- Aynur Emer
- Aynur Emer yazıları
- Batı siyaset geleneği
- Batı siyaset geleneğinin önemli isimleri
- Celaleddin ed-Devvani
- CICERO
- Devlet başkanının görevleri
- Devlet kimin eseri
- Devlet ve toplum
- Devletin dikkat etmesi gerekenler
- Din ve adalet
- din ve papalık
- ERDEM
- Erdemlilik
- İbn Zafer
- İBN ZAFER ESERLERİ
- İbn Zafer hayatı
- İbn zafer kimdir
- İbnü'l-mukaffa
- İslam siyaset düşüncesi
- machiavelli
- Machiavelli eserleri
- MACHIAVELLI PRENS
- Machiavelli ve din
- Machiavelli'den önce siyaset
- Machiavelli'den önce siyasetname
- Maverdi
- nasihatname
- NİZAMÜLMÜLK
- Orta çağ siyaset yazımı
- Ortaçağ siyaset yazımının en önemli özellikleri
- Platon
- PLATON DEVLET
- Prens kimin eseri?
- Siyasetnama
- Siyasetname ve İslam
- Siyasetname yazarları
- Siyasetnamelerde ahlaksızlık
İBN ZAFER’İN ADİL HÜKÜMDAR’I İLE MACHIAVELLİ’NİN PRENS’İNİN MUKAYESESİ
Aynur Emer[1]
Özet
Batı siyaset geleneğinde yüzyıllardan beri önemini koruyan Machiavelli, hükümdarlar üzerine yazılan eserlerin ilk örneğini veren kişi olmamakla beraber, Prens/Hükümdar olarak bilinen eseri, kendisinden sonra gelenler için büyük bir etki yaratmıştır. Machiavelli kadar bilinmese de; ondan üç yüz elli yıl önce yaşamış ve Araplar’ın Machiavelli’si olarak şöhret yapmış olan İbn Zafer es-Sıkılli, yazmış olduğu Sülvanü’l-muta fi udvani’l-etba (Uyrukları İsyan Eden Yöneticiye Öğütler), yaygın kullanımıyla Adil Hükümdar adlı eseri, aynı yazın örneği olması ve birbirleriyle paralellik arzetmeleri sebebiyle araştırma konusu yapılmıştır. Her iki yazar da kriz dönemlerinde yaşamanın getirmiş olduğu tecrübeler nedeniyle yaşadıkları kaygıyı eserlerine yansıtmış, benzer metod ve görüşler kullanmışlardır. Görüş ve anlatımlarındaki farklılık, iki ayrı dinin müntesibi olmaları sebebiyledir. Bu makalede amaçlanan, iki düşünürün ortak yanlarını ve farklılıkları ile siyaset geleneklerinden ne kadar etkilendiklerini ortaya koymaktır.
Anahtar Kelimeler: İbn Zafer, Machiavelli, Adil Hükümdar, Prens.
Giriş
Antik çağlardan günümüze değin ideal bir devlet ve yöneticinin vasıflarının ne olması gerektiği hususu birçok eserin konusunu oluşturmuştur. Platon’un Devlet adlı eseri, başyapıtlardan biridir. Erdemlilik ve kamu yararı hemen bütün eserlerin ortak özelliklerindendir. Mesela Cicero, devlet yöneticilerinin Platon’un iki kuralına dikkat etmeleri gerektiğini söyler. Bunlardan ilki, vatandaşların yararlarını kendi yararlarına tercih etmeleri, diğeri halkın tamamıyla ilgilenip ayrım yapmamalarıdır.[2]Aristotales İskender’e yazdığı bir mektupta, halkın kalbini fethetmenin yolunun onlara güzel muamele ederek yönetmeden geçtiğini yazmıştır.[3] Hükümdarlara birtakım tavsiyeleri içeren eserler Almanca Fürstenpiegel, Latince Specula Principum, İngilizce Mirror to Princes –“Prensler için ayna” anlamına gelen yazım türüne aittir. Batı siyasi yazımında en önemli örnekleri Machiavelli ve Hobbes tarafından verilmiştir. Orta Çağ İslam siyaset yazımında ise en önemli temsilcileri; İbnü’l-Mukaffa, Maverdi, Nizamülmülk, Celaleddin ed-Devvani’dir.[4] Bu düşünürlerin eserleri siyasetname veya nasihatname olarak adlandırılmıştır.
