Fikirtepe çarpık kentleşmenin ve gecekondulaşmanın yoğun olduğu bölgelerden biridir. Bu nedenle burada kentsel dönüşüm projesi başlatılmış ve burası pilot bölge olarak belirlenmiştir.
2005 yılında pilot bölge olarak seçilen, 2011 yılında Kentsel Dönüşüme başlayan ve 2019 yılında bugün bir “sosyal çöküntü alanı” olarak karşımıza çıkan Fikirtepe’yi ve yaşananları anlayabilmek ve çözümleyebilmek adına “kentsel dönüşüm aktörlerini” tanımak ve tanımlamak zorundayız.
Kriz üçgeni diye tanımladığımız yapıyı devlet kurumları, yüklenici firmalar ve arsa malikleri oluşturmaktadır.
Tek taraflı, çift taraflı ve üç taraflı çözümsüzlükler ve sorunlar kentsel dönüşüm sürecini baltalamış, bir krize ve çözümsüzlüğe yol açmıştır. Bu sebeple Fikirtepe binlerce mağduriyet yaşanmış, sosyal, siyasi, iktisadi ve kültürel problem meydana gelmiştir. Bu problemleri aşmak, mağduriyetleri ortadan kaldırmak ve kriz üçgenine yönelik makul çözüm önerileri teklif edip yol göstermek ve hak talebi oluşturmak adına da dernekler ortaya çıkmıştır.
Devlet Kurumları:
Devlet kurumları, kentsel dönüşüm sürecinde en kritik role sahip aktörleri ihtiva eder. Zira kentsel dönüşümün amaçlarını, kapsamını, sınırlarını, şartlarını devlet ve kurumları belirler ve dönüşüm yapılması kararını dahi yine devlet alır. Devlet ve kurumları yaşanan süreci öngörebilmeli ve oluşabilecek problemleri çözebilmelidir. Zamanında ve yerinde gerekli tedbirleri alabilmelidir. Ayrıca yüklenici firmalar ve arsa malikleri arasında oluşabilecek anlaşmazlıklar durumunda kararlı bir şekilde bir çözüm yoluna başvurmalıdır. Aksi takdirde bir sosyal devlet olmanın gereğini yerine getiremeyecek, vatandaşlarının hak ihlaline maruz kalıp mağdur olmalarının önüne geçemeyecektir.
Ancak maalesef ki devlet ve kurumları bir kentsel dönüşüm tecrübesinin yoksunluğundan ve zaman, mekân ve toplum şartlarının yeterince kavranamayışından ötürü Fikirtepe’de sebebiyet verdiği ve oluşmasına yol açtığı krizlerin çözümüne bütüncül bir çözüm önerisiyle yaklaşamamış ve pasif kalmıştır. Kimi zaman çözüm bulunsa da çözüm vaktinde gerçekleşmemiştir.
Kentsel Dönüşümün başladığı 2011 yılından itibaren günümüze kadar 5 farklı Çevre ve Şehircilik Bakanının görev yapmış olması, bir çözüm mercii olan bakanlığın Fikirtepe Kentsel Dönüşümüne sağlıklı ve bütüncül bir bakışa imkân veremeyişinin sadece küçük bir sebebidir.
Yüklenici Firmalar/Şirketler ve Arsa Malikleri:
Fikirtepe’de Kentsel Dönüşüm ilan edilmesiyle birlikte birçok yüklenici firma Fikirtepe’ye yatırım yapmayı ve Fikirtepeyi “Yerli Manhattan” haline getirmeyi hedefledi. Bu kapsamda “gerekli resmî belgelerini” tamamlamış ve devlet kurumları ile gerekli anlaşmaları yapmış belirli yüklenici firmalar Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, 320 hektar ve 61 yapı adasını kapsayan alanı belirli oranlarda paylaştılar. Projenin yürütüleceği Dumlupınar, Eğitim, Fikirtepe ve Merdivenköy olmak üzere 4 mahallede arsası olan arsa maliklerine arsalarını satmaları karşılığında yeni yapılacak olan rezidanslarda “pay” teklif edildi. Kimi arsa malikleri arsalarını firmalara ve müteahhitlere satarken kimi arsa sahipleri de arsalarını satmaya yanaşmamıştır. Arsasını satmayan arsa maliklerine, arsalarının devlet tarafından kamulaştırılacağı belirtilmiştir. Tam da burada 3 taraflı bir kriz ile karşı karşıya kalmaktayız. Zira arsalarını satmayan arsa maliklerinin arsaları “kamulaştırılmamış”, arsaları satın alan yüklenici firmaların birçoğu yapmayı vaat ettikleri inşaatları bitirip ‘gökdelen dikememiş’, bu sürecin başlatıcısı olan devlet kurumları da hem arsa malikleri hem de yüklenici firmaların yaşadığı problemler için tedbir alamamış hem de iki tarafın aralarında yaşadıkları ikilikleri gidermede geç kalmıştır. Sonuç olarak devlet mekanizmaları bu süreci yönetmekte başarısız kalmış ve binlerce mağduriyet meydana gelmiştir.
Mübeccel Kıray’ın tespit ettiği gibi, şehirlere nüfus yığılması oranı örgütleşme hızından çok fazla olduğu için, Türkiye’de göç, başta gecekondulaşma ve çarpık kentleşme olmak üzere pek çok sorunun kaynağı durumuna gelmektedir.
