HİNDİSTAN – ÇİN REKABETİNDE BANGLADEŞ | İlim ve Medeniyet

161 milyonluk Müslüman nüfusa sahip olan Bangladeş, Hindistan ve Çin’in Güney Asya’daki rekabetinden, çıkar da sağlayabilir tehlikeye de girebilir.

Bir yandan Bangladeş, Bengal Körfezinde Hindistan ile düzenlediği savaş tatbikatlarıyla görülen önemli stratejik bağlara sahipken diğer yandan Çin, Bangladeş’te milyarlarca dolarlık altyapı projeleri düzenliyor. Belki de çek karnesi diplomasisi, modern tarihte hiç olmadığı kadar iki devleti birbirine yakınlaştırmada yardımcı oldu.

Bugünlerde iki Asya devinden hangisi Bangladeş’i etkilemede daha başarılı oldu sorusu tartışmalı bir konu oldu. Fakat Covid-19 ile dikkati dağılmış ve birçok çözülememiş sorunla baş eden Hindistan yerine, Çin stratejik avantajlar sağlamak için çeşitli arayışlar içine girdi.

Tabi ki Bangladeş’in coğrafi gerçekliğini gözden kaçıramayız. Hindistan ile 4096 km ortak sınıra sahip olan Bangladeş, adeta Hindistan topraklarıyla etrafı sarılmış durumda. Bu sebeple de Hindistan ile sağlam ve samimi ilişkiler Bangladeş için ekonomik kalkınma ve ulusal güvenlik meseleleri konularında kritik öneme sahip.

En önemlisi, Bangladeş’in su ihtiyacı, komşu Hindistan’dan ülke içine akan nehirden karşılanıyor. İki devlet arasında su kaynaklarının paylaşımı gergin bir çatışma konusu olduğu için Çin bu meseleden avantaj elde etmeye çalışıyor.

Hindistan ile ülke içine akan dördüncü en büyük nehir olan Teesta nehri üzerinde su paylaşım anlaşmasında uzlaşamayan Bangladeş, yağmur sezonlarında selleri ve erozyonu önlemek için 1 milyar dolarlık bir anlaşma yapmak için yüzünü Çin’e döndü.

Aynı zamanda, Bangladeş merkezli Daily Star gazetesinin 7 Ekim’deki haberine göre, Çin ile 7,1 milyar dolarlık 9 projede de önemli yol kat edilmiş.

Bu projeler Çin devletine ait China Major Bridge Engineering şirketi tarafında Padma nehri (Ganj nehrinin Bangladeş’teki uzantısı) üzerine yapılan çok amaçlı demiryolu ve kara yolunu, telekom sisteminin modernizasyonunu ve ülkedeki enerji sistemlerinin geliştirilmesini içeriyor.

15 milyar dolarlık yıllık ticaret hacmi ile Çin, Bangladeş’in en büyük ticaret ortağı konumunda bulunuyor. Hindistan ile ticaret miktarı ise bunun ancak üçte birine denk geliyor.

Çin Başkanı Xi Jinping 2016 yılında Bangladeş’i ziyaret ettiğinde, Dakka ve Pekin arasında stratejik bir ortaklık da kuruldu. Bu ortaklıkla beraber Bangladeş resmen “Bir Yol Bir Kuşak” projesinin bir parçası haline geldi. Bu da güçlü stratejik bağlar için bir zemin oluşturdu. Bangladeş ordusu Çin menşeli tanklar, denizaltıları, firkateynler ve savaş uçakları ile donatıldı. Bangladeş askeri personeli Çin’de düzenli olarak eğitim alırken, Çin askeri heyetleri de Bangladeş’e düzenli ziyaretlerde bulunuyorlar.

Fakat Çin, tam olarak istediğini elde etmiş değil. Çünkü Çin, bütün olarak Bangladeş’i yanında görmek istiyor. 2016 ziyaretinde Çinli lider Xi, BRI kapsamında 27 altyapı projesi önerdi, ancak şu ana kadar dokuzunda temel atıldı.

Çoğu analist Çin’in Bangladeş’te köprü ve enerji sistemleriyle ilgilenmediğini asıl olarak Bengal Körfezindeki stratejik limanlarla ilgilendiğini belirtiyorlar.

Çin, Hint Okyanusu’nda gücünü ve etkisini güvence altına almak için daha geniş bir planın parçası olarak Bangladeş’te yeni bir liman inşa etme konusunda çok istekli görünüyor. Bu, daha önce de Çin’in Sri Lanka’daki Hambantota limanında, Myanmar’daki Kyaukphyu limanına, Pakistan’daki Gwardar’a yaptığı yatırımlarda ve Çin’in ilk denizaşırı askeri üssü olan Cibuti’de bir deniz üssü kurmasında da görülüyor.

Şimdiye kadar, Pekin geçen yılın Kasım ayında Başbakan Sheikh Hasina’dan Bangladeş’te 2 limanı (Chittagong ve Mongla limanları) ticari faaliyetlerde kullanmak üzere söz alabildi.

