” TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 40. Ankara: 2011.
—. “Ali b. Zeyd Beyhakî.” TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 6. Ankara: 1992.
Rieu, Charles. Supplement to the Catalogue of the Persian Manuscripts the British Museum. London: 1895.
Riyâhî, Vahid. “Beyhak.” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm. Cilt 5. Tahran: 1380/2002.
Sellheim, Von Rudolf. “Eine unbekannte Sprichwörtersammlung des Abul-Hasan al-Baihaqî.” Der Islam. V. 39. Berlin: 1964.
Şeşen, Ramazan. Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı. İstanbul: İslâm Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı, 1998.
Salman Sâkit. “İbn Funduk ve Ferîd Horasan.” www.asrarnameh.com/news.phd?id=17106 erişim (13.11.2017).
Söylemez, M. Mahfuz. “Klasik Dönem İslam Tarihçilerinin Tarih Anlayışı.” İslami İlimler Dergisi. Yıl 3. sayı 2/Güz 2008. Çorum Çağrı Eğitim Vakfı.
Tufantoz, Abdürrahim “Mervânîler.” TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt 29.
[1] İstanbul Üniversitesi Yeniçağ Tarihi Doktora Öğrencisi, 2017 yılında kaleme alınmıştır.
[2] Mirza Muhammed Han Kazvinî, “Tarih-i Beyhak, Bist Makale,” çev. Mürsel Öztürk, Belleten, s. 199, (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1987), s.408.
[3] Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el- Beyhakî, Târîh-i Beyhak, tahkik ve çev. Yusuf Hâdî, (Dımaşk: Dâru İkrâ, 2004); Rıza Rızazâde Lengerdî, “Zahuriddin Beyhakî,” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, V, (Tahran: 2002).
[4] Yâkut el-Hamevî, Muʽcemü’l-Üdebâ, XIII, (Beyrut: Dâru İhyai’t-Türasi’l-Arabi, tarih yok), , s. 220.
[5] Ebu’l-Hasan Zahirüddin Ali b. Zeyd el- Beyhakî, Târîh-i Beyhak, (tashih ve talika) Ahmed Behmenyar, 2. Baskı, (Tahran:Kitabfurûşî Furûgî, 1348/1929), s.
[6] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, tahkik ve çev. Yusuf Hâdî, s. 15 ;H. Halm, “Bayhaqî,” Enycylopedia of Islam III, (Londra: 1989), s. 895.
[7] Von Rudolf Sellheim, “Eine Unbekannte Sprichwörtersammlung des Abûl-Hasan al-Baihaqî,” Der Islam, XXXIX, (Berlin: 1964), s. 226.
[8] Adnan Muhammed Âl-i Tûme, Mevsuatü’l-Arabiyye, V, (Dımaşk: 2002), s. 798.
[9] Yâkut el-Hamevî, Muʽcemü’l-Üdebâ, XIII, s. 219. Huzeyme, Evs kabilesinin Hatmoğulları kolundandır. mensuptur. Annesi, Resûlullah’a biat eden kadın sahâbîlerden Kebşe (Kübeyşe) bint Evs’tir. İlk müslümanlardan olan Huzeyme’ye bu lakabın verilmesi şöyle olmuştur: Hz. Peygamber’in borcuyla alakalı bir anlaşmazlıkta bu borcun ödendiğini görmediği halde Huzeyme’nin, “Biz seni vahiy gibi daha önemli bir konuda tasdik ediyoruz” diyerek şahitlik etmiş, Hz. Peygamber de ona “şehâdeti iki şahit yerine geçen kimse” anlamında “züşşehâdeteyn” lakabını vermiştir. Asri Çubukçu, “Huzeyme b. Sâbit,” TDV İslâm Ansiklopedisi, XVIII, s. 436.
[10] Abdülkerim Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” TDV İslâm Ansiklopedisi, VI, s. 62; U. Marzolp, “al-Bayhaqî,” Encyclopedia of Arabic Literature I, (Londra:1998), s. 145;Adnan Muhammed Âl-i Tuʽme, “Beyhakî,” el-Mevsûʽatü’l-Arabiyye, V, (Dımeşk: 2002), s. 799.
[11] V. V. Bartold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan, haz. Hakkı Dursun Yıldız, (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1990), s. 33.
