Bismillahirrahmanirrahim
Artık İBN BATUTA çizgi dizisini Türkçe altyazılı bir şekilde İlim ve Medeniyet Youtube kanalından izleyebilirsiniz. Arapça öğrenen ve Arapça’ya ilgisi olanlar için bir çalışma olması niteliğinde her videonun Türkçe – Arapça metnini ve kelimelerini düzenleyip sizinle paylaşacağız. Toplam 30 bölümden oluşan çizgi dizinin her 3 video metnini ve kelimelerini aşağıda olduğu gibi bir yazıda paylaşacağız.
İbn Batuta, 1304(h.703) yılında Fas’ın Tanca şehrinde doğmuş 1368-69 (h.770) yılında vefat etmiştir. İbn Batuta berberi asıllıdır. Hac niyetiyle 22 yaşında Fas’tan yola çıkan İbn Batuta birçok yer gezip 6 kez hac yapmasının ardından Fas’a dönmüştür. Ayrıca çok iyi bir kadıdır ve birçok kadı da yetiştirmiştir. İbn Batuta’nın hayatını daha ayrıntılı incelemek için TDV İslam Ansiklopedisine bakabilirsiniz:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-battuta
Önemli Not: Bu çalışma Arapça dinlemeye ve okumaya yöneliktir. Videoyu izlemeden önce kelimeleri öğrenmeniz tavsiye edilmektedir. Kelimelere göz attıktan sonra videoyu izlemeniz, aynı zamanda metne ve çevirisine bakmanız önerilmektedir. Yani önce kelimeler, sonra video ve akabinde metin ve çevirisi incelenmelidir.
- 4. Bölümün Kelimeleri
Kürk, post | فِرَاء- فَرْو |
Gecikmek, ertelenmek |
تَأَخَّرَ |
Boyunca | خلَال |
Oyuncak | لُعْبَة |
Israrlı | مُصِرّ |
Durdurmak | أوْقَفَ |
Öldürmek | قِتَال |
Çatışma | عِرَاك |
Aslında | فيِالوَاقِع |
Kurtaran | مُنْقِذ |
Soru sormak | طَرَحَ عَلَيْه سُوَالا |
Memnuniyetle | بِكُلَّسُرُور |
Burada | هُنَا |
Kastetmek | عَزَم |
Yol, patika | دَرْب |
Eşyalar | أمتعة |
Getirme | إحْضَار |
Tedarik, hazırlık | مؤن |
At | فَرَس |
Ahır | إِسْطَبْل |
Komutan | قائد |
Seçmek | اِخْتَار |
Cüsseli | قوي البنية |
Zarar | ضير |
Yardım istemek | اِسْتَعَانَ |
Anlaşmak, onaylamak | تَوَافَقَ |
Yağmur | مَطَر |
Gizlemek | خَبَّأَ |
Katılmak | اِنْضَمَّ |
Mesi, mek için, sın diye | كَي |
Sürpriz | مُفاجأة |
Yürümek | مشي |
Uzaktan, mesafe | عَلَىبُعْد |
Yeni- yeniler | جَدِيد- جُدُد |
İzin vermek | سَمَحَ |
- Bölümün Linki:
- Bölümün Metni
هيا ياابن بطوطةتعاللعرفكبالمدينة | Hadi İbn Batuta gel sana şehri göstereyim |
اين الفراء يا جزار
في البيت وسوف أرسله إلى الحاكم ولماذا تأخر لم أتأخر لابل تأخر |
Kasap! Kürk nerede?
Evde, Hakim’e göndereceğim Neden geciktirdin? Geciktirmedim Hayır bilakis geciktirdin |
. هل تريد أن تلعب معي؟
هل أنت متأكد أنك تريد اللعب معي؟ أنا من يتلهف للاعبي معك من أنت؟ سوف تكتشف من أنا خلال اللعبة إذا ما زلت مصرا |
Benimle oynamak mı istiyorsun?
Sen mi benimle oynamaya kararlısın yoksa ben mi? Seninle oynamaya iştiyak duyan benim Sen kimsin? Oyun esnasında kim olduğumu keşfedeceksin Eğer ısrar edersen |
أوقفواالقتال أوكف القتال
حضرة الحاكم انت هنا لما كل هذاا لعراك أيهاا لسجان؟ |
Çarpışmayı durdurun
Hakim hazretleri, siz burada mısınız? Ey muhafız, bu çekişme de neden? |
لم أكن أعلم أنك هنا يا حضرة الحاكم.
