İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
ÖZET
Bu çalışmada finansal aracı kurumların yapısı ve işleyişinin nasıl olduğunu göstermek amaçlanmıştır. Finansal derinleşmenin ortaya çıkışı, gelişimi ve ekonomik küreselleşmeyle arasındaki ilişkinin nasıl olduğu incelenmiştir. Ekonominin küreselleşmesinin ve finansal derinleşmenin oluşmasının ekonomik liberalleşme ve iletişim teknolojisinin gelişimi ile bağlantılı olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Aracı Kurumlar, Finansal Derinleşme, Küreselleşme, Finansal Gelişme.
Harun GENÇ
1.GİRİŞ
İşletmeler finansal olan ve finansal olmayan olmak üzere iki grupta incelenebilir. Finansal olmayan işletmeler üretim, dağıtım gibi faaliyetler gerçekleştirerek hizmet sektöründe çalışırlar. Finansal işletmeler ise yatırım bankaları, ticari bankalar, kredi birlikleri gibi mevduat kabul eden kurumlar olacağı gibi prim veya katılma payı alan finansman kurumlarıdır.[1]
2. FİNANSAL ARACI KURUMLAR
Finansal piyasalar, menkul kıymet alımı ve satımını yapanları bir araya getiren piyasalardır.[2] Finansal aracılar yatırımcılardan elde ettikleri fonları, krediler veya menkul kıymetler olarak finansal piyasalarda yatırıma dönüştürür. Burada finansal aracıların bazı görevlerin bahsetmek gerekir.
Finansal aracılar menkul kıymet alım-atımı, halka arz, portföy yöneticiliği, yatırım danışmanlığı gibi faaliyetlerde bulunurlar ve sermaye piyasasının vazgeçilmez kurumlarındandır.[3] Bu finansal Kurumların işlevlerini daha iyi bilmek için neler yapabildiğine bakmak gerekir.
2.1 FİNANSAL ARACI KURUMLARIN İŞLEVLERİ
Finansal aracı kurumlar müşterileri arasında finansal varlıkların mübadelesini gerçekleştirir, elde ettikleri finansal varlıkları fon talep eden kişi ve kurumlara ulaştırır, elde ettikleri yatırımları tavsiyeler ile yatırımcılarına sunar, diğer piyasa katılımcılarının portföylerini yönetir, müşterilerinin finansal varlıklarının kullanımında yardımcı olur ve bu finansal varlıkları diğer piyasa katılımcılarına satarlar ve bunlarla beraber para politikasının uygulanmasında aracılıkta bulunurlar.[4] Finansal aracı kurumlar bu işlevlerini gerçekleştirirken katılımcılarına hızlı bir hizmet sunarken aynı zamanda daha az maliyetle yatırım yapma ve fon sağlama hizmetini de sunarlar.
Özellikle teknolojinin gelişmesi, bilgiye daha çabuk ulaşılmasını sağladı. Asimetrik bilgi problemini büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Bunlarla beraber yatırımcılar ve fon talep edenler bu sistemin içine daha istekli girmeye başladı. Finansal Sistemin gelişmesi teknolojinin gelişmesine paralel olarak gerçekleşti diyebiliriz. Birey ve Kurumların günün her saatinde işlem yapabiliyor olması, gerekli hukuki koruyucuların yatırımcının sermayesini koruyor olması, finansal piyasaya giriş ve çıkışın önünde bir engel olmaması sebebiyle kişi ve kurumlar sermayelerini finansal piyasalarda daha çok tercih eder hale geldi.