[12] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62.
[13] Kâri Seyyid Kelimullah Hüseynî, “Life and Works of Zahıru’d-din el-Bayhaqi, The Autor of the Tarikh-i Bayhaq,” Islamic Culture, 28/1, (Haydarabad: 1954), s. 307 vd.
[14] Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, (İstanbul: İslâm Tarih, Sanat ve Kültürünü Araştırma Vakfı, 1998), s. 115.
[15] Yâkut, Muʽcemü’l-Üdebâ, XIII, s. 223.
[16] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62.
[17] Hüseynî, “Life and Works of Zahıru’d-din el-Bayhaqi,” s. 307 vd.
[18] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62.
[19] Bedri Muhammed Fehd, “el-Müerrih İbn Funduk el-Beyhakî el-Ensârî,” el-Müerihi’l-Arabî, sayı 55, (Bağdad: 1997), s. 168.
[20] Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-Ecdâd, “Zahirüddin Ebu’l-Hasan Ali b. Zeyd el-Beyhakî,” (Dımeşk: 1984) s. 289.
[21] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62.
[22] Ahmed Ferheng, Ruhnûmâ-yı Kitab, XVI, (Tahran: 1352/1933), s.325.
[23] İran takviminin beşinci ayı (22 Ağustos-21 Eylül).
[24] Salman Sâkit, “İbn Funduk ve Ferîd Horasan,” www.asrarnameh.com/news.phd?id=17106 erişim (13.11.2017).
[25] Hüseynî, “Life and Works of Zahıru’d-din el-Bayhaqi,” s. 312.
[26] Kazvinî, “Tarih-i Beyhak, Bist Makale,” s. 409.
[27] Hüseynî, “Life and Works of Zahıru’d-din el-Bayhaqi,” s. 312.
[28] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 332.
[29] Kâzım Mûsevî Bocnurdî, “Fihrist-i Ebu’l-Hasan Beyhakî ez Âsâr-ı Hûyeş,” www.manuscripts.ir/fa/center-news/90-newsفهرست ابول حسن بيهقي از اثار خويش/مقالات erişim (11.11.2017). s. 210.
[30] Kâtip Çelebi, Keşfü’z-Zünûn, II, çev. Rüştü Balcı, (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2011), s. 512.
[31] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62.
[32] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 332.
[33] Bedri Muhammed Fehd, “el-Müerrih İbn Funduk el-Beyhakî el-Ensârî,” s. 163 vd.
[34] Utbî’nin bu eserinin yazma nüshaları Süleymaniye Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi 1102-2, Damad İbrahim 903, Esad Efendi 1264, Hüsnü Paşa 832 numaralarda yer almaktadır.
[35] Kazvinî, “Bist Makale,” s. 409.
[36] Hüseynî, “The Tarikh-i Bayhaq,” Encyclopedia of Islamic Culture, V, ed. Muhammed Taher, (Yeni Delhi: 2003), s. 165.
[37] Kazvinî, “Bist Makale,” s. 409.
[38] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, (tashih ve talika) Ahmed Behmenyar, s. 20.
[39] Claude Cahen, “Selçuklu Devri Tarih Yazıcılığı,” çev. İsmet Kayaoğlu, Mehmet Dağ, İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi 11, (Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1975), s. 181 vd.
[40] M. Şemseddin Günaltay, İslâm’da Tarih ve Müverrihler, (İstanbul: Evkâf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339-1342) s. 120.
[41] M. Fuad Köprülü, “Beyhakî,” MEB İslâm Ansiklopedisi, II, s. 586.
[42] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62 vd.
[43] Hüseynî, “Life and Works of Zahiruddin al-Bayhaqi,” s. 313.
[44] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 62 vd.
[45] Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı , s. 115.
[46] Kürd Ali, Künûzü’l-Ecdâd, s. 290.
[47]Kâri Seyyid Kelimullah Hüseynî, “Contribution of Zahıru’d-din al-Bayhaqi,” Islamic Culture, 34/2, ( Haydarabad: 1960) s. 51.
[48] Hüseynî, “Life and Works of Zahıru’d-din el-Bayhaqi,” s. 300.
[49] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 63.