إن كنت هنا أوإن لم أكن هنا فهذا أمرلاشأن لك به ياسجان . عذرا يا سيدي عذرا معك حق |
Burada olduğunuzu bilmiyordum Hakim Hazretleri
Burada olsam da olmasam da Bu seni ilgilendirmez Ey Muhafız! Özür dilerim Efendim, özür dilerim. Haklısınız |
ومن أنت
أن اشمس ابن بطوطة من طنجة. يا سيدي
حقا
أجليا سيدي
ابن بطوطة لا شك أنك تعرف قاضي طنجة
الذي يدعى عبدالله ابن بطوطة فيالواقع. إنه والدي ياسيدي حقا. والدك هذا. كان منقذ الي في إحدى رحلات الصيد |
Sen de kimsin?
Ben Tancalı Şems İbn Batutayım Efendim
Öyle mi?
Öyle Efendim
İbn Batuta
Kesinlikle sen Tanca Kadısını tanıyorsundur
Abdullah İbn Batuta diye bilinir Aslında o benim babamdır Efendim Öyle mi? Baban av gezilerinden birinde hayatımı kurtardı |
. لماذا كنت تحاصره ياسجان؟
في الواقع ياسيدي. أنا. أنا كنت تريد سجنه أيضا كلا ياسيدي |
Onu neden kuşatıyordun Ey Muhafız!
Aslında Efendim ben…. Ben… Onu hapse atmakta istiyor muydun? Hayır Efendim |
فيالواقع ياسيدي كان يتبعرزان
ماذا أ أنت أكيد من ذلك أجل يا حضرت الحاكم. أجل
|
Efendim aslında çekişiyorlardı
Ne, bundan emin misin? Evet Hakim Hazretleri evet |
أجل أجل
اسمت. لم أطرح السؤال عليك |
Evet evet
Sen sus! Sana soru sormadım |
لست أكيدا من قصةك هذه أيها الجزار
علىك لحال سأعطيا لسجان نصف نهاريعيد لصاحب الحق حقه |
Senin bu anlatımından emin değildim Ey Kasap!
Haklıya hakkını vermek için Gardiyanı yarım gün alıkoyacağım |
مرحبا بك المبيت في منزلي يا ابن بطوطة إن أردت
بكل سرور. يا حضرة الحاكم. |
Eğer istersen benim evimde gecele İbn Batuta
Memnuniyetle Hakim Hazretleri |
قل لي يا ابنبطوطة لما أنت هنا في قسنطينة
في الواقع أنا هنا لأنني عزمت السفر إلى مكة المكرمة
إذن أمامك درب طويل أجل ياسيدي وأين أمتعةتك يا ابن بطوطة؟ لقد تركتها في أعلى الجبل
سوف أعود لإحضارها غدا . لا داعي للذهاب . لن يبقى منها شيء بسبب العاصفة
أيهاالخادم نعم نعم ياسيدي |
Neden Konstantin’de olduğunu söyler misin İbn Batuta
Buradayım çünkü Mekke’ye gitmeye azmettim Mekke’ye, öyleyse önünde uzun bir yol var Evet Efendim Eşyaların nerede İbn Batuta? Onları dağın başında bıraktım Efendim Onları getirmek için yarın oraya döneceğim Gitmeye gerek yok Fırtınadan dolayı bir şey kalmamıştır Ey Hizmetçi! Buyrun Efendim |
حضرمتاع السفرلهذاالشاب وبعض المؤن
وحضرلي فرصا قوية من الإسطبل
وقل لقائدالحرس. أن يختارالشاببين قويا لبنية لمرافقة ابن بطوطة |
Bu genç için yolculuk eşyası ve biraz yiyecek hazırla
Ahırdan bana güçlü bir at ayarla Muhafızların komutanına İbn Batutaya eşlik etmeleri için iki kuvvetli kişi seçmesini söyle |
سمعاوطاعة. ياسيدي | Emredersiniz efendim |
أشكر كرامك ياسيدي | Cömertliğinizden dolayı teşekkür ederim Efendim |
ولكنني كنت قدعزمت على السفروحيدا
