İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Öz: Bu makalede Kafkasya devletlerinden biri olan Ermenistan’ı ve Ermenistan’ın etnik yapısını irdelemeye çalışacağız. Nüfus olarak hemen hemen homojen bir yapıya sahip olan Ermenistan’ın içerisinde az da olsa farklı milletler de yaşamaktadır. Bu makale Ermenistan’da var olan bu etnik kimlikleri inceleyecek ve bunlar hakkında bilgi verecektir. Azınlığın az da olsa var olduğu bu coğrafyada yaşayan etnik kimliklerin yaşayışlarını, kültürlerini, mevcut sosyo-politik duruşlarını, güncel problemlerini incelemeye çalışacağız. Ermenistan nüfusunun % 3’üne tekabül eden bu azınlıklar hakkında tarihsel perspektifi göz önüne alarak bilgi vermeye çalışacağız.
Anahtar Kelimeler: Ermenistan, Kafkasya, etnik yapı, azınlık, Ermeniler, Azeriler
Abstract: In this article, we will try to examine Armenia, one of the Caucasian states, and the ethnic structure of Armenia. Different nations also live in Armenia, which has an almost homogeneous population. This article will examine these ethnic identities existing in Armenia and give information about them. We will try to examine the lives, cultures, current socio-political stances and current problems of ethnic identities living in this geography, where a minority exists, albeit a little. We will try to provide information about these minorities, which correspond to 3% of the population of Armenia, taking into account the historical perspective.
Keywords: Armenia, Caucasia, ethnic structure, minority, Armenians, Azerbaijanis
Ülkede bulunan etnik grupları incelemeden önce ülkenin oluşumuna, ülke coğrafyasının sınırlarına ve tarihine bakmak faydalı olacaktır.
Ermenistan Cumhuriyeti Avrasya’nın Güney Kafkasya bölgesinde kalan ve denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Ülkenin kuzeyinde Gürcistan, batısında Türkiye, doğusunda Azerbaycan ve Dağlık Karabağ (Artsah diye de geçer), güneyinde ise İran ve Azerbaycan’ın bir parçası olan Nahcivan özerk bölgesi ile sınır komşusudur.
Ermenistan daha evvel Sovyetler Birliğine bağlı bir cumhuriyetken 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan etti. Başkenti Erivan’dır ve bu şehir en büyük şehridir. Nüfusunun 2020 itibariyle 2.956.900 olduğu tahmin edilmektedir. Ülkenin diğer önemli şehirleri ise Gümrü, Vanadzor, Eçmiadzin ve Hrazdan’dır. Ermenistan Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Bağımsız Devletler Topluluğu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği, Dünya Ticaret Örgütü ve yaklaşık 30 diğer örgütün üyesi konumundadır.
Günümüzde Ermenistan devletini oluşturan Erivan Hanlığı içerisinde bulunduğu Kaçar Hanedanlığı’ndan Çarlık Rusya’nın kontrolüne geçmiş ve 1828’te Ermeni Oblastı’nın oluşturulması ile birlikte bölgenin demografik yapısı Ermenilerin lehine değişmiştir. 1850 yılında yine bu bölgede Ermeni Guberniyası oluşturulmuş, 1917’de Birinci Dünya Savaşının sonunda Çarlık Rusya’nın yıkılmasıyla birlikte 28 Mayıs 1918’de Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuştur. İki yıllık bağımsızlık sürecinin ardından 2 Aralık 1920’de Sovyetler Birliği’ne bağlanan ülke, Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını almıştır.
Ermenistan, Sovyetler Birliği çatısı altında özerk bir devlet olarak varlığını sürdürdüğü zaman içerisinde Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmiştir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra birçok devlet gibi Ermenistan da bağımsızlığını ilan etmiştir.
Ermenistan bağımsız olduktan sonra Azerbaycan ile arasında askeri ve diplomatik kriz daha da tırmanmıştır. Bu süreçte Ermenistan Laçin Koridoru’nu aşarak Dağlık Karabağ’ı ilhak etmiş ve Ermenistan - Azerbaycan savaşını fitilleyen taraf olmuştur. Bu iki devlet arasındaki savaş 1994’te Rusya’nın da sürece dâhil olması ile sona ermişse de, Ermenistan 2020’ye kadarki süreçte Azerbaycan haritasının % 20’sini işgal altında tutmaktaydı. 2020 yılında Azerbaycan’ın toprakları geri almak için başlattığı harekât başarıya kavuşmuş ve Dağlık Karabağ toprakları tekrardan Azerbaycan’ın hâkimiyeti altına girmiştir.