[50] Köprülü, “Beyhakî,” s. 585.
[51] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 63.
[52] Özaydın, “Ali b. Zeyd Beyhakî,” s. 63.
[53]Lengerdî, “Beyhakî,” s. 334.
[54] Kâtip Çelebi, Keşfü’z-Zünûn, III, çev. s. 960.
[55] Hüseynî, “Contribution of Zahıru’d-din al-Bayhaqi,” Islamic Culture, 34/2, ( Haydarabad: 1960) s. 86.
[56] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 334.
[57] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 334.
[58] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 334.
[59] Lengerdî, “Beyhakî,” s. 333.
[60] Köprülü, “Beyhakî,” s. 585.
[61] Kâtip Çelebi, Keşfü’z-Zünûn, II, s. 512 ,III, s. 906.
[62] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, (Behmenyar) s. 7.
[63] Bocnurdî, “Fihrist-i Ebu’l-Hasan Beyhakî ez Âsâr-ı Hûyeş,” s. 54.
[64] M. Mahfuz Söylemez, “Klasik Dönem İslam Tarihçilerinin Tarih Anlayışı,” İslami İlimler Dergisi, Yıl 3, sayı 2/Güz 2008, Çorum Çağrı Eğitim Vakfı, s. 17 vd.
[65] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, s. 20 vd.
[66] V. V. Barthold, Türkistan, 22.
[67] Tirmizî, Menâkıb, 58.
[68] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, s. 23 vd.
[69] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, s. 32.
[70] Hüseynî, “The Tarikh-i Bayhaq,” s. 164.
[71] Yusuf Hâdî, Târîh-i Beyhak, s. 125 vd.
[72] Behmenyar, Târîh-i Beyhak, s. 33.
[73] Enver Konukçu, “Beyhak,” TDV İslâm Ansiklopedisi, VI, s. 57.
[74] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, s. 34.
[75] Vahid Riyâhî, “Beyhak,” Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, V, (Tahran, 2002), s. 323.
[76] Behmenyar, Târîh-i Beyhak, s. 25 vd.
[77] Konukçu, “Beyhak,” s. 57.
[78] Vahid Riyâhî, “Beyhak,” s. 323.
[79]Riyâhî, “Beyhak,” s. 323.
[80] Konukçu, “Beyhak,” s. 58.
[81] Vahid Riyâhî, “Beyhak,” s. 323 vd.
[82] Köprülü, “Beyhakî,” s. 585.
[83] Abdülkerim Özaydın, “Târîh-i Beyhak,” TDV İslâm Ansiklopedisi, XV, s. 74.
[84] Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, s. 115.
[85] Hüseynî, “The Tarikh-i Bayhaq,” s. 164.
[86] Ergin Ayan, “Selçuklular’ın Şahmelik ile Macerası ve Hârezm’i Fethi,” Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi I, sayı 2 (Sonbahar/2014), s. 20.
[87] Bedri Muhammed Fehd, “el-Müerrih İbn Funduk el-Beyhakî el-Ensârî, s. 171 vd.
[88] Kazvinî, “Bist Makale,” s. 409.
[89] Beyhakî, Târîh-i Beyhak, tahkik ve çev. Yusuf Hâdî, s. 15.
[90] Köprülü, “Beyhakî,” s. 584; Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı , s. 115.
[91] V. V. Barthold, “el-Beyhakî,” Dâiretü’l-Maârifi’l-İslâmiyye, IV, (Tahran: İntişârât-ı Cihân), s. 431.
[92] Charles Rieu, Supplement to the Catalogue of the Persian Manuscripts the British Museum, (London: 1895), s. 60.
[93] Kazvinî, “Bist Makale,” s. 411.
[94] 983-1085 arasında Silvan merkezli Diyarbekir ve havalisinde kurulan ve Mervânîler adıyla bilinen İslâm hanedanıdır. Kurucusu Ebû Şücâ Abdullah Hüseyin, lakabı ise Bâd’dır (Bâz). Abdürrahim Tufantoz, “Mervânîler,” TDV İslâm Ansiklopedisi, XXIX, s. 230.
[95] Günaltay, İslâm’da Tarih ve Müverrihler, s. 121.
[96] Özaydın, “Târîh-i Beyhak,” s. 74.