HADİS İLMİNDE KIRK HADİS GELENEĞİ

İSLAM

Hadîs âlimleri eskiden beri farklı amaçlara binaen çeşitli telif türleri geliştirmişlerdir. Bu telif türlerinden biri de Erbaîn türüdür. Türkçemizde Kırk Hadîs olarak bilinen bu tür, farklı amaçlarla herhangi bir konu hakkında kırk hadisten müteşekkil bir eser derleme faaliyetinin genel adıdır.

Bu telif tarzı, Hz.Peygamber’den (s.a.v) rivâyet edilen bazı zayıf rivayetlere dayanmaktadır. İlgili rivâyetlerden biri şu şekildedir:

“Ümmetimin işlerine dâir kırk hadîs derleyen kimseyi Allâh Teâlâ fakîhler ve âlimler topluluğu arasında diriltir.” (Aclunî, Keşfü’l Hafâ)

Birçok sahabe tarafından rivayet edilen ve hadis alimlerince incelenen bu ve benzer içerikteki hadisler rivayet tekniği açısından sağlam bulunmamış ve zayıf kabul edilmiştir. 

Bu ve buna benzer zayıf rivayetlerde yer alan ve kırk hadis derleyerek Allah tarafından fakih olarak yazılma, kıyamet gününde fakih ve âlim olarak diriltilip haşredilme, Resûl-i Ekrem’in şefaatine nail olma, cennet kapılarının hangisinden isterse ondan girme ve âlimler zümresinde yazılıp şehîdler zümresinde haşredilme vaatleri içeren rivâyetler birçok âlimi kırk hadîs kaleme almaya sevketmiştir. Bununla birlikte Erbaîn farklı amaçlar da söz konusudur. Erbaîn türünden bahsedilince akla ilk gelen yazarlardan biri olan İmâm Nevevî (v.1277) el-Erbaîn adlı eserinin girişinde şöyle demektedir:

Benim bu eseri yazmamdaki dayanağım bu zayıf hadîsler olmayıp sahih hadîslerden olan “(Sözlerimi) duyan duymayana tebliğ etsin”, “Allah, bizden bir söz işitip onu muhafaza edenin ve sonra da bir başkasına onu ulaştıranın yüzünü ak etsingibi ve benzeri hadîslerdir.

İmâm Nevevî’nin sözlerinden de anlaşıldığı üzere âlimleri erbaîn türünde eser telifine iten en önemli sebep kendisinin de zikrettiği sahih hadîslerde bulunan teşvikler ve hadîslerin ümmete tebliği ve açıklanması gayretidir.

Erbaîn tarzında ilk eser veren büyük hadîs âlimi Abdullah b. Mübarek (v.797) olup Muhammed b. Eslem et-Tûsî (v.856), Âcurrî (v.970), İbnü’l-Mukrî (v.991), Dârekutnî (v.995), Hâkim en-Nîşâbûrî (v.1014), Ebû Nuaym el-İsfahânî (v.1038), Nevevî (v.1277) gibi âlimler de kırk hadîs türünde eserler vererek bu geleneği devam ettirmişlerdir. Yazılan bu eserler sonraki muhaddisler tarafından çokça okunup rivâyet edilmiştir. Bu müelliflerin kimi itikad, âhiret; kimi fıkıh; kimi zühd, ahlâk ve nefis terbiyesi; kimi de zikir ve dua konularında kırk hadîsleri bir araya getirmişlerdir.

İmam Nevevî (r.a) ve el-Erba’ûne’n-Nevevîyye

 

İmâm Nevevî’nin yazdığı eserlerin hemen hepsi müthiş bir yaygınlık göstermiş ve her devirde büyük kabul görmüştür. Kuşkusuz bu, eserlerini kaleme alırkenki sahih ve ihlaslı niyetinin bir tezahürüdür. Nevevî, kırk hadîs alanındaki eseriyle de ün yapmış halkın okuduğu, medrese öğrencilerinin ilk tanıştığı ve ezberlediği bir hadîs mecmuasının da müellifidir.

 

Tam adı el-ErbeûnMebâni’l İslâm ve Kavâidi’l Ahkâolan bu eser büyük hadîs âlimlerinden İbnü’s-Salâh’ın dinin esaslarına dair 26 hadîs içeren  el-Eḥâdîs̱ü’l-külliyye isimli eserine 16 sahih hadîs eklemek suretiyle oluşturduğu toplam 42 hadîsten ibarettir. Eserinin girişinde bu hadîsleri “ahirete talip olan olan herkesin bilmesi” gerektiğini ifade etmiştir. Kolay ezberlenmesi için hadîslerin senetleri çıkarılmış olup eser başta derleyenin kendisi olmak üzere kırktan fazla âlimtarafından şerhedilmiştir. En güzel şerhlerinden biri İbnReceb el-Hanbelî (v.1393)’nin Câmiʿu’l-ʿulûm ve’l-ḥikem isimli şerhidir. İbn Receb, el-Erbaîn’deki 42 hadîse aynı nitelikte 8 hadîs daha eklemiş böylelikle hadîs sayısı 50’ye ulaşmıştır. Sonrasında ayet, hadîs ve selef-i salihînin sözlerinden iktibaslar yaparak kendisinden sonraki âlimlerin de istifade ettiği önemli bir eser ortaya koymuştur. Hadîslerle İlim ve Hikmet adıyla Türkçemize de çevrilmiş olan eser kütüphanelerin kendisine muhtaç olduğu kıymetli eserlerden biridir.

Erbaîn türü eserlerin önemsenmesini, ezberlenmesini sağlayan husus, hadîs kaynaklarında geçen hadîslerin hemen hepsine vakıf olmuş, tamamına yakınını ezberlemiş büyük hadîs âlimleri tarafından hazırlanmış olmalarıdır. Zira bu âlimler vakitlerinin büyük bölümünü ilme tahsis edip bunlardan en önemli ve herkesin bilmesi  gerektiğini düşündükleri hadîsleri bir araya getirmişlerdir. Dolayısıyla bu hadîsleri okuyup öğrenmek büyük önem arz etmektedir. Biz de bu yazımızı Erbaîn-i Nevevîyeden 19. hadîsin tercümesini eserin okunmasına vesile olması niyetiyle okurlarımız için alıntılıyoruz:

 

İbn Abbâs anlatıyor: Bir gün Hz. Peygamber’in (s.a.v.) arkasında (bineğe oturmuş gidiyor) idim, bana şöyle buyurdu:

Delikanlı! Sana bazı sözler öğreteceğim: Allah’ı(n hakkını) koru ki O da seni korusun. Allah’ı(n hakkını) koru ki O’nu hep yanında bulasın. Bir şey isteyeceğinde Allah’ tan iste. Yardım dileyeceğinde Allah’tan yardım dile. Şunu bilmelisinki bütün toplum bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana destek verebilirler. Yine bütün toplum bir konuda sana zarar vermek için bir araya gelse, ancak Allah yazmışsa sana zarar verebilirler... ”

(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59)

Nâbî’nin Molla Câmî’den çevirdiği Tercüme-i Hadîs-i Erbaîn’in ilk sayfası (Abdülkadir Karahan özel kitaplığı)

Ali Şîr Nevâî’nin Molla Câmî’den çevirdiği Hadîs-i Erbaîn Tercümesi’nin ilk sayfası (Nuruosmaniye Ktp., nr. 4986/1)

Erbain derleyen alimlerden Osmanlı şeyhülislamı ve tarihçi Kemalpaşazade

Yunus ELVANİ

Yorum Yaz