Güney Kafkasya’da en homojen devlet Ermenistan’dır. Ermenilerin bu coğrafyada 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında birçok eyalette azınlıkta olduğu bilinmektedir. Ermenistan Cumhuriyeti kurulmadan önce Erivan eyaletinde 143 bin insan varlığını devam ettirmektedir. O zamanlar toplam nüfusun % 82,4’ü Müslümanlardı. O tarihlerde bu bölgede Türklerin yaşadığı ve Türklerin burada çoğunluğu oluşturduğu bilinmektedir. Ancak 1918-1920 yılları arasında Taşnaksutyun Partisinin yönetimde bulunduğu zaman diliminde Azerbaycan Türklerine karşı planlı şekilde uygulanan katliam ve sürgün sonucunda buradaki Türklerin sayısı ciddi bir oranda azaldı. Buna mukabil bölgedeki Ermeni nüfusu da oransal olarak artış gösterdi.
1920 yılında Sovyetler Birliği hükümeti milli politikaya önem veren bir yapı görünümündeydi. Bunun bir sonucu olarak da daha önceden bu bölgede yaşayan ve zorunlu göçe tabi tutulmuş olan Azerbaycan Türklerini geri çağırmış ve bir kısmını yerleştirmiştir. Buna rağmen Ermenilerin burada çoğunlukta olduğu ve demografik yapının günden güne lehlerine döndüğü görülmüştür. Bunun en önemli nedeni ise sayıları 300.000’i bulan Osmanlı ve İran Ermenilerinin bu bölgeye göç etmesidir.
Bir diğer gelişme ise 1948 ve 1953 yılları arasında Ermenistan’da yaşayan Azerilerin Azerbaycan’a göç ettirilmesidir. Bahse konu yaklaşık olarak 145.000 kişinin zorla Azerbaycan’a göç ettirildiği düşünülmektedir. Ermenilerin Azeri Türklerine uyguladığı bu sistematik baskı ve zorbalıklara rağmen 1989 yılına kadar Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısının 230.000 dolaylarında olduğu tahmin edilmektedir. 1989 yılında burada yaşayan Azerbaycan Türkleri Ermenistan hükümetinin zorbalıklarına daha fazla dayanamayarak göç etmeye başladı. Ve bunun sonucu olarak Ermenilerin “Büyük Ermenistan” idealinin önündeki en büyük engel de kalkmış oldu. 100 yıllık bu baskı, göç ve katliam politikasının bir sonucu olarak denebilir ki Ermenistan topraklarında Azerbaycan Türkleri ya hiç kalmamış ya da görece çok azdır. Azerbaycan Türklerinin bu zorunlu göçünden sonra Ermenistan hükümetinin de milli azınlık sorunu kesin olarak çözülmüş oldu. Bugün Ermenistan’da yaşayan azınlık sayısı 80.000 civarındadır. Bu azınlıklar ülkenin farklı bölgelerine dağıldığı için veya diğer bir deyişle farklı coğrafyalarda bulunduğu için Ermenistan hükümetince risk olarak algılanmamaktadır.
Ermenistan nüfusunun % 97 gibi büyük bir oranını Ermeniler oluşturmaktadır. Azınlıkların nüfusa oranı ise % 3 dolaylarındadır. Bu % 3’lük kesimin içerisinde Yezidi Kürtleri, Asuriler, Ruslar, Acemi Kürtleri, Grekler (Yunanlılar), Gürcüler, Ukraynalılar, Beyaz Ruslar (Belaruslar), Almanlar ve Yahudiler bulunmaktadır. Bir sonraki bölümümüzde bu azınlıkların tarihi arka planı da göz önünde bulundurarak mevcut varlıklarını, sosyo-politik duruşlarını, kültürlerini, coğrafyadaki popülasyonda ne kadarlık bir yer teşkil ettiği konuları üzerinde duracağız.
