İlim ve Medeniyet

İHSAN FAZLIOĞLU SÖZLERİ

İhsan Fazlıoğlu kitap sözleri ve alıntıları

 

Bir milletin geleceğini belirlemek o milletin geçmişini yani tarihini tanımlamaktan geçer.

İhsan FAZLIOĞLU


Her milletin doğal yeri tarihidir. Bir milletin doğal yerini bulması, o milletin özünün gürleşmesini, özgürleşmesini sağlar.

İhsan FAZLIOĞLU

Unutulmamalıdır ki, tarih yalnızca ibret alınacak değil, aynı zamanda kuvvet alınacak/devşirilecek bir zemindir.

İhsan FAZLIOĞLU

İnsanı eşref-i mahlûkât olarak görmeyen hiçbir siyaset bu topraklarda kalıcı-yer bulamaz.

İhsan FAZLIOĞLU

Kendi hakkında idrâki olmayan kişi, ne kendine ne de tarihine saygı duyar; başka milletlerin kültür ve tarihlerinde yanaşma, sığıntı olarak yaşar.

İhsan FAZLIOĞLU

Gaflet tenbîhle; cehâlet talîmle giderilebilir; ama ihânetin ilacı yoktur; hele sözde-aydın ihanetinin.

İhsan FAZLIOĞLU

Tarih, bir gelecek idrâkidir; bir milletin gelecek idrâkine aktarılan geçmişi o milletin tarihi olur.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir milletin canı, nefsi ve ruhu tarihi olduğuna göre, bir milleti anlamsızlaştırmak da o milletin tarihteki eylemini, eylemlerini anlam-değerden arındırmak demektir.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir milletin askerî-siyasî örgütünü düşmanları, tarihini o milletin aydınları yener.

İhsan FAZLIOĞLU

Gökyüzüne baktığınızda yeryüzünü de fark edersiniz.

İhsan FAZLIOĞLU

Türk milleti kan birliğine değil, can birliğine dayalı bir sürü yani millettir.

İhsan FAZLIOĞLU

Türk milleti çobanını bulduğunda sürü olmaya hazır ve büyük işler yapmaya namzettir. Önemli olan çobanın milletini bulması; çoban köpeğinin milletini korumasıdır. İşte bu nedenlerle biz Türkler koyunluğumuzu geri istiyoruz!

İhsan FAZLIOĞLU

Bir medeniyetin tarih ve medeniyet perspektifinde yoksanız vicdanında da karşılık bulamazsınız.

İhsan FAZLIOĞLU

İdrâki olmayan doğru bilmez; vicdanı olmayan güzel eylemez.

İhsan FAZLIOĞLU

Cahiller yani aklı dolaşıklar, milleti bir hedefe taşımaz, tarih içinde dolandırıp dururlar.

İhsan FAZLIOĞLU

Türk milletini bir hedefe taşımak, Türk tarihini maddî, manevî ve fikrî tüm yönleriyle bilmeyi gerektirir.

İhsan FAZLIOĞLU

Tatmin eden övgü ve sövgü sizin olsun, idrâk veren bilgi bize yeter.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir milletin vicdanı tarihidir.

İhsan FAZLIOĞLU

Milletler tarihte yalnızca maddî soykırıma uğramazlar; manevî ve fikrî soykırıma da uğrarlar. Osmanlı münevveri ile Cumhuriyet aydını Türk milletini manevî ve fikrî soykırıma uğratmaktadır.

İhsan FAZLIOĞLU

Maneviyâtı olmayan toplum vicdansızlaşır; birbiriyle savaşır; fikriyâtı olmayan toplum ise gayesini kaybeder, iddasızlaşır.

İhsan FAZLIOĞLU

Söyleyecek sözü olmayanın hangi dili konuştuğu önemli değildir; özgünlük ne seste ne lafızda ne de unsurdadır; tersine terkiptedir, ifadededir, ilavededir.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir milleti bir kere değil, sürekli yenme hazzını tatmak için o milleti tarihine lanet etmeye alıştırmak yeterlidir.

İhsan FAZLIOĞLU

Tarih, geleceğe ilişkin niyeti olan milletler için anlamlıdır.

İhsan FAZLIOĞLU

Kişi başkalarının yanlışını tespit ederek kendi doğrusunu savunamaz.

İhsan FAZLIOĞLU

Müslümanları sevmeyenler İslâmcılığa sığınırlar.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir milletin tarihi tecrübesini o milletin geçmişiyle karıştıranlar ya sırf geçmişe ya da sırf geleceğe saplanıp kalanlardır.

