GÜNDEM FİLİSTİN

İSLAM

 

İslam dünyası olarak zor zamanlardan geçiyoruz ve bu zor zamanların bir neticesi olarak bazı ülkeler sabrımızı sınayabiliyor. İsrail bu ülkelerden birisi ve Ramazanımızın buruk geçmesini sağlıyor. Buna karşılık ülkemizde özellikle sosyal medyada büyük bir Filistin kardeşliği görülüyor. Buna şükretmemek mümkün değil. Mazlum ve mağdur her coğrafya söz konusu olduğunda Müslüman ilk şoku atlattıktan sonra, eylem planını hazırlamalıdır. En azından ben öyle düşünüyorum. Eylem ve gösterimizi yaptıktan sonra geriye kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızı devreye sokmak kalıyor. Bunun için yapılabilecek birkaç şey paylaşmak istiyorum.

Öncelikle Filistin meselesini siyasilere bırakmamak gerekiyor. Dernekler, vakıflar, cemaatler, kulüpler ve üniversiteler gibi organize olunabilecek her kurumda bir birlik hareketi oluşturmak lazım. Yani Kudüs meselesi insanları bir araya getirebilir ve getirmeli de. Buralarda organize olan özellikle gençler sosyal medya gibi alanlarda ortak hareket edebilirse, bu çok büyük fayda sağlayacaktır. Burada aynı zamanda ilmi çalışmalar yürütülmeli ve gerçekten ben ömür boyu Filistin veya İsrail üzerine çalışmalar yapabilirim diyenler olursa ve aradıkları alanı buldukları hissiyatı oluşuyorsa, o zaman o kişiler eğitimlerine devam etmelidir. Yani sistemin gerektirdiği Yüksek Lisans ve Doktoraya katılmalı ve hakikatin peşinden koşmalıdırlar bence. Bu hem kişiye rızık kapısı sağlamasının yanında hem de ilim yolunda olduğundan büyük sevaplar kişiye kazandırabilir.

Ortadoğu ülkelerinden en çok Filistin üzerine Türkçe kaynak olduğunu bir Hocamız dile getirmişti. Güzel de bir söz vardır. Okumadan meydan okuyamazsın diye. Dolayısıyla evvela kültürel ve tarihi olarak bölgeyi bilmek gerekiyor. Kültürel olarak bilmenin en etkili yollarından birisi ve belki de en etkilisi dil öğrenmektir. “İsrail kültürünü” öğrenmek ve Efendimizin (sav) zamanında öğrenilmesini tavsiye ettiği dil olan İbraniceyi bilmek gerekiyor. Peygamberimizin (sav) zamanındakinden daha fazla büyük bir sorun belki de günümüzde bulunmaktadır. O zamanın Yahudi kabilelerine güvenemedi Efendimiz (sav). Şimdi ise İsrail şımarık ve yaramaz bir çocuk gibi ne yapacağı kestirilemeyen ve güven veremeyen bir ülkedir. Bu durumda şartlar oluşmuş ve İbranice öğrenmek elzem olmuştur denilebilir. Tabii herkes bu düşünceye tabi olacak değildir. Herkesin öğrenme sebebi farklı olabilir ama burada da yanlı olmaktan öte ileride hakikati insanlara anlatmak gerekiyor. Bir tarafta bir ülke olarak güçlü bir profil çizen İsrail varken, diğer tarafta askeri ve ekonomik yönden “zayıf” bir Filistinliler var. Bazı kişilerin aklı İsrail’in tarafını tutalım diye çalışabilir ama hakikatte böyle yapanlar büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaklardır biiznillah. Dolayısıyla son dönemde atılan adımlar güzel ama asla yeterli değildir. Allah’ın ve hakikatin tarafı tutulmalıdır.

Kültür ve tarih öğrenilirken İbranicenin egemenliğinden ve yapılan propagandadan kurtulmak ve hakikatin anlaşılması için de Arapça öğrenmenin zarureti ortaya çıkıyor. Arapça öğrenenler bununla yetinmeyip, Levant lehçesini de öğrenirlerse bu kendileri için çok faydalı olacaktır İNŞALLAH. Fasihe en yakın lehçe olan Levant lehçesini öğrenmek sanıldığı kadar da zor değildir. Özellikle ülkemizde bu lehçeyi bilen çok insan olduğundan bu zor bir iş değildir ve ülke değiştirmeye gerek bile yoktur.

Kültür, tarih ve coğrafya bilgisinin önemi yadsınamaz ve üçüncüsü içinde bölgede bulunmak gerekecek. Maddi durumunuz gerçekten iyi ise İsrail’de dil eğitimi almanızı tavsiye ediyorum ve ülkemizdeki bütün seviyeleri öncesinde bitirmek şartıyla. Yani Türkiye’de öğrenebileceğiniz tüm seviyelere kadar öğrenin ve bitirebildiğiniz tüm kitapları bitirin. Akabinde bölgeye giderseniz alacağınız fayda da o kadar çok olacaktır. Bu tecrübe ile sabittir.

Özellikle bunun yapılmasını kişinin tepkisel Müslümanlıktan eylemsel ve sorumluluk sahibi bir bireye dönüşmesi için önceliyorum. Çünkü kişi etrafında olan gelişmeler karşısında yaptıklarının yeterli olup olmadığını sorgulamalı ve harekete geçmelidir. Böyle yaparsa veya dualarına katıp kendisinin bu alanda çalışabilmesi ve fayda sağlayabilmesi için dua ederse, hedeflerine ulaşacaktır. Bu bir yol ve arzu edenler girmelidir. Son zamanlarda da büyük bir ilgi oluştuğunu gözlemliyor ve şükrediyoruz. Bu dillerin önünün açılması için de dua ediyoruz.

Hem böylece kişi 3 dil öğrenmiş olacak ve şiirde geçen en az 3 dil bileceksin sözüne muhatap olunmuş olacaktır. Bu yolda olmak insana çok şey kazandıracak ve birileri bile böyle yaparsa, yazı hedefine ulaşmış olacaktır.

Allah yardımcımız olsun. Yapılan her iş ve eylem kıymetlidir. Her zaman daha iyisini yapmaya çalışmak gerekmektedir.

Ozan Dur
Ozan Dur

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden mezun Filistin ve İran Araştırmaları- yazar [email protected] Poliglot (8), dillere dair Çalışma Alanım Ortadoğu ve Diller

Yorum Yaz