İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Fransızca Bilmenin Önemi
Fransızca, dünyada Mandarin, Çince, İngilizce, İspanyolca, Hintçe, Arapçadan sonra en yaygın konuşulan dillerden birisidir. Dünyada 29 ülke tarafından konuşulan Fransızcanın yaklaşık 330 milyon civarında konuşanı vardır. Ayrıca uluslararası bir dildir. Bu dilin öğrenilmesi ve bilinmesi, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde birçok fayda sağlayacaktır. Fransızca bilmenin önemini farklı başlıklar altında incelemek mümkündür:
Fransızca, zengin kültürel mirasa sahip bir dildir. Fransızca bilmek, bu kültürel mirasa erişimi kolaylaştırır. Fransız edebiyatı, sanatı, müziği, modası, gastronomisi ve sineması ve benzeri alanlarda dünya çapında büyük bir etkiye sahiptir. Victor Hugo, Marcel Proust ve Albert Camus gibi yazarların eserlerini orijinal dilinde okumak ve sanatın derinliklerine inme fırsatı sunar. Ayrıca, Fransızca filmleri altyazısız izlemek, dilin ve kültürün daha iyi anlaşılmasını sağlar.
Fransızca bilmek, akademik kariyer açısından büyük bir avantaj sağlar. Birçok uluslararası üniversite ve araştırma enstitüsü, Fransızca eğitim ve araştırma programları sunar. Özellikle sosyal bilimler, sanat ve beşeri bilimler alanında Fransızca kaynaklar oldukça zengindir. Fransızca bilmek, bu kaynaklara erişimi kolaylaştırır ve akademik çalışmaları daha verimli hale getirir. Ayrıca, Fransa'da veya Fransızca konuşulan ülkelerde burs ve eğitim olanaklarından faydalanma imkânı da sağlar.
Fransızcanın konuşulduğu ülkeler
Fransızca, iş dünyasında önemli bir rol oynamaktadır. Fransızca bilmek, uluslararası firmalarda ve organizasyonlarda çalışma fırsatlarını artırır. Özellikle turizm, diplomasi, uluslararası ticaret ve iletişim gibi sektörlerde Fransızca bilgisi büyük bir avantajdır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve UNESCO gibi uluslararası kuruluşlarda İngilizceden sonra Fransızca resmi dillerden biridir. Ayrıca dikkat edilirse Avrupa Konseyi’nin ikinci konuşulan uluslararası iletişim dilidir. (Council Of Europe; English) (Conceil De L’Europe) hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Fransa’nın Strasbourg şehrinde olması hukukun uluslararası dili olan Fransızcayı hayli ön plana atmaktadır. Bu kuruluşlarda kariyer yapmak isteyenler için Fransızca bilmek oldukça önemlidir.
Fransızca, birçok ülkede konuşulan bir dildir. Fransızca bilmek, bu ülkelere seyahat etmeyi ve yaşamayı kolaylaştırır. Fransa, Belçika, Kanada, İsviçre, Lüksemburg ve bazı Afrika ülkelerinde Fransızca resmi dil olarak kullanılmaktadır. Bu ülkelerde Fransızca bilmek, günlük yaşamda iletişimi kolaylaştırır ve yerel kültürü daha iyi anlamayı sağlar. Ayrıca, bu dilde iletişim kurabilmek, turist olarak seyahat ederken de büyük avantaj sağlar.
Kanada Quebec şehri
Dil öğrenmek, zihinsel yeteneklerin gelişimine katkıda bulunur. Fransızca öğrenmek, beyin fonksiyonlarını güçlendirir, hafızayı geliştirir ve problem çözme becerilerini artırır. İki dil bilmek, bilişsel esnekliği ve yaratıcılığı artırır. Ayrıca, dil öğrenmek, disiplin ve sabır gerektirir, bu da kişisel gelişime olumlu katkı sağlar. Fransızca gibi karmaşık bir dili öğrenmek, kişinin zihinsel kapasitesini ve dil becerilerini önemli ölçüde geliştirir.