وحيدا. ولماذلك أفضل أن أتحدى المخاطرة وحدي كلام حكيم يا ابن بطوطة
نعم. ولكن لا ضيرأن تستعين ببعض المرافقين
أقله حتى تصل إلى تونس ولكن ولكن ليس هنا لكولكن عليك أن تفكربالأمرقليلا . المرافقون سيسهل عليك الطريق كثيرا
ومهما حصل من أمرفهوخيارك أن تقبل برفقتهما أم لا |
Ama ben tek başıma seyahat etmeye niyetlenmiştim
Tek başına mı? Neden? Tehlikeleri tek başıma göğüslemek istiyorum Bilge bir söz İbn Batuta Lakin birkaç eşlik edecek kişiden yardım talep etmekte bir beis yok En azından Tunus’a ulaşana dek Ama Aması yok biraz düşünmen gerek Eşlik edecek olanlar yolu sana çok kolaylaştıracak Ne olursa olsun sana yoldaşlık edenleri kabul edip etmemen senin tercihin |
. أ ليس كذلك؟
أجل ياسيدي هوكذلك وأناأعتقدأنك ستوافق في عينيك مايكفي من الذكاء لتقبل عرضي يا شمس |
Öyle değil mi?
Evet Efendim Evet öyle Ben onaylayacağından eminim Gözlerinde teklifimi kabul edecek miktarda zeka var Ey Şems! |
خز يا ابن بطوطة هذا الإحرام سيقيكمن المطر
|
Al İbn Batuta bu ihram seni yağmurdan koruyacak |
. لقد خبأت فيها دنانيرمن الذهب ستحتاجها
حضرةالحاكم هذاكثير لا،أرجوك أرجوك لاتقول شيئا. والدك أنقذ حياتي وهذاأقل الممكن
يا ابنىمنقذي كن بخيرياولدي |
İçine altın dinarlar sakladım .İhtiyaç duyacaksın
Hakim Hazretleri bu fazla Hayır, rica ediyorum hayır Hiçbir şey söyleme. Baban hayatımı kurtardı Ve bu mümkün olan en az şey Kurtarıcımın oğlu Hayırla kal oğlum |
وهكذامضى ابن بطوطة وحارسة الحاكم إل ىتونس
فمثلاتة فسرت فمصراتة |
İbn Batuta ve Hakimin Muhafızları Tunus’a doğru yola koyuldular
Mislate’ye, Sırt’a ve Misrate’ye |
حيث ودع ابن بطوطة مرافقه | İbn Batuta eşlik edenlerle vedalaştı |
وفي سوق مصراته انضم ابن بطوطة الىقافلة من التجاركي يكمل طريقه | Misrate çarşısında yolunu tamamlamak için tüccarların kafilesine katıldı |
حيث تنتظره مفاجأةجديدة لم تكن في الحسبان | Onu hesapta olmayan yeni bir sürpriz bekliyordu |
عندما نمشي من مصراته سوف ينتظرنا ستة رجال على بعد خمسمائة متر من هنا
بالواحة القريبة من مدخل قبة سلام
سوف يضعون على رؤوسهم حطة رأس بلون أحمر وسوف يقبضون على مقدمة القافلة
|
Buradan ayrıldığımızda 500 metre ilerde bizi bekleyen 6 kişi var
Barış kubbesinin girişine yakın bir vahada Başlarına kırmızı şapka takacaklar Kafilenin önüne saldıracaklar |
نحن عند اشارة سنناقبض علي هم من الخلف
ونسق حملاتهم وأموالهم الطائلة ثم نقتلهم |
Ve biz de işaretimle arkadan saldıracağız
Mallarını ve eşyalarını çalacağız Sonra öldüreceğiz |
عندما ينام جميع من في القافلة أنتما سة،فالر هان كل الجعبة من الأسلحة والمواد الحادة
وأنتما ستكفي في حفرة ما دونأ ني نتبه إليكم أحد |
İkiniz bütün keselerden keskin malzemeleri ve silahları boşaltacaksınız
Siz ikiniz de bir kuyuya gömeceksiniz, hiç kimse dikkat etmeden |
حسنا،ف لنفترض الآن وسيخرج أنا أولا | Tamam şimdi ayrılalım, ilk önce ben çıkacağım |
رحلة موفقة
أيها التجارالأعزاء وركاب القافلة الجدد في ليلتنا الأولى معا وبصفتي كبيرالتجاراسمحوالي أن أتمنى لن ا جميعا رحلة موفقة آمنة |
Hayırlı yolculuklar
Değerli tacirler ve kafilenin yeni süvarileri Tacirlerin lideri sıfatıyla hepimize başarılı ve güvenli bir yolculuk dilememe izin verin |
رحلةموفقة يارجال. | Hayırlı Yolculuklar |
5.Bölümün Kelimeleri
Korumak, ezberlemek | حَفِظَ يَحْفَظُ | Hakim olmak, …ebilmek, yapabilmek | تمكَّنَ يَتَمَكَّنُ من |
Kılıç | سَيْفٌ ج سُيُوفٌ | Sürece | طالما |
Kalmak, devam etmek | بقي يبقى | Ön taraf, öncelik | صَدَارَة |
Hançer | خَنْجَرٌ ج خَنْاجَرٌ | Olarak, sıfatıyla, adına | بِصِفَةٍ |
Eşlik etmek | صَحِبَ يَصْحَبُ | Sessizce | بهُجُوعٍ |
Silah | سِلَاح ج أَسْلِحَةٌ | Kuşatma | إحَاطَة |
Defnetmek | دَفِنَ يَدْفِنُ | Çalmak | سرق يَسْرِقُ |
Kolaylaştırmak | سَهَّلَ يُسَهِّلُ | Methiye, övgü | مَدِيحٌ |
Gereksiz | لا دَاعِيَة | Hareket etmek | تحَرَّك يَتَحَرَّك |
Kaybolmak, gizlenmek | غَابَ يَغِيبَ | Plan | خُطَّة ج حُطَطٌ |
Yetişmek, yakalamak | لحِقَ يلحَقُب | Patlama, ortaya çıkma | اِنْطِلِاق |
Durmak | وقَف يقِف | Rica ederim | لا شكرا على واجِب |
Yargılama, mahkeme | مُحَاكَمَةٌ | Radikal, aşırı | مُتَطَوِّرَةٌ |
Şaşırmak | ذَهِلَ يَذْهَلُ | Direk, sütun | عَمُودٌ ج أَعْمِدَةٌ |
Batış, gün batımı | المَغِيبٌ | Kovmak | طَرَدَ يَطْرُدُ |
5.Bölüm Linki
5.Bölümün Metni
Değerli tüccarlar ve kafilenin yeni süvarileri. | أيها التجار الأعزاء وركاب القافلة الجدد. |
Tacirlerin lideri olarak, giderek daha fazla yol alırken hepimize güvenli bir yolculuk geçirmemizi diliyorum. İyi yolculuklar herkese. | في ليلتنا العلماء وبصحة كبير التجار اسمحوا لي أن أتمكنا لنا جميعا رحلة موفقة آمنا حيث نتخذ جميعا أكثر وأكثر. رحلة موفقة يا رجال. |
Kervanına yeni bir yol arkadaşı olarak iyi yolculuklar baş tacir, kervanda en önde olduğunuz sürece başarının, sevginin ve dostluğun hep bizimle olacağını söylememe izin verin. | رحلة موفقة يا كبير التجار بصفة مرافقا جديد لقافلة التجار اسمح لى أن أقول أنه طالما في صدارة القافلة سيبقى التوفيق والمحبة والرفيقان دائما لنا. |
Şimdi kılıç ve hançerlerin yerini ezberlemelisin, İbn Battuta. | حسنا عليك الآن أن تحفظ الموقع السيوف والخناجر يا ابن بطوطة. |
Sessizce! Birisi uyanabilir ve her şeyi anlar. | بهجوع، قد يصحوا أحدهم ويكشف أمرا. |
Tamam, ne oldu?
Kafileyi kuşatmaya çalışan bir komplo var. Herkesin azıklarını ve malzemelerini çaldılar. |
حسنا ما الأمر ؟
هنالك مؤامرة تحالك الإحاطة بالقافلة وسرقت منتجاتها ومؤونتها وقد لكل من في داخلها يا سيدي. |
Ne? Söylediklerinin kanıtı ne?
-Hançerini kaybettin baş tüccar. |
ماذا وما الذي يؤكد لصحة كلامك.
–تفقد خنجرك يا كبير التجار. |
Hançerim, hançerim nerede? Burada değil! | خنجري خنجري أين خنجري إنه ليس هنا. |
Akşam sizi öven adam, kervanı daha kolay kuşatmak için bir grup adama silahları alıp gömmelerini emretti. | الرجل الذي قام بمديحك مساء أمر مجموعا من الرجال بصحب الأسلحة ودفنها كي تسهل عملية الإحاطة بالقافلة. |
Ne, ne diyorsun?
Efendim, hançerin bende. Şimdi hareket etmeliyiz, haydi haydi! |
ماذا ماذا تقول حقا؟
خنجرك معي يا سيدي. علينا أن نتحرك الآن. حيا بنا حيا. |
Baş tüccar, gizlice hareket etmemiz daha iyi. Planlanan kuşatma buradan beş yüz metre ötede, Barış Kubbesinin girişinin yakınında gerçekleşecek. Yaklaşık dört saatimiz var. Bir planım var. İlk önce kuşatmayı geciktirmemiz gerekiyor. | من الأفضل يا كبير التجار أن نتحرك بسِرِّية تامة. عملية التامة التي حُطِّط لها ستحصل على بعد خمس مئة متر من هنا بالقرب من مدخل قبة سلَّام. أمامنا ما يقارب أربعة ساعات. لديَّ خطَّة. علينا أولا أن نأخِّر عملية انطلاق. |
Tamam.
Allah’ım! Ne, ne oldu şimdi? |
حسنا.
يا إلهي! ماذا ماذا ما الأمر الآن؟ |
Kaldığımız yerde haritaları ve yazma eserleri unutmuşum! | يبدوا أنني نسيت المخطوطات والخرائطة حيث كنَّ. |
Aman Allah’ım ne yapacağım? Eserleri zamanında teslim etmezsem Konstantin yöneticisi beni öldürecek. Şimdi dönmem gerek. | يا إلهي ماذا سنفعل؟ سيقتلني حاكم قصتنطين إلا أسلم المخطوطات في موعدها يجب أن أعود الآن. |
Tamam, burada seni bekleyeceğiz.
Ne? Buna gerek yok tüccar. Ne kadar olmayacaksın? En fazla bir saat. |
حسنا سننتظرك هنا.
ماذا؟ لا داعي لذلك يا كبير التجار. كم من الوقت ستغيب؟ ساعة على الأكثر. |
Doğru. O zaman seni bekleyeceğiz. Ama ya geç gelirsen? | صح. إذا سننتظرك. وإن تأخرت من ذلك؟ |
Sizinle bir yerde buluşacağım. Tüccar, teşekkür ederim. Çabuk gideceğim ve size yetişeceğim. Ey tüccarların soylusu. | سألاقيكم في مكان ما. أشكر كرامك يا تجار. سوف اذهب بسرعة وألحق بكم. |
Şems gecikti.
Evet, haklısın. Haydi gidelim. Aaaaa durun! Bir şey duydum! Aslında geç kaldılar ama Şems henüz gelmedi. Güneş battığında gelmesi bekleniyordu. |
سأخّر شمس.
نعم. معك حق. سنمضي حيا بنا. اه توقفوا! لقد سمعت شئ ما. لقد تأخَّروا ولكن لم تغب الشمس بعد من المتوقع أن يصل عندما غِيبُ شمس.
|
Hepimizi kurtardığın için sana teşekkür etmek istiyorum İbn Battuta.
Bir şey değil Baş Tüccar. Herkesin yapması gerekeni yaptım. O zaman iyi yolculuklar. |
أود أن أشكرك يا ابن بطوطة لإنقاذنا جميعا.
لا شكر على واجب يا كبير التجار. لقد قمت بما يجب أن يقوم به ايّ إنسان. رحلة موفقة إذا.
|
Haydi muhafızlar. Bu hainler yargılanmak üzere emirin sarayına götürelim. | حيا بنا يا رجال. فلنأخذ هؤلاء الخوان إلى قصر الأمير كي تتم محاكمتهم. |
Sabahın erken saatlerinde İbn Battuta, çantasını ve eserleri sırtlanarak İskenderiye’yi keşfetmek için çıktı. | في الصباح الباكر خرج ابن بطوطة حاملا جعبته ومخطوطاته لاكتشاف الإسكندرية. |
Gelişmiş bir göz hastanenin varlığı karşısında hayrete düştü. İskele hoşuna gitti. Savali sütununun uzunluğu karşısında hayrete düştü. | فدهش الوجود مستشفى متطورة للعيون. وأحبَّ مرسى. وذهل بطول عمود السوالي. |
Sonra İskenderiye’ye üç kapısından girdi. Dördüncü kapıdan girmek için bekledi. Bu kapı sadece Cuma günü öğlen açılan ve insanların mezarları ziyarete gittikleri zaman olan gün batımında kapanan yeşil kapıydı. | ثم دخل اسكندرية من أبوابه الثلاثة. وانتظر كي يدخل من باب الرابعة. الباب الأخضر الذي لا يفتح إلا يوم الجمعة عند الظهر. ويقفل عند المغيب حيث يخرج الناس لزيارة القبور. |
Merhaba çocuklarım, ikinizi de özledim.
Bu hafta işten erken döndün. |
مرحي بأبنائي اشتقت لكما كثيرا.
لقد عدتَ من عملك مبكرا هذا الأسبوع. |
Baba seni kovdular mı işten erken dönersen kovmuşlar demektir.
Hayır kovmadılar. |
ابي هل طردوك إن عدت من عملك بكِّرا فهذا يعني أنهم طردوك.
كلا لم يطردوني. |
Baba hazine mi buldun?
Hayır. |
ابي هل وجدت الكنز؟
كلا. |
- Bölümün Kelimeleri
Oyuncak |
لُعْبَة |
Oynamak |
لَعِبَ |
Az sonra |
بَعْدَ قَلِيل |
Şaşırtmak |
فَاجَأ |
Kovmak |
طَرَدَ مِن |
Endişe | قَلَق |
Endişelenme |
لَا تَقْلَق |
Hazine |
كَنْز |
Mezarlık |
جمقابرمقبر |
Sütun |
عَمُود |
Görünüyor ki |
يَبْدُو |
Çekişmek, rekabet etmek |
تَباَرَزَ |
Tırmanma |
تَسَلُّق
|
Gençler |
شَاب–جشُبَّان |
Grup, takım |
مَجْمُوعَة |
Düşünmek, göz önünde bulundurmak |
تَدَبَّرَ |
Düşüncesiz |
طائش |
Dikkat et |
اِنْتَبِه |
Kese |
جُعْبَة |
Kayıp |
ضائع |
Korkma |
لَا تَخَف |
Metreler |
اَمْتَار |
Titremek |
اِرْتَعَدَ |
Omurga |
عَمُودفِقْرِي |
Deve |
جَمَل |
Merdiven |
سُلَّم |
Tahta, odun |
خَشَب |
Aşmak, geçmek |
تَخَطّي |
Zorluklar |
صِعَاب |
Korkuyorum |
انا خائف |
E göre |
حَسْبَ مَا |
Daha iyi |
اَجْدَر |
Yaklaşmak |
اِقْتَرَبَ |
Yapmak |
بقَامَ |
Benim için |
لِاَجْلِي |
Tuzak |
كَمِين |
Titremek |
اِرْتَجَفَ |
Varlık |
كائن |
Özlemek |
اِشْتاق إلى |
Cesur |
شُجَاع |
- Bölümün Linki
- Bölümün Metni
هذه هي اللعبة التي سنلعب بها مساء اليوم | Bu bir oyuncak ve onunla bu akşam oynayacağız |
هذه لعبة? | Bu oyuncak mı? |
اجل | Evet |
. كيف نلعب بها؟ | Bununla nasıl oynayacağız |
سنكتشف بعد قليل | Birazdan öğreneceğiz |
هيا هيا نفاجئ والدتكما اولا | Haydin ilk olarak annenize sürpriz yapalım |
اجل هيا لنفاجئ والدتي | Hadi anneme sürpriz yapalım |
نعم نعم هيا هيا يا ابي | Evet evet hadi baba |
ما هذا? انظري من اتى | Bu da ne? Kim geldi bak |
. لم اطرد من عملي. لم اطرد. لا تخافي | İşimden kovulmadım, kovulmadım endişelenme! |
لما هذا القلق الدائم عزيزتي | Canım neden sürekli endişeleniyorsun? |
اجل يا امي لا تقلقي لا تقلقي | Evet, endişelenme Anne |
لقد وجد والدي كنزا كبيرا | Babam büyük bir hazine buldu |
. نعم لقد وجده في المقابر | Hazineyi mezarlıkta buldu |
ماذا يجري؟ | Ne oluyor? |
انظر الى العمود | Sütuna bak! |
يا الهي كيف وصل الى منتصف العمود؟ | Aman Allahım nasıl da sütunun ortasına kadar tırmandı |
اجل. كيف وصل الى العمود | Evet nasıl sütuna tırmandı? |
يبدو انهم كانوا يتبارزون على تسلقه | Tırmanması üzerine iddiaya giriyorlardı |
. تقصدين من? | Kimi kastediyorsun? |
الشبان. انظر هناك | Gençleri kastediyorum, şuraya bak |
. اجل اعرفهم. هم مجموعة اصدقاء | Bunları tanıyorum, bir grup arkadaş |
عندما يجتمعون دائما هناك مشكلة | Toplandıklarında her zaman sorun çıkıyormuş |
كيف سيتدبرون امر نزوله? | Sütundan inme işini nasıl yapacaklar? |
يا لهم من شبان طائشون | Ne kadar da düşüncesiz gençler |
لقد وجد هذا العمود منذ ايام الرومان. ولم يجرؤ احد على تسلقه | Bu sütun Romalılardan kalma ve kimse tırmanmaya kalkışmadı |
انتبه ماذا تفعل هناك? | Dikkatli ol! Orada ne yapıyorsun? |
بهدوء هيا | Hadi yavaşça hadi (in) |
. لقد وجدت جعبة الدنانير على الارض | Yerde kesenin içinde dinarlar buldum |
ان لم اخذها انا كان سيأخذها احد غيري | Ben almasaydım başkası alacaktı |
لا تنظر الي هكذا | Bana böyle bakma |
. ثم انني انتظرت في المقابر كي ياتي احد ليبحث عن امواله الضائعة | Sonra mezarlıkta birisinin gelip (kayıp) eşyasını aramasını bekledim |
. ولم يأتي احد | Hiç kimse gelmedi |
ابي ابي. ابي ابي. ماذا تريدان? | Baba baba,
Ne istiyorsunuz? |
تعال. الا تريد ان ترينا كيف نلعب هذه اللعبة? | (gel) bu oyunu nasıl oynayacağız göstermeni istiyoruz? |
حسنا حسنا. سوف اطلب منكما اولا ان تعدا الخانات الموجودة هنا | Tamam tamam
İlk önce taşları buraya getirmeniz gerekiyor |
كيف وصل الى هناك؟ | Oraya nasıl ulaştı (tırmandı)? |
انتبه يا هذا سوف تقع | Dikkatli ol düşeceksin! |
لا تخف هيا انزل.
انزل يا ممدوح انزل |
Korkma in aşağıya
İn aşağıya Memduh |
لا لا لا لا استطيع ذلك | Hayır hayır inemiyorum |
. يا الهي كيف تمكنت من تسلق تلك الامتار | Allahım metrelerce yükseğe nasıl tırmandım |
والان لا استطيع ان انظر الى اسفل. | Şuan ise aşağıya bakamıyorum |
. ممدوح قلت لك انزل لا تخف
فانت مربوط بحبل. لم الخوف? |
Memduh İnmeni söyledim, Korkma!
İpe bağlısın neden korkuyorsun? |
اجل اجل لم الخوف? | Evet evet neden (korku)? |
قلت لكم لا استطيع ذلك | Size söyledim inemiyorum |
الا ترون لا استطيع لا استطيع | Görmüyor musunuz inemiyorum işte |
لا ادري ماذا بك يا ممدوح هيا لا تخف | Neyin var Memduh haydi korkma! |
لا تقل لي لا تخف. لانني ارتعد من الخوف | Korkma demeyin! Çünkü korkudan titriyorum |
لن يستطيع ان ينزل بمفرده على احدكم ان يساعده | Anlaşılan tek başına inemeyecek, birinizin yardım etmesi gerek |
. على احدكم ان يتسلق العمود | İçinizden birinin sütuna tırmanması gerek |
لا لن اكون انا. يجب ان اعود | Bu ben olamam, çünkü gitmem gerek |
. ولا انا. يجب ان | Ben de olamam, çünkü… |
لا تنظر الي هكذا. لدي مشكلة في في عمودها الفقري | Bana öyle bakmayın omurgamda sorun var |
حسنا حسنا. هل يمكنكما ان تحضرا لي جملا وسلما خشبيا | Peki peki, bana bir deve ve tahta merdiven getirebilir misiniz? |
? من انت | Sen de kimsin? |
اتريدون انقاذ صديقكم ام لا | Arkadaşınızı kurtarmak istiyor musunuz siz? |
استطيع تخطي الصعاب | Zorlukları aşabilirim |
. انا خائف انا خائف جدا | Korkuyorum hem de çok |
. ولكن استطيع تخطي الصعاب | Ama zorlukları aşabilirim |
اتعتقد انه سينقذه?
لما لا ينقذه? حسب ما ارى تبدو عملية التسلق سهلة |
Sizce kurtaracak mı?
Neden olmasın? Gördüğüme göre tırmanmak kolay |
. حقا. اذا الاجدر ان تصعد انت | Öyleyse senin tırmanman daha iyi |
مرحبا
هاي هاي انت. لا تقترب اكثر ارجوك قلت لك لا تقترب مني حسنا حسنا |
Merhaba
Hey sen rica ediyorum daha fazla yaklaşma
Sana daha fazla yaklaşmamanı söyledim
Tamam, tamam |
. ماذا نفعل الان | Şimdi ne yapacağız? |
لا شيء
. لا شيء? الا ان كنت تريد ان اقوم بشيء ما مم شيء ما شيء كماذا. ماذا تقصد |
Hiçbir şey
Hiçbir şey mi? Sen bir şey yapmak isteyene kadar hiçbir şey
Ne kastediyorsun? |
اتريد ان اقوم بامر ما؟ او ان تحدثني بامر ما؟ لا
لا لا. لا اعرف حسنا حسنا ، ان كنت لا تعرف فقم انت بشيء لاجلي |
Bir şey yapmak mı istiyorsun yoksa benimle konuşmak mı?
Bilmiyorum Tamam, tamam
Bilmiyorsan, benim için bir şey yap |
انا هنا ماذا تقول؟ | Burada mı? Ne diyorsun şimdi? |
اتعرف انه اليوم الاول لي في الاسكندرية؟ | İskenderiye’de ilk günüm olduğunu biliyor musun? |
! اجل لقد اتيت مع قافلة تجار تونسية | Tunuslu bir kafileyle (tüccar) geldim |
وقد انقذت القافلة من الكمين
انقذت القافلة من الكمين? كيف قمت بذلك? ساقول لك ولكنه سر اتحفظ السر يا ممدوح? اجل اجل بالطبع . ساقترب منك قليلا كي لا يسمعنا احد |
Kafileyi tuzaktan kurtardım
Kafileyi tuzaktan mı kurtardın? Bunu nasıl başardın? Onu sana söyleyeceğim ama bu sır, sır saklayabilir misin? Evet evet (kesinlikle)
Sana biraz yaklaşacağım bizi kimse duymasın diye |
اهدأ اهدأ يا ممدوح
انا خائف خائف جدا . انا ارتجف |
Sakin ol Ya Memduh!
Korkuyorum hem de çok Titriyorum |
اسمع اسمع يدك التي ترتجف الان ستهدأ بعد قليل
فالخوف يا صديقي ان عرفته كائن جميل . ماذا? ماذا تقول? الخوف كائن جميل? |
Dinle! Elin şuan titriyor ama birazdan gevşeyecek
Korku güzel bir varlıktır
Ne, ne diyorsun?
Korku güzel mi nasıl oluyor? |
. ان ادرته جيدا فهو كائن جميل
ادرته? لا تخاف سنحاول النزول معا اه اشتقت اليك يا والدي |
Onu idare edebilirsen güzeldir
İdare edersem mi?
Evet korkmana gerek yok, birlikte ineceğiz Seni çok özledim Baba |
احسنت . ايها الشجاع. | Aferim sana cesur adam |