Bireyler Fikirtepe’de yaşanan mağduriyetleri farklı yollara başvurarak duyurmaktadır. Sosyal medya aracılığıyla çeşitli hashtagler kullanarak geniş kesimlere ulaşmayı hedeflemişlerdir. Çivi çakma ve çadır eylemleri daha çok bireysel eylem olarak kabul edilmektedir. Çivi çakma eylemi, sosyal medya üzerinden bir zaman dilimi belirleyerek bir araya gelen mağdurların siyah pano üzerine ev şeklini alacak biçimde çivi çakmasıdır. Çadır eylemi ise, yıkılan evlerin yerine yenisinin yapılmaması nedeniyle arsa sahiplerinin bu bölgede çadır kurarak eylem yapmasını kapsamaktadır. Çadır eyleminin belirli bir dönemde olmasına karşın çivi çakma eylemi devamlılığını korumaktadır, sanal ortamda bu eylem için imza toplanmaktadır.
Mağduriyetlerin duyurulması için başvurulan bir diğer yol ise, derneklerdir. Derneklerin sağladığı çözüm önerileri diğer eylemlere kıyasla daha kesin ve kalıcıdır.
Bölgede ilk kurulan dernek FİDEM’dir. 2010 yılında dönemin büyükşehir belediye başkanı Kadir Topbaş tarafından halkı kentsel dönüşüme dair bilinçlendirmek ve vatandaşlar ile kurumlar arasında köprü vazifesi görme amacıyla kurulmuştur. Derneğin aktif olarak kullanılan sosyal medya hesabı bulunmaktadır. Sosyal medya hesabı üzerinden bölgeden taşınmak durumunda kalanlarla haberleşme sağlanmaktadır. Dernek merkezi, bölgeden taşınan mağdurların ortak buluşma noktası haline gelmiştir.
Dernek başkanının en önemli iddiası yeni yapılan binaların eski binalara göre deprem dayanıklılığının daha düşük olmasıdır. Yapılan görüşmede buna dair belgeler olduğunu da belirtmiştir. Dernek başkanı kentsel dönüşümün en yıkıcı etkisinin mahalle kültürü ve komşuluk ilişkileri üzerine olduğunu düşünmektedir. Bu konuyu destekleyecek bir örneği Katılımcı B1 de vermiştir. Firmalar burada yaşayan insanların arasındaki güçlü ilişkiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmıştır.
FİDEM başkanı çivi çakma eylemini desteklememektedir. Ona göre, çiviyi yapan küçük bir grup ve kesin bir çözüm sağlamamaktadır.
Bölgede kurulan ikinci dernek ise FİKENTDER’dir. Kuruluş amacı FİDEM ile örtüşmektedir. FİDEM’den farkı ise haber sitesine sahip olmasıdır. Haber sitesi birçok kentsel dönüşüm derneğine öncülük etmektedir. Haber sitesinde kentsel dönüşüme dair gündem oluşturulmuştur. Haber sitesinde bölgede usulsüz çalışan firmalar deşifre edilmiştir. Bu nedenle dernek başkanı firma sahiplerinden birkaç kez tehdit almıştır. Yine bu haberler sebebiyle dernek başkanına davalar açılmış ve davaların neticesinde aklanmıştır.
Derneğin kurulduğu ilk dönemde bakanlığa 200 sayfalık rapor sunulmuştur. Bu rapordaki önerileri bakanlık henüz öneri olarak kabul etmiştir. Dönemsel olarak sayfa aralıkları değişse de raporlar sunulmaya devam etmektedir. Dernek başkanına göre kentsel dönüşüm sürecinde yaşanan iki problem bulunmaktadır: Muhatapsızlık, mağdurların sorunlarına çözüm istemesi fakat hukuki yollara başvurmaması.
FİKENTDER başkanın da desteklemediği eylemler bulunmaktadır. Bunlar daha çok illegal olarak nitelendirilen otoyol kapatmak, lastik yakmaktır.
FİKENTDER başkanı yeni yapılan binaların kendilerine uygun olmadığını, alışık oldukları hayattan farklı olduğunu düşünmekte.
Fikirtepe Derneği ise 2014 yılında kurulmuştur ve diğer derneklerden farklı olarak siyasi partiyi desteklemekte ve bu parti aracılığıyla mağduriyetlerini duyurmaktadır. Fikirtepe Derneği, daha çok protesto v eylemlerle ilgilenmekte, mağdurların hukuki süreçlerine dahil olmamaktadır. Medyada ‘’Fikirtepe’de evini satmayan adam’’ , ‘’ inatçı Fikirtepeli’’ olarak bilinen kişi derneğin kurucu kadrosunda yer almaktadır.
Fikirtepe’de yaşanan kentsel dönüşüm sürecinde yeni bir dernek daha kurulmuştur: YENİFİKİRDER. Henüz mekan arayışında olan dernek, sosyal medyada aktif olarak yer almaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun uyarınca kentsel dönüşüme tabi tutulan Fikirtepe’nin demografik, kültürel, sosyal yapısı büyük bir değişime uğramıştır. 320 hektar 61 yapı adasında birbirinden farklı ve karmaşık binlerce sorunla yaklaşık 65.000 insan mağdur olmuştur. Avukat, iç mimar, öğretmen, emekli, işçi, esnaf, arsa malikleri ve hatta rezidanslardan ev alan vatandaşlar dahil olmak üzere farklı tabakalardan insanlar bu mağdurlardan olmuşlardır.
One comment
Pingback: Dosya Konusu: "Fikirtepe'de Değişim ve Sosyal Hayat" | İlim ve Medeniyet