Yezidi topluluğunun bölgedeki ataları Kafkasya’nın Rus Çarları tarafından fethedildiği tarihe dayanmaktadır. Yezidi nüfusunun Ermenistan’da kayıt ediliş tarihi ise 18. yüzyıla tekabül etmektedir. Ermeni ve Yezidi milletlerinin arasında tarihsel açıdan bakıldığında dost profili gözlemlenmektedir. Bu iki milletin pek çok geleneğinin aynı olmasından dolayı Yezidi milletinin dini olan Yezidiliğin 10. yüzyılda Ermeni Kilisesi içinde meydana gelen bir görüş ayrılığının neticesi olarak türemiş olduğuna inanılmaktadır.
1874’te Yezidiler hakkında yapılan akademik bir araştırmaya göre, o dönem itibariyle başkentte yaklaşık olarak 8 bin Yezidi’nin varlığı hesaplanmış ve belgelenmiştir. 1897 yılında gerçekleşen bir nüfus sayımında ise toplam 15 bin Yezidinin bölgede yaşadığı tespit edilmiştir. 1918 yılından sonra kalabalık bir Yezidi grubunun bölgeye göç etmeye başladığı bilinmektedir. Ermenistan’da 1920’li yıllarda Yezidi ailelerinin çocukları için bir ilkokul yapılmıştır.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin giderek zayıflaması ve bunun sonucu olarak yıkılmasıyla beraber ülkedeki Yezidi azınlığın aşiretvari millet yapısı da daha dini bir çerçeveye bürünerek sosyo-politik niteliklerinden farklı bir yapıya evrimleşmiştir.
Son olarak yirmi yıl önce yapılan bir nüfus sayımına göre Ermenistan’daki Yezidi nüfusunun 55.000 civarında olduğu saptanmıştır. Günümüzde ise Yezidilerin takribi 60.000 civarında bir nüfusa sahip olduğu düşünülmektedir. Bu nüfusun 5.000’inin başkentte yaşadığı, bunun dışındaki nüfusun ise diğer bölgelere ortalama eşit olarak dağıldığı kaydedilmiştir.
1990 yılında dönemin Ermenistan hükümeti parlamentoda Yezidilerin anayasada Kürtlerden ayrı bir millet olması yönünde karar almıştır. O tarihten sonra Yezidilerin Kürtlerden farklı bir topluluk olduğu vurgulanmış ve yapılan politikalar bu çerçevede yeniden düzenlenmiştir. Bu ayrıştırmadan sonra Müslüman Kürtlerle Yezidi Kürtlerin bölünerek farklılaştığı görülmektedir.
Günümüzde bahse konu olan ülke genelinde Yezidilere ait olan ve Kürtçe yayın yapan “Dange Yezdia” (Yezidi Sesi) adıyla radyo ve gazete programları yapılmaktadır. Ermenistan’da yaşayan Yezidi’ler daha çok hayvancılıkla uğraştığı için yüksek eğitim oranı düşüktür. Ancak buna rağmen Yezidi akademisyenler de yok değildir. Yezidiler kültürlerini, gelenek ve göreneklerini devam ettirmek için yoğun çaba sarf etmekte ve genellikle kendi milletlerinden insanlarla akrabalık bağları kurmaktadırlar.
Yezidi Kürtlerinin dünyadaki tek siyasi temsilcisi Yezidhane Partisi’dir. Parti adıyla kurulması bizi yanıltmamalıdır. Bu parti siyasetten çok Yezidilerin dil, kültür ve geleneklerini muhafaza etmek için çaba göstermektedir.
Ermenistan’daki bir diğer etnik grup da Asurilerdir. Asuriler 19. yüzyılda Ermenilerle birlikte İran’dan göç ederek Erivan eyaletine yerleşmişlerdir. 1897 yılı nüfus sayımına göre sayıları 2.682 kişidir. 1980’li yıllara kadar Asurilerin sayısı hep artış içindedir ve sayıları 6.188 olmuştur. 1980 sonrası Ermenistan’da yaşanan ekonomik bir dizi sorunun bir sonucu olarak Asuri nüfusunda bir düşüş yaşanmış ve 1989 yılında yapılan nüfus sayımında bu sayı 5.963 olarak saptanmıştır. Bir başka kaynakta ise Asuri nüfusu 1980 yılında 9.000 olarak verilmiş ve yine aynı kaynağa göre ekonomik nedenlerle başlayan göçün ardından bu sayı 8.000’e düşmüştür.