İslam siyaset düşüncesinde din ve adaletin yeri oldukça büyüktür. Bu iki kavram, toplum ve devletin temelidir aynı zamanda. Din ve adaleti gerçekleştirme görevi ise devlet başkanına aittir.[5] İslam’da siyaset, Allah, insan, toplum ve tabiat arasında kurulan ontolojik bir tasavvura dayandığından, siyaset düşüncesi bu bütünlük içinde kendisini bulmaktadır. Gerçek hakimiyet tüm kainatı ve insanı yaratan Allah’a aittir. Fakat bu hakimiyetin idari yetki olarak kullanımı ümmete bırakılmıştır. Bu nedenle İslam siyaset düşüncesi, Avrupa’da yaşanmış tecrübeden bağımsız olarak, kendi iç mantığı ve bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir.[6]
Machiavelli’nin düşünceleri İslam-Osmanlı siyaset prensipleriyle örtüşür. Onun siyasetnamelerdeki esaslara benzer fikirleri vardır. Bunda Endülüs üniversitelerinde okuyan çok sayıdaki İtalyan öğrencilerin katkısı olabilir. Siyasetnameler, hükümdara adalete riayet etmesini ve gerektiğinde sert davranabileceklerini tavsiye etmektedirler. Bu özelliğiyle Machiavelli’nin üslubu gibi samimi ve realisttir. Fakat pragmatizm farklıdır. Siyasetnamelerde ahlaksızlığı meşru sayabilecek en ufak bir ifade bulunmamakta, hükümdarların ahlak prensiplerine kati bir şekilde uyması gerektiği noktasında uyarmaktadır. Bunda İslam siyaset hukukçularının hem dini eğitim görmüş hem de birer din bilgini olmasının katkısı vardır. Machiavelli, siyaseti ahlaktan ayırmış, dünyevi ve maddi bir disiplin haline getirmiştir. O,dini, devletin korunmasında önemli bir esas olarak görür.Tepkisi, dini istismar eden papalığa karşıdır. Bu yüzden ahlak ve dini ikinci plana atmıştır.[7] 1500’lerde İslam siyaset düşüncesine yönelik çok yoğun çalışmalar yapılmıştır.Timurlu, Memlük, Osmanlı devletlerinde yazılmış siyaset eserlerinin Machiavelli’nin Prens’i ile aynı zamanda ortaya çıkması tesadüf olarak görülemez. Bu çağda bütün dünyada gerçek bir siyasal değişimin yaşandığını söylemek gerekir. Bu değişim, Machiavelli gibi yazarları etkilemiş ve siyasal geleneklerini yeniden düşünmelerini ve değerlendirmelerini gerekli kılmıştır.[8]
Birbirinden ayrı iki siyaset geleneği temsilcileri olsalar da; Machiavelli ve İbn Zafer’in tarihsel dönemlerinin ve metodlarının benzerliği ve inanç ve düşüncelerindeki farklılık, bu çalışmanın ana konusu olup, her iki müellifin eserleri onları destekleyecek yan kaynaklarla tanıtılmaya çalışılacaktır. İki yazar ve eser arasındaki paralellik, ilk olarak İtalyan siyaset bilimci ve gazeteci olan Gaetano Mosca tarafından farkedilmiştir. Mosca, İbn Zafer’in eserinin daha rafine bir Makyavelizm olduğunu söylemiştir.[9] Bu, ilerleyen sayfalarda daha geniş ele alınacaktır.
İBN ZAFER’İN ADİL HÜKÜMDAR’I İLE MACHIAVELLİ’NİN PRENS’İNİN MUKAYESESİ
Tam adı Ebi Muhammed Abdillah b. Muhammed es-Sıkılli el-Mekki olan İbn Zafer, 1104 yılında Sicilya’da doğmuş, küçük yaşta iken ailesiyle Mekke’ye göç etmiştir. İlk eğitimini burada aldıktan sonra tahsili için Mısır’a oradan da Endülüs’e gitmek için yola çıkmış, Tunus’un Mehdiye şehrinde iken şehir, Normanlar tarafından istilaya uğramıştır. Sıkıntı içinde yaşadığı dönemin ardından Sicilya’ya geçmiş ve eseri Sülvanü’l-muta’yı burada tamamlamıştır.
