Türkiye, 15 Temmuz Günü FETÖ mensubu bir grup hain asker tarafından yapılan darbe girişimi ile sarsıldı. Ancak Allah’ın yardımı, siyasi iradenin dik duruşu ve aziz milletimizin şehadete yürüyüşü ile darbe girişimi püskürtüldü. Hamdolsun. Biz, içeride Fethullahçı Terör Örgütü’nün yaptığı darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından vatanımızın her köşesinde adeta bayram temizliğine başlamışken, dışarıda da Türkiye’yi yakından ilgilendiren gelişmeler yaşandı ve yaşanıyor.
Suriye’de haftalarca Esad rejiminin kuşatması altında olan Halep’te yaklaşık 400 bin sivil; su, yiyecek ve giyecek gibi temel ihtiyaçlardan yoksun şekilde yaşamaktaydı. Çünkü Halep’in Türkiye ve dünya ile kalan son bağlantısı Kastillo yolu da düşmüştü. Esad rejiminin kuşatması altında zor günler geçiren Haleplileri kurtarmak için Suriyeli muhalifler 31 Temmuz Günü ‘Halep Kuşatmasını Kırma’ adı verilen büyük bir operasyon başlattı. Kentin güney bölgesinde başlayan operasyona neredeyse Suriyeli muhalif grupların tamamı katıldı. Özgür Suriye Ordusu & bileşenleri, Fetih Ordusu & bileşenleri ve Şam’ın Fethi Cephesi (Nusra Cephesi) katılan muhalif unsurlar idi.
31 Temmuz Pazar Günü başlayan operasyon sonucu, 6 Ağustos Cumartesi günü Halep kuşatması kırıldı ve aynı günün gecesi ilk insanı yardım aracı Halep’e giriş yaptı. Halep kuşatmasının kırılmasında muhalif unsurların askeri rolü ne kadar büyükse, Halepli vatandaşların da rolü o kadar büyüktü. Operasyonlar başladığından beri Halep siyah bir duman altındaydı. Bunun sebebi Halepli siviller özellikle çocuklar, Rus/Esad uçaklarının görüş alanını kapatmak için lastik yakıyorlardı. Nitekim başarılı olduğunu da rahatça söyleyebiliriz. Aslında yazımın başlığını da oluşturan çerçeve bakımından soracağım ve cevaplamaya çalışacağım soru/sorular; 15 gün önce bir darbe girişimini püskürten Türkiye’nin Halep Operasyonu’nda rolü var mıdır? Varsa nasıldır?
Halep operasyonunun başarılı olacağı anlaşıldığından beri ortada dolaşan bir iddia zihnimi karıştırdı. Bu iddia, Halep kuşatmasının kırılması için başlatılan büyük operasyonun arkasında ciddi bir şekilde Türkiye’nin olduğu idi. İddiayı ortaya atan isimler ise çok ciddi isimler olduğundan dikkate alıp, araştırdım. İddianın sahibi Suriyelilerin dahi güvenilir haber/analiz kaynağı olan; Ortadoğu Enstitüsü (Middle East Institute)’nün kıdemli uzmanı Charles Lister idi. Lister, kısaca Halep operasyonunun arkasında Türkiye’nin büyük lojistik desteğinin olduğunu iddia ediyor ve Suriyeli güvenilir kaynaklarından da bunu doğruladığını söylüyordu. Ardından Lister’ı destekler nitelikte bir açıklama da ‘ISIS: Inside the Army of Terror’ kitabının yazarı ve Washington merkezli Tahrir Enstitüsü’nün analisti Hassan Hassan’dan geldi. O da operasyonun başarılı olmasında Türkiye’nin büyük bir rolü olduğunu ve gelecek günlerde detayların ortaya çıkacağından bahsediyordu.
Yazıyı 9 Ağustos gününün ilk saatlerinde yazıyorum. Dolayısıyla iddiaların üzerinden yaklaşık 2 gün geçti ve bazı detaylar ortaya çıktı. Erika Solomon’un Financial Times Gazetesi’nde yayınlanan “Outside help behind rebel advances in Aleppo” adlı yazısında Suriyeli bir aktivistin Solomon’a ‘Türkiye-Suriye sınırında haftalardır bir hareketlilik olduğunu ve ağır silah yüklü olduklarını düşündükleri onlarca kamyonun muhalif bölgelere geçtiğini söylüyordu.’ Aynı zamanda bu iddiaya paralel olarak Twitter’da birçok yabancı hesaptan da ‘Halep Operasyonu sırasında Türkiye’den ağır silah ve mühimmat yüklü birçok aracın Suriye’ye geçtiğini’ söyleyen twitler atıldı. İddiayı güçlendiren son detay ise yine Charles Lister’dan geldi. Lister, Özgür Suriye Ordusu’nun bileşenlerinden bir bölüğün Halep Operasyonu sırasında paylaştığı bir videoyu göstererek, “Hala Türkiye’nin Halep Operasyonu’nda muhaliflerin arkasında olmadığını mı düşünüyorsunuz?” diye sordu. Videoda muhalif askerler çok sayıda grad füzesini yeni araçların üzerine döşenmiş makineler ile rejim bölgesine atıyordu. (Bahsettiğim video: https://www.youtube.com/watch?v=cEYD6-BThqU )
Son olarak mültecilere sonuna kadar kapısını açmasıyla ve insani yardımlar ile Suriye Savaşı’nda mazlumların yanında olduğunu gösteren Türkiye, artık sahada da varlığını göstermek istiyor gibi. Yurtdışında yapılan analizlerin çoğu ‘Türkiye’nin darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından artık daha güçlü olduğu ve daha etkin bir dış politika ile yoluna devam edeceği’ yönünde iddialar ile dolu. Bence Türkiye, Halep Operasyonu’nun içerisinde iddia edildiği kadar güçlü bir şekilde yer aldıysa zaten Suriye’de yeni bir perspektife geçmiş ve daha etkin bir dış politika için ilk adımı atmış demektir.
Son not olarak belirtmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği Moskova ziyareti ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinin seyri, Suriye’de yeni gelişmelerin habercisi olacaktır.
Hayri SOYGÜZEL