Ermenistan’daki en büyük üçüncü azınlık olan Asuriler genellikle Ortodoksluk mezhebine mensupturlar. Asuri topluluğunun genel itibariyle tarım ile meşgul olduğu görülmektedir. Ermenistan’da yaşayan Asurilerin içerisinden büyük bir grubun elit kesimi oluşturduğu ve devletin çeşitli yüksek makamlarında görev aldıkları görülmüştür. Bu yönüyle diğer azınlıklardan farklı olarak topluma uyum sağladıklarını göstermesi bakımından önemlidir.
Bir diğer konu da dil meselesidir. Asuriler devlet okullarında seçmeli Asuri dilini seçebilmektedir. Bunun yanında Asurilerin neredeyse hepsi Ermenice ve Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmektedir. 1973 yılında dil adına önemli bir gelişme yaşanmış, hükümet tarafından Asurice dil kursu açılmıştır. Bu ve buna benzer gelişmeler dilin devamı ve kültürün gelecek nesillere aktarılması noktasında Asuriler tarafından verilen mücadeleyi göstermesi bakımından önemlidir.
Diğer etnik gruplardan farklı olarak Asuriler evlilik konusunda içe dönük bir yapı içerisinde değillerdir. Ermeniler ile evlilik yapılabilmekte ve bu konuda olumsuz bir taraf görülmemektedir. Bu yaklaşım Asuri - Ermeni milletlerini birbirine yaklaştırmıştır. Asuriler, Ermenilere diğer milletlere nazaran daha yakındır, desek yanlış olmaz. Bunun bir sebebi de Ermeni soykırımı iddialarında Asurilerin Ermenilerin yanında yer alması olabilir.
Asurilerin milli kimlik ve kültürlerini korumak adına birtakım örgütlenmeleri mevcuttur. Bunların başında amaçları arasında; dilin gelişimine katkıda bulunmak, milli ve tarihi değerlere sahip çıkmak ve ülkede bulunan diğer milletlerle kültürel paydada buluşmak gibi amaçları olan “AŞŞUR” yani Asuri Gençlik Merkezi gelmektedir. Benzer amaçlarla kurulan bir diğer kurum da “ATUR”dur. Asuri Merkezi anlamına gelen bu kurum da 1987 yılında kurulmuş olan bir sivil toplum kuruluşudur.
Kürtlerin Kafkasya’daki varlıkları 10. yüzyıla kadar geri götürülebilmektedir. Günümüzde ise bahse konu coğrafyanın daha çok Azerbaycan’la sınır olan bölgelerinde yaşamaktadırlar. Bugünkü akademik kaynaklarda Kürtlerin nüfusu ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ermenistan’ın Karabağ işgali ile birlikte bölgedeki Azerbaycan Türk nüfusu gibi Kürtlerin de doğru orantılı biçimde nüfusu hızla azalmıştır.
Günümüzde Kürt nüfus da ülkede yaşayan diğer birçok etnik grup gibi tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Kırsaldan uzakta yaşayan entelektüel Kürtler ise daha çok mühendislikte, hukukta, tıpta ve çeşitli bilim alanlarında çalışmaktadırlar.
Ermenistan’da yaşayan Kürtlerin Sovyetlerden itibaren yayınladıkları “Rya Taza” Türkçe adıyla “yeni yol” isminde gazeteleri vardır. Bu etnik kesimin öncelikli problemi eğitimdir. Diğer etnik gruplardan artı olarak Ermenistan hükümeti son dönemde UNICEF’in de desteğiyle Kürtler için okul kitapları hazırlamış ve buna benzer çalışmalar başlatmıştır.
1930 yılında Ermenistan’da Kürt Pedagoji Yüksek Okulu açılmış ve böylece bu etnik kesim hakkında çalışmalar yapılmıştır. Ermenistan Yazarlar Birliği çatısı altında da Kürt yazarların buluştuğu bir platform mevcuttur. Erivan Devlet Üniversitesinde Kürt dili, tarihi, edebiyatı vb. konular üzerine araştırmalar yapılmaktadır.
Kürt azınlığa 1939 yılına kadar Kürtçe eğitim veriliyordu. 1940 yılında ise bu Kürtçe eğitim yerini Ermenice eğitime bıraktı. Sovyetler Birliği döneminde ise Ermenistan devlet radyosunda her gün 1,5 saatlik Kürtçe programlar yayımlanmaktaydı. Bugün bu programların yayım süresi 30 dakikaya kadar düşürülmüştür.