2.2 FİNANSAL ARACI KURUMLARIN DENETLENMESİ
Finansal Sistem ve aracılarını düzenleyen ve denetleyen resmi kurumlardan bahsetmek gerekir. Finansal sistem yeterince denetlenmediğinde ve finansal aracılara fazla imtiyaz verildiğinde sistem manipülasyona meyilli bir hale gelir. Finansal sistem içinde inovasyon ve denetimsizliğin artması son 20 yıl içinde büyümüş ve aracı sektörlerleri karanlık bir hale getirmiştir.[5] Bunun en yakın örneği 2008 Küresel Krizinin mimarı olan Amerikadaki sigorta şirketleri ve bankaların kendilerine tanınmış olan deregülasyonlar ve çok fazla denetlenmeme imtiyazlarını, sağlıklı kullanmamalarını ve asimetrik bilgiler yaymalarına bakarak görebiliriz. Finansal aracıların denetlenmesine çeşitli kurumlar bakar. Türkiye örneğini verirsek Türkiye de finansal sistemin ve aracı kurumlarının denetlenmesi ve düzenlenmesine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurumu, Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği, Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Sanayiciler ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD), Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD), YASED - Uluslararası Yatırımcılar Derneği kurumları bakar.[6]
Finansal aracılıların birbirlerine etkileri finansal sistemin ve ekonominin gelişmesi adına önemlidir. Finansal aracıların kaldıraç sistemi ve fiyat hareketleri, para politikalarının uygulanmasında büyük önem arz eder. Finansal sistem içindeki farklı sektörlerin ekonomik hareketleri finansal sistem içindeki diğer sektörleri adeta bir kaldıraç gibi etkileyecektir. Bu hareketlilikler konjonktürle aynı yönde gerçekleşir. Aynı zamanda sektör içindeki bir düşüş de sektördeki diğer aracıları olumsuz yönde etkileyecektir. Finansal aracıların birbirlerine bu kadar bağımlı olması ekonominin yönünü de tayin edecektir. Sistemin içinde ki hareketlerin birbirini ve ekonomiyi bu kadar çok etkilemesi para politikalarının uygulanmasında üstlendikleri görevi yeterince önemli hale getirmektedir. Para politikası koyucuların aldıkları her karar finansal aracıların kararlarını etkileyecektir. Bununla beraber ekonomide yakalanmak istenen ivme ve hedefler finansal aracıların yardımı ile sağlanmaya çalışılacaktır.[7]
3. Finansal Derinlik
Finansal derinlik kavramı üzerine literatürde pek çok tanım mevcuttur. Shaw için finansal derinlik, mevcut aktif finansal toplamın, finansal olmayan aktif toplamdan daha çok gelişmesidir. Öcal’a göre finansal derinlik, finans sisteminin nasıl bir boyutta genişlediği ve finansal aracıların ne kadar çeşitlendiğidir. Goldsmith’e göre finansal derinlik, bütün finansal aktiflerin ulusal gelire oranında bir artıştır. Sonuç olarak finansal derinlik, finansal sistemin ve içinde barındırdıklarının genişlemesi ve artmasıdır. Bu bahsettiğimiz genişleme ve artmayı GSYİH’ya oranlayarak baktığımızda sürekli bir artış gözlemliyorsak finansal derinleşmenin gerçekleştiğinden bahsedebiliriz.[8]
3.1 Finansal Derinleşmenin Tarihi
Finansal derinleşme kavramının öneminin neden arttığına bakmak finansal derinleşmeyi anlamak ve açıklamak açısından önemlidir. Bu noktada Finansal sistemin ağırlık kazanması ve finansal sistemde büyümenin ortaya çıkması 1970’li yıllar itibarı ile başlamıştır. 1970’’li yıllarda ülke hükümetleri finansal gelişmeyi, faiz oranlarını kontrol altında tutarak kendi istedikleri yönde sağlıyorlardı. Bu şekilde istedikleri sektörlere kredi akışını sağlıyorlar ve devlet aktivitelerine ucuz fonlar aktarıyorlardı. Bunun üzerine kredi ve fonlar asıl aktarılması gereken refah arttırıcı projelere gitmiyordu. Bu sebeplerle ülkelerin dış borçları artmış ve 1980’ler itibari ile liberal ekonomi politikaları benimsenmeye başlanmıştır. Liberal ekonomi politikaları ile finansal sistemin gelişimi hedeflenmiş. Bu gelişim sayesinde dış borçların kapatılması, ekonomik istikrarın sağlanması ve refah arttırıcı projelere fon sağlanması gibi hedefler gerçekleştirilmek istenmiştir.[9]
1970’lerden sonra gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gerçekleştirilen finansal liberalizasyonlar (serbestleşmeler) sayesinde finansal sistem üzerindeki baskının kaldırılması ile daha iyi işleyen bir finansal yapı meydana gelmiştir. Bununla beraber de ekonomik büyümeye daha fazla katkı sunan finansal sistem ortaya çıkmıştır.[10]
3.2 Finansal Derinliğin Ölçümü
Finansal derinleşmenin ölçümüne genel olarak beş başlık altında yapılabilir. Bunlardan ilki miktar göstergeleridir. Parasal büyüklük, miktar büyüklüğü ve sermaye piyasasının büyüklüğüne bakılarak finansal derinliğin ölçümü yapılmak istenir. Parasal büyüklük M1, M2 ve M3’ün GSYİH ya oranlanmasıyla ölçülür. Bu ölçüm parasallaşma derecesini gösterir. Parasallaşma derecesinin büyüklüğü finansal gelişmişliği ifade eder. Miktar büyüklüğü ise yurt içi toplam kredileri, özel sektöre verilen kredileri ve milli geliri oranlayarak bir ölçme yöntemidir. Sermaye piyasasına ilişkin kullanılan yöntem ise borsa kapitalizasyon oranıdır. Bu oran borsa reel işlem hacmi oranının GSYİH’ye oranınıdır.
