F. M. DOSTOYEVSKİ’NİN ÖTEKİ ADLI ROMANINDA TASVİR EDİLEN BÜROKRASİ VE SOSYAL SINIFLAR

KİTAP

Giriş

19. Yüzyıl içerisinde Rusya’da yaşamış olan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski dünya edebiyatına romanları ve hikayeleri ile çok büyük katkılar sağlamıştır. Gerçekçi kişi ve duygu tasvirleri ve güçlü anlatımı ile nam sahibi olan yazar genellikle Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza gibi eserleri ile tanınsa da ilk eserlerinden olan Öteki oldukça önemli bir eserdir. Eser yayınlandığı tarihlerde sert eleştirilere maruz kalmış ve beğenilmemiş olsa da ilerleyen yıllar içerisinde bu esere verilen önem artmıştır.

Dostoyevski’nin ikinci eseri olan Öteki, hastalıklı bir ruh haline sahip olan ana karakterin etrafında oluşturulmuştur. Yazıldığı yıllarda literatürde olmayan ve yıllar sonra keşfedilen “paranoid şizofreni” hastalığının işlendiği roman başlarda psikolojik bir eser olduğunu düşündürse de derinlerinde dönemin toplumsal yapısını, birey ve devlet ilişkilerini de içermektedir. Bu yönüyle Çarlık Rusya’sına dair önemli bir birey-toplum-devlet ilişkisi perspektifi sunmaktadır.

Romanın Kısa Özeti

Roman, ana karakteri olan Yakov Petroviç Golyadkin’in başından geçen ve hayatını önemli derecede değiştiren olayı bizlere aktarmaktadır. Petersburg’da yaşayan ve 9. dereceden bir devlet memuru olan Golyadkin, yalnız başına uşağı Petruşka ile birlikte yaşamaktadır. İçine kapanık ve toplumda saygınlığı düşük olan Golyadkin, toplum içerisinde saygınlık kazanmak ister ve içerisinde bulunduğu topluma entegre olmaya çalışır.

Bir sabah görev yaptığı devlet dairesine giden Golyadkin, karşı masasında kendisine tıpatıp benzeyen bir memur görür ve bu noktadan sonra hayatı değişir. Görüntüsü gibi adı, soyadı, doğduğu şehir de aynı olan Öteki Golyadkin aslında asıl Golyadkin’in kafasında oluşturduğu bir karakterdir. Toplum yapısının Golyadkin’den beklediği değişimi karşılayamayan kahraman kafasında bu toplum normlarına uyan bir öteki oluşturmuştur.

Başlarda kahramanımız, öteki ile iyi ilişkiler kurmak istese de öteki ile araları açılmış ve öteki kendisinin –kendi tabiriyle- kuyusunu kazmıştır. Toplumda saygınlık kazanan ve herkes ile iyi geçinen öteki Golyadkin toplum nezdinde yükselirken yaptıkları ile asıl Golyadkin’in var olduğu noktadan aşağıya inmesine sebep olmuştur. Sonuç olarak işinde ve toplumda iyi bir mevkiye ulaşan öteki Golyadkin, kahramanımızı yerinden eder ve toplumun dışına iter.

Öteki’de Bürokrasi ve Toplumsal Sınıflar

Romanı okuduğumuzda ilk gözümüze çarpan şey “öteki” karakteri oluşturan ortam ki Golyadkin kafasında oluşturduğu karakter ile toplumun ondan beklediği tüm özelliklere sahip bir öteki oluşturmuştur, aslında toplumdur. Golyadkin içerisinde var olduğu sınıfı korumak ve yükselmek için karşılaması beklenen tüm özellikleri kafasındaki öteki karakter ile özdeşleştirmiştir. Öteki, Golyadkin’den farklı olarak toplumun alt ve üst kesimi ile diyalog ve iyi ilişkiler kuran, toplumun önemsediği şeyleri önemseyen ve uyum sağlayan bir karakterdir.