Ermenistan’da yaşayan Kürt azınlığın zaman zaman Türkiye’yi desteklediği iddia edilerek hükümet tarafından kötü muamelelerde bulunulduğu ve Kürt nüfusunun hayatlarının zorlaştırıldığı bilinmektedir. Ve bu bahse konu baskılar nedeniyle Kürtlerin yaşam yerlerini terk ettiği, kalan nüfusun ise görece daha az müdahalenin yapıldığı köylerde yaşadıkları görülmektedir.
Makalenin Yezidiler başlığında da belirttiğimiz gibi 1990’lı yıllarda Ermenistan hükümeti Yezidi ve Acemi nüfusunun birbirinden farklı olduğu iddiası ortaya atılarak iki etnik kesim arasında ayrılık çıkarmıştır. Bu durum bir zaman sonra Ermenistan’da yaşayan tüm Müslüman Kürtlerin sözde Ermeni soykırımını desteklediği ve Türklerle işbirliği yaptığını gündeme getirilmiş ve böylece iki farklı dine mensup aynı millet (Yezidi Kürtleri ve Acem Kürtleri) arasındaki bu ayrım kesin çizgilerle belirlenmiştir.
Ermenistan’da yaşayan diğer bir etnik kesim de Ruslardır. 19. yüzyılda buraya gelen Rusların buraya getirilmesinin temel sebebi buradaki nüfusun Ruslaştırılması politikasıdır. 1880 yılında Erivan eyaletinde Rus nüfusun 11.283 olduğu kaydedilmiştir. Ermenistan’da yaşayan Ruslar dini bakımdan üçe ayrılır: Molokonlar, Cumaerteciler ve Baptisler. Yine aynı yıl ülkede bulunan Rus nüfusunun % 87,4’ü Molokon, % 11,6’sı Cumaerteci, % 1’i ise Baptis’tir.
ABD ile SSCB arasında yaşanan Soğuk Savaş’ta bölgede artış gösteren Ruslar, 1970 yılında 70.000 civarındadır. 1991 senesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte Ermenistan’daki Rus azınlığın da buradan Rusya’ya göç ettiği ve mevcut Rus nüfusun 51.000 civarına indiği gözlemlenmektedir. Güncel olarak ülkede takribi 8.000 civarında Rus olduğu düşünülmektedir.
Burada yaşam süren Rusların Ermenistan’daki diğer azınlıklara nazaran Ermeni toplumuyla daha fazla entegre olduğu gözlemlenmektedir. Günümüzde de Ermenistan’da Rus Dili çokça kullanılmaktadır.
Son olarak denebilir ki, Ermenistan’da varlığını devam ettiren Rus azınlık diğer etnik gruplar kadar sorunla karşılaşmamışlardır. Ana dillerinde eğitim hakkı bulunan Rus azınlığı kendi dillerini ve kendi kültürlerini koruma ve devam ettirme konularında da hükümetle herhangi bir sorunları gözükmemektedir.
Ukraynalılara Ermeniler “Küçük Ruslar” anlamına gelen “Malorossy” diye hitap etmektedir. Ukraynalıların buradaki varlıkları SSCB döneminde birtakım entelektüellerin buraya sürülmesinden kaynaklanmaktadır. Günümüzde yaklaşık olarak 8.300 civarında bir Ukraynalı nüfustan bahsedilmektedir. Ülkede bulunan bu Ukraynalı azınlık ülkede daha çok üst sınıf tabakadan oluşmaktadır. Ve burada yaşayan Ukraynalı etnik grubun diğer ülke vatandaşlarına nazaran daha milliyetçi bir tavır sergilediği gözlemlenmektedir. Ukraynalıların “Dnipro” adında bir gazete çıkardıkları bilinmektedir.
Günümüzde Ermenistan’da Belarusların sayısı 140 civarındadır. Bu nüfusun ne zaman burada var olduğu bilinmemekle birlikte SSCB döneminde geldiği tahmin edilmektedir. Gümrü, Kafan ve Vanadzor’da yaşayan bu etnik grubun % 40’ını emekliler oluşturmaktadır. Buradaki Beyaz Rusların kültürel varlıklarını devam ettirmek amacıyla kurdukları Erivan Belarus Cemiyeti adıyla bir dernekleri vardır.