İkincisi yapısal göstergelerdir. Bu göstergeler M2/M1’in birbirlerine oranlanması ile oluşur. Bu oran ne kadar yüksek ise piyasada bulunan vadeli mevduat o kadar fazladır. Bu da bize finansal derinleşmenin büyüklünü verir.
Üçüncü olarak reel faiz finansal derinliği belirler. Ekonomide reel faiz finansal gelişmişlikte en önemli gösterge olarak kabul edilir. Faiz oranlarının negatif olması tasarruflar üzerinde olumsuz bir etki yapar. Bu sebeple özellikle gelişmiş ekonomilerde reel faiz oranlarının pozitif olması gelişmenin temel şartıdır.
Dördüncü finansal derinlik ölçüm aracı, ürün çeşitliliğidir. Finansal derinleşmenin artması için finansal sistemin araçlarının, ürünlerinin artması gerekir. Piyasada oluşacak bir fon talebinin sağlanması için bol miktarda ürün olmalıdır. Bu ürünler swap, future, forwards gibi tahvil ve kredilerin türevleridir.
Beşinci olarak Aracılık Maliyetleri finansal derinliğin ölçülmesine yardımcı olur. Etkin işleyen bir finansal sistemde aracılık maliyetlerinin düşük olması gerekir. Aracılık maliyetleri az olursa aktarılacak fonlarda bir artış gözlemlenecektir. Bu sebeple finansal derinleşme üzerinde aracılık maliyetlerinin az olması önemlidir[11].
Bunlara ek olarak finansal piyasalarda işlem hacimlerinin bir sonucu ve değerlendirilmesi olarak endeksler kullanılır. Endeksin grafik üzerinde tepe şeklinde bir yapı oluşturması finansal derinleşme ve gelişme için tahmin yapma imkanı sunar.[12]
4. Finansal Derinlik ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki
Finansal derinlik ile ekonomik büyüme arasında bir ilişkinin var olduğu üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan ekonomik büyümenin oluşumunda finansal gelişmenin rolü üzerine üç konu belirlenmiştir. Bunlar,
Finansal aracılık mekanizmasının ekonomik büyümeye olan etki üzerinde durmuştuk. Finansal derinleşme ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini incelememiz gerekir. Finansal derinleşme ile ekonomik büyüme arasındaki nedenselliğe iki farklı yaklaşım getirilmiştir. Bunlar Arz Öncüllü Hipotez (Arz itişli) ve Talep Takipli Hipotez (Talep Çekişli)’ dir.
4.1 Arz Öncüllü Hipotez
Bu hipoteze göre nedenselliğin yönü finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru gerçekleşir. Finansal gelişme sağlandıkça, finansal aracılar fon transferlerini daha etkin yapacak ve reel sektöre kredi sağlanmış olacağı için ekonomik büyüme ivme kazanacaktır.
4.2 Talep Takipli Hipotez
Talep takipli hipoteze göre nedenselliğin yönü ekonomik büyümeden finansal büyümeye doğrudur. Ekonomik büyüme teknolojinin gelişmesi ve iş gücü verimliliğinin artması ile gerçekleşir. Ekonomik büyüme gerçekleşince de finansal aracıların sundukları hizmetlere talep artar. Talebin artması sonucu finansal derinleşme sağlanır. [14]
Finansal derinleşmenin mi ekonomik gelişmeyi sağladığı yoksa ekonomik gelişmenin finansal derinleşmeyi sağladığı üzerine birçok görüş ortaya atılmıştır. Arz itişli mi yoksa talep çekişli mi bir sistemin olduğu konusunda fikir birliği sağlanabilmiş değildir. Bunun sebebi Ampirik bulgular elde edilmeden önce kullanılan verilerin farklı özellikleri barındırmasıdır. Ülkeler, dönemler, değişken tanımlamaları ve istatistiksel yöntemlerdeki farklılıklar kesin bir sonuca ulaşmayı engeller. [15]Ama ampirik sonuçlara bakacak olursak finansal derinleşme ile ekonomik büyüme arasında güçlü bir ilişkinin olduğu görülmektedir. Bu sonuçları tablo 1 den görebiliriz. [16]
Tablo 1: Finansal Gelişme ve Büyüme İlişkisinin Varlığına Yönelik Çalışmalar.
