İlim ve Medeniyet

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI EKONOMİK GELİŞMELER: BRETTON WOODS SİSTEMİ

44 ülkenin, 1944 yılında oluşturduğu Bretton Woods sistemiyle başlayan ekonomide sabit kur uygulaması daha sistemin başındayken çatırdamaya başlıyordu. 2. Dünya savaşının başlaması ülkelerin tasarruflarında ciddi açıklar vermelerine sebep oluyordu. Hükümetler bu dönemde bütçe açıkları veriyorlardı. Zaten bir ülke bütçe açığı veriyorsa muhtemelen cari açık da veriyordur. İşte bu tasarruf eksikliğinden kaynaklanan cari açık ülkelerin ekonomisine büyük zarar veriyor ve oluşturulan sistemin (Bretton Woods) sağlam bir yapıya oturulmadığını gösteriyordu.

Bretton Woods sistemiyle birlikte resmi olarak da üç kurum kurulmuştur. Bunlar;

  1. IMF: Temel iki tane görevi vardı. Birincisi; döviz kurlarının istikrarını sağlamak, ikincisi ise, gereken ülkelere –üye ülkelere- kredi sağlamaktı.
  2. Dünya Bankası: Bu kuruluşunda temel amacı kredi vermekti. Ama IMF ile verilen kredi arasında bir fark vardır. Dünya Bankası’nın verdiği kredi (loan) yani faiz oranı düşük olan krediye denir. Geri ödemesi ise anaparası kadar olur. IMF’nin verdiği kredi ise faiz oranı günden güne veya ülkeden ülkeye değişebilen ödemeleri içerir.
  3. Dünya Ticaret Örgütü: Ülkelerin ticari ilişkilerini geliştirmek amacıyla kurulmuştur.

Bu dönemde yine ticarette dolar kullanılmasının pound kullanılmamasının ana nedenlerinden bir tanesi de İngiltere ekonomisinin zayıf olmasından kaynaklanıyordu. Yine bu dönemde sistem içerisine savaşı kaybettiği için dâhil edilmeyen Japonya’da, kısa süre içerisinde gelişmiş ve bir süre sonra çatırdayan sistemin içerisine dâhil edilmeye çalışılmıştır.

1947 kriziyle birlikte temel sorun baş göstermişti. Avrupa ülkeleri daha baştan ticarette açık vermeye başlamışlardı. Çünkü savaşında verdiği gerekçelerle ithalata bağımlı duruma gelmişlerdi. (Aslında ihracat neredeyse sıfırdaydı) Kısa sürede bunun sürdürülebilir olmadığı ortaya çıktı. 1947 krizi sadece ekonomik değil aynı zamanda politik bir krizdi. Almanya’da sağlam bir hükümetin olmaması, Fransa ve İtalya’da güçlü sendikaların olması ve bu sendikaların grevler yapması, İsrail’in kuruluşu ve Sovyetlerin uydu ülkeleri üzerinde komünist rejimi yaymak istemesi de krizin politik nedenleri arasında sayılabilir.

Krizin hemen sonrasında Amerika’nın kriz sonrası oluşan ekonomiyi düzeltmek için yaptığı bir takım düzenlemeler olmuştur. Bunların en önemlileri (ülkemiz açısından da) Truman Doktrini ve Marshall planıdır. Truman Doktrini; Yunanistan ve Türkiye’ye karşılıksız yapılan yardımları içeriyordu. Çünkü o zamanlar Sovyet (Komünist) tehlikesi vardı ve Amerika bu ülkelerin Sovyetlere yakınlaşma düşüncesinden rahatsızlık duyuyordu. Aktif işgal söz konusu olduğu durumdan Amerika’nın düşüncesi de ‘biz de Batı olarak bu ülkeleri yanımıza çekelim’ oluyordu. Amerika, bu yardımları sadece Türkiye ve Yunanistan’a değil aynı zamanda ekonomisi zor olan diğer gelişmekte olan ülkelere de veriyordu.

Marshall planında ise; Amerika, NATO üzerinden yapılan askeri harcamaları kendisi üstlendi ve    ‘biz Kore’ye savaşa gidiyoruz gelmek isteyen ülke olursa bekleriz’ diye bir nevi gelen ülkelere bulunulacak yardımlar üstü kapalı da olsa bahsedildi.

Bretton Woods sisteminde Amerikan dominantlığı vardı ve Amerika bunun sürdürülebilirliği için elinden geleni yapıyordu. Sistemde amaç likidite (nakit para) idi. Ülkelere ithalatta büyümeleri için büyük fırsatlar sunuyordu ve ithalatta fazlalığa sahip olan ülkelere yine kendi (ABD) döviz kurunu almasını öneriyordu.

Ve 1958’de Amerika’nın açık vermesiyle ve 2. Dünya savaşını kaybeden ülkelerin hızla büyümesi ve gelişmesiyle, Amerika’nın ticaret haddine yakınlaşmaya başlamışlardı. 1960’da ülkeler artık dolar almak yerine altın almaya karar verdiler ve böylece sistem kırılmaya başladı. Amerika sistemi tek başına domine edemeyeceğini anladı ve çoklu bir yönetime geçilmeye karar verildi. 1960’daki altına yönelişi iyi yöneten Amerika, altının sürdürülebilir bir şey olmadığını düşündü ve Avrupa ülkelerini de yanına çekerek 1971’e kadar kendisinin başını çektiği ve sistemin de devamlılığı için ilk defa çoklu bir yönetime geçildi.

YUSUF TANER KILAVUZ

Exit mobile version