Eliezer Ben Yehuda kendisini İbranice çalışmalarıyla tanıtmış bir isimdir. Kudüs’te bir mahallede bulunan evlerinden kutsal bir dil olan İbranicenin, Yahudilerin konuştuğu bir dil olması için mücadele etmiştir. Kendisinden emin mücadelesi sonuç vermiş 1948’de devletin kuruluşunun ilanıyla İbranice de devletin resmi dili ilan edilmiştir. Dilin dirilmesi halkın dirilmesi demekti. Bu siyonist adam kendisini bu ülküye adadı. Aslında en başından bu fikirle hemhal olmamıştı. Paris’e tıp okumak için gidecekti ama hastalığa yakalanınca vazgeçti. Sonra Bulgarların bağımsızlık mücadelesini kendisine örnek olarak seçti. Bulgarlar bağımsızlık kazanmışlardı. Eliezer de Yahudilerin “ata topraklarında dirilmesi”ni kendisine şiar edindi ve İbraniceyi de bu sebepten diriltmeye çalıştı.1 Halkın ortak anlaşabileceği bir dile ihtiyacı vardı. Eliezer ben Yehuda çeşitli mecralarda bu fikrini yaymaya çalıştı. Birçok kişi onu deli olarak addetse de çalışmaları başarıya ulaştı. Kutsal İbraniceden 4 bin yeni kelime türetmeyi başarmıştı. Artık İbranice konuşulabilir, çocuklar İbranice ile büyütülebilir, sokaktaki satıcılar bile İbranice konuşabilirdi. İbranicenin serüveni işte tam da böyleydi. Bugün biz de özellikle gençlerimize bu dili öğrenmelerini tavsiye ediyoruz. Çünkü kutsal beldemiz olan Kudüs’ün tekrardan Müslümanların eline geçmesi için İsrail’in kısa, orta ve uzun vadede uzmanlarımızca anlaşılması gerekmektedir. İbraniceye eskiden ben ilk öğrenmeye başladığımda hiç ilgi yoktu ama zamanla İbranicenin yaygınlaştığına şahit olduk. Ben buna dualarımın kabulü diyorum. Çünkü Filistin’in kurtuluşu için atılması gereken bir adımdı bu. İşgalciler Yahudiler kutsal beldemizi sömürmekle kalmadılar oraya yerleştiler de. Onlara en iyi cevabı kendi dillerinde vermeliyiz. Gençliğe güvenmeliyiz.
Lütfen en baştan itibaren izleyiniz. Bizlere de örnek olması temennisiyle
1(https://hebrew-academy.org.il/2014/07/17/%D7%90%D7%9C%D7%99%D7%A2%D7%96%D7%A8-%D7%91%D7%9F-%D7%99%D7%94%D7%95%D7%93%D7%94/)