İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Bu yazımda insanlık için kısa ama kendim için uzun yıllara dayanan İbranice Serüvenimi yazmak istiyorum. İlk nasıl başladı ve nasıl devam etti, hepsinden bahsetmek istiyorum.
2011-2012 senelerinde büyük bir furya vardı. Herkes İngilizce öğrenmeye çalışıyordu ve ben bir akrabama, ben İbranice öğrenmek istiyorum diye söylemiştim. O da İbraniceyi öğrenecek bir yer bulamayacağımı söyledi. Benim İbranice Öğrenme isteğim devam etti bir süre daha. Almanya’da İngilizcemi geliştirmek için yaz kursuna gitmek istemiştik. Oradaki derslerden Yahudiliği görünce hemen onu seçmeye karar verdim. Çünkü İsrail üzerine çalışmayı en başından beri herhalde istiyordum. Filistin meselesi gündemdeydi ve insanlar Filistin için bir şeyler yapmak istiyordu. Bilinçlenme ve uyanış olmaktaydı. Ben de Filistin için bir şeyler yapabilmeyi istedim. Bunun için de İbranice öğrenmeye karar vermiştim. İbranice öğrenebileceğim hiçbir yer bulamadım. O zaman bu konuda internette pek yazı vesayre yoktu. İlk ciddi yazıları da ben yazacaktım daha sonra.
Almanya’ya eğitim almak için gittim. Orada makaleler okuyorduk ve bunların üzerine konuşuyorduk. Birkaç konu hala aklımda. Avrupa’da Müslümanlar dışlanıyordu. Yolda giderken Arapça konuşmak bile sıkıntı olmuştu. Yahudilerin daha önceden yaşadıklarını okuyunca, aynısının Müslümanların başına gelebileceğini düşündüğümü hatırlıyorum. Bununla ilgili bir yazı kaleme almak istediysem de muvaffak olamadım henüz. Okuduğumuz makaleler oldukça güzel idi. Bir kısmına ulaşamadım daha sonrasında. Yahudilerin Avrupa’daki serencamına dair de okuduğumuzu hatırlıyorum. Avrupa’nın Yahudileri kabul etmesi ilginç bir süreçti.
Orada bir arkadaş edinmiştim. O İranlı idi yanlış hatırlamıyorsam ama Avrupa’ya göç etmişlerdi. Biraz Farsça konuştuk ve bayağı şaşırmıştı. Farsçayı nasıl öğrendiğimi vesayre sormuştu ve şaşırmıştı. Onunla müzelere gitmiştik, okulun gönderdikleri müzelere. Müzelerden bir tanesinde Holokost anlatılıyordu. O zaman oradaki İbranice yazıları inceliyordum ve okumaya çalışıyordum. Yanlış hatırlamıyorsam tanıdığım harfler de oluyordu. Özellikle bazı müzelerin içine girdiğimizde oradaki İbranice yazan şeylerin tamamını fotoğraflamıştım, sonra okurum diye. Bu konuda hiç umutsuzluğa düşmedim ve nasip olursa öğrenirim diye düşündüm herhalde. Hala o dönemden kalma fotoğraflarım bulunmaktadır. Bunları saklıyorum. Oradaki yazılar Modern İbranice değil ve o yüzden okumakta zorlanıyorum. Daha sonra İsrail üzerine çalışmalar yapmak isteyince, Modern İbraniceye yöneldim.
Almanya’da başka kurslara gelmiş olan Yahudiler de vardı. Başlarındaki kipalardan anlaşılıyorlardı. Bir kız ve erkek birlikte gelmişlerdi ve onlara İbranice öğrenmek istediğimi söyledim. Onlar da ilkin pek sıcak bakmadılar. Ama daha sonra özellikle kız olan olur demişti ama bir daha görüşemedik. Onlardan öğrendiğim tek kelime Şalom Aleyhem oldu. שלום עליכם Ben de onlara bu kelimenin Arapça olduğunu ve bizim Selamun Aleyküm dediğimizi söyledim. Orada bunu söyleyen erkek olan Yahudi herhalde Avrupada yaşadığından bunun Müslümanlar arasında en sık kullanılan bir ifade olduğunu bilmiyordu. Bu tarz konuşmaları hala zihnimde hatırlıyorum.
Almanya tecrübemin üzerinden birkaç yıl geçmişti. Üniversite son sınıfta sitelerde dolaşırken bir bilgiyle karşılaştım. Bir Sahabemiz İbranice öğreniyordu ve kısa sürede öğreniyordu. Ben de dedim acaba ben de öğrenebilir miyim? Hemen çalışmalara başladım, kendime 3 ay koymuştum bu sürede öğreneyim diye ama Sahabemiz öğrendiği gibi öğrenemedim. Doğru düzgün bir şey ile karşılaşmadım site ve kaynak olarak. Bu tarz çalışmalarla uğraştığım sırada tez yazmam gerekiyordu ve Üniversite son sınıfta idim.
