FERNAND BRAUDEL'E GÖRE KAPİTALİZM-PİYASA EKONOMİSİ İLİŞKİSİ

EKONOMİ TEORİSİ

Kapitalizm piyasa ekonomisinden negatif mi etkilemektedir? Kapitalizm, sınırsız sermaye birikimi arayışına dayanır mı? Sermaye birikiminin kaynağı nedir? Kapitalistlerin piyasa ekonomisine bakış açısı nasıldır?

Liberalistlere göre Kapitalizm bir serbest piyasa sistemidir ve serbest piyasa iyi bir şeydir. Serbest piyasa rekabeti doğurur. Rekabet ortamı, ortaya çıkan hasılayı büyütür. Pastanın büyümesi gelecekte herkesin daha büyük dilim alması manasına geleceği için rekabete karşı çıkmak anlamsızdır. Sosyalistlerde ise kapitalizme bakış benzer yöndedir. Kapitalizm serbest piyasa sistemidir ve serbest piyasada rekabet vardır. Ancak rekabet kötü bir şeydir. Kapitalist toplumda sermaye sahipleri ve proletarya (işçiler) sınıfları olmak üzere iki ayrışmış sınıf vardır ve rekabet ortamı sermaye sahiplerinin işçileri sömürmek için kullandığı araçlardan biridir.

Braudel’in tespiti ise Kapitalizmin piyasa ekonomisi düşmanı olduğudur. Çünkü kapitalizmin yegane amacı sınırsız sermaye birikimidir. Bu sermaye birikiminin yolu yüksek kârdan geçmektedir. Piyasa ekonomisi rekabet ortamına dayandığından fiyatlar aşağı inecek ve oluşan denge fiyatı en düşük kâr üzerinden belirlenecektir. En düşük kâr ise kapitalistin arzuladığı sermaye birikimine ulaşmakta hedeflediği kârın çok altında kalacaktır. Bu sebeple kapitalizmin arzuladığı sermaye birikiminin  piyasa ekonomisi ve rekabet ortamı içerisinde gelişmesi beklenemez. Bu sebeple hiçbir kapitalist piyasa ekonomisinden hoşlanmaz. Kapitalist her zaman satın alırken rekabet ortamını kullanarak düşük fiyattan almak ister ancak satarken yüksek kar elde etmek için tekel piyasa arzular.

Tekel piyasa sadece kapitalistlerin çabası ile sürdürülebilir değildir. Bazı kapitalistler bireysel nitelikler ile piyasada icatçı pozisyonlar ile yer tutup tekel veya yarı tekel konuma gelseler de bu durumlarını sürdürmeleri zordur. Gelecek dönemde kendilerinden daha yenilikçi ve daha açıkgöz kimselerin ortaya çıkması neticesinde tekelleri kırılacaktır. Ancak eğer tekelleşme sürecinde daha üstün bir güç kapitalistlere arka çıkarsa, onların gücüne güç katacak ve tekelleri kırılamayacaktır. Bu üstün güç devlettir. Devlet, kapitalizmin suç ortağıdır. Sermaye devlet ile bütünleştiği taktirde kapitalizm ete kemiğe bürünmüş olur.

Braudel’e göre piyasa ekonomisinin tamamlanmamış/eksik kalmış yönü özerk sektörün büyüklüğüyle, üretimin bir bölümünün normal dolaşımın dışına çıkaran devletin müdahalesiyle bağlantılı olabilir veya eşit derecede ve hatta bazen daha ileride ölçüde olmak üzere, fiyat tespitine yapay biçimde bin bir yolla karışan para arzıyla alakalı olabilir. O halde piyasa ekonomisinin, hem geri kalmış hem de ileri ekonomilerde, aşağıdan veya yukarıdan doğru takati kesilebilir.

Braudel, kapitalizm ile piyasa arasındaki farklılığın orta çağlardan bu yana sürekli olagelen bir olgu olduğunu savunuyor. Sanayi öncesi modele üçüncü bir sektör olarak “toprak”ın eklenmesi gerektiğini söylüyor. Toprak, kapitalizmin köklerini uzattığı ancak hiçbir zaman gerçekte nüfuz edemediği bir sektör olarak kalmıştır. Ardından rekabet ortamının oluştuğu piyasa gelmektedir. Bu ortamda arz, talep ve fiyatlar tam koordinelidir. Bu tabakanın üzerine ise anti-piyasa gelmektedir. Braudel’e göre anti-piyasa, büyük yağmacıların homurdandığı ve orman kanunun geçerli olduğu karşı piyasadır ve sanayi devriminden önce olduğu gibi sonra da kapitalizmin gerçek yurdudur.

Ozan DİLEK

Ozan DİLEK
Ozan DİLEK

Adil sistemin peşinde bir iktisatçı, şarkın tınısının peşinde bir müzisyen. [email protected]

Yorum Yaz