Toplum içerisinde oluşan sınıflar ve hiyerarşi oldukça keskindir. Öyle ki Dostoyevski’nin bize betimlediği bu sınıflar bürokrasi sınıfı içerisinde dahi ince ve keskin haldedir. Üstüne basa basa ve defaatle ifade edilen “dokuzuncu dereceden memur” ibaresi de bunun bir örneğini teşkil eder. Golyadkin dokuzuncu dereceden bir memurdur ve bu kademe onu yalnızca yaptığı iş ile, aldığı ücret ile değerlendirmez. Golyadkin’in yaşadığı yaşantısı da insanlara bakışı da toplumdaki diğer fertler ile olan ilişkileri de  tam olarak dokuzuncu dereceden bir memur gibidir. Yediği yemek, davet edildiği etkinlik ve birlikte yaşadığı uşak... Özetle tüm yaşamı bu sınıfa göredir. Bu sebeple Golyadkin, toplumdaki her birey gibi statüsünü artırmak ister ve karşısına toplum çıkar. Hali hazırda aslından uzak bir yaşantı süren Golyadkin bu isteği üzerine topluma göre kendini revize edemez ve toplumun normlarına uygun bir karakter oluşturur.

Dostoyevski kendi dönemi içerisinde bu sınıfları iyi tahlil etmiş ve tasvir etmiştir. Muhtemeldir ki bu gözlemlerini kendisinin bir dönem bürokrasi içerisinde bulunması ile ilgilidir. Rusya İmparatorluğu’nun tarihine göz attığımızda özellikle bürokrasi içerisinde oluşturulan bu sınıflar Petro dönemini işaret etmektedir. Petro’nun yaptığı reformlardan biri olarak bürokraside kademe sistemi, eğitim, liyakat ve kıdem esaslarına göre bir hiyerarşi oluşturmuştur. Bu bilgi üzerine romanı değerlendirdiğimizde bu hiyerarşinin hayatın tüm alanlarına aksettiğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz.

Hiyerarşi üzerinde yoğunlaşan bu sınıflı yapı toplumun diğer kademelerinde de kendini göstermektedir. Romanda çok fazla işaret edilmese de Golyadkin’in bürokrasi sınıfından olmayan kişiler ile ilişkileri bize bu sınıflı yapıyı bir kez daha hatırlatmaktadır. Aynı evde yaşadığı uşağı Petruşka’ya davranışları ve aşağılaması, onun güvenilmez biri olduğunu düşünmesi bir memurun toplumun diğer kademeleri – burada alt kademe- hakkında bir bilgi vermektedir.

Rusya İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yazılan bu kitap, işlendiği dönem itibariyle de Bolşevik Devrimi’nden hemen öncesini işaret etmektedir. Toplumun ve bürokrasinin içerisinde oluşan sosyal sınıflar göz önüne alındığında devrimin altını dolduran bir sebep olarak değerlendirilebilir. Sosyalist ideoloji üzerinde şekillenen bir devlet kuran bu devrim için toplumsal yapı önemli bir motivasyon olmuştur.

 

Sonuç

Bir dönem memurluk yapan ve bürokrasi içerisine giren Dostoyevski, içerisinde bulunduğu ortamı bizlere olabilecek en açık haliyle aktarmıştır. Sosyal sınıfların, toplumsal yaşamda ne kadar önemli noktada olduğunu aktarmıştır. Toplum içerisinde var olan sosyal yapıların, bunların hiyerarşisinin, birbirleri ile ilişkilerinin aktarıldığı roman, dönemin sosyolojisini anlamak için kaynak teşkil etmektedir.

 

Ertuğrul YEŞİLKAYA

Ertuğrul YEŞİLKAYA
Ertuğrul YEŞİLKAYA

Uluslararası İlişkiler mezunu, Kamu Yönetimi Yüksek Lisans öğrencisi [email protected]

Yorum Yaz