Ermenistan’daki Grek nüfusun varlığı Ermenistan’a 18. Yüzyılda göç eden işçiler aracılığıyla oluşmuştur. Bu dönemde gelenlerin Yunanlı maden işçiler olması bu göçlerin temel sebebinin ekonomik nedenlerden olduğu anlaşılmaktadır. Güncel olarak Ermenistan’daki Grek nüfusun yaklaşık olarak 6.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ermenistan’daki Yunan azınlığın Ermenilerle iyi ilişkiler içinde olmasının temel sebebi Türk düşmanlığından kaynaklanmaktadır.
Ermenistan’da yaşayan Greklerin, Ermenistan Grek Federasyonu adı altında bir örgütleri vardır.
Tarih açıdan Gürcülerle Ermenilerin aynı coğrafyayı paylaşmasından ötürü yakın bir ilişki içerisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Güncel olarak Ermenistan’da Gürcülerin sadece başkent ve çevresinde yaşadığı ve toplan sayılarının 100 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ama bu konuda kesin bir bilgiye rastlamak mümkün değildir. Gürcüler 1997’de birleşerek İVERİYA adıyla Gürcü Hayırseverler Kurumu’nu kurmuştur. Bu kurum yardımlaşma dışında kültür faaliyetleri ile meşgul olan bir yapıya sahiptir.
Buradaki Almanların geçmişi 1800’lü yıllara dayanmaktadır. O dönemde göç eden nüfusun 25.000 ila 30.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu dönemde Vurtenberg merkezli bir inanış: “Çilializm” denen, dünyanın sonunun Ağrı Dağı’nın eteklerinin olduğunu düşünen ve Hz. İsa’nın Ağrı Dağı’nda zuhur ederek yeni bin yılı buradan başlatacağına inanan bir grup Alman’ın bu dönemde buraya yerleştiği düşünülmektedir.
Günümüzde Ermenistan’da Almanların topluca konuşlandıkları bir şehirden bahsetmek zordur. Fakat büyük çoğunluğun Erivan’da olduğu bilinmektedir. Güncel nüfuslarının da tam olarak bilinmemekle beraber yaklaşık 97 ailenin varlığı bilinmektedir. Bu aileler birleşip Alman Kültür Merkezi’ni kurarak varlıklarını devam ettirmektedir.
Yahudilerin bölgeye geliş tarihleri M.Ö. 3. ve 4. Yüzyıllar arasındadır. Günümüzde, bölgedeki Yahudilerin ise daha çok Rus-İran savaşı sırasında İran’dan göç eden Yahudiler olduğu tahmin edilmektedir. 1897 yılında yapılan bir nüfus sayımına göre Erivan’daki Yahudi nüfusu 924 olarak kaynaklara geçirilmiştir. Bahse konu olan dönemde Yahudilerin kendilerine ait bir sinagoglarının da olduğundan söz edilmektedir. 1989 yılında yapılan bir nüfus sayımına göre ise bu sayı 676 olarak kaydedilmiştir. Nüfusu nicelik olarak az da olsa 100 civarında Yahudi’nin ülke genelinde bilimsel alanlarda çalıştığı bilinmektedir.
Bu makalede nüfus bakımından Kafkasya’nın % 97 ile en homojenik yapısına sahip ülke konumunda olan Ermenistan’da yaşayan etnik grupları incelemiş olduk. Özellikle 1980 sonrası ülkeyi terk etmek zorunda kalan Azerbaycan Türkleri ile Müslüman Acemi Kürtlerin bölgeden temizlenişi veya sistematik bir şekilde azaltılışı ile başlayan, Ermenistan’ın milli azınlık problemine karşı aldığı etik dışı ve insani olmayan sürecini tartıştık. % 3 gibi az bir orana da sahip olsa Ermenistan devleti sınırları içerisinde yaşayan etnik kimliklerin milletten millete görece farklılık gösteren yaşayış tarzları, meslek grupları, farklı şehir ve meskenlerde konuşlanışları, dilleri, dinleri, kültürleri örgütlenişleri ve bunun sonuçları olarak belli başlı problemleri vardır. Her ne kadar farklı da olsalar bu azınlıkların devletten; varlıklarının tanınması, parlamentoda temsil ve azınlık problemleri ile ilgilenecek bir kurum gibi ortak talepleri mevcuttur.
Ermenistan hükümeti sınırları içerisinde yaşayan azınlıkların problemlerine çözüm olmamakla beraber topluma entegre edip asimile olmalarına sebebiyet vererek Ermenileşmelerine zemin hazırlamaktadır.
M. Fatih Özmen
Yorum Yaz