Finansal gelişme ve derinleşme finansal yatırımlardan elde edilecek faydaların riskinin minimize eder. Finansal derinleşme düzenleyici ve denetleyici bir iş yapılmasını sağlayarak güvenilir bir ortam hazırlar. Finansal sistemin gelişmesinde bir standart yoktur. Finansal sistem büyür, küçülür ve durgunlaşır. [17]
Ali F. Öztürk, Nurettin & Barışık, Salih & Darıcı, H. Kılıç. “ Gelişmekte Olan Piyasalarda Finansal Derinleşme ve Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi.” ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 6. Sayı 12. 2010 Sf. 97.
Uzun vadede mali sistemde bir derinleşme olmasından bahseder.[18]Ampirik bulgulara göre Finansal istikrar gelişmekte olan piyasalar ile gelişmiş piyasalar arasında farklılık gösterir. Gelişmiş ülkelerde finansal istikrar daha güvenilir ve stabildir. Gelişmekte olan ülkelerde finansal sistemin dinamik yapısı için farklı perspektifler oluşturulur.[19]
5. Finansal Derinleşme ve Küreselleşme
Küreselleşme bir yaygınlaşma olgusudur. İnsanların isteklerinin, yaşantılarının, insan adına denilebilecek her şeyin dünya üzerinde yaygınlaşmasıdır. Ekonominin küreselleşmesi ile beraber finansal derinleşmeyi de arttırıcı gelişmeler yaşanır. Küresel ekonomi, ticaretin ve finansın serbestleşmesiyle birlikte, finansal aracı kurumların sayısı artmış, bu aracı kurumların pazarladıkları finansal araçların çeşit ve sayısında artma olmuş ve finansal derinleşme için bir ölçü olarak kabul edebileceğimiz işlem hacminde ciddi büyümeler gözlemlenmiştir.[20]
6. Finansal Derinleşme ve Küreselleşme Arasındaki İlişkinin Büyümesi
Finansal derinleşme ile küreselleşme arasındaki ilişkinin büyümesinde iletişim teknolojilerinin gelişmesi önemli bir paya sahiptir. Ekonominin gelişmesi büyüyen ölçek ekonomiler ile mal ve uluslar arası sermayenin geniş ve hızlı yayılmasını sağlar. Bu genişleme ve hızın artmasında iletişim teknolojilerinin gelişmesinin büyük katkısı vardır. Bilgiye hızla erişilebilir hale gelinmesi küreselleşme için bir itici güç oluşturur[21]. Ağ bağlantılı ekonominin geliştirilmesi, teknolojinin gelişmesi ile finansal derinliğin küreselleşmesi adına büyük bir atılım oldu. Öyle ki gecelik kazançların ortaya çıkması, fon ihtiyacının sağlıklı ve çabuk karşılanması gibi artan birçok işlemler doğdu. Günümüzde “Anında cepte kredi, ihtiyaç anında kredi.” gibi çoğu bankanın hizmetleri mevcut. Bu hizmetler iletişim teknolojisinin yaygınlaşmasıyla oluşan finansal derinleşmeyi gösterir.
Finansal sistemin küreselleşmesi ve finansal derinleşmenin sağlanması devlet politikalarının etkisiyle sağlanmıştır diyebiliriz. Devlet politikaları sermayenin sadece yurtiçinde kalmasına yönelik yapılmış ise gümrük vergileri, ulusal para değerinin korunması gibi politikalarla uluslararası sermaye hareketlerinin önlenmesi amaçlanabilir. Devlet, bankaların zorunlu karşılıklarını arttırarak da finansal derinleşmeyi etkileyebilir. Bankaların mevduat munzam karşılıkları arttığı zaman bankalar fon talep edenlere kredi vermede isteksizleşeceklerdir. Bunun için devletin ekonomi politikaları finansal derinleşmeyi ve küreselleşmeyi etkileyecektir.