Fransızca bilmek, dünyaya daha geniş bir perspektiften bakmayı sağlar. Farklı kültürlerle etkileşim kurma ve onları anlama fırsatı sunar. Küresel olaylar ve gelişmeler hakkında daha kapsamlı bilgi sahibi olmayı sağlar. Ayrıca, Fransızca bilmek, kültürler arası iletişimi ve anlayışı artırır, hoşgörüyü ve empatiyi geliştirir.
Eyfel Kulesi
Fransızca, Roman dilleri ailesinin bir üyesidir. İspanyolca, İtalyanca, Portekizce ve Romence gibi dillerle benzerlikler taşır. Fransızca bilmek, bu dillerin öğrenilmesini kolaylaştırır. Diğer taraftan Cermen Dil ailesinden olan İngilizcenin Almancaya daha çok benzediği iddia edilse de sanılanın aksine İngiliz dili bünyesinde Fransızca kelime Almancadan daha fazla barındırdığı bu sebeple Fransızcanın İngilizceye Almancadan daha fazla benzediğinin apaçık bir kanıtıdır. İngilizcenin %30’u Fransızca kelimelerden oluşmaktadır. Roman dillerinin ortak kökleri ve dil bilgisi kuralları, Fransızca bilen birinin diğer Roman dillerini öğrenirken avantaj sağlamasına yardımcı olur. Bu, dil öğrenme sürecini hızlandırır ve çok dilli olma fırsatını artırır. Ve sonuç olarak İngilizce hem germen dillerine hem de Latin dillerine benzemesi nedeniyle Bu iki dil ailesi arasında köprü görevi görürken Fransızca ise İngilizcenin; İspanyolca, Portekizce ve İtalyanca gibi Latin dilleri arasında köprü görevi görmektedir.
Fransızca, bilim ve teknoloji alanında önemli bir yere sahiptir. Tarih boyunca birçok bilim insanı ve mucit, Fransızca konuşan ülkelerden çıkmıştır. Örnek vermek gerekirse ünlü yazar Pierre Loti ve Marie Curie ya da kuduz aşısını bulan ünlü Fransız kimyager mikrobiyolog Louis Pasteur, Blaise Pascal gibi ünlü bilim insanları, bilimsel çalışmalara büyük katkılarda bulunmuştur. Fransızca bilmek, bu çalışmaların orijinal metinlerine erişimi sağlar ve bilimsel literatürdeki Fransızca kaynaklardan yararlanma imkanı sunar.
Lour Müzesi
Fransızca, dünya genelinde birçok medya ve eğlence içeriğinin dilidir. Fransızca bilmek, Fransızca yazılmış kitapları, dergileri, gazeteleri ve internet sitelerini anlamayı ve takip etmeyi sağlar. Ayrıca, Fransızca müzik, film ve diziler, kültürel zenginliği artırır. Fransızca bilmek, bu tür içerikleri orijinal dilinde izleme ve anlama fırsatı sunar, bu da dil becerilerini ve kültürel bilinci geliştirir.
Fransızca, dünya genelinde yaygın olarak öğretilen bir dildir. Fransızca öğretmeni olmak, dil eğitimine katkıda bulunmak isteyenler için önemli bir kariyer fırsatıdır. Fransızca bilmek, öğretmenlik yapma ve dil eğitimi alanında uzmanlaşma imkanı sunar. Ayrıca, Fransızca bilen bireyler, dil okulları ve dil kurslarında çalışabilir, özel dersler verebilir ve dil öğrenenlere rehberlik edebilir.