Hasina, Çin’e verdiği sözün ardından aynı limanların kullanımını Hindistan’a da ülkesinin kuzeydoğusundaki 7 kız kardeş olarak bilinen bölgesine ürün/mal göndermek için izin verdi.

Aynı zamanda, Çin –  Bangladeş ilişkileriyle beraber Rohingya mülteci krizi engellenmiş oldu. 2019’un Haziran ayında, Bangladeş Dışişleri Bakanı Abul Kalam Abdul Momen, Pekin’den “Rohingyalı Müslümanların Myanmar’a kendi topraklarına güvenli bir şekilde dönüşünü” istedi.

Şu anda, Bangladeş’te 1 milyon civarında Rohingyalı mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin çoğu bakımsız olan ve ülkenin nüfus yoğunluğunun biriktiği güney bölgesinde mülteci kamplarında yaşıyorlar. Momen “Çin, Rohingya meselesinde önemli bir arabulucu rolü oynuyor.” dedi.

Bununla birlikte, Çin’in karadan Hint Okyanusuna doğrudan erişim sağlayan tek ülke olan Myanmar ile güçlü ilişkiler sürmeye verdiği stratejik önem göz önüne alındığında, bu pek olası görünmüyor. Myanmar da ülkesine geri dönen pek çok kişiyi Bangladeş’ten ülkeye yasadışı gelmiş kişiler olarak kabul etmeye başladı.

Arakanlı direniş grubu ARSA’nın (Arakan Rohingya Salvation Army) Myanmar güvenlik güçlerine Ağustos 2017’de gerçekleştirdiği saldırıdan hemen sonra yüzbinlerce Rohingyalıyı sınır dışına kaçmaya zorlayacak Myanmar ordusunun saldırısına Çin tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Geng Shuang “Çin, Myanmar’ın Arakan eyaletinde yaşanan şiddet olaylarını kınıyor ve Myanmar’ın Arakan eyaletinde barış ve istikrarını koruma çabalarını desteliyor.” açıklamasında bulundu.

Aynı zamanda Çinli yetkililer Myanmar’ın temasta bulunduğu etnik gruplara ARSA gibi silahlı bir yapılanmaya gitmeme konusunda uyarılarda bulundu. Çünkü Çin bu grupların Asya’daki diğer Müslüman gruplarla -buna Doğu Türkistan’daki Müslümanlar da dahil- bağlantı halinde olduğuna ya da olabileceğine inanıyor.

Aslında, Hasina’nın Temmuz 2019’da Çin’i ziyaret ettiğinde aldığı şey mültecilere 2500 ton pirinç gönderme sözüydü. Hala sıkıntılı olan soruna bir çözüm bulmaya yardımcı olacak bir teklif yoktu.

1971 yılında Pakistan’ın doğu tarafı Bangladeş’i kurmak için özgürlük savaşı başlattığında Çin’in Pakistan’a olan desteği Dakka tarafından hala unutulmuş değil. Bu olay sonrasında Dakka ve Pekin 1976 yılına kadar herhangi bir diplomatik ilişki kurulmamıştı.

Diğer yandan Hindistan, hem bağımsızlık hareketini destekledi hem de Bangladeş’in bağımsız bir devlet olmasından sonra Pakistan ordusunu Bangladeş topraklarından çıkarmak için askeri birlikler ve tanklar gönderdi. Yine de bugün Hindistan Bangladeş ile Çin’den daha büyük sorunlarla karşı karşıya.

Hindistan’ın yeni bir vatandaşlık kanunu ile Afganistan, Pakistan ve Bangladeş’ten göçen gayrimüslim göçmenlerin Hindistan vatandaşlığı almalarını kolaylaştıran bir değişiklik yapması sebebiyle Hindistan – Bangladeş ilişkileri son yıllarda bozuldu.

Yasa, Bangladeş’ten yasadışı bir şekilde Hindistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Assam eyaletine gelip çalışan birçok göçmenin kaydedilmesi için başlatılan programdan sonra kabul edildi. Bangladeş’teki pek çok kişi, kayıt programının ve yeni yasanın Hindistan’daki Müslümanların Bangladeş’e göçüne neden olabileceğinden korkuyordu.

Bu konunun yanında bu yılki tartışma konusu soğan oldu. Soğan bilindiği üzere Bangladeş’te çoğu yemekte kullanılan temel bir besindir. Dakka da bu ihtiyacı her yıl Hindistan’dan tonlarca soğan alarak karşılamaktaydı. Fakat Covid-19 sebebiyle Hindistan geçenlerde Bangladeş’e haber vermeden soğan ihracatını durdurdu. Bangladeş’in aşırı tepkisi üzerine Hindistan, Eylül ayında belli bir sınırda soğan ihracatına izin verdi. Ama bu hareket Çin ve Pakistan’ın bu boşluğu doldurmasını engellemek içindi.