Sermaye akışının sürekliliği için finansal derinleşme ve güvenilir hükümet politikaları olmalıdır. Mevcut literatürde yüksek enflasyon, zayıf kurumlar ve mali gyapıda istikrarsızlık, finansal sistemlerin verimsizleşmesine neden olur[22]. Güvenilir hükümet politikaları bir ülkede sermayenin bollaşması için önem arz eder. Bir ülkede enflasyon oranları sürekli oynuyor, o ülkenin parasının spot kurdaki değerinde bir düşüş bekleniyorsa yabancı sermaye o ülkede kalmak istemez. Bunun yanında yerli sermayede daha güvenilir yerlere yönelmeye başlar. Bu durum ekonomik istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere götürür. Böyle bir durumun yaşanmaması için hükümet politikaları güven vermeli ve güçlü bir ekonomik yapı oluşturulmalıdır.[23]
Finansal sistem globalleşirken gelir dağılımı ve finans büyüklüğü arasındaki ilişkiye dikkat etmek gerekiyor. Finansal gelişmişlik ve globalleşme toplumda gelir dağılımını arttırabilir.[24] Bilim ve Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kişi başına düşen gelir düzeyi arttı diyebiliriz. Gelir düzeyinin artması tüketime yönelik harcamaları da beraberinde getirdi. Tüketim harcamaları ise endüstriyel yatırımların artmasını sağladı.[25] Görüldüğü üzere finansal ve ekonomik büyüme birbirlerini hep etkilemektedirler. Yerine, zamanına, şartlarına ve uygulanan testlere göre bu etkileşimlerde biri daha ağır basıyor olsa dahi, küreselleşme ile birlikte ekonomik büyüme ve finansal derinleşme hep etkileşim halindedir ve büyümeye devam etmektedirler.
SONUÇ
Bu çalışmada finansal aracı kurumların yapısı üzerinde durulmuş, finansal derinleşme irdelenmiş ve finansal derinleşme ile küreselleşme arasındaki ilişki incelenmiştir.
Finansal derinleşme ve küreselleşmenin sağlanmasında aracı kurumların büyümesi ve gelişmesi önemli bir yer teşkil eder. Bu büyüme ve gelişme devlet politikalarıyla, ekonomik liberalleşmeyle ve finansal sisteme güvenin artmasıyla sağlanır. Bu gibi birçok faktörün oluşmasında ve gelişmesinde teknolojinin ve ekonomik iletişim ağının gelişmesi önemli bir yer tutmuştur.
Küreselleşmenin temeli hareketliliktir. Ekonomik büyümenin ve finansal derinleşmenin küreselleşmesi büyük bir hareketlilikle sağlanır. Bu hareketlilikler finansal sistemde daha mümkündür. Bu sebeple finansal derinleşme sağlandıkça küreselleşen ekonomide daha etkin bir küresel iktisadi büyüme sağlanacaktır.
Harun GENÇ
KAYNAKÇA
[1] “Finansal Kurumlar ve Aracılar” http://www.acikders.org.tr (Son Erişim 11.05.2016) Sf. 1
[2] Hakan Aygören & M. Ensar Yeşilyurt, “Impact of Firm Attributes on the Efficiency of Brokerage Houses” BDDK Bankacılık ve Finansal Piyasalar. Cilt: 5. Sayı:2. (2011) sf. 159.
[3] Ahmet Akın, “2008 Küresel Finansal Krizin Aracı Kurumların Karlılıklarına ve Verimliliklerine Etkileri.” Akademik Araştırmalar Dergisi. Sayı: 46. (2010). Sf. 11.
[4] Hakan Aygören & M. Ensar Yeşilyurt, “Impact of Firm Attributes on the Efficiency of Brokerage Houses” BDDK Bankacılık ve Finansal Piyasalar. Cilt: 5. Sayı:2. (2011) sf. 160.
[5]Apostolos Serletis & Khandokar Istiak, “Financial intermediary leverage spillovers.” Research in International Business and Finance. (2016). Sf. 1.
[6] “Finansal Kurumlar ve Aracılar” http://www.acikders.org.tr (Son Erişim 11.05.2016) Sf. 8-9.