Harıl harıl İbranice çalışıyordum ama pek ilerleme de kaydedemiyordum. Youtube’da Tevrat İbranicesi denilen klasik İbranice dersleri vardı. Onları izliyordum ve anlamaya çalışıyordum. Bir şekilde pek ilerleme kaydedemedim tabii. Bu sıralarda Türkiye Gençlik Vakfı’nın Bölge Uzmanı Yetiştirme Projesinin ikinci yılında bölge ülkelerine İsrail eklenmişti. Ben de hemen başvurdum ve sadece İsrail bölgesini istiyorum dedim. Böylece Orada 3 yıl sürecek olan eğitim serüvenim başlamış oldu. Bu anlattıklarım da tarihleri karıştırabilirim ama olaylar bu şekilde cereyan etti. Oraya başladığımda da hocamız bize biraz İbranice konuştuğundan onun kelimelerinden bazılarını seçebilmiştim. Bayit kelimesi ev demekti ve onu anlamıştım. Bize verdiği kitabı kısa sürede kendim okuyarak bitirdim.
Daha sonra İsrail’in anlaşılması için İbranice bilen uzmanlarımızın olmasına ihtiyaç olduğunu düşünerek İbranicenin yaygınlaşması için mücadele ettim ve ediyorum da, inşaAllah da edeceğim. Ortadoğu’daki iki ülkeyi önemli buldum ve bunların üzerine araştırmalar yapılmasını çok istiyordum. Bunlar İran ve İsrail idi. Samimi olmak için her ikisine de gitmiştim ve ikisinin dilini de çok iyi öğrenmiştim. Daha sonra yazılar kaleme aldım. İbranice çalışmalarım büyük ilgi gördü. Özellikle Arapça bilenlerin daha kolay öğreneceğini tespit ettikten sonra onları teşvik amacıyla yazılar kaleme aldım. Kısa sürede eğer yanlış bilmiyorsam büyük bir ilgi oluştu. Dolayısıyla Allah dualarımı kabul etti ve bugün birçok öğrenmek isteyen ile karşılaşıyoruz. Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Kudüs’ün kurtuluşu da bence buradan geçiyor. Sadece İbranice öğrenelim demiyorum aynı zamanda Arapça ve Filistin lehçesi de öğrenmeliyiz. Son zamanlarda bunun üzerine çalışmalara başlasam da şuan için ciddi bir ilerleme kaydedemedim denebilir.
İbranice serüvenimi kısaca özetleyeceksem bu şekilde olurdu. Yani ben tabii ki dualarımın bu kadar hızlı bir şekilde kabul edileceğini bilemezdim. Özellikle Türkiye'nin de ihtiyaçlarına yönelik, dilleri bilen ve bölge uzmanlarının yetişmesi için ve İslam coğrafyasında sorun yaşayan ülkelerin dillerinin öğrenilip, oralara gidilmesi ve onlara sorunu yaşatan ülkelerin üzerine uzun yıllar sürecek (ömür boyu olmalı) araştırmalar yapılması taraftarıyım. Bu kişiler günü geldiğinde faydalı hizmetlerde bulunacaklar ve insanları bilinçlendirme de rol oynayacaklar bence. Tabii herkesi bu kalıba sokamayız. Yani insanlar kendi önceliklerine göre hareket ediyorlar. Ama eğer Kudüs meselesi bizim için önemliyse ve samimiysek İbranice öğrenip, uzun yıllar araştırmalar yapmalıyız.
Bu yazımı okuyan herkese başarılar dilerim. Rabbimin bu konuda benim önümü açmasına da ne kadar şükretsem azdır. Hâlihazırda İbranice dersleri veriyorum ve öğrenmek isteyenler olursa da yardımcı olurum inşaAllah.
Görseller
Bu tarz İbranice yazan her yeri çekiyordum ve daha sonra araştırırım diyordum. Bu kişinin kim olduğunu hiç bilmiyorum ama İbranice en başından beri benim ilgimi çekiyordu.
Bu şekilde çektiğim resimlerden.
Ozan Dur
31.12.2022 / 11:05Çok teşekkür ederim. Allah razı olsun.
Ozan Dur
31.12.2022 / 11:06Birazda nasip işi ama pes etmemek en önemlisi. Allah bizim için hayırlıysa o kapıyı açıyor. Her şeyden önce boş vakit ve istikrarın olması önemli. Sizlere başarılar dilerim. Umarım hedeflerinizi gerçekleştirirsiniz. Bittevfik inşaAllah.
Eda O.
31.12.2022 / 02:48Dil konusunda ben sizin kadar kararlı olamadım maalesef. Ama şunu söyleyebilirim ki doğu dilleri gerçekten hayranlık uyandırıyor. Benim serüvenim Kürtçe ile başladı sonra Farsça ve sonra Arapça. Kürtçe ve Farsça öğrenmedim. Çünkü kaynak bulmayı henüz beceremiyordum. Arapça öğrenmeye yeni başladım. Yazınızda İbranice selamlaşmayı okuduğumda İbraniceye olan önyargımı yıkmam gerektiğini düşündüm. İngilizceye olan soğukluğu aşmam kolay olmadı. Ben Arapça öğrenirken İngilizce kullanıyorum. Bu şekilde İngilizce ile barıştım.
Eda O.
31.12.2022 / 02:28İçerikleriniz çok güzel. Yazılarınızı okuyup Filistinli arkadaşıma aktarmak ve bunlar üzerine onunla konuşmak için sabırsızlanıyorum. Yazılarınız ve YouTube'daki paylaşımlarınız için teşekkürler.