İlim ve Medeniyet

HOLLYWOOD SİNEMASINDA ORYANTALİZM | DR. YUSUF ZİYA GÖKÇEK – SEMİNER NOTLARI

Hüseyin Arslan’ın YouTube’da düzenlediği seminer dizisinde 10 Temmuz 2020 tarihinde ağırladığı konuğu Dr. Yusuf Ziya Gökçek’in “Hollywood Sinemasında Oryantalizm” konusunu ele aldığı seminerinden not düştüğüm kısa pasajları siz değerli okuyucularla paylaşacağım. Notların esas kısmını seminer esnasında konuşmacının kendisine yönelttiğim Türk sinemasının Hollywood film endüstrisinden etkilenmesi sonucu uygulanan oryantalist pratiklerin sebeplerine yönelik karşılıklar oluşturmaktadır.


Hollywood sinemasında oryantal temsillerin arkasındaki politik yönelimler ve güç ilişkileri nelerdir?

Hollywood 1920’den sonra US siyasetinde araç olarak yer almıştır. Diplomatik araç mahiyetindedir. US-Latin ülkeleri arasındaki ilşkilerde belirleyici rol üstlenmiştir. “Good Neighbor Policy” adı verilen politika ile US, Latin Amerika ile iyi geçinen bir Amerikan tipolojisi üretmiştir.

1930’lu yıllarda US Paris’te film stüdyosu kuruyor. Burada US politik hakimiyetini korumaya yönelik dublajlı filmler barındırıyor. Fiziksel ve kültürel üstünlük sağlama uğruna kendi sinemasını bir enstrüman olarak kullanıyor. “Rıza üretimi aracı” olarak da nitelendirebileceğimiz bu araç ile “kovboy, Amerikan gücü” gibi temsiller somutlaştırılıyor.


Kameranın politikleşmesi Hollywood için kültürün doğasından mı gelmektedir?

“Politicon zoon” kavramsallaştırması, politikanın tüm hayatı kuşattığına işaret eder. Kameranın durduğu yer siyaset retoriğini kurmak ve siyaset üretebilmenin bir aracı konumundadır. Kameranın, perspektifi mekanikleştirmesi perspektifi kaybettirmemektedir, onu devam ettirmektedir. Kamera, politik anlamda bize bir yer icbar ediyor. Kameranın konumundan dolayı ürettiği konumun kendisini sorgulayabilecek bilinç kazanmak mühimdir. (ideal)

Üretilen ön yargı, politik hiyerarşinin içinde yer alma durumudur. Hollywood, kameranın perspektifi ile kendisine politik alanda yer açmaktadır. Aynı zamanda kamera, diğer politik unsurlar ve gruplar için de bu bakımdan imkan oluşturmaktadır.


Türk sinemasında ezan sesi, oryantal dans, alaturka müzik sahnelerine yer verirken Türk film yapımcılarının oryantalist düşünce ve pratikleri karşısında bilinçleri ne düzeydeydi? Dönemin imkanları da gözetmek şartıyla, yalnızca pragmatik bir sinema politikası mı izlendi?

Pragmatik bir sinema – tüketim ilişkisinin görüldüğü durumlar vardır. Bu unsurlar arasında büyük bir fark/geçişlilik vardır. Alaturka/musiki arasında karmaşa bilinçli olarak da üretilebilmektedir. “Food porn” olarak adlandırılan, bir araya gelemeyecek malzemelerin bir araya getirilmesi durumundan bahsetmekteyiz. Postmodern bir eğilimdir. Kısa süreli bir reklam filminde birbirleri arasında ilişki kurulamayan öğelerin bir araya getirilmesi de buna bir örnektir. Filmlerde de bunlar tek bir fenomen altında toplanabiliyor. Festivallere giden filmlerde bunu sıklıkla görebiliyoruz. İhtimaller çok sayıdadır: yönetmen ilgili coğrafyayı tanımıyor olması, düşük bir bilince sahip olması bunlardan bazılarıdır. Böylece istemeden farklı unsurları bir araya getirebilmektedirler.

Halit Refiğ, Çöl Kartalları’da Arapkızı rolünü canlandıran Meral Zeren, İttihatçı Ajan filminde de Cüneyt Arkın’ın canlandırdığı karakterini örnek verebileceğimiz Yeşilçam filmlerinde Arap coğrafyasına yönelik ne kadar klişe varsa yönetmenler tarafından filme aktarılmaya çalışılmıştır. Dansöz kıyafetli, hafif meşrep, sevgisini kolayca belli eden, aşırılıkları barındıran, erkeklerin gönlünü eyleyen Arap kadını, kaba-ham softa Arap erkekleri. 1971’de çekilmiş bir Türk filminde bu karakter ve sembollere rastlayabiliyoruz. Yalnızca Hollywood film endüstrisi bu imajı üretmiyor. Biz de Arap filmi çekildiği zaman bunu üretiyoruz. Hazretli filmlere baktığımız zaman Hollywood’un oryantalist imajını kasten ya da cehlen biz de üretmiş oluyoruz. Bu ön yargıyı kırabilecek bir film de ancak dikkatle oluşturmakla mümkün. İzleyicinin görmek istediği Doğu’yu göstermemek. Pragmatik tavır bununlar çelişmektedir. Arap, kıl çadırı, deve, revaklı avlu, çöl, perdeler ardında erkekleri memnun eden kadınlar vb. sahnelere filmlerde yer vererek yaygın Hollywood filmlerine aşina olan izleyici kitlesinin isteklerine cevap veren film içerikleri üretmek, zaman zaman Türk sineması açısından istenilen ve uygulanan olmuştur.


 

Exit mobile version