Brüksel
1066 yılında Frenk ve İskandinav karışımı bir halk olan Normanların İngiltere'yi işgali, İngiliz toplumunda derinden değişikliklere neden olmuştu. Normanlar, bölgeye hükmettikten sonra üst sınıfların dili olarak Fransızcayı ve kilisenin dili olan Latinceyi hükûmette ve resmi işlerde kullanmaya başladılar. Bu durum, İngilizcenin yalnızca alt sınıfların kullandığı bir dil statüsüne gelmesine neden oldu. Ancak Normanların sayısı, hiçbir zaman yerli halkı alt edecek kadar çok olmadı. Dolayısıyla hem Normanlar hem de yerli İngilizler iki dili konuşur hâle geldiler. Bu değişikliklerden biri soylu seçkinlerin, sarayın ve hükûmetin dili olarak Norman Fransızcasının kabulüydü. Böylece İngiltere’de artık Fransızca kelimeler de yayılmaya başlamıştı. Özellikle çocuk isimlerinin değişiminde müthiş bir artış yaşandı. William, Robert, Richard gibi isimler artık daha sık duyuluyordu. Toplumda dramatik bir değişim gerçekleşse de günlük işleyişte İngilizcenin tamamen yok olduğunu söylemek de güç olacak.
Gelelim Fransızcanın Osmanlı ve Türkiye Tarihi’yle olan serüven ve süreçlerine; Avrupa’nın 17. ve 18. yüzyılda en yaygın dili olarak bilinen Fransızca, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin batıyla olan ilişkilerinin düzlenmesinde etkin bir konuma sahip olmuştur. Bu yönüyle Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran Fransızcanın konu edildiği bu araştırma, tarama modeliyle oluşturulmuş nitel bir çalışmadır. Bilindiği gibi tüm diller doğar, gelişir ve konuşulduğu toplumun gücüne göre geniş coğrafyalara yayılır ya da dar bir alanda kalarak yaşam mücadelesi verirler. Bu kapsamda geniş coğrafyalara yayılan Fransızcanın Osmanlı’yla ilk teması, 16. yüzyılda Osmanlı devletinin güçlü olduğu bir döneme denk düşer. Fransızcanın yayılması ise Osmanlı devletinin zayıfladığı bir döneme rast gelmiştir. Başlangıçta gayrimüslim tebaanın katkısıyla yürütülen dilsel süreçler, devletin Tercüme Odasını kurmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Sonraki süreçlerde eğitim sistemine ilk olarak askeri okullarla dâhil olan Fransızca, bir süre sonra birçok sivil okulun ders programında yer almıştır. Hatta Mekteb-i Tıbbiyenin ve Mekteb-i Sultaninin eğitim dili de olmuştur. Üstelik daha nitelikli ve daha donanımlı Fransızca bilen tercümanlar yetiştirmek için yurt dışına öğrenci gönderildiği de bilinmektedir. Bununla birlikte Fransız diline vakıf edebiyatçıların yetişmesiyle de batılı anlamda edebi türler toplum hayatında önemli değişimleri beraberinde getirdi. Fransız dili ve edebiyatı bu dönemde sadece politika ve eğitim alanlarında değil, toplumsal alanda da oldukça yaygınlık kazanmıştır. Bu bağlamda devletlerarası antlaşmaların ve yazışmaların, eğitim kurumlarının, aydınların, gazetelerin ve kitapların etkisi kadar, teknolojik aletlerin ve ulaşım araçlarının da Fransızcanın yaygınlaşmasına katkı sağladığı görülmektedir. Osmanlı’da Fransızca Basın Yayın Organları:Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk gazete, 1795 yılında Pera'daki Palais de France (şimdiki Beyoğlu) tarafında Fransız elçi Verninac-Saint-Maur tarafından kurulmuştur.[1] Gazete 1796 yılının Mart ayına kadar Bulletin de Nouvelles başlığı altında iki haftada bir yayınlandı.[2] Verninac-Saint-Maur'un Fransa'ya dönmesi üzerine gazetenin yayını durdu. Gazete Eylül 1796 - Mayıs 1797 arasında Gazette française de Constantinople, 1797 yılının Mayıs-Temmuz ayları arasında ise Mercure Oriental yayına başlatıldı.[3] Gazetenin ana amacı İstanbul'da yaşayan yabancı uyruklu vatandaşlara 1789 Fransız Devrimi sonrasındaki ülkenin siyaseti hakkında bilgi aktarmaktı.[4] Gazetenin ana okuyucu kitlesini Fransız vatandaşlar oluşturuyordu. Gazete yabancı ve azınlık kitleye hitap ettiği için, yerel halk tarafından ilgi görmedi. İki yıllık süre sonunda gazetenin yayın hayatı sona ermiştir. 26 Kasım 1800 tarihinde Mısır'da çıkarılan ilk Arapça gazete olan al-Tanbih (The Alert) general Jacques-François Menou tarafından kuruldu.[6] Gazetenin editörlüğünü general tarafından atanan İsmail el-Khashab üstlendi. 1801 yılında İskenderiye'nin Britanya İmparatorluğu tarafından kuşatılmasından sonra gazetenin kurucusu general Jacques-François Menou İngiliz kuvvetlerine teslim oldu.[7]
1828 yılında Mısır Hidivliği’nin kurucusu Kavalalı Mehmed Ali Paşa, eyalette uyguladığı reformların bir parçası olarak[8] Arapça-Türkçe dilleri ile yazılmış olan ilk Vekâyi-i Mısriyye (Mısır İşleri) gazetesini kurdu.[9] Gazete sadece üst kademe idarecilerle sınırlıydı, yazılar ise genellikle devlet içerisinde yapılan reformlar ile ilgiliydi.[10] Gazetenin 15 Haziran 1833 yılında yayın hayatı sona ermiştir. 1833 yılının Ağustos ayında, Vekâyi-i Mısriyye'nin dış basın yayını olmak üzere, Fransızca olarak Le Moniteur Egyptien kuruldu. Fakat gazete ilgi görmedi, kuruluşundan dört ay sonra (Mart 1833) gazete yayın hayatına ara verdi Osmanlı Padişahlarından 3. Selim’in tahta geçmesiyle de Fransızca resmi yabancı dil halinde geldi; Özellikle Yaş Antlşaması’ndan sonra ıslahatlara yönelen Sultan Üçüncü Selim Nizam-ı Cedid’i oluşturmakla yetinmeyip Paris, Londra, Viyana ve Berlin gibi kentlerde elçilikler açtı. Fransızca, Osmanlı Devleti’nin ilk resmi dili olarak kabul edildi. Ayrıca Tanzimat Dönemi Padişahlarından olan Abdülmecit’in 1841 yılında Rusya’nın Başkenti Moskova’da bastırdığı “Dictionnaire Français-Arabe-Persan Et Turc” yani “Fransızca-Arapça-Farsça ve Türkçe Sözlük” Fransızcanın tarihsel açıdan ne kadar önemli olduğunun büyük bir kanıtıdır.
Sonuç
Fransızca bilmek, birçok alanda büyük avantajlar sunar. Kültürel zenginlikten profesyonel fırsatlara, akademik avantajlardan kişisel gelişime kadar geniş bir yelpazede faydalar sağlar. Fransızca öğrenmek, bireylerin hem kişisel hem de toplumsal düzeyde gelişimine katkıda bulunur ve dünya ile daha güçlü bir bağ kurmalarını sağlar. Bu nedenle, Fransızca bilmek, hayatın birçok alanında önemli bir yere sahiptir ve dil öğrenmenin sunduğu fırsatlar sayesinde bireylerin kendilerini geliştirmelerine yardımcı olur.
Hazırlayan: Abdulkerim ÇİFTÇİ
İletişim: [email protected]
Not: Öğrenmek isteyenlere yardımcı olmaya çalışırım. Mail adresimden bana ulaşabilirsiniz.
Yorum Yaz