Bunların yanında Hindistan ile Bangladeş’in gerçekleştirdiği ortak deniz tatbikatının iki devlet arasındaki bağları güçlendirip güçlendiremeyeceği kesin değil. Fakat bu harekatın Çin’in canını sıktığı kesin olarak biliniyor. Hindistan tarafı tatbikata yasadışı aktiviteleri durdurmak için denizaltı karşıtı bir korvet de göndermişti. Tatbikatın gerçekleştiği çevrede faaliyet gösteren tek denizaltı ise Çin’e aitti. Geçen yıllarda Hindistan’ın iddialarına göre Çin denizaltıları Bengal Körfezi’ndeki faaliyetlerini artırmıştı. Hindistan ve Bangladeş ortak tatbikatında denizaltı karşıtı korvetlerin bulunması, büyük ihtimalle Pekin’in güvenlik uzmanlarının gözünden kaçmadı.

Hindistan Covid-19’dan çok fazla etkilenmiş olsa da Bangladeş’e aşı yetiştirme konusunda Çin ile rekabet edebiliyor. Yine Bangladeş burada da aradaki dengeyi korumaya çalışıyor. Hem Çin’in Sinovac Biotech hem de Hindistan Serum Institute’nin teklifleri Bangladeş tarafında değerlendiriliyor. Bangladeş’in virüsten ötürü ekonomisinin kötüleştiği bu süreçte Çin ve Hindistan’ın bu hamleleri önemli bir konu haline gelebilir.

Ülkenin normal sürecinde gelişen ve ihracatı yapılan giyim sektörü virüsten çok büyük bir darbe aldı. Şu an fabrikalar atıl bir durumda ve işsizlik rakamları artan bir trendde devam ediyor.

Bangladeş, son 10 yıllık dönemde gelişen bir ekonomiye sahip olmasına rağmen, hala insanlarının açlık sınırının altında yaşadığı gelişmekte olan bir ülke konumundadır. Ve açıkça böylesine büyük bir sağlık kriziyle başa çıkabilecek kaynaklara ve olanaklara sahip değil.

Bu yüzden Bangladeş, kendini şimdi yeni bir soğuk savaşın ortasında buldu. Hindistan, bilindiğine göre şu an Çin’in Bangladeş’teki artan etkisine karşı koymak için Japonya ile iş birliği yapma arayışlarında bulunuyor.

Aralık 2017 yılında, Başbakan Narendra Modi ve Japonya Başbakanı Shinzo Abe bir araya gelerek Hindistan – Japonya Doğu Eylem Forumunu kurdu. O sırada yayınlanan bir açıklamaya göre platformun amacını Hindistan’ın “Act East Policy” ve Japonya’nın “Free and Open Indo-Pacific Strategy” politikaları kapsamında Hindistan ve Japonya iş birliğini sağlamak olduğunu açıklanmıştı.

Forum, Hindistan’ın kuzeydoğusundaki belirli projelere ve hem Myanmar hem de Bangladeş’teki altyapıların geliştirilmesine odaklanmıştı.

Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyan Jaishankar geçen ay “iki taraf da Hint-Pasifik’te artan Çin agresifliğiyle yüz yüze gelen ülkelerle birlikte iş birliği kurmak için Bangladeş’teki projelerde bulunmak istiyor” dedi.

Bangladeş Barış ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü, Bangladeş’te Hindistan ve Japonya’nın girişimlerine benzer olarak Hint Pasifik stratejisinin genişletilmiş bir hali olarak Hindistan, Japonya, Avustralya ve ABD’nin olduğu 4’lük bir ittifakın kurulduğunu belirtti.

Bangladeş’in kesin olarak Çin karşıtı bir ittifakı arzuladığı şimdilik tam olarak net değil. Daha çok Dakka, kendisine gelen yardım ve teklifleri maksimize ederek Çin ve Hindistan arasında bir denge kuracağa benziyor.

Soğandan aşılara, suya ve Hint Okyanusundaki savaşa kadar her şey, Bangladeş için Hindistan ve Çin arasındaki rekabetten geçiyor. Dakka’nın iki büyük güç arasında denge politikasını yürütüp yürütemeyeceğini, bölgedeki soğuk savaşın devam edip etmeyeceği belirleyecek.

Mehmet AYAYDIN

Bu yazı Asia Times sitesinden İlim ve Medeniyet sayfası için Türkçeye çevrilmiştir.

(https://asiatimes.com/2020/10/bangladesh-wins-and-loses-in-china-india-rivalry)

1962 ÇİN SAVAŞINA KADAR HİNDİSTAN DIŞ POLİTİKASININ GENEL HATLARI

Avatar photo

Mehmet AYAYDIN

Politics and South Asian Studies [email protected]


2 comments

  • Fahri

    11 Kasım 2020 at 09:12

    Teşekkürler güzel bir çeviri olmuş. Bu konuda daha önce bir bilgim yoktu sayenizde bilgi sahibi olmuş oldum. Kaleminize sağlık.

    Yanıt

  • Sali

    11 Kasım 2020 at 09:13

    Teşekkürler

    Yanıt

Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul