Geçmiş yazılarımızda da anlattığımız gibi Pakistan ve Hindistan 1947-1949 yılları arasında I. Keşmir savaşı yaşamış ve Hindistan’ın BM’ye başvurusu ile 1949 yılında ateşkes anlatması imzanlanmıştı.
Bu savaştan sonra her iki devlet Keşmir sorununun üzerini kapatmış fakat çözememişti. 1957 yılında Hindistan anayasada yapılan bir değişiklikle Cammu ve Keşmir bölgesine özel bir statü verdi. 1965 yılında ise resmi olarak tamamiyle Cammu ve Keşmir bölgesi Hindistan’ın bir eyalati haline gelmişti.
Bu yaşananların yanında Çin’in içinde bulunduğu Tibet sorununda, Tibet halkı Çin’e karşı protestolarını yükseltmiş ve isyan başlattı. Tibet’in dini liderlerinde Dalay Lama Çin endişesinden Hindistan bölgesine sığındı. Çin ve Hindistan arasında Dalay Lama sorunu patlak verince Çin dini önderi geri gönderme talebinde bulundu fakat Hindistan vermemekte ısrar edince Çin – Hindistan sınır hattı çatışmalar başladı.
Bu çatışmalar sürecinde Hindistan Çin ile tartışmalı bölgeye asker yığmaya başladı. Fakat Çin hiç beklenmedik şekilde Hindistan’a saldırıya geçince Hindistan’ın şehirleri kadar işgale Çin tarafından işgale uğradı. Hindistan’ın ABD ve İngiltere’den yardım istemesiyle Çin işgali geri çekti ve sınır hattına geri döndü.
Bu çatışmalar devam ederken, 50’lili yıllarda ABD’den yardım alan Pakistan çoğunlukla askeri kalkınmaya yatırım yaptı. 1960’larda ortaya çıkan bu Hindistan – Çin savaşını kendine fırsat bilen ve askeri yatırımlarla kendine güveni gelen Pakistan, birkaç askeri harekat ile Hindistan’ı masaya oturmak istedi. Bunun yanında 1965 yılında Cammu ve Keşmir’i eyalet statüsüne getiren Hindistan’ın bu hamlesi de Pakistan’a geçerli bir neden olmuştu.
Hindistan kaynaklarına göre Pakistan bölgede bir karışıklık çıkararak Hindistan’ın bu karışıklıkla uğraşırken kendisi basit bir şekilde Hindistan’ı alt edebileceğini düşündü. Bu plan çerçevesinde sınır hattından bölgeye silahlı grupları geçirdi. Fakat bölgede elle tutulur bir karışıklık çıkmadı.
Bunun üzerine Hindistan silahlı grupları geri püskürtmek için askeri saldırıya geçti. Bu hamle üzerine Pakistan sınır hattının ilerisine Cammu ve Keşmir bölgesinin merkezi olan Srinagar’a karşı hamle başlattı. Pakistan’ın bu askeri harekatına karşı Hindistan hiç beklenmedik şekilde tüm kuvvetleri ile Pakistan birliklerine saldırıya geçti. Ve Pakistan’ın içlerine (Lahor’a) kadar geldi. Savaş başlar başlamaz ABD savaşın her iki tarafına da ambargo uygulamaya başladı.
Dönemin siyasi konjonktürü gereği Rusya yaşanan sorunu bitirmek için iki devlet arasında arabulucu görevini üstlendi. Bunun üzerine Özbekistan’ın Taşkent şehrinde Hindistan ve Pakistan Rusya garantörlüğünde Taşkent antlaşmasını imzaladı. Fakat I. Keşmir savaşında olduğu gibi savaş bitti, Keşmir sorunu çözüme kavuşmadı.
Çözüme kavuşmayan Keşmir bölgesi 1971 – 1972 yılında III. Keşmir savaşını yaşadı. Bu savaş sonucunda Hindistan’ın askeri üstünlüğü kanıtlanmış oldu. 1984 yılına kadar sadece siyasi atışmalar gerçekleşti. 1984 yılına geldiğimizde ise Keşmir’in Siyaçin dağlık bölgesinde yeni bir tartışma konusu gündeme geldi.
1949 Karaçi Antlaşması ve 1963 Çin-Pakistan Sınır Antlaşması metinlerinde kullanılan ifadeler ile bu bölgenin Pakistan’a ait olduğu tezi kuvvet kazanmıştır ve Pakistan kontrolünde bulunan Siyaçin dağlık bölgesinde dağcılar tırmanmak için her zaman olduğu gibi Pakistan’dan izin aldı. Fakat Hindistan oranın kendi toprakları olduğu ve izin alınması gereken devletin kendisi olduğunu iddia etti. Bölgenin geneli buzlarla kaplı olduğu için iki devlet arasında belli bir sınır çizilemiyordu.
Bu bölge 1989 yılına kadar çeşitli ihtilaflara konu oldu. Fakat 1989 yılından sonra artık dini gruplar Hindistan ile çatışmaya başlamıştı.
1999 yılında Keşmir’li bir grup Müslüman yanlarına Pakistan’lı ve Afgan Müslümanlar ile birlikte bölgede bulunan Hindistan askeri birliğini kontrolü altına aldı. Yaz ayında askeri üste bulunan Hindistanlı askerler kışın hava şartları nedeniyle askeri üssü boşaltıyorlardı. 1999 kış mevsiminde de bu Müslüman grup askeri üssü ele geçirdi. Hindistan ordusu Pakistanlı militanları bu tesislerden çıkarmakta yetersiz kalmış hatta Pakistanlı birlikler üç Hint savaş uçağını düşürmüştür.Bununla birlikte Hindistan silahlı grubun üssü boşaltması için Pakistan’a baskı uyguladı.
2002 yılına gelindiğinde Cammu ve Keşmir bölgesinde bir seçim yapıldı. Seçimi genel olarak halk benimsedi ve seçim sonucu bölgede hoş karşılandı. Fakat buna rağmen ilerleyen yıllarda bölgede özgürlük, bağımsızlık ve isyan sesleri duyulmaya devam etti.
Pakistan ve Hindistan’da değişen hükümetler ve onların tavırlarıyla günümüze kadar bölgenin kaderi hep değişik yollar ile çizilmeye karar verilmiştir.
Son yıllara (2015 – 2017) gelindiğinde bölgede okuyan nüfus özgürlük protestolarını üstleniyor ve seslerini duyurmaya çalışıyor. Bölgede ki halk hükümet tarafından getirilen yasaklar yüzünden zorluklar çekiyor ve özgürlükleri kısıtlanıyor. Bunlara birkaç tane örnek vermek gerekirse;
Bölgede hükümetin uyguladığı kısıtlamalar dikkat çekiyor. Bölgeye yabancı bir gazeteci veya görevlinin girmesi yasak ve sadece bölgeye giriş için Pakistan halkına izin veriliyor.
Zaman zaman uygulanan ve aylar süren sosyal medya veya internet yasakları bölge halkının özgürlüklerini kısıtlıyor.
Sorunun her geçen gün daha da karmaşık bir hal almasına rağmen iki devlet arasında kesin bir ortak çözüm oluşturulamıyor. Bu yüzden bölgede ki ezilmiş halk sorunu silahlı gruplar ile çözmeye çalışıyor. Gelecek takvim yapraklarında Cammu ve Keşmir bölgesi için herhangi bir plebisit veya kesin çözüm getirecek bir karar görünmüyor. Umuyoruz ki her iki devlet Cammu ve Keşmir halkı için en uygun çözümü bulmaları ve uygulamaya sokmalarıdır.