İbn Zafer, Sicilya’dan ayrıldıktan sonra Halep’e gelmiş, fakat Şii-Sünni çatışması sonrasında hem kendi yazdıklarının hem de diğer kitaplarının kaybolması üzerine Hama’ya gitmiş ve burada iyi karşılanmış ve kendisine maaş bağlanmıştır. 1170 veya 1172 yılında Hama’da yoksulluk içinde ölmüştür. İbn Zafer tefsir, fıkıh, lügat, gramer, hikaye ve mantık ilimlerinde otuzu aşkın eser telif etmiş ancak bunların çok azı günümüze ulaşmıştır. [10]
Niccolo Machiavelli 1469’da İtalya’nın Floransa kentinde, orta halli bir hukukçunun oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Babasından fazla mal kalmaması nedeniyle çalışmaya başlamıştır. Bu dönemlerde Medici ailesi sürüldüğü için onların yerine yönetime gelenlerin yazmanlığını üstlenmiştir. Mediciler’in 1512’de dönüp iktidarı tekrar ele geçirmelerine kadar birçok diplomatik görevlerde bulunmuştur. [11] Mediciler tarafından hapse atılan Machiavelli, bazı eserler kaleme almış ve bunları Mediciler’e takdim etmiştir. Hak ettiğini düşündüğü makamlara gelemeden 1527 yılında vefat etmiştir.[12]
Gerek yaşadıkları dönemleri gerekse hayat hikayelerine bakıldığında her iki yazar da içinde bulundukları ortamdan kurtulmaya çalışan kriz dönemi kuramcıları olarak görülebilirler. İbn Zafer’in yaşadığı dönem İslam dünyasının altın çağı olsa da; aynı zamanda bu medeniyetin düşüşe geçtiği bir zamandır. XII. yüzyıl Arap dünyası büyük bir çöküş yaşadığı için bu durum, İbn Zafer için belirleyici ve en önemli etkenlerden biri olmuştur. Bu dönemde Afrikalı Araplar ile İspanyalı Araplar, Sünniler ile Şiiler, Berberiler ile Araplar’ın mücadelesi söz konusudur. Bu, 1061’de başlayıp 1097’de tamamlanan Sicilya’nın Norman işgaline sebebiyet vermiş ve siyasi kargaşalar tüm hızıyla devam etmiştir. Eserin yazıldığı ortamda siyasi kargaşa ve belirsizlikler hakimdir. İbn Zafer, eserini bu dönemde güç kazanmak isteyen Sicilyalı Arap bir asker ailesine mensup olan Ebu’l-Kasım’a ithaf etmiştir. [13]Machiavelli de İtalya’nın siyasi istikrarsızlığı, askeri başarısızlıkları, kilisenin ahlaki çöküntü yaşaması ve kendisinin Floransa Devleti’nde dış ilişkilerden sorumlu sekreterlik görevini ifa ederken bizzat bu çöküşe tanık olması onu bu eseri yazmaya itmiştir.[14]Eserini Lorenzo di Medici’ye ithaf etmiştir.
Kullandıkları yöntemler arasında farklılık olsa da her iki yazar da geçmiş hükümdarların başarı ve başarısızlık hikayelerine dayanan tarihi bir yöntemi kendi tecrübeleriyle sentezlemişlerdir. Bunu tarihten ders çıkarma olarak yorumlamak yanlış olmayacaktır. İbn Zafer eserinin her bölümüne konuyla ilgili ayetlere yer vermiş, geçmiş devlet ve yöneticilerin tecrübelerinden örnekler anlatmış ve fabllara fazlasıyla yer vermiştir.[15] İbn Zafer’in hikayelerde İbnü’l-Mukaffa’nın Kelile ve Dimne’sinden etkilenmiş olduğu açıktır. Bu etki Machiavelli’de de görülür. Machiavelli, İbn Zafer, Ebu’l-Velid Turtuşi gibi yazarlar aracılığıyla İbnü’l-Mukaffa’dan yararlanmış olabilir. Çünkü Kelile ve Dimne 1200’lü yıllardan beri Avrupalı entelektüeller arasında tanınıyordu. Dolayısıyla Machiavelli, Yunan, Latin klasiklerinin yanında, Sicilya ve Endülüs yoluyla Latince’ye çevrilen Arapça kaynaklardan da yararlanmıştır. İbn Mukaffa gibi Machiavelli de hükümdar için iyi bir danışman/vezirin önemine değinmekte, siyasal yazında aslan, tilki ve kurt gibi hayvanları sembolik olarak kullanmakta-Machiavelli’de bu, sınırlıdır. Hükümdarlığın ayakta kalması için doğru insana ihsan dağıtmayı vurgulamışlar, insan doğasının genellikle kötülük ve haksızlığa meyyal oluşunu savunmuşlardır.[16]
İbn Zafer, eserini edebi bakımdan daha süslü ve zengin bir hale getirmek için söz sanatlarından ve felsefi anlatımlardan yararlanmıştır. Machiavelli ise bundan bilinçli olarak kaçınmıştır. Bunda amacı, başka şeylerin esere değer katmasını engellemek ve konuların ciddiliğini ortaya koymaktır.[17] İbn Zafer, İbn Arabi, Maverdi, İbn Teymiyye gibi düşünceleri daha orijinal kalıplar içerisinde geliştiren düşünürlerin aksine tarihselci ve rasyonalisttir. Dini metinlerin otoritesini basite almaz fakat verdiği örneklerin ampirik zeminini kurmak için Arap, Fars ve Bizans hükümdarlarının tecrübelerine başvurur. Örneklerini desteklediği masal ve çıkarımların İslami kaidelerle çelişmemesine ehemmiyet verir. Eserinde Hindistan, Sasani Pers Hanedanlığı, Helenizm, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslüman-Arap uygarlığı gibi altı ayrı medeniyetin bilgeliği vardır. Birbirinden farklı bu uygarlıkların İslam kaideleriyle tenakuza girmeden metne yedirilmesi, İbn Zafer’in kendine özgü dünya görüşünü ortaya koymaktadır. [18] Machiavelli de tarihten Yunan ve Roma’dan örnekler verdiği gibi, İtalya’nın yakın tarihinden ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan da misaller verir.[19]
Devlet işlerinin yürütülmesi ve siyasi analizlerde ihtiras ve aşırı duygusallığa yer verilmesine karşı çıkmaları bakımından aynı rasyonalist tavrı sergileyen iki yazar, hükümdarın iktidarını ve devletin bekasını korumada seçtiği yöntemler konusunda ayrılırlar. Machiavelli bu konuda ahlak dışı davranmayı önermiştir.[20] Hükümdar, kendi davranışlarının en erdemli olduğunu göstermeye çalışmalı, gerektiğinde ahlak dışı davranışlarda bulunmak zorunda olduğunu bilmelidir. Kitabın özü İtalya’nın yabancı hakimiyetinden kurtulmasının yolları olduğu için bu amaca ulaşmak pahasına bazı erdemsiz çareler tavsiye edilmiştir.[21] Bazı kişilerce İbn Zafer’in hile ve tedbirlere başvurmasını önermesi, onun kişiliği ve inancıyla çelişik bir durum olduğu ifade edilmiştir. Bunlardan biri Geatano Mosca’dır. Mosca, eserin düsturlarının ikiye ayrıldığını, bir kısmının anti-Makyavelist diğer bir kısmının Makyavelizmden daha ince ve rafine olduğunu söyler. İbn Zafer’e göre hile, düşman cephesinde karışıklık yaratacak casus veya propogandacıdır. Hile, devletin bekası ve adaleti için caizdir. Düşmanı yenmek, isyanı bastırmak haricinde sahtekarlığa cevaz verilmez. Hile ve tedbirin başarısız olduğu durumlarda mutlak güce başvurulabilir. İbn Zafer, insanın temel yaradılışının değişebileceğine ve düşmanın dost olabileceğine inanmadığı için, düşmanın tamamen yok edilmesi gerektiği konusunda realisttir.[22]
Machiavelli ve İbn Zafer’in ortak amacı, hükümdarın iktidarını korumak olduğu için tavsiyeleri de bu yöndedir. Zeki ve güçlü bir danışman seçmenin hükümdarın kabiliyetiyle yakın bir alakası olduğu ve böyle bir kişinin hükümdar için tek kurtuluş yolu olduğu konusunda hemfikirdirler.[23] Machiavelli, iktidar ve gücü en üst erdem olarak görürken, İbn Zafer bunu kabul etmez. O, iktidarı hem dünyada hem ahirette ödüller kazandıracak ilahi yasalarla adil bir düzen tesis etmeyi amaçlayan bir olgu olarak görür. Bu bağlamda Machiavelli, hükümdarın ona atfedilen nitelikleriyle, İbn Zafer ise gerçekten sahip olduklarıyla ilgilenir. İbn Zafer’in gerçekçiliği, ahlak sisteminin kuralları inanç temellidir. Machiavelli, kaotik şartların hakim olduğu bir İtalya’da ahlaki kurallarda bir düşüşün yaşanması, kilise ile prensler arasındaki çatışmada kilisenin taraf olması sebebiyle seküler bir tutum sergiler.[24] Machiavelli, dinin değil Papalığın aleyhindedir, çünkü onun virtu (fazilet) dediği şeyi Hıristiyanlık ona öğretmemişti.[25] Papaların lüks içinde iffetsizce yaşamaları ve ahlaksız politika oyunları, dine olan güveni sarsmıştır. Buna rağmen dine önem verir ancak bu, siyasal amaçlıdır. Çünkü dinsel duygular, halkın itaatini sağlayan en güçlü duygulardır.[26] Machiavelli, hükümdarın dindar, tutucu görünmesini fakat halkın dinsel inançlarını paylaşmaması gerektiğini söyler. İbn Zafer’in hükümdar için koyduğu standartlar oldukça yüksektir. Onun üstünlüğü benzersizdir. “Bir sfenksten daha şahsına münhasır, bir simyacıdan daha hayret verici ve kırmızı altından daha az rastlanır.” Hükümdar güçlü olduğu gibi adil de olmalı. Beş düsturu vardır, bunlar bir hükümdarın yönetimi boyunca karşılaşacağı tüm zorlukların üstesinden gelmek için takip edeceği fiil ve etkinliklerin döngüsel dinamiğini temsil eder. Bunlar; tevekkül, metanet, sabır, rıza ve zühddür. İbn Zafer’de hükümranlık döngüsü Allah’a karşı duyduğu sarsılmaz inanca dayanmaktadır. Dindarlık, erdemli bir hükümdar için olmazsa olmaz şartların başındadır.[27] Yönetici portresinin insanüstü olması, kaos ortamı ve bundan kurtulmanın büyük sorumluluklar getirmesi hasebiyle, hükümdara büyük anlamlar ve sorumluluklar yüklemiş olmasından ileri gelebilir.[28]
Sonuç
Aralarında yaklaşık üç yüz elli yıllık bir zaman olmasına rağmen, İbn Zafer ile Machiavelli’nin eserleri arasında benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da bulunmaktadır. Benzerlikler hem kaotik dönemlerinden hem de hayat tecrübelerinden kaynaklanmıştır. İbn Zafer, Sicilya, Suriye, Mısır ve Mağrip’te birçok savaş ve karışıklığa tanıklık etmiştir. Machiavelli, Medici ailesine on dört yıl hizmet ettikten sonra yeni rejim tarafından azledilmiş ve daha sonra inzivaya çekilmiştir. Kriz yönetiminde yöneticiye istikrarlı bir düzen kurmasında yardım etme ve bununla iyi bir mevkiye yükselme noktasında istekli kişiler olmalarının nedeni kariyer için olmuş olsa bile her iki yazar da istikrarın elde edilmesi için güçlü ve güvenilir bir hükümdarı desteklemelerinin ahlaki bir sonuç olduğuna inanmışlardır.[29] Tarihsel metod kullanmaları, geçmiş dönem kişi ve olaylarından örnek vermeleri iki yazarı birleştiren bir başka özelliktir. Faklılıkları, inanç ve dünya görüşlerinin ayrı olmasından ileri gelmektedir. İbn Zafer’in anlatımında süslü ve zengin ifadeler yanında fabllara yer vermesi, onu Machiavelli’den ayıran başka bir noktadır. Tüm bunlar yanında eserlerin yeni bakış açılarıyla değerlendirilmesi, eksik kalan yönleri de gün yüzüne çıkaracaktır.