İhsan FAZLIOĞLU

Unutulmamalıdır ki, bir sürü, bir yığın olmaktan çıkıp millet olmak, kişiye acı gelse de, toplumsal maslahatı kişisel menfaate tercih etmekle başlar.

İhsan FAZLIOĞLU

Amentüsü olan bir kültür emîndir.

İhsan FAZLIOĞLU

Dinini ve dilini kaybeden kültür, vicdanını kaybeder.

İhsan FAZLIOĞLU

Millet ve Devlet olmak kolay değil, İnsan olmak ise en zoru…

İhsan FAZLIOĞLU

Tarihi olmayanın koruyacak hiçbir şeyi yoktur; vatanı bile…

İhsan FAZLIOĞLU

Bir devleti sürdüren bürokratlardır. Devlet politik olarak çökse bile bürokratlar sağlamsa devlet tekrar kurulur.

İhsan FAZLIOĞLU

İslâm’da ilerleme “yenileme” ile olur. Kendini sürekli yenilemiş ve geliştirmiştir.

İhsan FAZLIOĞLU

Yanlış yapmaktan korkan insanlığını yaşayamaz.

İhsan FAZLIOĞLU

Evet! Fark, fark etmekle başlar; ancak her fark ediş, bir fark edenin bir şeyi fark edişidir.

İhsan FAZLIOĞLU

Bilgi kendine kayıtsız kalan kişileri ve toplumları affetmez.

İhsan FAZLIOĞLU

Geçmişi tahrif edilen bir milletin, kültürün ve medeniyetin geleceği de kolaylıkla tahrif, hatta tahrip edilebilir.

İhsan FAZLIOĞLU

Özü olmayanın sözü, sözü olmayanın hakîkati, hakîkati olmayanın siyaseti olmaz. Çünkü siyaset, bir milletin varlık duyuşudur.

İhsan FAZLIOĞLU

Tarihsizliğin en önemli belirtisi, en geniş anlamıyla aldırmazlıktır; sömürgeciliğin istediği de budur.

İhsan FAZLIOĞLU

Çünkü tarih, insanın yaşadığı toprakla kurduğu ilişkinin, girdiği dostluğun, yaptığı kavganın adıdır.

İhsan FAZLIOĞLU


Bir kişinin, bir grubun veya bir sınıfın kendi inşa ettiği genel formu topluma dayatması, aslında topluma, ölçüsünü almadan elbise dikmeye benzer.

İhsan FAZLIOĞLU

Edeb, iyi davranış ile doğru bilginin terkibi olan güzeli eylemek işidir.

İhsan FAZLIOĞLU

Bir kavramın mâhiyetini dikkate alarak verdiğimiz yargılar hakîkî yargılar; dış dünyadaki bireylerini göz önünde bulundurarak verdiğimiz yargılar ise hâricî yargılar adını alır.

İhsan FAZLIOĞLU

Denemek, bir şeyi yapmaya hazır olduğunu kabul etmektir.

İhsan FAZLIOĞLU

Düşünce, terimsiz ve yöntemsiz yapıldığında ise kaçınılmaz olarak, ehil olmayanların, Tolstoy’un deyişiyle “fikir fahişeleri”nin eline düşer.

İhsan FAZLIOĞLU

Övgü insanın duygularını tatmin eder, aklını değil, çünkü akıl ikna olmak ister, tatmin olmak değil.

İhsan FAZLIOĞLU

Akıl belirsizliği ortadan kaldırır; çünkü aklın en önemli özelliği tanımlamaktır; tanım had koymadır, tahdittir, sınırlamadır.

İhsan FAZLIOĞLU

İstikametsiz tüm deyişler/söylemler yalnızca idâre etmek, yani aklı dolaştırmaktır.

İhsan FAZLIOĞLU

Kavramına sahip olunmayan şey görülemez.

İhsan FAZLIOĞLU

Aklını, ilmini ve ibâdetini tatil eden, siyâdetini ve saâdetini de tatil etmek zorunda kalır.

İhsan FAZLIOĞLU

 

Bir kişinin yaşadığı topraklarda yerli mi, yabancı mı, gezgin mi, işgalci mi yahut sömürgeci mi olduğunu öğrenmek istiyorsa mensup olduğu anlam-değer dünyasının o topraklardaki işâretlerine ne kadar âidiyet duyduğuna bir baksın.

İhsan FAZLIOĞLU

Exit mobile version