Günümüzde yaygın olarak kullanılan anlamıyla rezidans , kent merkezinde ya da merkezin çok yakınında, genellikle 15 kattan daha yüksek , içinde konut alanları dışında bazı ortak sosyal alanların bulunduğu yapılar grubudur. Fikirtepe’nin konumuna baktığımızda rezidans yaşamı için oldukça merkezi bir yerdedir. Kadıköy sınırları içerisinde yer alması , D100 karayolunun hemen yanında bulunması, birçok üniversiteye, iş merkezine ve alışveriş merkezine yakın olması Fikirtepe’ deki rezidanslara olan talebi arttırmaktadır. Konumunun yanı sıra bir diğer etkende; kentsel dönüşüm çalışmalarının tamamlanmamış olmasından dolayı, kira ve aidat ücretlerinin çevre semtlere göre daha uygun olmasıdır. Bu durum rezidanslara olan talebi daha da arttırmaktadır.
Kentsel dönüşüm neticesinde Fikirtepe’nin , neredeyse ikiye bölünmüş durumda olduğunu görmekteyiz. Bir tarafta moloz yığınları ve herhangi bir sarsıntıya dayanamayacak harabelerin olduğu dar ve bataklık sokaklar , hemen bitiminde ise devasa rezidanslar karşılıyor bizleri.
Normal şartlar altında rezidanslarda yaşama imkanına sahip olmaları zor hatta imkansız diyebileceğimiz Fikirtepe yerli halkı, Kentsel dönüşüm çerçevesinde , sahip oldukları toprakları vererek metrekare karşılığı rezidanslarda daire sahibi olmuşlardır.
Bu kentsel dönüşüm projesi aynı zamanda sosyokültürel ve sosyoekonomik bir dönüşümün de habercisidir. Dolayısıyla Fikirtepe’de yaşanan kentsel dönüşüm süreci, düşük gelirli grupların gecekondularının yıkılıp, yerine rezidanslar dikilmesi sonucunda yaşam koşullarında görülen değişiklik sonrasında orta ve üst gelirli gruplarla zorunlu olarak yer değiştirmesi olayı ile sonuçlanmıştır.
Bu durumda, yoksul olan yerli halkın alışkın oldukları mahalle yapısındaki ve konutlardaki fiziksel değişim, konut fiyatlarına, kiralara, aidatlara vb. yansımaktadır.
Rezidanslarda ilk zamanlar Fikirtepeli hak sahiplerinin daha fazla oranda olduğu, günümüzde ise daha önce burada yaşamayan, kentsel dönüşüm sonrasında konut alarak bu bölgeye yerleşen kişilerin –ki bunların çoğunluk olarak avukat, mühendis, savcı, polis, asker gibi meslek gruplarına sahip kişiler olduğunu bilmekteyiz- daha fazla ikamet ettiği alanlar haline geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumu iki şekilde açıklayabiliriz ;
1- Aidat ücretlerinin fazlalığı
2- Fikirtepe’ deki eski evlerin rezidanslara kıyas ile oldukça geniş olmasıdır .
Şöyle ki rezidanslar geniş ailelerin rahat rahat yaşayabilecekleri genişlikte yapılar değildir.İşte bu sebepler dolayısıyla Fikirtepe yerli halkının yaşamlarını burada devam etmesi mümkün gözükmemektedir.
Kentsel dönüşüm kapsamında, inşa edilen rezidanslarda daire almak karşılığında evlerindeki, işyerlerindeki haklarını devreden yerli halkın bir kısmının , aidat ücretini denkleştirebilmek için su satmak, pazarda çorap satmak gibi çeşitli ek işler yapmakta olduğu da araştırmalarımız sırasında elde ettiğimiz bilgiler arasında.
Ayrıca sizlere yukarıda da bahsetmiş olduğum, rezidanslara yerleşen Fikirtepe yerli halkının yaşadığı adaptasyon sorunlarından birkaç örnek :
X firmansının , rezidans yönetim kurulu ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde, Rezidansta yaşayan Fikirtepe yerli halkının, ciddi bir adaptasyon problemi yaşadığı belirtilmiştir. Fikirtepe yerli halkı, eski mahalle kültüründeki alışkanlıklarını (kapıya ayakkabılarını yığmak, camdan sofra bezi çırpmak, halı ve çarşaflarını camlara asmak) yeni yaşam alanlarına taşıyorlardı. Ayrıyeten rezidansı sınırları içerisinde bulunan hamamda vücut temizliği yapmak ve duş almak,saunada havlu kurutmak,havuza karpuz sokmak ,havuz kenarında semaver yakmak,havuza köpekle girmek gibi)
Rezidanslarda yaşayan insanlar arasındaki farklılıklar güvenlik amirlerinin ifadesiyle ‘düzen bozucu’ olarak nitelendirilmektedir. Güvenlik amirleri, bazı durumlarda düzeni sağlamak açısından kuralların ve hukuki süreçlerinde işe yaramadığını , kendilerince çözüm ürettiklerini belirttiler.
Nihai olarak , tüm bu veriler incelendiğinde görmekteyiz ki ; Fikirtepe semtinin bu son 10 yıl içerisindeki değişimi , sosyokültürel ve sosyoekonomik farklılıktaki insanları bir araya getirmiştir. Bu farklılıklar, Fikirtepe yerli halkı için yeni yaşama adapte olamama, ve adaptasyon sorunlarını beraberinde getirmiştir . Yeni yaşam şartlarına adapte olamayan, yüksek aidat ücretlerini ödeyebilecek maddi imkanlara sahip olamayan bu yoksul halk, göç etmek durumunda kalmışlardır. Dolayısıyla kentsel dönüşüm, Fikirtepe’de iç göçü tetiklemiştir.
Nuray BAKIŞ
Şeyda Nur AKAN
Sena YALÇIN