[7] Apostolos Serletis, & Khandokar Istiak, “Financial intermediary leverage spillovers.” Research in International Business and Finance. (2016). Sf. 7.
[8] E. Hakan Ergeç, “Finansal Gelişme ile Ekonomik Büyüme Arasındaki Nedensellik İlişkisi ve Türkiye Örneği : 1988-2001.” Osmangazi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 5. Sayı 2. (2004). Sf. 53
[9] E. Hakan Ergeç, “Finansal Gelişme ile Ekonomik Büyüme Arasındaki Nedensellik İlişkisi ve Türkiye Örneği : 1988-2001.” Osmangazi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 5. Sayı 2. (2004). Sf. 54.
[10] Nurettin Öztürk & Salih Barışık & H. Kılıç Darıcı. “ Gelişmekte Olan Piyasalarda Finansal Derinleşme ve Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi.” ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 12, (2010) Sf. 97.
[11] Nurettin Öztürk & Salih Barışık & H. Kılıç Darıcı. “ Gelişmekte Olan Piyasalarda Finanasal Derinleşme ve Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi.” ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 6, Sayı 12, (2010) Sf. 99-100.
[12] Nobuhiro Kiyotaki & John Moore, “Financial Deeping.” Journal of the European Economic Association. (2005). Sf. 711.
[13] E. Hakan Ergeç, “Finansal Gelişme ile Ekonomik Büyüme Arasındaki Nedensellik İlişkisi ve Türkiye Örneği : 1988-2001.” Osmangazi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 5. Sayı 2. (2004). Sf. 55.
[14] Nurettin Öztürk & Salih Barışık & H. Kılıç Darıcı, “ Gelişmekte Olan Piyasalarda Finansal Derinleşme ve Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi” ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 6. Sayı 12. (2010) Sf. 103-104.
[15] Bener Güngör & Ömer Yılmaz, “Finansal Piyasalardaki Gelişmelerin İktisadi Büyüme Üzerine Etkileri: Türkiye İçin Bir Var Modeli.“ İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 22, (2008), Sf. 188.
[16] Nurettin Öztürk & Salih Barışık & H. Kılıç Darıcı, “ Gelişmekte Olan Piyasalarda Finansal Derinleşme ve Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi” ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt 6. Sayı 12. (2010) Sf. 104-105.
[17] Ratna Sahay & Martin Čihák & Papa N’Diaye & Adolfo Barajas & Ran Bi & Diana Ayala & Yuan Gao & Annette Kyobe & Lam Nguyen & Christian Saborowski & Katsiaryna Svirydzenka & Seyed Reza Yousefi, “Rethinking Financial Deepening: Stability and Growth in Emerging Markets.” Imf Staff Discussion Note. (2015). Sf. 30.
[18] Ali F. Darrat, “Are Financial Deeping and Economic Growth Causally Related? Another Look at the Evidence” International Economic Journal, volume:13. (1999). sf. 32.
[19] Shiow-Ying Wen & Jean Yu & Chin-Horng Chan, “Does Market Structure or Financial
Deepening Impact the Banking Stability? International Evidence.” Global Economy Journal. (2015). Sf. 357-358.
[20] Serpil Ağcakaya & Süleyman Öğrekçi, “ Küreselleşme ve Küreselleşmenin Evrensel Değerleri” Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi. Cilt:7. (2016). Sf. 25.
[21] Gao Shangquan, “Economic Globalization: Trends, Risks and Risk Prevention” CDP Background Paper No. 1 (2000). Sf. 1
[22] Eduardo Court & Emre Ozsoz,& Erick W. Rengifo, “The Impact of Deposit Dollarization on
Financial Deepening.” Emerging Markets Finance & Trade. (2012). Sf. 50.
[23] Siong Hook Law & W.N.W. Azman-Saini & Hui Boon Tan, “Economic Globalization and Financial Development in East Asia: A Panel Cointegration and Causality Analysis.” Emerging Markets Finance & Trade. (2014). Sf. 222.
[24] Inmee Baek & Qichao Shi, “Impact of Economic Globalization on Income Inequality: Developed Economies vs Emerging Economies.” Global Economy Journal. (2016). Sf. 60-61.
[25] Gao Shangquan, “Economic Globalization: Trends, Risks and Risk Prevention” CDP Background Paper No. 1 (2000). Sf. 3.
Yorum Yaz