Aynur Emer
Kaynakça
Anay, Harun. «Celaleddin Devvani’nin Hayatı, Eserleri, Ahlak ve Siyaset Düşüncesi.» Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi, 1994.
Aykut, Sait. «Kelile ve Dimne’de Öne Sürülen Pratik Siyasi Düşüncelerin Machiavelli’nin Önerileri İle Mukayesesi.» Kelile ve Dimne içinde, yazan Beydeba-İbnü’l-Mukaffa. Çeviren Selahattin Hacıoğlu. İstanbul: Bordo Siyah, 2011.
Benli, Mehmet Sami.”İbn Zafer.” DİA .20.
Craston, Maurice. Batı Düşüncesinde Siyaset Felsefeleri. Çeviren Nejat Muallimoğlu. 2. Baskı. İstanbul: İfav Yayınları, 2000.
Darling, Linda T. «Prens, Adil Sultan ve Akdeniz’de Modern Çağın Başlangıcı.» Akdeniz Dünyası içinde, düzenleyen Oktay Özel, Eyüp Özveren ve Süha Ünsal Kudret Emiroğlu. İstanbul: İletişim, 2006.
Ekinci, Ekrem Buğra. «Machiavelli ve Hukuk Tarihindeki Yeri.» 1996. http//www.ekrembugraekinci.com/pdfs/MACHIAVELLI.pdf (erişim 24.11.2015).
Joseph A. Kechichian, R. Hrair Dekmejian. Adil Hükümdar. Çeviren Barış Doğru. İstanbul: Kırmızı Kedi, 2009.
Köse, Hızır Murat. «İslam Siyaset Düşüncesini Yeniden Okumak:Eleştirel Bir Giriş.» Divan Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi 14/27 (2009/2).
Machiavelli, Niccolo. Hükümdar. Çeviren Yusuf Türk. İstanbul: Düşünen Adam Yayınları, 1996.
—. Siyaset Üzerine Konuşmalar. Çeviren Hakan Zengin. İstanbul: Dergah, 2008.
Özcan, Canan. «Adil Hükümdar ve Prens Eserleri Bağlamında İbn Zafer ve Machiavelli Arasında Dönemsel Bir Karşılaştırma.» http//www.academia.edu/7141775/_ADİL_HÜKÜMDAR_VE_PRENS_ESERLERİ_BAĞLAMINDA_İBN_ZAFER_VE_MACHIAVELLI_ARASINDA_DÖNEMSEL_BİR_KARŞILAŞTIRMA (erişim 24.11.2015).
Şenel, Alaeddin. Siyasal Düşünceler Tarihi. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları, 1996.
Tuncay, Mete. Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi . İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010.
Turtuşi, Muhammed b. «Siracü’l-Müluk.» Siyaset Ahlakı ve İlkelerine Dair . Ed. Sait Aykut. İstanbul: İnsan, 1995.
Uygur, Selçuk. «İbn Zafer, Machiavelli ve Prenslere Ayna (Fürstenspiegel).» 2011. http//www.selcukuygur.com/2011/08/26/ibn-zafer-machiavelli-ve-prenslere-ayna-fürstenspiegel/ (erişim 24.11.2015).
[1] İstanbul Universitesi Yeniçag Tarihi Doktora Öğrencisi, 2015 senesinde kaleme alınmıştır.
[2] Mete Tuncay, Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi, 2. Baskı (İstanbul:Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010), s. 331.
[3] Muhammed b. Turtuşi, Siracü’l-Müluk (Siyaset Ahlakı ve İlkelerine Dair), haz. Sait Aykut, (İstanbul: İnsan, 1995), s. 317.
[4] Selçuk Uygur, “İbn Zafer, Machiavelli ve Prenslere Ayna (Fürstenspiegel)” www.selcukuygur.com/2011/08/26/ibn-zafer-machiavelli-ve-prenslere-ayna-fürstenspiegel/ (erişim 24.11.2015).
[5] Harun Anay, “Celaleddin Devvani’nin Hayatı, Eserleri, Ahlak ve Siyaset Düşüncesi”, (Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, 1994), s. 385.
[6] Hızır Murat Köse, “İslam Siyaset Düşüncesini Yeniden Okumak: Eleştirel Bir Giriş”, Divan Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, 14/27, (2009/2), s. 13 vd.
[7] Ekrem Buğra Ekinci, “Machiavelli ve Hukuk Tarihindeki Yeri”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 10:1-3, (1996), s. 13 vd. www. ekrembugraekinci.com/pdfs/MACHIAVELLI.pdf (erişim 24.11.2015).
[8] Linda T. Darling, “Prens, Adil Sultan ve Akdeniz’de Modern Çağın Başlangıcı”, Akdeniz Dünyası, ed, Kudret Emiroğlu vd, (İstanbul: İletişim, 2006), s. 46.
[9] Canan Özcan, “Adil Hükümdar ve Prens Eserleri Bağlamında İbn Zafer ve Machiavelli Arasında Dönemsel Bir Karşılaştırma”, s. 3. https//www.academia.edu/7141775/_ADİL_HÜKÜMDAR_VE_PRENS_ESERLERİ_BAĞLAMINDA_İBN_ZAFER_VE_MACHIAVELLI_ARASINDA_DÖNEMSEL_BİR_KARŞILAŞTIRMA (erişim 24.11.2015).
[10] Mehmet Sami Benli, “İbn Zafer”, DİA 20, S. 453 Vd.
[11] Alaeddin Şenel, Siyasal Düşünceler Tarihi, (Ankara: Bilim ve Sanat, 1996), s. 303.
[12] Canan Özcan, “Adil Hükümdar”, s. 5.
[13] Selçuk Uygur, “Fürstenspiegel.”
[14] Niccolo Machiavelli, Siyaset Üzerine Konuşmalar, çev. Hakan Zengin, (İstanbul: Dergah, 2008), s. 6.
[15] Canan Özcan,”Adil Hükümdar”, s. 7.
[16] Sait Aykut, “Kelile ve Dimne’de Öne Sürülen Pratik Siyasi Düşüncelerin Machiavelli’nin Önerileri İle Mukayesesi”, Kelile ve Dimne, Beydeba-İbnü’l-Mukaffa, çev. Selahattin Hacıoğlu, (İstanbul: Bordo Siyah, 2011), s. 10 vd.
[17] Machiavelli, Hükümdar, çev. Yusuf Türk, (İstanbul: Düşünen Adam Yayınları, 1996), s. 10.
[18], Joseph A. Kechichian ve R. Hrair Dekmejian, çev. Barış Doğru, (İstanbul: Kırmızı Kedi,2009), s. 55 vd.
[19] Alaeddin Şenel, Siyasal, s. 309.
[20] Canan Özcan, “Adil Hükümdar”, s. 8.
[21] Ekrem Buğra Ekinci, “Machiavelli”, s. 3 vd.
[22] Selçuk Uygur, “Fürstenspiegel.”
[23] Kechichian ve Dekmejian, İbn Zafer, s. 83 vd.
[24] Kechichian ve Dekmejian, İbn Zafer, s. 92 vd.
[25] Maurice Craston, Batı Düşüncesinde Siyaset Felsefeleri, çev. Nejat Muallimoğlu, 2. Baskı (İstanbul: İfav, 2000), s. 45.
[26] Alaeddin Şenel, Siyasal, s. 306.
[27] Kechichian ve Dekmejian, İbn Zafer , s. 56 vd.
[28] Selçuk Uygur, “Fürstenspiegel.”
[29] Kechichian ve Dekmejian, İbn Zafer, s. 80 vd.